• Home
  • Tüm Kategoriler
  • Popular
  • Komik Resimler
  • En İyi Fıkralar
  • En son şakalar
  • Nasrettin Hoca Fıkraları
  • +18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
  • Asker Fıkraları, Askerlik Fıkraları
  • Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
  • Bakkal Fıkraları
  • Bayburt Fıkraları
  • Bektaşi Fıkraları
  • Belaltı Fıkraları
  • Büyük Fıkraları
  • Cimri Fıkraları
  • Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
  • Çorum Fıkraları
  • Deli Fıkraları
  • Dini Fıkralar
  • Doktor Fıkraları
  • Dursun Fıkraları
  • Duvar Yazıları
  • Elazığ Fıkraları
  • Erkek Fıkraları
  • Erzurum Fıkraları
  • Evlilik Fıkraları
  • Fıkra Gibi Komik Olaylar
  • Fıkralar - Corona (Covid-19)
  • Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
  • İngiliz Alman Türk
  • Ingiliz-alman-turk-fikralari
  • Kadın Erkek Fıkraları
  • Kadın Fıkraları
  • Kamyon Yazıları
  • Kapak Edici Fıkralar
  • Karadeniz Fıkraları
  • Karı Koca Fıkraları
  • Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
  • Kısa Fıkralar
  • Komik Hikayeler
  • Komik Şakalar
  • Komik Sözler
  • Köylü Fıkraları
  • Kurban Fıkraları
  • Mardin Fıkraları
  • Matematik Fıkraları
  • Meslek Fıkraları
  • Mühendis Fıkraları
  • Nam-ı Kemal Fıkraları
  • Öğretmen Fıkralar
  • Okul Fıkraları, Okul Öğrenci
  • Polis Fıkraları
  • Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
  • Ramazan Fıkraları
  • Sarhoş Fıkraları
  • Sarışın Fıkraları
  • Seçim Fıkraları
  • Sekreter Fıkraları
  • Şoför Fıkraları
  • Soğuk Espiriler
  • Spor Fıkraları
  • Tarih Fıkraları
  • Temel Fıkraları
  • Trakya Fıkraları
  • Ünlülerden Fıkralar
Български English Deutsch Español Русский Français Italiano Ελληνικά Македонски Türkçe Українська Português Polski Svenska Nederlands Dansk Norsk Suomi Magyar Româna Čeština Lietuvių Latviešu Hrvatski
My Jokes Edit Profile Logout
  1. En son şakalar
  2. Elazığ Fıkraları

Elazığ Fıkraları

Add a joke En son şakalar En İyi Fıkralar
- Palu’lunun alacağı olan adam, borcunu ödeyemeden ölür. Bizim Palulu alacağını alamadığı için son derece kızgındır. Kızgınlığını belirtmek için her nereye getse ölen adama küfür etmektedir. Duyan arkadaşları Paluluya:
- "Ula gardaşım ayıpdır. Niye küfür edisin? Nasıl olsa gavuşmi." Palulu biraz düşünür ve:
- "Ula siz ölenin arhasından Fatiha ohuyup, elizi yüzüze sürisiz, o gavuşi de, benim ettiğim küfürler niye gavuşmi? demiş...
0
1
4
Kürtün biri, fotoğraf çektirmek için fotoğrafçıya gider. Fotoğrafçı içeri girip hazırlanmasını ister. Bir müddet sonra fotoğrafçı içeri girer ki Kürt soyunmuş, anadan üryan koltukta yatıyor.
0
1
4
- Yeni mezun hoca ilk defa vaaz verecektir. Camiye gider ve vaaza başlar. Konuşmasının bir yerinde “gaile” (derler ki anlamında) diye bir kelime kullanır. Bu sırada cemaatten biri kalkıp yanlış olduğunu söyler. Bunun üzerine hoca ilk söylediğini değiştirir ve “gaele” der. Aynı adam tekrar yanlış olduğunu söyler. Hoca bu kez “gaeile” der. Aynı şahıs tekrar yanlış olduğunu söyler.
