1) Ankara’da, сок sıcak bir gunde, dolmuştaki bir kokona yelpazesiyle – “Şöfeer bey klimayı acar mısınız сок sıcak olduu” demisti. Pala bıyıklı şöfer amca teyzeyi bi sure suzdukten sonra, kapıyı acıp acıp kapatmaya basladı, ki ondan sonra dolmuşca yarıldık zaten.
2) Sahil yolundan bostancı istikametinde gitmekte olan dolmuşa yasli bir bayan biner. Bayan tam bir eski istanbul hanimefendisidir. Gerek giyimi, gerek oturusu, gerek konusmasindakı kibarlik ile çevresindekilerin saygi ve ilgisini ceker. Teyzemiz gitmek istedigi yer icin parayi uzatır:
- Pardon beyfendi, rahatsız ediyorum ama suradan bir suadiye uzatırsanız сок memnun olurum.
- Tabi hanfendi, ne rahatsızlıgı … para şöföre uzatılır ve yolculuk devam eder. Yaslı ve kibar teyzemizin kıbarlıgı, sık giyimi ve guler yuzu diger yolcuların icini ısıtmıstır adeta … Suadiye’ye gelindiginde teyzemiz inmek ister ve bunu şöföre yine o kibarlıgı ile bildirir:
- Pardon şöför bey, mumkunse musait bir yerde indirir misiniz?
Şöför saga yanasır ve kapıyı acar fakat arac hala yavasca hareket halindedir … Teyzemiz yaslı olması nedeniyle inemez ve dolmuşun tamamen durmasını bekler. Fakat şöför acelesi varmıscasına yavasca ilerlemekte ve bayanın inmesini beklemektedir … Dolmuşun bir turlu tamamen durmamasına kızan kibar teyzemiz şöföre seslenir:
- Ulan peze…k parasutle mı inicez!
3) Yolcu:
- Mükemmel bir yerde inebilir miyim? (yolcunun kafası karşık sanırım, kendisi de dolmuştakilerle güler söylediine) Şöför kadını indirirken:
- Buyrun size layık değil ama!
4) Yolcu musait bi yerde inmek ister ama dili surcer;
- Musait bi yerde iner misiniz?
Şöför :
- Niye sen mi kullancan
5) Rumeli-Hisarüstü otobüsüyle taksim’e dogru gidiyoruz. Adamın biri Besiktas dolaylarında gayet aceleci bir tavirla – Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim?
Bizim soför olaya hakim:
- Tabi abi ayıp ettin. al götür. senden kıymetli mi?
6) (Mekan bornova-evka 4 otobüsü / izmir) otobüs tıklım tıklımdır ve arka kapıya kadar ilerlemek imkansızdır. şöförün insafına sığınıp ön kapıdan inmeye teşebbüs eder bir teyze… – Şöför bey ön kapıyı açar mısınız?
- Niye hava mı alcaanız?
7) Ankarada otobüslerin kartlı değil biletli olduğu bir dönem. Good fellas ve ben sabaha kadar üniversitede gireceğimiz ilk sınava çalışmışız. Otobüse bir adam biner … Utangaç, sıkılgan bir tavırla şöföre;
- Afedersiniz şöför bey biletim yok, acaba ineceğim duraktan alabilir miyim?
Şöför:
- Istersen yolculara bir sor… Adam: – Afedersiniz yolcular biletim yok, acaba inceğim duraktan alabilir miyim.!!
8 ) Şahsen benim başımdan gecti:
Şişli-Taxim dolmuşundayım, kapıyı ermeni bir teyze actı, son derece belirgin bir ermeni aksanı ile:
- Pardon şöför bey, acaba Harbiye’den geçeyooor ?
Şöför şöle bi koltuga kolunu atıp arkasını dondu ve aynen aksanı taklit ederek – Yok uçarak gideyooor !!!
(Dip not: Sisli’den Taxim’de Harbiye’den gecmeyen bi hat yok).
9) Istanbul’dayiz … Dolmuşa bindik, dolmuş doldu, tam kalkicak, elemanın bir açtı kapıyı, içerde tıkış tıkış oturmuşuz, önde 3 kişi arkada 4 … Eleman hala bir umut sordu:
- “Kaptan, yer var mi?”. Şöför de arkasını dönüp cevap verdi:
- “Bilmiyorum, üst kata bi bak bakalım”
10) GSM Bir gün arkadaşımla evimin yakınındaki bir duraktan minibüse bindik. Minibüsünün camında kocaman puntolarla şoförün cep numarası yazıyordu, fazla umursamadık ama göze batıyordu; beni ara, diye bağırıyordu resmen. İneceğim yere yaklaşınca şoförün numarasını cevirdim, “Müsait bir yerde bırakır misin abi?” dedim. Adam afalladı, asıldı frene. Minibüs yarıldı gülmekten.
