Uzak doğuya yapılan bir gemi seyahatinde Gemi de 1 nci günün akşamı Kaptan kendisine ayrılan bölümde yolcularla birlikte yemek yemektedir. Kaptanın gözü yalnız yemek yiyen çok güzel sarışın orta boylu mavi gözlü bir bayana takılır hemen kendi servisini sarışın bayanın masasına kaydırtır, bayana elini uzatarak tokalaşır ve kendini tanıtır.
Kaptan sarışın bayanla sohbete dalar ve kendi özeliklerini bir bir sıralar, ilerleyen saatlerde de Sarışın bayana evlenme teklif eder ama bayan red eder.
Kaptanın Seyir Defteri 1 nci gün;
Sarışın bayana evlenme teklif ettim ama ismini bile bilmediğim aşık olduğum bayan teklifimi ret etti.
Kaptanın Seyir Defteri 2 nci gün;
Sarışın bayanı Rulet masasında oyun oynarken yakaladım. Viski ısmarladım arkasından güverteye çıktık ne kadar ciddi olduğumu söyledim tekrar evlenme teklifinde bulundum yine red yanıtını aldım çok üzüldüm.
Kaptanın Seyir Defteri 3 ncü gün;
Sarışın bayanı geminin yüzme havuzunun yanında güneşlenirken yakaladım, çok heyecanlandım ve vakit geçirmeden teklifimi yineledim ama tekrar red edildim.
Kaptanın Seyir Defteri 4 ncü gün;
Sarışın bayanın isteği doğrultusunda yaşlı iki çifte ve engelli iki çocuğu geminin lobisinde beraber çeşitli hediyeler vererek gecemizi onlarla geçirdik bu arada evlenme teklifini yineledim. Yine Red edildim.
Kaptanın Seyir Defteri 5 nci gün;
Sarışın bayanı kaptan köşküne çağırdım benimle ya evlenirsin yada bu gemiyi 350 yolcusu ve 75 mürettebatı ile birlikte batırırım sana 1 gün müddet diye tehdit ettim. Sarışın bayan düşüneyim dedi ve gitti.
Kaptanın Seyir Defteri 6 ncı gün;
Oh be! 425 kişinin hayatı kurtuldu.
Fırına geldiğimde ortalıkta ekmek görünmüyordu. Eski bir dostum olan fırıncı, "Biraz bekleyeceksin hocam, " dedi. "İki - üç dakikaya kadar çıkartıyorum. "Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken, içeriye yaşlıca bir adamın girdiğini gördüm. Eskimiş ceketinin sol yakası altında bir madalya parıldıyor ve yürürken hafifçe topatlıyordu. Selam verdikten sonra, fırıncının tezgahına yaklaşarak, "
Ekmeklerimi alayım, " dedi. "Benim ikizler acıkmıştır. "Fırıncı, adamın kendesine uzattığı torbayı alarak tezgahın altına eğildi ve bir gün öncesine ait olduğu anlaşılan ekmeklerden dört - beş tane çıkardı. Ben o arada oturması için kendi yerimi o adama vermiş, tezgahın yanına iyice yaklaşmıştım. Ekmeklerden birkaç tanesinin şekli değişmiş, katılaşmış, taş gibi olmuştu. Fısıltı şeklinde fırıncıya sordum. Neden taze ekmeği beklemesini şöylemiyorsun? Biraz sonra çıkacak ya!. "Bayat ekmekleri kendisi istiyor. " dedi fırıncı. "Çok fakir olduğundan, ona yarı fiyatını veriyorum. "
"Kim bu adam?" diye sordum. "Kore gazilerinden "
Dedi. "Oğluyla gelini bir trafik kazasında vefat edince, ikiz torunlarını yanına almıştı. Yıllardır onlara bakıyor, hemde çok az bir maaşla. "Fırıncının anlattıkları karşısında içimin yandığını hissediyor ve ufakda olsa bir şeyler yapmak istiyordum. "Aradaki farkı ben vereyim, " dedim. " Hiç olmazsa bugün taze ekmek yesinler. "Fırıncı, teklifimi kabul etti ve biraz sonra da, fırından yeni çıkar taze ekmekleri adamın torbasına doldururken şekli bozuk, bayat ekmekleri de tezgahın altına koydu. "Çok şanslısın hacı amca, " dedi. Çocuklar için sana bugün pasta gibi ekmek vereceğim. "Yaşlı adam, bir evlat sevgişöyle kucakladığı torbayı göğsüne bastırırken. "Allah, senden razı olsun evladım" dedi.
"Bugün onların doğum günü olduğunu nereden biliyordun?"