Sevdalar ve Aşk Her gün bir bardak çay içmek için oturduğum o güzel parkta bir hafta önce tanistigim ve çok güzel sohbetler ettigimiz Yaşlı adamla yine birlikte günesli piril piril bir havada, yemyesil çimenler, Ağaçlar, Rengarenk çiçekler ve kus sesleri içinde çaylarimizi yudumlayip sohbet ederken bizi bu güzel ortamin büyüsünden uzaklastaran bir sesle sohbetimiz bölündü. -"Merhaba baba, nasılsin?"
- "Tesekkürler kizim, sen nasılsin?, bizde sohbet ediyorduk, bak seni arkadaşımla Tanıştırayım. "
Daha sözü bitmeden kiz elini uzatarak o simsicak gülebilen gözleri, tebessüm dolu dudaklari, nese dolu seşöyle -"Merhaba ben ASLIHAN"Onu ilk gördüğüm anda beynimde simsekler çakmis, gözlerim birer Volkan krateri gibi şiddetli patlamalarla sarsilmis, bedenimin her zerresi isteri krizine tutulmus gibi titremeye baslamisti, etrafimizi saran güzellikler ve güzel sohbetimiz uçup gitmis, sanki bir çölün ortasinda serap gören biri gibi olmustum, elini sikmak ve selamlamak için ayaga kalkmaya çalıştigimda sendeledim, ayakta zor durarak normalde çok akici konusabilen ben kekeleyerek -"Merhaba ben ADNAN" diyebildim. Elini Tuttuğumda ise bu sözleri elini tutmadan önce söyleyebilmis olduğuma sevindim, çünkü vücudunun elektrigi bedenimi sarmis ve ben ben olmaktan çikmistim. Bir rüya görür gibiydim o babasına -"Bir haftadir evde anlattigin kişi degil mi, hani sohbetini çok sevdigini ve her gün onunla bulusmak istedigin kişi bu degil mi?"Bana dönerek -"Sizi kiskanmaya baslamistik, babam hep sizden bahsediyor, ona anlattiklarınızi bize anlatiyor ne güzel sözler buluyorsunuz. Sanki sizi bizden çok seviyor diye düsünmeye hatta kiskanmaya baslamistik. "Tekrar babasına döndü -"Bu gün yapacak bir isim yoktu seni görmeye geldim, birazda arkadaşıni merak ettim bahane ile tanismak istedim. "Sözler fazla sürmedi kısa bir süre oturduktan sonra müsade isteyip gitti, gitti ama ruhumuda beraberinde götürdü. Ben artik iki kisiyim bedenim her yerde olabiçecek ama ruhum hep onunla kalacakti. Neydi beni ona baglayan, düsündüm durdum zaten tüm düsüncelerim onunla dolmustu, onun gülen gözleri, tebessüm eden dudaklari, kivir kivir dalga dalga saçlari, nese dolu sözleri hiç aklimdan çikmiyordu. Onunla birlikte oturmak, ellerini ellerime alip, gözlerinin içine bağırak ona gözlerimle anlatmak istiyordum kalbimdökülüri. Içimi kaplayan heyecan firtinasindan biraz olsun siyrilip gerçek dünyama döndügümde her gün zehir içer?ibi yasadigim monoton hayatim beni kahretmeye baslamisti. O ana kadar geçen günlerim aylarim yillarim heba olmuslardi. Ben insanlari dogar büyür is sahibi olur evlenir çocuklari olur belki torunlari bile olur diye bilirdim.