11) Bir gün arkadasla öyle sersem sersem yürüyoruz. Bir anda yanimizdan son sürat bir münibüs geçti. Biz ‘Freni patladi’ filan demeye kalmadan,minibüs kafadan elektrik diregine bindirdi. Hemen kostuk, yardim edelim diye. Minibüse ulastigimizda manzara suydu. Yolcularin kiminin kasi açilmis, kiminin dudagi patlamis… Dagilmis vaziyetteler yani. Ama bir tuhaflik var. Çünkü o hallerine ragmen, gözlerinden yaslar gelecek sekilde gülüyorlar. Biz ne yapacagimizi sasirdik. ‘Ne oldu?’ diye sorduk.
Bir iki tanesi, güçlükle ‘So-för, so-för…’ diyebiliyor ama yine gülmeye basliyorlar. Bu sarsici manzaranin aslini ögrenebilmek için 2-3 dakika geçmesi gerekti.
Meger soför, tükürürken minibüsten düsmüs. Hani, bizim soförlere özgü, giderken kapiyi açip disari tükürme hareketi vardir ya. Baba, dengeyi tutturamamis, tükürükle beraber, gümbürt asagi düsmüs. Minibüs de kontrolden çikip direge bindirmis…”
12) Minübüs Ücreti Duran ve pek dolu olmuyan bir minibüse koşarak bindim pek dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek üzereydi tam o anda kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş minibüse bindi birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı çocuklardan biri şoföre parayı uzattı – Abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın?
13) Şişli- sarıyer minibüsü sene 98 yada 99 amcam leventten gecip maslağa doru gelirken tükürüccee tuttu.. kafayı sola cevirip tüüüüghhh die salladı ama odane.. Cam kapalı.. ben iptal
14) Bir tane daha Bir gün minibüste gidiyorum adamın birini cep telefonu çaldı o da açtı konuştu, şöför ona bağırdı kardeşim cep telefonunu kapa diye, adam da niye senin minibüsünde abs yok ki dedi, minibüscü de herhalde çok içerlemiş olacak bu duruma motor hararet yapıyo dedi. Bütün herkes kırıldı gülmekten.
15) Saat geç olmuş. Artık okuldan kalkmışız, dolmuşla gelios. Dolmuş bi pazar mevki-inden geçerken bi amcaya çarmpa tehlikesi atlattı. Dolmuşçu da kafasını pencereden çıkarıp, “Amca lütfen kaldırımdan gider misin?” diye rica etti ama bizim amca, “Asıl sensin pe.. Venk. Ben seni kaldırıp .. Kerim!” dedi ve tabii biz yerlere yattık. Dolmuşcu tornavidasını alıp, dolmuştan inip adamın peşinden koşmaya başladı. Devamını bilmiyorum çünkü biz gülmekten yerlere düşmüştük
Şehirlerarası otobüste gece 23:00’dan sabah 05:00’a kadar nefes almadan konuştuktan sonra, şoföre; ”Kaptan bey evladım, kusura bakma seni de uyutmadık!” diyen yurdum teyzesine alkışyokmu?
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Annemin damatları için yorumu:
“Bütün öküzler de bizi buluyor; nasıl ot yetiştirdiysem artık..
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ On bir yaşındaki oğlum babasına, ileride kıllı bir erkek olmaktan çok korktuğunu söylüyor. Kocam da “Ne var kıllı olmakta oğlum, benim de çok kılım var.” diyerek endişesinin gereksiz olduğunu vurgulamaya çalışırken oğlumdan gelen cevap:
“Baba kusura bakma ama senin kılın değil kürkün var!” ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Ben oruçluyum, karım değil. Trafikte ilerlerken trafik magandalarına orucum bozulmasın diye küfürleri karım ediyor.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Anneme mızmızlanıp, “Karnım ağrıyor, sev beni…” diyorum. Diğer odadan bizi dinle(me)yen babam sesleniyor, ” Hanım! Evet, karnıyarık yap, ben de çok seviyorum.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Bugüne kadar hiçbir işinde torpile başvurmayan annemin, mahşerde şehitlerin şefaat edeceğini duyunca verdiği tepki:
“Dedem şehit, bizi aldırır.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Yeter artık, atacağım boğaz köprüsünden kendimi!” diyen bir annem, “Yol parası çıkarma şimdi, camdan atla.’ diyen bir de babam var.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Bu favorim ; Komşumuzun yeni doğan bebeğine “Toprak Su” ismini koydular. Biz de kısaca “Çamur” diyoruz.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ 25 aylık oğlumun net olarak bildiği iki şey var; pipi ve baba. Sorduğumda bazen karıştırıyor ama o kadar kusur kadı kızında da var.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Genelde gençler hoşlandığı kızı etkilemek için arabayla gezer, tozar. Kardeşim ve arkadaşı ise bu işi “tır”la yapıyor. Çok etkileyiciler canım, çok .▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Evlendiğimiz ilk günden beri istisnasız sabah erken kalkar ve kocamın kahvatısını hazırlarım. Bir gün hazırlamazsam ne yapacak diye kalkmadım, “Sen hep böylesin zaten!” deyip kapıları çarptı ve gitti.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Lisedeyken Türkçe, İngilizce ve Almanca derslerinden başarısız olmuştum. Karneye bakan babamın sitemini hala unutamıyorum:
“Bari birini geçseydin de hangi milletten olduğunu anlasaydık!” ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Ramazanın yaza denk gelmesi ve bu sebeple havaların sıcak olması nedeniyle çoğu insan maalesef oruç tutamıyor. Buna abim de dahil. Ama abim için sorun değilmiş. Nasıl mı? Sevgili abim emekli olduktan sonra, 5 yıl boyunca sürekli oruç tutarsa, tutmadığı günlerin hepsini karşılamış olacakmış. Bir de Cuma namazı var. Yine emekli olduktan sonra her Cuma öğle namazını kılarken, fazladan 3 rekat eklerse yine kılmadığı günleri karşılamış olacakmış. Valla ne diyeyim abiciğim, Allah kabul etsin.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Arkadaşım ilk defa oruç tutmuş, orucunu açarken de şöyle dua ediyor:
“Tanrım, sana inanıyorum, sana tapınıyorum, işlediğim tüm günahlar için de pardon diyorum” Senin Paris’ten bizim mahallenin camisine kadar daha gelecek çok yolun var arkadaşım, çok..
