Kendisini dünyanın en şanssızlarından biri olarak görüyordu. Ne zaman bir kızı sevse ya da bir kız onu sevse her zaman bir talihsizlik olur ve o ilişki hiçbir zaman olmazdı. Her zaman "Neden ben?" diye kendine sorar cevabını ise asla bulamazdı. Yaş 21 olmuştu ama bütün maceraları başlamadan hüzünle bitmişti ve tek bir kızla bile çıkİmamıştı. Vardı bir terslik ama neydi bilemiyordu. Sorun kendisindemiydi ; kendisine göre değildi.
Yakışıklıydı bir kere esprili bir yapısı da vardı, kızlarla iletişimi de iyiydi ama ne zaman ki onlara duygusal anlamda yaklaşsa hep bir şeyler ters gidiyordu. Olmuyordu açıkçası. Ne zaman ki kızlar ona açılsa bu sefer de heyecandan ne yapacağını bilemiyordu afağlıyordu. Bunun sonucunda da gene olmuyordu yani. Gene bir kızı sevmişti. Bu sefer açılacaktı kıza. Ne olursa olsun açılacaktı. Kendisi açılamazsa bile başkasını araya koyup açılacaktı. Bu kızı gerçekten seviyordu. Aşık olmuştu kendince. Aşık olduğuna kesin karar vermişti. O kızı ne zaman görse heyecandan elleri titriyor, kalp atışları hızlanıyordu. Ne zaman ki onunla konuşsa konuşmakta zorlanıyor hatta bazen kekelediği bile oluyordu. Evet gerçekten aşıktı bu kıza. İlk defa gerçekten aşık olmuştu bir kıza. Kızın ahım şahım bir güzelliği yoktu. Kahve gözlü, siyah saçlı normal bir kızdı işte. Nedense ona aşık olmuştu. Sanırım kızın konuşmasından etkilenmişti ya da hareketlerinden ya da her ikisinden.
İlk defa bir kızın onu sevdiğini hissediyordu. Kesin kız onu sevdiğini şöylemiyordu ona. Bu yüzden kendisinin söylemesi görekiyordu. Bir şekilde söylemeliydi ama nasıl. Kızın adı Yeşim'di bu arada. aynı sürücü kursuna gidiyorlardı. Orada tanışmışlardı zaten. Orada aşık olmuştu kıza ve orada ilan edecekti aşkını kıza ve o gün bugündü. söyleyecekti kıza kurs çıkışı aşkını. Kıza kurs bitiminde özel bir şeyler konuşmak istediğini söyledi kız da kabul etti. Daha da heyecanlanmıştı şimdi.
Nasıl söyleyecekti acaba. Bu duruma kadar gelmişti ama bitirebilecek miydi? Yoksa evvelden olduğu gibi kötü mü biçecekti? Bütün bu düşünceleri attı kafasından, rahatlatmalıydı kafasını temizlemeliydi düşüncelerden sadece kıza odaklanmalıydı ona olan aşkına. Kurs bitmişti.
Kız ona "Bana anlatacağın önemli şey nedir?" diye sorduğunda heyecandan dilini yutacaktı. Konuşmaya başladı. - Ben şey. - Evet sen. - Yani nasıl diyeceğim bilemiyorum. - Neyi diyeceksin ki? - Kızabilirsin ama. - söyleyeceğin şeyi çabuk söyleyebilir misin acelem var çıİmam görekiyor.
- Sen ve ben. - Evet. - . - Ben çıkıyorum söyleyeceğin şeyi daha sonra söylersin. Görüşmek üzere iyi akşamlar. - İyi akşamlar. Gene olmuştu işte dili tutulmuştu. Gerçekten de dünyanın en şanssızlarından birisiydi. Aşkını söyleyememişti işte kıza. Ama kesin söyleyecekti kıza ama kesinlikle kendisi değil başkasının aracılığıyla söyleyecekti. Çünkü kendisi şöylese gene bağıracaktı işi biliyordu. Sonra sevdiği kız Yeşim'in annesinin kuaförünün yardımısı olduğu aklına geldi. Tabi ya o yüzden başlamışlardı kursa indirim yapılır diye. En iyisi annesini araya katmaktı başka çaresi yoktu. 21 yaşında olmasına rğmenşöyle bir şey yapmanın utancını falan hiçe saydı. Bütün bahtsızlığını üstünden atmanın vakti gelmişti. Anneşöyle konuştu açtı derdini konuştukça konuştu.
Annesi kabul etti tabi. Oğlu bir kız sevmişti ve ona açılamıyordu.
Oğluna yardım etmek onun en doğal hakkıydı. Annesi oğlu için gitti kuaföre kızla konuştu. Kız annesine "Keşke benimle yüz yüze konuşsaydı"
Demişti ama kabul de emişti. Annesine yarın oğlunu arayacağını ve onunla o gün buluşacağını söyledi. Annesi oğluna bunu söylediğinde Murat'ın ne kadar sevindiğini annesine nasıl sarıldığını anlatmak kelimlerle ifade edilemez. O günü sabırsızlıkla bekledi. Bir gündü ama sanki yıllar geçmiş gibi gelmişti ona. O gün kızın aramasını bekledi. Saatler ilerliyordu ama kız aramıyordu. Artık ne yapacağını bilemez duruma gelmişti Murat. Kızın işyerini bile aramak ancak akşam 8:00 gibi aklına geldi. Kızın işyerini aradı aranın sahibi kızın o gün işyerine gelmediğini söyledi hatta kızın evini aramışlar evdökülür de kızın işyerine gittiğini söylemişlerdi. Murat şok üstüne şok yaşıyordu. Ne olmuştu anlayİmamıştı. Bütün bunlar bir kabus olmalıydı. Nerede hata yapmıştı bütün bu olanlar ne demekti bilemiyordu. O gün sabaha kadar yatamamıştı. Sabah olmuştu ve Murat o günü gezmekle geçirmeye karar vermişti. böylelikle bütün olanları unutabileceğini umuyordu. İşe de yaramıştı biraz da olsa. Öğleden sonra cep telefonu çaldı. Arayan annesiydi. - oğlum hani senin çıkmak istediğin kız var ya hani dün çıkacaktın. - Evet anne. - O kız başkasına kaçmış - Pekala anne görüşürüz. Sesi çıkmıyordu sadece düşünüyordu. Düşündüğü şey ise gerçekten de dünyanın en şanssızlarından biri oluşuydu.