Çocuk:
- "Babacım ya, ben nasıl oldum, çok merak ediyorum" diye ısrar edince...
Adam, "Nasıl olsa bunu bu oğlana bi gün anlatmak durumunda kalacağım, iyisi mi simdi izah edim, hazır sormuşken, kurtulayım gitsin bu isten" diye düşünür, içinden...
- "Bak evladım, çok iyi dinle, zira bi daha anlatmayacağım:
- "Ananla baban, bundan yedi sene evvel, bi "erenet cafe"de karşılaştı. "Bir iki bakıştıktan sonra bu "erenet cafenin müsait bi yerine geçtiler... Baban "memory stick" ile , "USB" den bi bağlantı kurdu..."Anacığın bu fırsatı iyi değerlendirerek "memory stick" den birkaç "download" indirdi..
"Bu dangalak baban da, bir-iki "upload" yükledi... Ama, heyecandan "Firewall" kullanmayı unuttuğumuz aklımıza geldiğinde iş işten geçmişti.
Ondan sonra da , ne "
"Delete edebildik, ne de "cancel"...
"Sonuç olarak da, dokuz ay sonra ortaya felaket bi "Virüs" çıktı...
Adam aşırı kiloluymuş.
Sağlığı tehlikeye düşünce doktoru en kısa zamanda otuz kilo zayıflamasını söylemiş. Nasıl yapayım diye kara kara düşünürken gazetede 'garantili zayıflatma' diye bir ilan görmüş ve hemen başvurmuş.
"3 günde 5 kilo" programına yazılmış.
Ertesi günü sabah kapısı çalmış. Açınca bir de ne görsün! Karşısında 20 yaşlarında, dünya güzeli, sportmen ve üzerinde giysi olarak bir çift Nike ayakkabı bulunan bir kadın!!! Kadın kendini tanıtmış, zayıflama şirketinden geldiğini söylemiş, sırtını dönüp koşmaya başlamış, sırtında bir etiket varmış, "yakalarsan seninim". Adam kızın arkasından koşmaya başlamış, kilometrelerce koşmuş, kan ter içinde kalmış ama kızı ormanda yakalamış ve beraber olmuş.
Programın dördüncü günü adam gerçekten de 5 kilo zayıfladığını görmüş. Şirketin zayıflatma metodunu çok beğendiğinden ikinci bir programa kaydolmuş. "5 günde 10 kilo". Ertesi günü yine kapısı çalınmış, karşısında daha da güzel genç bir kadın, üstelik üzerinde bir çift reebok ayakkabıdan başka bir şey yok ve sırtında yine bir etiket, "yakalarsan seninim". Adam yine canını dişine takıp kadının arkasından koşmuş ve kilometreler sonra yakalamış.
Programı tamamlamış ve altıncı gün hakikaten 10 kilo daha verdiğini sevinçle görmüş. Bu defa, şirketin "10 günde 20 kilo" programına kaydolmak istemiş ama şirket yetkilisi uyarmış, "emin misiniz, bu program gerçekten çok zor bir etaptır". Adam ısrar etmiş, bütün zorluklara katlanacağını söylemiş. Ertesi gün kapısı çalmış, heyecanla koşup açınca karşısında iri yarı sportmen genç bir adam görmüş. Üstelik adamın üzerinde sadece koşu ayakkabıları varmış, önünde de bir etiket;
"Yakalarsam benimsin".
ERKEKLERİN gidip kendilerine bir EŞ bulabilecekleri bir mağaza açılmıştır.
Mağaza 5 katlıdır ve her kat çıkıldıkça, KADINLARIN özellikleri de yükselmektedir.
Mağazada sadece tek bir kural geçerlidir:
Herhangi bir katın kapısından içeri giren erkek, o kattan alış-veriş etmek zorundadır ve eğer bir üst kata çıkmak isterse, tekrar aşağı katlara inemez.
Bir gün bir grup erkek arkadaş, kendilerine kız seçmek için mağazaya gider, Ve......
1. KAT:kapıda şunlar yazılıdır:
"Bu kattaki kadınların çalışacak bir işleri var ve çocukları da severler."
Erkekler yazıları okur ve şöyle derler:
"Eh,hiç yoktan iyidir ama bir de üst kata bakalım."
2. KAT:kapıda yazılanlar:
"Buradaki kadınların iyi bir işleri var, çocukları severler ve son derece güzellerdir."
"Erkekler :
"Hımmmm hiç fena değil ama acaba bi üst katta ne var?"
3. KAT:
"Buradaki kadınların çok iyi birer işleri var, çocukları severler, son derede güzeldirler ve ev işlerine de yardım istemezler."
Erkekler :
"Aman Allah'ım, çok etkileyici ama yukarıda başka katlar da var."
4. KAT:
"Buradaki kadınların işleri çok iyi, çocukları çok severler, gayet güzel olup, ev işlerine yardım dilmesini istemezler ve ayrıca son derece cazibelidirler.
Erkekler şaşkınlıktan yutkunmaya başlarlar:
"
"İnanılmaz, bir üst katta bizi neyin beklediğini bi düşünün!"
Ve bir kat daha çıkarlar...
5. KAT: şunlar yazmaktadır:
"Bu kat boştur ve sadece erkekleri memnun etmenin mümkün olmadığını kanıtlamak için konmuştur. Çıkış soldadır; umarız inerken merdivenlerden yuvarlanırsınız...
Adamın biri, bisikletle Türkiye’den İran’a geçiyormuş, selesinde kocaman bir torba..
Gümrük görevlisi şüphelenmiş haliyle, “Aç torbayı” demiş, açmış, кuм çıkmış…
İki gün sonra, aynı adam ıslık çala çala gelmiş sınır kapısına, çıkış yapacak, selesinde gene torba… “Aç” demişler, açmış, gene кuм.
İki gün sonra, aynı adam pedal çevire çevire gelmiş sınır kapısına, selede gene torba.. Bu sefer, polis çağırmışlar, narkotikçi gözüyle incelemişler, nafile, bildiğin кuм.. Delirecekler..
Bir, üç, beş, hep aynı manzara… Adam geliyor geze geze, termal kamerayla bakıyorlar, tahlil yapıyorlar, köpeklere koklatıyorlar, uyduyla takip ediyorlar, hikâye… Hep кuм çıkıyor.
Aradan yıllar geçiyor. Gümrük görevlisi çarşıda rastlıyor o adama.. “İçim içimi yiyor” diyor, “Bu saatten sonra bir şey yapamam sana, Allah aşkına söyle, ne kaçırıyordun o torbayla?”
Adam cevap veriyor:
“Bisiklet”