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Bir anda normal değerin üstüne fırlayan, sonra tekrar normal değerin altına inen tansiyonuna canım annemim müthiş yorumunu aynen aktarıyorum:
“O*rospu g*tü gibi oynuyor bugün yine!” ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Cenaze namazına başlamak üzereyken, imamın “Saf olalım” anonsuyla bana dönüp gözlerini pertleterek saf taklidi yapan saygıdeğer kardeşim, Allah cezanı verecek!
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Sevdiğim kadını aracıyla takip ediyorum, Zekeriyaköy orman yolunda sanırım şüphelenip aracı sağa yanaştırıp bekliyor. 100 mt. kadar gerisindeyim. O bekliyor, ben bekliyorum, o bekliyor, ben bekliyorum,… Derken cebime bir mesaj geliyor :
“Arkamdaki sen misin?” Salak kafam cevap veriyor:
“Saçmalama! Ne işim var orman yolunda…” ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Anneme sürekli “Seni çok seviyorum” diye mesaj atan babama “Hep anneme mesaj atıyorsun! Biz neciyiz, insan bir kere de çocuğuna mesaj gönderir…” türü bir ton sitemde bulunuyorum, gülüp geçiştiriyor. Beş, on dakika sonra telefonum bipliyor, babamdan mesaj geliyor:
“Anneni çok seviyorum.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Şu sıralar hangi kitabı okuduğunu sordum. “O kadar yeni başladım ki adını hatırlamıyorum.” dedi. Okumuyorum desene şuna!
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Nişanlım geçenlerde hal hatır sormak için babamı aramış, annem o esnada uyuyormuş. Bir önceki aramasında da annemle konuşmuş ve babam uyuyormuş. Bunca zamandır neden iyi anlaştıklarını bulmuş:
“Tabii ki 30 senedir mutlu bir evlilikleri olur. Birbirlerini görmüyorlar ki.” Çok mantıklı geldi, sustum.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Abim, hızlı araba kullanan enişteme yolu tarif ediyor; “Birazdan yuvarlanacağımız şarampolün sonundan ilk sağa dön enişte…” ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Rahmetli anneannem sahuru geç bitirsin “Olsun daha Kabe’de ezan okunmadı” derdi. Namaza geç kalsın “Olsun daha Kabe’de okunmadı” derdi. Ya bizim islamdaki imtiyazlardan(!) onun kadar haberimiz yoktu ya da ben çocukluğumu Kabe’de geçirdim, haberim yok!
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Allah aşkına yeter hanım. Bir kerecik de iç de bana. Rakı iç, viski iç, sigara iç de.” diyen babam; “Öyle hepsini tek tek söyleyemem; topluca zıkkımın kökünü iç diyeyim, anlaşalım!” diyen de annem olur .▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ 4 kişi iş için Suriye’deyiz. Akşam bir lokantaya götürdüler bizi, yemeğimizi yedik, muhabbet ediyoruz. Bir kedicik dolanıyordu yanımızda ve hayvan doğal olarak “miyav” dedi. Şefimiz “Aaa, miyav diyor lan bu!” dedi. Üstümüz olduğu için bir şey diyemedik, kıkırdayabildik sadece. Şimdi ona buradan içimde kalanı söylemek istiyorum:
“Ne diyecekti lan kedi, ‘el arabiye miyaouv’ mu? Mal herif!” ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Sosyal Bilgiler 4. sınıf sınavında, “Savaşa gidip, savaştan sağ dönen askere ……. denir.” sorusuna, “Hoşgeldin” yazan benim canım öğrencimdir., ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Beni arayıp telefonumdaki ringayı dinledikten sonra annemi arayan ve “Kızınız galiba müzikli bir yerde, telefonunu duymuyor.” diyen adam, koskoca bankanın koskoca müdürüdür efendim. Hani alkış..
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ Oğlumu yıkarken lifi uzatmasını istiyorum. Hangi lifi istediğimi soruyor. “Sarıııı!” diyorum, “Laciveeeert!” diyor. “En büyüüük?” diyorum, “Feneeeer!” diyor. “En küçük?” diyorum, oturduğu yerde başını eğiyor, önüne bakıyor ve “Pipiiim…” diyor ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬ 123 km ile radara girilir, ceza itinayla ödenir, dönüşte arabada “Radara yakalanmışız” deyince babaannem yanıtlar:
“Allah Allah, o kadar da hızlı gidiyorduk nasıl yakalamışlar?”
