Ufak tefek yaşlı bir kadın iki plastik torba taşıyarak caddede yürüyormuş. Torbalardan biri delinmiş ve 20 dolarlıklar uçuşmaya başlamış.
Polisin biri kadını durdurup;
"Hanımefendi torbadan paralarınız dökülüyor." demiş.
"Kahretsin!" demiş kadın. "Uyardığınız için sağolun. Ben şimdi dönüp toplarım onları."
"Bir durun bakalım! O kadar para nereden geliyor? Çaldınız mı yoksa?"
"Yok canım!" demiş kadın. "Benim bahçe stadyum parkına bakıyor. Orada arada sırada araçlarda parti veriyorlar.
O partilerden çıkan adamlar çoğunlukla benim çiçek tarhlarımı tuvalet olarak kullanıyor.
Ben de elektrikli kesiciyle çalıların arkasında bekliyorum. Onlar işlerini görmeye hazırlandığı anda benim kesiciyi çalıştırıp;
'Ya 20 dolar verirsin ya da senin ki uçar gider!' diyorum."
"Vay be!" demiş polis gülerek. "İyi fikirmiş. Peki öbür torbada ne var?"
Yaşlı hanım cevap vermiş;
Hepsi ödemiyor tabiki.

Kadının biri bir petshop a gider ve "bir papağan almak istiyorum"
Der. Mehmet ismindeki petshop sahibi.
- "Hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım" fakat bir papağan sahibi olmak isteyen kadın.
- " Hayır almak istiyorum" der ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde'hoşgeldin . Rospu' diyerek karşılar.
Buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür.
Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni hoşgeldin . Rospu diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum.
Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum. Fakat o anda paraya ihtiyacı olan Mehmet bey hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın... Kadın inanmayarak da olsa tamam der ve gider. Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır. Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde diye sorar papağana.
- "Hoşgeldin . Rospu diycem." der. Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar. Papağan yine aynı yanıtı verir.
Bir olur , iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz.
- "Hoşgeldiniz hanımefendi diycem" der. Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar. Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin?
- "Hoşgeldiniz hanımefendi" diyeceğim der papağan.
Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder. Peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?
- " Hoşgeldiniz hanımefendiler" diyeceğim peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?
- "Hoşgeldiniz beyfendi" diycem. peki yanımda 2-3 erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin? Papağan biraz duraksar ve cevap verir :
- "Oğlum Mehmet suyu kaynat bu karı harbi . Rospu!!!"
Ali 3. sınıfa giden zeki bir çocuktur. Bir günöğretmeni Ali'ye "SİYASET" nedir diye sorar. Ali düşünür amao çocuk aklıyla cevap veremez. Eve gider kitaplara bakar amahiçbirşey anlayamaz. O da babasına sormaya karar verir.
- Baba, Siyaset nedir?
Baba düşünür. Ali'ye uygun bir yolla anlatmak ister.
- Bu evde parayı getiren kim oğlum?
Sen...
- Ben kapitalist rejimim. Peki parayı alıp bizim yiyecekiçecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarımızı karşılayan kim?
- Annem...
- O da hükümet. Peki küçük kardeşinle kim ilgileniyor?
- Dadım...
- Dadın işçi, kardeşin gelecek, sen de halksın o zaman.
Ali herşeyi notalır ve uyur..
Gece garip seslerle uyanır. Bir de bakar kikardeşi ağlıyor. Yanına gidince altına pislediğini anlar. Hemenannesini kaldırmaya gider. Ama ne yaparsa yapsın annekalkmaz. Bu arada salondan gelen sesleri merak eder ve salona gider.
Babasıyla dadısını uygunsuz yakalıyan Alinin ağzından aynenşu kelimeler dökülür:
- Kapitalist rejim işçiyi sömürüyor, hükümet uyuyor, gelecek b*k içinde, halk ne yapsın...
- Abii,burda cips vardı noldu?
- Yedim.
- E burda kurabiyeler vardı..??
- Onlarıda yedim.
- Yaaa kolayı nereye koydun.?
- Içtim.
- Boşanda semerini ye be yuhhh! burada yarım bi çukulata vardı yiyorum ona göre.
- Yiyemessinki yaladım ben onu.
- Abi çay bardakları nerde?
- Ulan bide evin kızı olacaksın, hayret birşey yaa!!
- Ya sölesenee..
- Tuvalete bak rezarvuarın içindeydi enson..
- E hani yok burda..
- Abi ojemi gördünmü?
- Ben sürüyorum şimdi bi dakka kurusun rüşut yapıp vericem manyakmısın
Kızım sen ne biliyim ben senin ojeni::
- Ya abi fırın nasıl çalışıyordu?
- Açıl susam açıl dıyosun açılıyo.
- Saçımı kestirdim nasıl olmuş?
- G. Tme benzemişsin.
- Ya anne g. Tme benzemişsin diyo!!!
- Öylemi dedim pardon götüme hakaret etmişim..
- Ya anneeeee!!!
Bak kaşlarımı aldırdım nasıl olmuş?
- Yuh alna bak ATATÜR hava limani gibi.
- Böhüüüüü!!!
- Ciyarkkkkk örümcekkkkkk annecimmm!!!
- Speydırmanın postelini odana asarsın ama .
- Abii, saç kurutma makinesini gördünmüüü?
- Valla tost makinesiyle sevişiyordu enson.
- Bikerede doğru cevap ver beee!
- Tamam be yedim.
- Bak buna inanırım işte.
- Kim o?
- Kim kimdi?
- Arayan?
- Ne zaman?
- Demin telefonda konuştuğun kimdi lafı dolaştırma.
- Osman.
- Hımm osman senin 1.9o'a 9o bi abin olduğunu biliyomuu?
- Ee bilmesede olur bence.
- Hımmm..
Biricik kardeşim benim dünyanın en güzel kızkardeşi canım..
- Param yok,su getirmem,bakkala gitmemders çalışıyorum.
- Allah cezanı vermesin ben istemesem yapmıyolardı ama.
- Kalk yemek ısıt bana hadi koş koş koş fırla!!
- Yabi günde kendin yap bi işini ya allahım neydi günahım !!
- Ne?yarın gece çıkmak istemiyormusun?
- Dolma mı tavuk pilav mı?
- Kız giт bana hede hodo al getir bakkaldan.
- Getirmem.
- Getir lan.
- Getirmem giт kendin al.
- Döverim.
- Dövemessin.
- Gıdıklarım.
- Hangi bakkal demiştin abi?