Bir mühendis ölmüş ve büyük bir yanlışlık sonucunda cehenneme atılmış. Cehennemin konforundan hoşnut kalmayan mühendis bir takım iyileştirmeler yapmaya başlamış. Kısa bir süre sonra cehennem ,klimalıodaları,otomatik tuvaletleri,asansörleri,içecek otomatları ve diğer lüksleri ile bayağı rahat bir yer haline gelmiş. Bu arada mühendisin de iyice tanınıp sevildiğini söylemeye gerek yok.
Derken günün birinde cennet meleği,şeytanı aramış:
- Selam,cehennemde işler nasıl gidiyor? neler yapıyorsunuz?
Şeytan,memnun mesut gülümsemiş;
- Ohoo... Biz burada çok iyiyiz. Bir mühendis düştü buraya ki sorma gitsin. İnanılmaz lüks ve konforlu bir yer yaptı bizim orayı. Bir görsen,tuvaletlerimiz otomatik,kola makinemiz bile war.
Melek şaşırır;
- Nee! Mühendis mi dedin? O adamın burada olması lazımdı. Çabuk onu buraya gönderin!
Şeytan:Mümkünü yok! Kadromda bir mühendisin olmasından çok memnunum ve onu burada tutacağım!Diye çıkışmış.
Cennet meleği sinirle bağırmış:
Onu çabuk buraya gönder,yoksaseni dava ederim!
Şeytan katıla katıla gülerken şunları söylemiş:
Yok yaa!Nasıl yapıcaksın bunu? Bütün avukatlar bizim tarafta!..
Halis öztürk, 1950'de Doğu'dan DP listesinde milletvekili olmuştu. Adı kimliğinde Halis Öztürk diye yazılıydı, ama herkes onu Halis Ağa diye çağırırdı. Halis Ağa dediniz mi Doğu da kuzeyden güneye değin, herkes tanırdı. Gençliğinde eşkiyalık ettiği, yol kestiği söylenirdi. Günahı söyleyenlerin boynuna. Halis Ağa 1950'den 1960'a değin on yıl hiç sektirmeden milletvekili olmuştu.
Derken 1960 Askeri harekatı onu milletvekili olarak bulmuş, yassıada'ya tıkmıştı. Halis Ağayı anayasayı tağyir, tebdil diye bilinen ünlü maddeden mahkemeye vermişlerdi. Yargıç soruyordu :
" Halis Öztürk' müsünüz ? "
" Evet efendim. "
" Söyle bakalım sen Anayasayı tebdil ve tağyir etmişsin ? "
" Neyi ne etmiştim ? "
" Anayasayı çiğnemişsin. "
" Vallahi çiğnemedim. "
" Çiğnemişsin. "
" Vallahi hakim bey , de ki İncil'i çiğnemişim, Tevrat'ı çiğnemişim ,Kuran'ı çiğnemişim, olabilir. Ama bu anayasa nedir, görmemişim, bilmemişim, tanımamışım. "
Avukat jüri üyelerinin oturduğu bölüme doğru ilerleyip "Sayın jüri üyeleri.." demiş, "Müvekkilim anne ve babasına son derece saygılı, küçükleri seven, hayatta hiçbir kötülük yapmamış, altın kurallarla yaşamış, bir onur, bir dürüstlük ve centilmenlik abidesidir.. Onu herkes sever ve..."
Sanık, yanındaki diğer sanığın kulağına eğilip,
"Rezaleti görüyor musun?.." demiş,
"Adama çuvalla para verdik, herif gidip bir başkasını savunmaya başladı!.."