Cinsiyet: Kadın; Yaş:30; İl: İstanbul Yıllar önce dedemi doktora götürmüştük. Doktor, tahlil yapılacağı için:
- Karnınız aç mı tok mu?” diye sorduğunda şu karşılığı almıştı:
- Sağ ol evladım, gelin sabah börek yapmış, yedim, bir şey istemem
Cinsiyet: Kadın; Yaş: 24; İl: İzmir Bir haftadır günlük tutuyorum. Şunu anladım ki boşa yazıyorum. Her günüm aynı geçiyor. İlk günü yazıp gerisini fotokopi çeksem de olurmuş. Ne kadar monoton bir hayatım varmış
Cinsiyet: Erkek; Yaş:20; İl: İzmir Ailem beni aldırmak istemiş. Doktor:
- Burada alamayız, daha iyi şartları olan bir hastaneye gitmelisiniz, demiş.
100 km. uzaktaki üniversite hastanesine gitmek bizimkilere zor gelmiş ve ben doğmuşum!
Cinsiyet: Erkek; Yaş: 31; İl: İstanbul Hafta sonu evde karımla birlikte “Örümcek Adam 2” filmini izliyorduk. Filmin bir sahnesinde Örümcek Adam kurtardığı sevgilisi için iki bina arasında büyük bir ağ yaptı, birlikte o ağda gökyüzünü seyrettiler. Tam da o sahnede karımın bana söylediği:
- Sen bana hiç böyle bir ağ yapmadın, cümlesinden sonra kadınları anlama çalışmalarıma bir son vermiş bulunuyorum. Duyurulur.,
Cinsiyet: Kadın; Yaş: 35; İl: İstanbul Bebeklerini oturma odasında bırakan kızıma biraz da çıkışarak:
- Şu çocuklarını toplar mısın,dedim.
3,5 yaşındaki kızımdan cevap gecikmedi:
- Onlay senin toyunun!!
Ben mi?
Cevap bile veremedim.
Ey haylaz öğrenci! Birinci vazifen,bütün birlerini kurtarmak,bütün öğretmenlere yalakalık yapmaktır.
Sınıfta kalmamanın yegane temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. Sınıfta seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dişi yada erkek, inekler çıkacaktır. Bir gün sınıfta kalacağım diye endişelenirsen, sınıfta kalmamak için bütün kopya çeşitlerini deneyeceksin. Bu kopyalar arkadaşlarının kağıtları yada senin ufak yazıtların olabilir. Kopya vermeyen yada ispiyoncu arkadaşlar, bu dünyada emsali görülmemiş bir işkenceye mahrum kalabilirler. Cebren ve hile ile tımarhaneye benzeyen sınıfın, bütün köşeleri zapt edilmiş, bütün hocalar başında dikilmiş ve bütün inekler sınıf dışarı edilmiş olabilir. Bütün bu eziklikler içinde bile, bütün hocalar çok psikopat bulunabilirler. Hatta bu manyaklar egolarını tatmin etmek için birbirinden kazık sorular sormuş olabilirler.
Ey kopyacının evladı!.. İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen,sınav kağıdını doldurmaktır. Muhtaç olduğun bilgi, cebindeki küçük kopyada mevcuttur!
Olay ODTÜ´de geçiyor… Dişarda bahar havasi; amfide kalkülüs dersi, hem de ingilizce. insanlar seçimlerini doğru yönde kullanmiş olacaklar ki 100 kişilik siniftan anca 15-20 kişi var içerde, onlar da kâat falan oynuyolar. Bi tek en önde bi kizcaaz dersi dinliyo. Aklina bişey takiliyo hocaya ingilizce soruyo şurdaki nevaleyi tekrar anlatir misiniz diye… Hoca eyvallah diyo, dönüyo, başliyo bütün konuyu yeniden, ama bu sefer Türkçe anlatmaya. Bitiriyo, kiza dönüyo,simdi anladin mi diye soruyo. Kizdan gelen cevap yarim yamalak bi Türkçeyle "Ama hocam siz Türkçe anlatiyor ben anlamadi." Hoca dumur, amfi yerlerde… ——————————————————- Belediye Başkani Devlet tiyatrosundan bi arkadaş, bi oyun için mi ne artik, Akçaabat´a gitmiş. Ekip olarak şehir merkezine gelmişler. Kafalarini kaldirinca koca bir bez afiş görmüşler. Şöyle yaziyo:
Ben de sporcunun zeki, çevik ve ahlakli olanini severim.
AKÇAABAT BELEDIYE BASKANI ——————————————————- Helikopterdeki Adam Uludağ üniversitesi bahar şenliklerinde geçiyo olay. Kalabaliktan uzak bir fakültenin yakinlarindaydik. 100 metre ileriye bir helikopter indi. Aletten biri eğilerek indi ve bir talebeye yaklaşti. Takriben 1 dakika konuştuktan sonra adam helikoptere bindi ve tekrar havalandilar. Biz biraz şaşirdik nooluyo diye ama esas bomba o talebeye adamin ne sorduunu sorduğumuzda inmişti beynimize. Adam adres sormuş.
