Donald rumsfeld ölmüş ve cennete gitmiş.. aziz peter'in karşisinda cennetin kapsinda dururken arkasinda saatlerle dolu çok büyük bir kapi görmüş ve sormuş:
- "Bu saatler ne böyle?"
Aziz peter cevap vermiş:
- "Bunlar yalan saatleri. dünyadaki herkesin bir yalan saati vardir.
Her yalan söyleyişinde saatteki ibre hareket eder..
Rumsfeld:
- "O, peki bu kimin saati?"
- "Bu azize teresa'nin saati.. ibre hiç bir zaman oynamadi, yani hiç yalan söylememiş..
- "Inanilmaz" demiş rumsfeld. "peki bu kimin saati?"
Aziz peter cevap vermiş:
- "Bu abraham lincoln'ün saati. Ibre iki kez hareket etti, yani abraham tüm yaşaminda sadece iki kez yalan söyledi.."
En sonunda rumsfeld dayanamamiş ve sormuş:
- "Peki bush'un saati nerede?"
- "Bush'un saati isa'nin ofisinde, isa onu vantilatör olarak kullaniyor.."

Aydın'ın köylerinden birinde köylüler her zamanki gibi oturmuş TV seyrediyolarmış. O sırada TV'de Ecevit çıkmış. Mustafa abi onu görünce az ekmeğimi yemedi zamanında şimdi bi hal hatır sorduğu yok ıbynenin demiş. köylüler atma Mustafa abi demişler. Mustafa abi de inanmıyosanız gidelim size göstereyim demiş. köylüler atlamışlar bi otobüse tutmuşlar ankara'nın yolunu. TBMM'nin önünde beklerlerken Ecevit çıkmış dışarı Mustafa abiyi görünce hemen gelmiş yanına elini öpmeye kalkışmış. nasılsın abicim kusura bakma işler yoğun sana gelemiyoruz demiş. köylüler şaşırıp kalmışlar. sonra bi gün yine kahvede TV seyrederlerken o zamanki cumhurbaşkanı demirel çıkmış TV'ye Mustafa abi yine aynı şeyleri söylemiş. köylüler ecevit belki akrabasıdır bunu da tanıyacak değil herhalde diye yine tutmuşlar Ankara'nın yolunu.
Yine demirel mustafa abi'yi görünce elini öpmeye kalkmış. köylüler mustafa abiye büyük saygı duymaya başlamışlar. derken bi gün TV'ye dönemin ABD başkanı clinton çıkmış. herkes susmuş Mustafa abiye bakmış. mustafa abi yine elimde büyüdü diye başlamış konuşmaya.
Köylüler yuh artık o kadarda olamaz demişler. toplanıp borç harç ABD'ye gitmişler. beyaz sarayın önüne geldiklerinde korumalar sadece mustafa abinin içeri girmesine izin vermişler. o da köylülere siz aşağıda bekleyin biz size balkondan el sallarız demiş. 10-15 dakika sonra balkonda iki kişi belirmiş. köylüler suratları tam seçemiyolarmış. o sırada oradan geçmekte olan micheal jordan'a senin boyun uzun şu balkonda el sallayan kim bi bakıver demişler. jordan bi süre bakmış sonra valla el sallayanı bilmiyorum ama yanındaki bizim mustafa abi demiş