Çoban su kenarında koyunları otlatırken, bir ağacın altında bikini ile güneşlenen fransız bir turist kadın görmüş.
Adam zaten uzun zamandır dağda, dayanamamış kadına tecavüz etmiş.
Ama ne tecavüz, defalarca.
Fransız turist soluğu jandarma’da almış. jandarma, çobanı yakalamış.
Getirmişler karakola ifadesini alıyorlarmış.
Fransız turist demiş ki:
- Böyle bir erkek! ben asla görmedim, şikayetçi değilim ama benimle birlikte fransa’ya gelirse.
Adam cevaplamış.
- Ben nasıl gelirim? koyunlar var, çoluk çocuk var, gelemem.
Kadın ısrar ediyormuş:
- Gelmezsen hapse atacaklar.
Adam sonunda:
- Benim bir kardeşim var, o bekâr, onu alıp götür.
Fransız turist sormuş:
- O da senin gibi mi? yani güçlü kuvvetli bir erkek mi?
Çoban:
- Valla bilmiyorum ama 2 sene evvel bir ayıya tecavüz etmişti, ayı 2 senedir hala eve bal getirir.
Köyü basan bir gurup terörist bütün köy halkını sıraya dizer... Grubun başı köy halkına derki...
- Hayatta kalabilmeniz için bir şansınız var. Köyün erkekleri tek sıra dizilecekler. Hepiniz mallarınızı çıkartacaksınız. Karıların gözünü bağlayacağım. Gözü bağlı olarak kadınlar hepsine elleyecek. Kim kocasınınkini elleyerek tanırsa o karı kocanın hayatını bağışlayacağım... Derken kadınlar birer birer gözleri bağlanıp getirilir.
- Birinci kadın başlar. “ Bu değil, bu değil, bu değil BU!! “ kocasını ve kendini ölümden kurtarır.
- İkinci kadın gelir. “Bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, BU!”.. onlarda kurtulurlar. Üçüncü kadınıda getirdiklerinde terörist dayanamayıp adamların arasına geçer. Kadın başlar kocasını aramak için ellemeye.
- Bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, Bu Bizim Köyden Değil, bu değil, bu değil, Bu....