- —————————————————- Hizmet bi yere kadar Bodrum´da veya Datça´da küçük bi lokantanin caminda "23 saat açiğiz" yaziyodu ) Hizmet hizmet bi yere kadar di mi, biraz da kendimize zaman ayiralim.
- —————————————————- Kampanya izmir konakta bi köfteci gördüm adam tezgahini açmiş çiğ köfte satiyor. Kocaman da bi tabelasi var önünde fiyatlarin yazdiği… Aynen iletiyorum: Kampanya … TANE: 125 bin 2 TANE 300 bin ——————————————————- Çaycinin prensibi Abi çaycinin prensibi olur mu, demeyin. Bizim çaycinin cama yazdiği yazilar bunlar: 1. Sicak çay 150.000. TL. 2. Saat beşten sonra çay yoktur, israrci olmayiniz. 3. Tek çay için yukari çikamam gelip kendiniz alin.
- —————————————————- Türk Şoförü Bir gün Bakirköy-Taksim dolmuşuna binmiştim. Aracin ön konsoluna harfli sticker´larla şunlar yazilmişti: TÜRK ŞOFÖRÜ EN iÇTEN DUYGULARIN iNSANIDIR. E, ne var ki bunda, demeyin;
Devamini okuyun:
Kemal atatürk !!
- —————————————————- Kizlar Tuvaletinde Fikra gibi olay, olay bir okulun kizlar tuvaletinde geçiyor. Kizlar dudaklarina ruj sürüp tuvaletin aynasini öpüyorlar. Tabi akşama kadar ayna dudak figürleri içinde kaliyor. Hademe temizliyor ama nafile. Ertesi akşam yine ayni dert. Hademe bakiyor ki bu işin biteceği yok, müdüre haber veriyor. Müdür hademeyle konuşuyor ve kiz öğrencileri öğle teneffüsünde tuvalete çağiriyorlar. Müdür başliyor konuşmaya: – Bakin kizlar, siz böyle yapiyorsunuz ama bunu temizlemek bizim hademeye çok zor geliyor. isterseniz bir temizlesin de görün. Hademe, daha önceden anlaştiklari gibi uzun sapli firçayi aliyor, içerdeki tuvaletlerden birine giriyor, deliğe daldirip aynayi temizliyor. O günden sonra o okulun kizlar tuvaletindeki aynalarda bir dudak izine rastlayan olmuyor.
GERÇEK OLAY Soru, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinin İşletme Matematiği kitabından gerçek bir alıntıdır. Hiç dokunulmadan ve yorumsuz şekliyle verilmiştir:
Kitap Adı: İşletme Matematiği Yazar: Prof. Dr. Müh. Yılmaz Tulunay Sayfa: 173 Soru :
Amerika’ya lisansüstü çalışmalar yapmak üzere giden Mehmet, iki kız arkadaş edinmiştir. Bunlar Mary ve Nancy’dir. Mehmet’e göre;
A-) Mary olgun bir kızdır ve klasiklerden zevk almaktadır. Böyle bir yerde onunla 3 saat birlikte olmak 12 dolara mal olmaktadır. Diğer taraftan Nancy daha çok popüler eğlenceleri yeğlemektedir. Onunla böyle bir yerde 3 saat birlikte olmanın maliyeti de 8 dolardır.
B-) Mehmet’in bütçesi gönül işlerine ancak ayda 48 dolar ayırmasına olanak vermektedir.
Ayrıca, derslerinin ve çalışma koşullarının ağır oluşundan dolayı, kız arkadaslarına en fazla ayda 18 saatlik süre ve 40.000 kalorilik enerji ayırabilmektedir.
C-) Mary ile her buluşmasında 5.000 kalori enerji harcayan Mehmet, Nancy için bunun iki katını harcamaktadır. Eğer Mehmet’in Mary ile buluşmaktan beklediği mutluluğu 6 birim ve Nancy ile buluşmaktan beklediği mutluluğun da 5 birim olduğunu biliyorsak, mutluluğunu maksimize etmek isteyen Mehmet’in sosyal yaşamını nasıl planlaması gerekecektir?
Grafik ve cebirsel yoldan bulunuz.
Bir ögrencinin cevabi:
Sayın Hocam, Bu Mehmet şerefsizi buradan Amerika’ya lisans üstü çalışma yapmaya gitti de herifin s…nin derdi bize mi düştü? Biz burada tahsili bırakıp karıya, kıza dalsak bizi de böyle ballandıra ballandıra kitaplara yazar mısın? Neyse geçelim sorduğunuz sorunun cevabına;
A-) Bi kere bu Mehmet ibnesinde iki hatuna ayrı ayrı zaman harcayacak g.. de, para da yok, sıkarrrr. Ayrıca dünya piyasalarında saati 100 dolardan açılıp minimum 50 dolara kadar düşen tarifeler göz önüne alındığında, 3 saati 12 dolarlık ya da 3 saati 8 dolarlık karılardan hayır gelmez. Muhtemelen Mary 68, Nancy 79 yaşındadır ve ikisinin de bu güne kadar yattıklarının haddi hesabı yoktur. Bu durumda Mehmet’in hem vakit darlığı, hem kadınların hali, hem de para yokluğu sebepleriyle bu iki orospuyla grup sexi yapması gerekir.
