Adamın birinin bir çivi fabrikası vardır ve reklam yaptırmak istiyordur. Pazarlamacı bir arkadaşı ile konuşurken arkadaşı:
- "Wilson Çivileri diye bir reklam ayarlayabilirim. Bana bir hafta ver. Sana bir kasetle döneceğim" der. Bir hafta sonra pazarlama uzmanı Wilson'u görmeye gelir. Kaseti videoya koyar ve çalıştırır.
Romalı bir asker, İsa'yı çarmıha çivilemekle meşgul, yüzünü kameraya çevirir ve:
- " 'Wilson Çivileri kullanın, onlar her şeyi taşırlar!" der.
Wilson çılgına döner ve:
- "Senin problemin ne? Bunu asla TV'de göstermezler, sana ikinci bir şans veriyorum, ama kesinlikle Romalılar'ın İsa'yı çarmıha germesi gibi şeyler istemiyorum." diye bağırır.
İkinci hafta pazarlamacı elinde başka bir kasetle gelir. Yine kaseti videoya koyar ve çalıştırır. Bu sefer kamera, Roma'nın dışından merkeze doğru yakınlaşır ve çarmıha gerili İsa'nın önünde durur. Romalı bir asker yukarı bakar ve:
- "Wilson Çivileri... Her şeyi taşır!" der.
Wilson kendini tutar bu sefer ve:
- "Sen beni anlamıyorsun, çarmıhta bir İsa istemiyorum. Sana son şans veriyorum ve bir hafta içinde yayınlanabilecek bir reklamla gelmeni istiyorum." der.
Bir hafta daha geçer. Wilson sabırsızca beklemektedir. Pazarlama uzmanı yeni kasetiyle gelir. Saçları uzamış, çıplak bir adam nefes nefese koşmaktadır. Bir düzine Romalı asker de peşinden kovalamaktadır. Tepenin başına gelirler ve askerlerden biri kameraya döner:
- "Keşke Wilson Çivileri kullansaydık!"