Öğrenci fıkraları

Add a joke En son şakalar En İyi Fıkralar

Fen bilimleri dersini anlatmakta olan yaşlı bir öğretmen, vücut kasları konusunu anlatıyordu.
Bir ara öğrencilerden birine şu soruyu sordu:
- Söyle bakalım Mert, şimdi ben boks yapsam hangi kaslar çalışır?
Çocuk bir süre sakince bekleyip cevap verdi:
- Sizi izleyenlerin gülme kasları öğretmenim!

0

0

Öğretmen bütün öğrencilerine kim cennete gitmek ister diye bir soru sorar herkes kaldırır ama sadece ayşe kaldırmaz. Öğretmen niye gitmek istemiyoorsun dediğinde şöyle cevap verir. Çünkü annem okuldan çıktıktan sonra eve gel der.

0

0

Öğrenci öğretmenine ” öğretmenim salakla zeki arasındaki fark nedir? ” Öğretmen hiç şüphesiz cevap verir ” salaklar kesin konuşur zekiler daima şüphelidir. ” Öğrenci:
- ” gerçekten mi ? ” Öğretmen:
- ” Kesinlikle “

0

0

Dalgınlığıyla ünlü profesörün karısı, akşam eve gelen kocasına:
“Başımıza geleni hiç sorma,” dedi ve ekledi. “Hizmetçi kız bugün düştü, kolunu kırdı.”
Her zaman ki dalgınlığı içindeki profesör başını salladı:
“Üzülme! Dikkatsiz kız işte. Her gün bir şey kırıyor. Keseriz maaşından kırdığının parasını…”

0

0

Bir ramazan günü Erzurumlu olmayan üniversite öğrencilerinden biri, arkadaşları olan bir grubun üniversitede oruç kontrolü yaptığını ve oruç tutmayanlarla dalaştıklarını görür. Dinine bağlı olan genç kendi kendine:
- “Bunlar dinine bağlı ben bunlarla arkadaşlık yapmaya devam edeyim.” diye düşünür.
Ertesi gün bu grubun kaldığı eve gider birde ne görsün, sofraya kurulmuş afiyetle yemeklerini yemektedirler. Ramazan günü olması hesabıyla bunlara sorar:
- “Siz herkese oruç tutması için baskı yaptığınız halde niye oruç tutmuyorsunuz.”
İçlerinden biri cevap verir:
- “Oğlum biz oruç tutmirığ, tutturirığ!”

0

0

Din dersi sınavında öğrenci bütün soruları eksiksiz ve mükemmel bildi.
Öğretmen buna rağmen, yüz üzerinden kırk verdi.
Biri bunun sebebini sorunca, hoca:
- Bilmesine çok iyi bilir ama, inanmaz.

0

0

Koca ders yılı bitmiş, sözlü sınavlar başlamıştı. Profesör karşısına oturan öğrenciye dikkatle baktı ama hiç hatırlamadı. Sordu:
- Tanışıyor muyuz? Sizi daha önce gördüm mü?
- Evet… Geçen yıl sınavında. Beni sınıfta bırakmıştınız.
Hoca iyi kalpliydi. Üzüldü ve dedi ki:
- Dilerim bugün iyi sonuç alırsınız. Söyleyin bakalım geçen yıl size ilk soru olarak ne sormuştum?
- Tanışıyor muyuz? Sizi daha önce gördüm mü?

0

0

Profesör sınava giren öğrenciye sordu:
- Kristof Kolomb’un en büyük başarısı nedir?
- Amerika’ya vize almadan girebilmiş olmasıdır.

0

0

Sınavlarda hocalar öğrencileri sürekli olarak çıkmaza sürüklemeye çalışırlar. Mizah öğrencileri bu tuzaklardan kurtulmayı her zaman başarmıştır.
Hoca soruyor:
- Bana bir insanın beyinsiz olarak ne kadar süre yaşayabileceğini söyleyiniz.
Öğrenci:
- Çok özür dilerim hocam, kaç yaşındaydınız?