B) Mehmet’in bütçesi (bu gönül işi tabirini ben anlamadım)sevişmek için ayda 48 dolara yetiyorsa zaten bu o….. Çocugunun masturbasyon yapması daha uygun olur. Böylelikle iki ay para biriktirip bu çuvalların yerine doğru dürüst bir karıya zıplar ve ayırdığı 40.000 kaloriyi hakkıyla harcar.
Ama siz bu cevabı kabul etmeyeceğiniz için şöyle cevap verelim; Mehmet’in bütçesi 48 dolara yettiği için ancak grup sеx yapılacağından pazarlıkla miktar iskontosu alınır ve bütçe rahatlatılır. Böylelikle ayda ayırdığı saati 3 saate bölersek 6 kez yapmış olur ve her sevişmede 40.000/6= 6700 (yaklaşık) kalori harcar. Bu hayvan bir seferde kesintisiz 3 saat zıplayabiliyorsa zaten Amerika’da kalması ve buralara dönmemesi hepimiz için hayırlı olur.
C-) Mehmet Mary ile her buluşmasında 5.000 kalori harcıyorsa yukarıdaki hesaba göre Nancy’ye sadece 6.700 – 5.000 = 1.700 kalori kalır ki bu da Nancy gibi falafoş bir motoru sadece gıdıklar. Bu durumda birinden 6, diğerinden 5 birim zevk alan Mehmet’in mutluluğunu maksimize etmesi için kendisini de birilerine d.. Dürmesi gerekir.
Sonuç olarak bu işe alışan Mehmet’in bundan sonraki sosyal yaşantısını kaşarlı bir ibne olarak planlaması gerekir. Bu sayede ayda 48 dolar tasarruf sağladığı gibi üste para da kazanarak bütçeyi de düzeltir.
Saygılarımı arz ederim
* Asansörlere ayna konmasının birincil sebebi, kravatınızı ya da saçınızı düzeltin diye değil; kapıyı açınca kabinin yerinde olduğunu görün diyedir.
* Noel Baba'nın kıyafeti aslında yeşildir. Ancak bir kola markası bunu kırmızı beyaz olarak dünyaya sunmustur.
* Maymunlar her yıl uçak kazalarından daha fazla insan ölümüne neden oluyor.
* Kutup αyılαrı sıcαk ve nemli bir ortαmdα kαlırlαrsα kürklerinin rengi yeşile döner.
* Göktürkler ekşiyen yoğurdun ekşiliğini azaltmak için üzerine su döktüklerinde tesadüfen ayranı keşfetmişlerdir.
* Fillerin rengi aslında gri değil tam olarak kızıl-toprak rengidir. Gri görünümlerinin sebebi vakit geçirmeyi sevdikleri çamurlu sulardan çıkınca üzerlerindeki suyun kurumasıdır.
* Uzun süre haşlanan yumurta uzun zamanda öğütüleceği için vücudun harcadığı enerji miktarı yumurtadan daha fazladır. Haşlanmış yumurta bu yüzden çok iyi bir diyet yemeğidir.
* Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur, sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.
* Einstein 9 yaşından sonra akıcı konuşmaya başladı. Aile onda zihin geriliği olduğunu bile düşündü.
* Elma, soğan ve patatesin tadı aynıdır. Fark sadece tamamen kokularından kaynaklanır. Aslında hepsi tatlıdır.
* Salatalığın yüzde 96'sı sudur.
* Bal bozulmayan tek gıdadır.
* En parlak cisim olan ayın ışığının bize ulaşması 1,3 saniye sürüyor.
* Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat uzundur.
* Dünyanın en hızlı büyüyen bitkisi Bambu bir günde 90 cm. kadar uzuyor.
* Dünyanın en çok sатаn telefonu iPhone değil Nokia'nın 2003 yılında satışa çıkardığı ve 250 milyon sатаn Nokia 1100'dur.
* Alışveriş arabaları ve sepetleri daha çok şey satın almanız için büyük yapılmıştır. Yapılan deneyler boyutu iki katına çıkarınca tüketimin yüzde 19 arttığını ortaya koymuştur.
* Ak-47 (Kalaşnikof) makinalı tüfeği 1947 yapımıdır; buna rağmen bir çok modern silahtan daha yüksek kullanım ve hasar puanına sahiptir.
* Soğan doğrarken sakız çiğnenirse göz yaşarması önlenir.
* Jackie Chan dünyadaki bütün dövüş sporlarında dünya şampiyonu olmuştur.
* İnsan saçı, üç kilo ağırlık kaldırabilecek esnekliktedir.
* Ölüm anında dokunma ve görme hissinden sonra duyma yetisini kaybedilir. Kalp durduktan sonra ortalama 2 dk boyunca sesler algılanabilir.
* İnsomnia (uykusuzluk) şikayetiyle doktora başvuranların IQ değerlerinin normalden daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir.
