Akşemsettin ve Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un fethi günü, yanlarında Fatih'in hocaları Molla Gürani, Molla Hüsrev de olduğu halde, törenle İstanbul'a giriyorlardı. Bizanslılar, şehrin Fatih'ine çiçek vermek için yarış ediyorlardı. Bir yerde, şehri fetheden kişinin bu ak sakallı hocalar arasında gencecik Fatih olacağını düşünmediklerinden, çiçekleri, ak sakallı Akşemsettin'e uzattılar. Akşemsettin, hemen atını geri çekerek, beyaz at üzerindeki genç Fatih'i gösterdi:
- Padişah ben değilim.
Fatih Sultan Mehmet:
- Ona geldiniz, ona. Padişah benim, ama o da benim hocamdır...
Bir Alman, bir ingiliz, bir Laz barda oturmuş bir yandan içip, bir yandan karılarının aptallığı konusunda sohbet ediyorlarmış. Alman demiş ki:
"Benim karım Helga o kadar aptal ki geçen gün ucuzluk var diye marketten 300 Mark'lik et almış, halbuki bir buzdolabımız bile yok!"
İngiliz gülmüş:
O da birşey mi?" demis, "Benim karım Elizabeth daha da aptal. Babası çok zengindir, geçen hafta kendisine 6000 Pound'a araba aldırdı, ama kullanmayı bilmez." Laz atlamış. "Ula uşaklar, siz ne diyorsunuz" demiş, "Benim karım Fadime hepsinden aptal. Bodrum'a iki haftalık tatile gidiyor.
Dün bavulunu yaparken gördüm, 400 tane prezarvatif almış, halbuki çükü bile yok!"
Bir gün Nam-ı Kemal bir yarışmaya katılmış. Yarışma en çok kadın yapma yarışı. Neyse 1. yarışmacı başlamış, spiker sayıyor:
- "1,2,3,4,5,6..7...8" 2. yarışmacı, spiker sayıyor:
- "1,2,3,4,5,6,7,8..9,10...11 çok güzeeel" Neyse sıra Nam-ı Kemale geliyor, spiker sayıyor:
- "1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14 oda ne Nam-ı Kemal seyircilerin arasına daldı 15,16,17,18.. Yapma Kemal..."