0

0

Tıp profesörü derse girer. Adettir ya, söze şöyle başlar:
- Evet, nerede kalmıştık?
Öğrenciler hatırlattı:
- Bugün beyini anlatacaktınız.
Hoca, kafasının dalgınlığıyla birlikte bunu reddeder.
- Beyin mi? Bugün beyin olmaz, kafamda başka şey var.

0

0

Avrupa’da bir ilkokulda öğretmen, öğrencilere ilgi çekici bir ödev vermiş:
- Şu anda Нiтlеr’i elinize geçirseniz ona ne ceza verirsiniz?
Çocukların hepsi değişik cevaplar vermişler. Birinciliği alan öğrenci şunları yazmış.
- Bir metre kadar uzunlukta, bilek kalınlığında bir demir çubuk alırım. Demiri yarısına adar ateşte ısıtır, iyice kızdırırım. Sonra da demir çubuğun soğuk olan yarım metrelik tarafını Нiтlеr’in ağzına sokarım.
Öğretmen sınıfta bu cevabı veren çocuğu kaldırmış:
- Pek anlayamadım, neden kızgın tarafını değil de, soğuk tarafını sokuyorsun?
- Ucundan tutup da çıkaramasın diye öğretmenim.

0

0

Sınıfın birinde öğretmen sözlü yapmaktadır. Sınıfın en tembel ve en çalışkan öğrencilerini tahtaya kaldırır.
Önce çalışkan öğrenciye sorar:
- Söyle bakayım oğlum ,İstanbul kaç yılında fethedildi?
- 1453 hocam – Aferin peki söyle bakalım Süleymaniye Camii’ni kim yaptı?
- Mimar Sinan efendim.
- Aferin oğlum. Peki uzayda hayat var mı?
- Yok ama araştırılmaya devam ediliyor.
- Peki otur.
Der hoca.
Otururken tembel olanın kulağına fısıldar:
- Benim dediklerimi tekrar et!
Öğretmen sorar:
- Söyle bakayım oğlum kaç yaşındasın?
- 1453 hocam – Babanın adı ne?
- Mimar Sinan efendim.
- Oğlum senin aklında var mı?
- Yok ama araştırılmaya devam ediliyor…

0

0

Öğretmen sınıfta öğrencilere kitaptan bir bölüm okutuyordu.
“Hayatımızda oksijenin rolü büyüktür. Onsuz yaşayamayız. Oksijen 1773 yılında bulunmuştur.”
Bu sırada arka sıralardan bir öğrencinin sesi yükselir:
“Acaba oksijenin bulunmasından önce insanlar nasıl yaşıyorlardı?”

0

0

Öğretmen öfkeyle söylendi:
“Bu kadar hatayı tek başında nasıl yaptın?”
Öğrenci hemen itiraz etti:
“Tek başıma değildim öğretmenim. Yanımda babam ve annem vardı.”

0

0

Öğretmen yapılan deneyin sonucunu şöyle özetledi:
“Çocuklar, gördüğünüz gibi demir ile bakır açıkta kalınca oksitlenir. Yani paslanır. Şimdi size bir soru:
Acaba altınla gümüş açıkta kalsa ne olur?”
Arka sıradan bir öğrenci, hemen atılır:
“Çalarlar öğretmenim” )

0

0

Öğretmen sertçe konuştu:
“Seni kendi keyfim için cezalandırmıyorum her halde?” dedi.
Öğrenci şöyle karşılık verdi:
“Kimin keyfi için cezalandırıyorsunuz öğretmenim?”

0

0

Öğretmen:
- İnsana en çok sokulan hayvan hangisidir?
Öğrenci:
- Sülük, öğretmenim.

0

0

Sosyal Bilgiler dersinde konu Babil’e gelmişti. Öğretmen bir öğrenciyi kaldırarak konu ile ilgili soru sordu:
- Babil’deki asma bahçeleri niçin yapılmıştır?
Çocuk sorunun cevabını bilmiyordu ama konu ile ilgili bir şeyler söylemek zorunda hissetti tabii kendisini:
- Büyük bir ihtimalle çiçeklerini komşusunun tavuklarından korumak için…

0

0