Bu bir kaç kez böyle sürüp gider. Sonunda: Hoca itiraz eden adamı çağırır ve adama:
“Bak kardeşim, tamam anladık yanlış. Ama cemaatin içinde ayıp oluyor.” diyerek cebinden bir makara ip çıkarıp, bir ucunu ayağına bağlar, öteki ucunu da adama vererek:
“Bir yanlış söylersem sen ipin ucunu çekersin, bende anlarım ve düzeltirim.”
Hocayla adam anlaşırlar. Adam yerine oturur. Hoca vaaza yeniden başlar, bir süre sonra adam ipi çeker. Öyleki her kelimede ip çekilir.
- Hoca yine dayanamayıp adamı çağırır ve makarasını alıp cebine koyarak dışarı çıkar. Bunun üzerine cemaat hocaya:
“Hocam nereye, daha vaaz bitmedi, hemin daha namaz da kılmadık.” derler.
Hoca ise sitemkar bir şekilde:
“Cemaat kusura bakmayın ipin ucu puştun elinde” der ve camiden ayrılır…
0
0
4

Adamın biri, hastane koridorunda otururken, iri yarı biri, kalın bir sesle buna:
“Merhaba”
Oturan adam:
“Merhaba” diye cevap verir.
İri yarı adam tekrar aynı sesle:
“Yüznumara nerede?”
Adam işaret ederek:
“Solda”
İri yapılı adam ise teşekkür ederek gider. Aradan yarım saat geçer, ama giden adam henüz gelmemiştir. Oturan adam merak eder ve gidip yüz numaraya bakar. İçeriden garip sesler gelmektedir.
“Igh….. Igh…., pırt pırt… ıgh pırt”. Derken iri yarı adam kan ter içinde çıkar. Onun ardından sıska görünüşlü sünepe bir adam yüznumaraya girer. Bir süre sonra yüznumaradan gelen sesler değişmiştir. Senfoni iyice sertleşmiş, az önceki ince sesler gitmiş, yerine:
“Ihh….. Tarrr, tar tar tar.”
Senfoninin değiştiği için adam kendi kendine:
“Eh… Efendim, kar her zaman dağına göre olmazmış.” der.
0
0
4
- Borç yüzünden iki arkadaş mahkemeye düşer. Hakim davacıya sorar.
“Sizin paranızı kim vermiyor.?” Alacaklı işaret ederek:
“O” Hakim borcu olana:
“Niye aldığınız parayı ödemiyorsunuz?”
Borçlu alacaklıyı tanımadığını ifade eder. Duruma çok bozulan alacaklı, hakaeretin bu kadarına dayanamayacağına belirttikten sonra:
“Hakim beg, şimdi bu beni tanimi, ele mi? Madem ele ben onu heç tanimim.” Der ve dava kapanır…
0
0
4
Köylünün biri doktora gider. Birikmiş parasıyla muayene olur. Sonuç; tüberkülozdur.
Doktor:
“Siz çok hastasınız, ciğerleriniz çürümüş. Kesin, tedavi olmalısınız. Size ilaç yazacağım, alabilir misiniz?”
Hasta:
“Yok.”
Deyince, doktor ilaçları kendi dolabından verir ve:
“Ama yiyeceklerine de dikkat edeceksin,”
Hasta:
“Nasıl?”
Doktor:
“Her sabah aç karnına bal yiyeceksin. Bulabilirsen arada bir de etli yemek ye”
Hasta doktora teşekkür eder ve gider. Ama düşünceler almıştır:
“İlacı hallettik, ama bu bal işi zor… Çok pahalı.” diye düşünürken pazara gelir. Pazarda bal sатаn birinin yanında durur. Çekingen bir tavırla balın önünde durur! İşaret parmağını bala dokundurarak ağzına götürür. Sonra da bal sатаn adama sorar:
“Bu ne mi?”
Satıcı kızgın bir tavırla:
“Bal, bal..! Ne, ne demek?”
Hasta sakin bir tavırla:
“Hı..”
Hasta bu sefer iki parmağıyla daha derine daldırıp, yalanır. Ve yine sorar:
“Bal mı, ne mi?”
Satıcı:
“Bal yav, bal işte. Alacaksan al,”
Bizim hasta bu kez avucunu bala daldırıp, iyice bir yalandıktan sonra satıcıya sorar:
“Kaça mı?”