Sevdaları asklari okumustum ama hiç yasİmamistim. Asklardan sevdalardan uzak sıradan hayatim birden değişti, renklendi, neselendi, galiba ben asik olmustum. Tekrar kendime baktim; Hayır olamaz şöyle bir şeye hakkim yok şöyle güzel duygulara kapılmaya, ben evliyim, çocuklarim var, sonra bu kiz bir arkadaşımin kizi, duygularimi bilseler bana ne derler, çevremdeki insanlar, akrabalarım, dostlarim neler söylerler, esim çocuklarim ne der diye düsünürken ben ben olmaktan çikmistim. Çok farklı daaranislar sergileyen biri olmustum. Bir tarafta hayatimizin gerçekleri, bir tarafta duygularim hislerim kalmışti. Kararsiz geçen günlerin birinde yine arkadaşımla aynı yerde oturmus sohbet ederken bana -"Sende bir haller var, eskisi gibi degilsin, durgunsun, kelimeler agzinda dügümleniyor, sanki büyük bir siri yasiyorsun sirlar karli daglarin tepelerinden atilan bir kartopu gibi her geçen gün büyürler ve içimize sigmaz oldukçarinda patlarlar, anlatacak bir arkadasa ihtiyacın varsa ben seni dinlemeye hazirim, senin için yapabilecegim bir şey varsa şöyle yapayim" dedi. Birden -"Kizin" diyecektim kelime agzimda dügümlendi. -"Kizma ama bunu kimseye anlatamam içimde bir sir var ve bu sir bir gün benimle birlikte gömülecek. " dedim. -"Seni hülyalara dalduran seni kendinden geçiren başka dünyalara götüren sir gibi bir sirra sahip olmak isterdim" dedi. -"Kimi insan vardir kendinden geçmek ve anlatamadiklarını unutmak için içer?arhos olur sizar, kimi insan vardir anlatamadiklarını resim yapar çizer, kimi insan vardir anlatmak istediklerini siir yapar yazar, kimi insan ise zaten kendinden geçmistir düsledigi an sizar, uyandigi an kalemi olmadan siirini kalbine yazar, firçasi olmadan resmini yapar görebildigi her yere. "
- "Sevdalar asklar hayatimiza renk katan, heyecan veren, Yaşama sevincimizi yücelten ve bize biz olduğumuzu ifade eden en güzel söylerdir. Sende sevdalan, askla saril görebildigin, koklayabildigin, duyabildigin, tadabildigin, temas edebildigin her güzel seye. "Lafimin arasina girdi ve -"Nerde o günler benden geçti asklar sevdalar" dedi. Konuyu biraz dagitmaliydim sözlerime devam ettim. -"Önünde duran çay bardagini ince belinden sikica kavra, gözlerini iyice aç ve gör rengini, demini, bununa götür kokla iyice çek nefesini içine tüm hücrelerin duysun o güzel kokuyu, şimdi gözlerini kapa ve dudaklarına götür bardagi, dudaklarindaki sicakligi hisset, bir yudum iç ve dilindeki lezzeti düsün, artik şöyle çaya güzelligini, şöyle onu sevdigini ve dinle yüreginle dinle çayin sana verdiği cevabı, mutlaka duyacaksın çünkü hiç bir sevgi sözü cevapsiz kalmaz kulaklarını aç ve dinle duydugun an bil ki yasiyorsun sevdaları aski. " günler aylar hatta yillar şöyle geçti, içimdeki sevda ve ask beni eritiyordu, itiraf edememenin büyüttügü sirrim artik zaptedilmez hale geldi. şimdi ben bir başka sehirde yasiyorum. fakat hala ruhum onunla birlikte ve bana dönmüyor. Bir zamanlar yaptigim bir hatanin cezasıni yillardir çekiyorum ve hala çekmeye devam ediyorum. Son günlerde bende bir şeyler değişmeye basladi. Kendimi affetmeyi ögrenmeliyim diyorum. Yillar önce yaptigim o hatadan dolayi kendimi affedip bir sans daha tanimaliyim. Belkide hatada ısrar etmek yanlisti ve ben bu yanlisla yillarimi geçirdim. Artik kararliyim hatami affedip kendime bir sans daha taniyacagim. Iste o gün içimi dolduran sirrimi disa vurup anlatacagim ve sana haykiracagim "SENI SEVIYORUM " diye.