En İyi Fıkralar

Bir gün Ali, öğretmeni Ayşe Hanım'a giderek dersten sonra kendisiyle görüşmek istediğini söyledi. Öğretmen kabul etti ve sordu:
- Sorun nedir Ali?
- Ben bu sınıfın düzeyine göre fazla zekiyim. Bir üst sınıfa geçmek istiyorum.
İstek konusunda bilgi verilen müdür, Ali'ye bunun için bir testten geçmeyi isteyip istemediğini sordu. Ali tereddütsüz kabul etti ve test başladı.
- Söyle bakalım ali: 3x4?
- On iki.
- Peki 6x6?
- Otuz altı müdür bey.
- Japonya'nın başkenti?
- Tokyo.
Ve test bir saat sürdü, Ali hiç hata yapmadı. Test sonunda Ali'nin öğretmeni de soru sormak istedi. Ali ve müdür bu isteği kabul ettiler. Öğretmen sorulara başladı:
- İneklerde dört tane, bende iki tane olan nedir?
- Bacaklar öğretmenim!
- Doğru! peki; senin pantolonunun içinde olup, benim pantolonumun içinde olmayan nedir?
Müdür bu soruya çok şaşırdı.
- Cepler öğretmenim.
- Kadınların tüylerinin en kıvırcık olduğu yer neresidir?
Velet tereddütsüz yanıt verdi:
- Afrika'dır öğretmenim.
- Yumuşak olup, kadınların ellerinde sertleşen nedir?
Müdür gözleri fal taşı gibi açılmış tam konuşacakken ali yanıtladı:
- Tırnak cilası.
- Peki. bekâr bir kadına göre evli kadında daha geniş olan nedir?
Müdür kulaklarına inanamıyordu.
- Yatak öğretmenim.
- Kadın vücudunda en nemli оrgаn hangisidir?
- Dil öğretmenim.
Nefes nefese kalan müdür, testi bitirmeye karar verdi ve şöyle dedi:
"Değil bir üst sınıfa, ben bunu doğrudan üniversiteye göndereceğim. Çünkü ben bütün sorulara yanlış cevap verdim!"
85 yaşından da bir adam doğum hanenin kapısında beklemektedir.
Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:
Doktor- “içeride doğum yapan bayan yakınınız mı?”
Adam- “Evet,eşim.”
Doktor- “Ama bayan 25 yaşlarında…”
Adam- “Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?”
Doktor- “Yoo,…… aklıma benim dedem geldi de.”
Adam- “Nesi varmış dedenizin?”
Doktor- “Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı.
Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı.
Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye.
Kendisi Israr etti ve hazırlandı.
E, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline.
Ben de kendisiyle gittim.
Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük.
Dedim ya, dedem yaşlı.
Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti.
Geyik o anda vurulup yere düştü…
“Adam- “Olur mu, başkası vurmuştur onu.”
Doktor- “Ben de onu demeye çalışıyorum işte .. Başkası vurmuştur”