* İnsanlar uykusunda koku alamaz. Yani, uykunuzda kucağınıza kokarca koysalar sarılıp uyursunuz.
* Oltayla tutulan balıklar, ağ ve torlarla tutulan balıklar gibi saatlerce acı çekmediğinden daha lezzetlidir.
* Niagara şelalesinden düşüp hayatta kalabilen ilk insan olan Bobby Leach, evinde portakal kabuğuna basarak düşmüş ve iç kanamadan ölmüştür * Çakmak kibritten önce üretilmiştir.
* Dünyanın en sadık canlısı denziatıdır. Eşi öldükten kısa bir süre sonra o da ölür.
* Bir salkım üzümden 2 şer 2 şer kopardığınızda en son her zaman 1 adet kalır.
* İnsan yılda en az 1460 rüya görür.
* Çabuk kızaran insanların daha tutkulu aşıklar olduğu kanıtlanmış bir gerçektir.
* Dünyada insanlara en çok verilen isim Muhammed'dir.
* Yıldız kayması diye adlandırılan şey atmosfere girdiğinde yanmaya başlayan küçük göktaşlarıdır.
* Cep telefonuyla konuşurken yürüyorsanız, yanınızdan biri geçtiğinde yere bakma eğilimine girersiniz.
* Google Earth programıyla Dünya'nın her yerini görüntüleyerek gezebilirsiniz. Ancak insanların % 95'i sadece kendi evine bakıyor.
* Anadolu ve Orta Asya'da, gelinin üzerine şans ve mutluluk getirmesi için darı atma geleneği vardır. "Darısı Başına" sözü buradan gelmektedir.
* Yorgunluk sadece fiziksel değil, duygusal olarak da yaşanır. Yani karşınızdaki sizi ne kadar çok severse sevsin bir süre sonra yorulacaktır.
* Ördeğin sesi yankı yapmaz.
* En büyük kuş yumurtası devekuşunundur. 15 - 20 santimetre uzunluğunda ve ortalama 1.7 kilogram ağırlığındadır. Kaynatılarak pişirilmesi 40 dakika sürer.
* En zeki hayvanlardan biri olarak kabul gören kargalar, tıpkı insanlar gibi yaşlı ebeveynlerini yıllar sonra gidip ziyaret ederler.
* 1 kuruş maliyetinin 1,92 kuruş olması sebebiyle tedavülden kalkmıştır.
* Sinekler ellerini ovuşturup kafalarından geçirme hareketini, uçarken yapışan molekülleri temizlemek için yaparlar.
* İngiliz ölçü birimindeki 1 inç in İngiltere kraliçesi 1. Elizabeth 'in el baş parmağının ucundan ilk eklem yerine kadar olan uzunluğun cm cinsinden değeridir. (2,54 cm) * Uyurken, TV izlerken olduğundan iki kat daha fazla kalori harcarız.
* Bir kilo limonda bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır.
* Süleymaniye camiinin 4 minaresi olmasının sebebi, Kanuni'nin İstanbul'un fethinden sonraki dördüncü padişah olmasıdır. Bu dört minaredeki on şerefe de Kanuni'nin Osmanlı'nın onuncu padişahı olmasının bir işaretidir.
* Başkan John F. Kennedy, yirmi dakikada dört gazete okuyabilirdi.
* Dünyanın en genç üniversite öğrencisi Ganesh Sittampalamdır.. Sittampalam üniversiteye başladığında daha 11,5 yaşındaydı.
* Atakama çölüne 400 seneden beri yağmur yağmamaktadır. Yağan yağmur da havada buharlaştığından yere düşmemektedir.
* Develerin 3 tane kaşı vardır.
* Yunuslar bir gözü açık uyurlar.
* Bir sineğin hızı saatte 8 km. Dir.
* Zürafanın dili 35 cm. kadardır.
* Bir insanın su ve yemek olmadan yaşayabildiği en uzun süre 18 gündür.
* Istakozların kanı mavi renktedir.
* Kelebekler ayaklarıyla tat alırlar.
* Fil zıplayamayan tek memelidir.
* Sığırların 4 tane midesi vardır.
* Kangurular geri-geri yürüyemezler.
* Erman Kunter, 1988 yılında Fenerbahçe formasıyla Hilalspor karşısında 153 sayı atarak rekor kırarken, ilk yarıda da attığı 81 sayıyla bir devrede en fazla sayı üreten basketçi olarak da tarihe geçti.
* Kediler şeker tadını ayırt edemezler.
* Atlar 1 ay kadar ayakta kalabilirler.
* Fare, bir deveden bile daha uzun süre susuz kalabilir.
* Timsahlar dilini dışarı çıkaramazlar.
* Zürafanın ses telleri yoktur.
* Zebralar beyaz üzerine siyah çizgilidir.
* Baykuş mavi rengi görebilen tek kuştur.
* Ünlü Arap şairi Kahire üniversitesi profesörü Şeyh Muhammed Abdul İbrahim 150 yaşında vefat etmiştir. 105 sene bekar yaşamış. 105 yaşında evlendikten sonra 5 çocuğu olmuştur.
* 2600 kadar kurbağa cinsi var.