Satıcının artık sabrı kalmamıştır:
“Yav alacaksan al. Almisen giт işen. Zaten, Bu bal mı, bu ne mi, kaça mı? dedin, yarısını yedin. Cehennem ol giт, hayvan herif.”
Satıcı bu lafları sayarken bizim hasta baldan bugünkü nasibini aldığı için arkasına bakmadan kaçıp gider.
0
0
4
Elazığlının biri, eli sol yanağında gözleri kızarmış ve konuşması zorla anlaşılacak bir tarzda eczacının birine:
“Yav dişim çoh fena, dohtora gettim ilaç vermedi. Hele buna bi bah da ilaç ver… Yav dohtor beni gapiya atti bili misin?
Eczacı şaşırarak:
“Yav geçmiş olsun, hakikaten durumunuz iyi degil. Ne oldu, doktor size niye reçete yazmadı?”
Adam eczacıdan yüz bulunca:
“Yav abe densüzlük işte. Ben dohtor bege dedim ki “Ben seni hatirlim. Sen Kinederiçli del misin? Ananla baban eşege çüt binerdi ha.” Dohtor nasıl yumruğu vurdusa patlattı. Ben de elece buraya geldim.”
Adam densizliğinin cezası olarak on beş gün diş ağrısı çeker.
0
0
4
Harput’ta, beyler selamlık dediğimiz bir yerde oturur, uzun kış gecelerinde kahve içip sohbetlerde bulunarak soğuk geceleri sıcak ederlerdi.
Gene böyle bir günde, aniden kapı çalınır, içeriye yaşlı, eli ayağı soğuktan donmuş birisi girer. Hemen mangalın yanına gelir ve üşümüşlüğün vermiş olduğu bir düşüncesizlikle, mangalın üzerine üfler. Mangaldan yükselen küller, beyleri küle boğar.
Mangalın küllerini yiyen beylerden biri, nazik ve beyliğin vermiş olduğu bir heybetle:
“Dayı sorması ayıp sen nerelisin?” Yaptığı ayıbın farkında olan yaşlı adam:
“Bey bey, dayı ayı olduktan sonra nereli olduğu ne lazım.” der ve kendisini affettirir.
0
0
4
İki köylü temizlik konusunda sohbete başlar. Derken sıra birbirlerinin temizliğine gelir.
Biri:
“Ben daha temizim”
Diğeri ise:
“Ben daha da temizim” diye itiraz eder.
Münakaşa devam ederken, yaşlı amcanın kendilerine yaklaştığını fark ederler ve ona sormaya karar verirler:
“Amca sen daha iyi bilirsin. Bizim hangimiz daha temiziz.”
Yaşli adam sorar:
“Oğlum senin adın ne?”
“Mehme Ali”
“Peki ya senin adın ne?”
“Yussuf”
“Oğlum Mehmet Ali sen senede kaç kere yıhanisin”
Mehmet Ali eliyle işaret ederek:
“Valla amca tam iki defa”
Bunu duyan Yusuf’un gözleri fal taşı gibi açılır:
“Ya Mehme Ali senede iki defa heç olur. Ben iki senede bi defa yıhanim, niye sen su guşusun nesin” der.
0
0
4
İki kardeş, yeni gelen valiyi yemeğe davet ederler. Vali gelir, sofra kurulur ve yemekler yenmeye başlanır.
Valinin bir tarafında küçük kardeş, diğer tarafında da büyük kardeş oturmaktadır. Vali ortada çok küçük görünür. Büyük kardeş ortaya gelen kuzunun bir budunu koparıp alır. Sonra küçük kardeş de diğer budunu koparır. Vali ise budun ucundan küçük bir parça koparıp yavaş yavaş kemirmeğe başlar. Valinin durumunu fark eden küçük kardeş:
“Yav vali efendi, o ne öyle şey kadar parçayi almışsın, evirip çevirisin. Bizim gibi yapsana” der.
Vali herkesin içinde kıpkırmızı olur. Bu arada büyük kardeş olayın farkına varır ve kardeşine çıkışır, durumu düzeltmeye çalışarak:
“Oğlum itoğlit, hadi vali bi bok yedi. Yani onu yüzüne mi vurmak lazım. Kalk kaybol gözümün önünden” der.
0
0
4

Privacy and Policy Contact Us