Hoca öğrencilere:
- "Pazar günü saat 2'de sınav yapacağım herkes okulda olacak." der.
Öğrenciler:
- "Ya hocam olur mu hiç zaten bir pazarımız var onu da siz yemeyin." derler.
Ama nafile hoca hiçbirini dinlemez ve ekler:
- "Gelmeyen sınıfta kalır."
Pazar günü gelir çatar. Saat 2 kimsecikler yok, 2 dakika sonra bir öğrenci içeri girer:
- "Hocam geç mi kaldım?" der.
Hoca:
- "Oğlum ne oldu, niye geç kaldın?" diye sorunca da:
- "Hocam malumunuz günlerden pazar, kızla buluştum. Tam biz işi koyultmuşuz ki, pat kızın babası gelmez mi? Konuştuk, konuştuk, babası bizim ciddi olduğumuzu anlayınca yatıştı. Sonra ben bir baktım geç kalıyorum, kızın babası hemen arabanın anahtarını verdi. Bende atladım arabaya geliyorum, tak yarı yolda araba bozuldu. Baktım ki oradaki bir adam at kiralıyor, hemen kiraladım. Tam okulun köşesine geldim at öldü, ben de atı orada bıraktım geldim."
Hoca öğrencinin anlattıklarına pek inanmaz ama:
- "Geç yerine otur" der.
O yerine otururken bir öğrenci daha gelir.
Hoca ona da:
- "Nerede kaldın?" diye sorar.
Bu öğrenci de ilk öğrencinin anlattığının aynısını anlatır.
Hoca bu öğrenciye de:
- "Geç otur" der ve bu aynı şekilde 19. öğrenciye kadar sürer. Son olarak bir öğrenci daha soluk soluğa içeri girer.
Bu kez hoca:
- "Dur nereden geldiğini ben anlatayım" der.
- "Malum günlerden pazar kızla buluştun."
- "Evet hocam."
- "Kızın babası sizi yakaladı, ama ciddi olduğunuzu görünce affetti."
- "Evet hocam."
- "Sonra okula geç kalınca da arabasının anahtarını sana verdi, sen de geç kalmamak için gaza bastın ama araba bozuldu."
- "Hayır hocam."
- "Hayır mı?"
- "Hayır, bundan sonrasını ben anlatayım. Bastım gaza tam okulun köşesine geldim, bir de ne göreyim bir at ölüsü, bir at ölüsü."