Kadının biri bir petshop a gider ve "bir papağan almak istiyorum"
Der. Mehmet ismindeki petshop sahibi.
- "Hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım" fakat bir papağan sahibi olmak isteyen kadın.
- " Hayır almak istiyorum" der ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde'hoşgeldin . Rospu' diyerek karşılar.
Buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür.
Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni hoşgeldin . Rospu diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum.
Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum. Fakat o anda paraya ihtiyacı olan Mehmet bey hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın... Kadın inanmayarak da olsa tamam der ve gider. Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır. Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde diye sorar papağana.
- "Hoşgeldin . Rospu diycem." der. Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar. Papağan yine aynı yanıtı verir.
Bir olur , iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz.
- "Hoşgeldiniz hanımefendi diycem" der. Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar. Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin?
- "Hoşgeldiniz hanımefendi" diyeceğim der papağan.
Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder. Peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?
- " Hoşgeldiniz hanımefendiler" diyeceğim peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?
- "Hoşgeldiniz beyfendi" diycem. peki yanımda 2-3 erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin? Papağan biraz duraksar ve cevap verir :
- "Oğlum Mehmet suyu kaynat bu karı harbi . Rospu!!!"

Adamın biri bir papağan almak ister ve bir petshopa gider. Gözüne bir papağan kestirir ve bu papağanın fiyatını sorar.
- Affedersiniz, bu papağan kaç para?
- 100 bin - Allah Allah! Niye bu kadar pahalı?
- Bu papağan İngilizce biliyor efendim.
Diye yanıtlar satıcı. Adam papağanın yanındaki bir başka papağanın fiyatını sorar. Satıcı;
- 200 bin - Peki bu niye diğerinden daha pahalı?
- Bu papağan iki dil biliyor efendim, o yüzden biraz daha pahalı.
Adam başka bir papağanın fiyatını sorar. Satıcı;
- Bu papağan 500 bin - Peki bu niye diğerlerinden daha pahalı?
- Bu papağan beş dil biliyor ve dört işlem biliyor efendim.
Adam en köşede duran cılız ve bakımsız papağanın fiyatını sorar. Satıcı..
- Bu papağan 1 milyon değerinde, deyince müşteri şaşkınlıkla sorar;
- Peki bu papağanın ne özelliği var ki?
- Bilmiyorum efendim, ama hepsi buna müdürüm diye hitap ediyorlar...
Titaniğin salonlarından birinde her akşam bir sihirbaz gösteri yapıyormuş.
Adam gerçekten çok ustaymış ama bir sorunu varmış. Salonun bir köşesinde bulunan papağan, tam ne sihirdir ne keramet noktasına gelindiğinde sihirbazın hilelerini açıklıyormuş.'Kartı gömleğinin yeninden içeri attı!' diyormuş örneğin. Ya da:
'O şapkanın içinde tavşan var.' diye haykırıyormuş çirkin sesiyle. Sihirbaz fena halde kızıyormuş bu papağana. Ama papağan kaptanın papağanı olduğundan bir şey yapamıyormuş. Derken Titanik buzdağına çarpıp batmış, sihirbaz gemiden kopan bir kapının üzerine çıkarak kurtulmuş. Ertesi sabah bir de ne görsün: Papağan da aynı kapının üzerinde sessizce durmuyor mu! Üç gün üç gece o kapının üzerinde öylece bakışmışlar. Ne sihirbaz bir şey söylemiş ne de papağan. Ama en sonunda papağan olmuş konuşan:
'Tamam, pes, gemiye ne yaptığını anlayamadım!'