* Yetişkin bir ayı at kadar hızlı koşabilir.
* Sadece domuzlar güneşten yanabilir.
* Deniz kobrası dünyanın en zehirli yılanıdır.
* Bir karıncanın koku alma yeteneği en az bir köpeğinki kadar gelişmiştir.
* Hayvanların en büyüğü mavi balinadır. (uzunluğu 33 m., ağırlığı 190 t.) * Sadece dişi sivrisinekler ısırır.
* Bir devekuşunun gözü beyninden büyüktür.
* Deve deniz suyu içebileceği gibi bir defada 250 litre su da içebilir.
* Osmanlı sultanlarının ve bazı alimlerin başlarındaki kavukların, kefenlerinden oluştuğunu, sık sık ölümü hatırlayıp ona göre karar verdiklerini, ayrıca öldükleri zaman hemen başlarındaki kefenle defnedildiklerini * Karınca kendi ağırlığının 50 katını taşıyabilir.
* Çekirgenin kulağı dizindedir.
* Yeryüzünün en sıcak yeri Afrikada El-Ezize bölgesidir. (Gölgede 58 derece) * Yeryüzünün en soğuk yeri Antarktika’da Vostok (Rusya) bölgesidir. (- 88.3 derece) * Uzaya ilk defa 12.04.1961 tarihinde Yuri Gagarin uçtu.
* İlk defa aya 21.07.1969 tarihinde Neil Armstrong ayak bastı.
* Eski Romada şişeden hazırlanmış kaplar altın ve gümüşden daha değerli sayılırlardı.
* Dünyada en eski üniversitesi 989 yılındaki Mısırın El-Ezher üniversitesidir.
* İlk yeraltı tüneli 1 km. uzunluğundadır ve bundan 4 bin yıl önce Irak'ta Fırat nehrinin altından geçmiştir.
* Paraguay dünyanın en yağışlı bölgesidir. Bölgede yağmur neredeyse ara vermez.
* Dünyada 2000'e yakın halk ve 3000 e yakın dil var.
* Paristeki Versailles Sarayının 1300 odası vardır ve hiç tuvaleti yoktur.
* Tarih boyu yapılmış savaşların en uzunu İngiltere ile Fransa arasında olmuştur. Bu savaş 115 sene(1338-1453) sürmüştür.
* İnsanın saçında 102 bine yakın, derisinde ise 20 bine yakın kıl olur. Kıllar her gün 0.35-0.40 mm. uzar.
* İngiltereli Thomas Korne 207 sene yaşamıştır.
* Dünyanın en uzun ömürlü insanı Çinli Li Ching-Yuen 256 sene yaşamıştır. (1680-1933) * Bir köstebek sadece bir gecede 90 m. tünel kazabilir.
* Bir hamam böceği kafası koptuktan sonra açlıktan ölmeden 9 gün yasayabilir.
* Hindistan'ın ücra ve fakir bir köyünde yaşayan Dashrath Manjhi, en yakın doktorun 70 kilometre uzakta olması yüzünden, doktor geç geldiği için karısını kaybeder. O da 1960 yılında eline kazmasını alarak, aradaki yolu 40km kadar kısaltacak bir yol yapmaya başlar. Tam 22 yıl sonra 110 metre uzunluğunda, ve 9 metre genişliğinde yolu tamamlar.
* Pasifik'te küçük bir ada ülke olan Tuvalı her yıl hiçbir şey yapmadan 4 Milyon Dolar Kazanıyor! Bunun sebebi ülkenin kısaltmasının TV olması ve . Tv uzantılı alan adlarının satışından elde edilen gelirlerden pay almaları!
* Radyoloji biliminin kurucusu ve radyoaktiviteyi keşfeden Marie Curie'nin çalışma notları, hala aşırı derecede radyoaktiftir. Bu yüzden özel izin, ve özel kıyafetlerle görülebilir.
* 1800'lerin ortasına kadar Istakoz, fakir yemeğiydi. Eskiden, en fakirler ve köleler ıstakozla beslenirmiş. Fare yemekle eş değer tutuluyormuş. Şimdiyse en sosyete yemeklerden..
* Berlin Duvarı yıkıldı ama, hala uzaydan bakınca Doğu Almanya ve Batı Almanya çok net bir şekilde fark edilebiliyor.. Sebebi, iki tarafta aydınlatma için farklı tarz ampullerin kullanılması!
* Titanik batmadan tam 14 yıl önce kitabı yazılmıştır. 1898 yılında yazılan kitabın adı Titan'ın Enkazı.. Evet ilk dikkat çeken benzerlik kitapta batan geminin adının Titan olması, gerçekte de Titanic olması. Ama sadece bununla kalmıyor! 1- Tita nic için batmaz deniliyordu, kitapta Titan için de aynı ifadeler kullanılıyor. 2- İkisinin de kapasitesi 3000 kişi. 3- Titanic 14 Nisan 1912'de Kuzey Atlantik'in 400 mil açıklarında buzdağına çarparak batıyor. Kitapta anlatılan Titan da, tamamen aynı şekilde, bir Nisan akşamı, Atlantik'in 400 mil açıklarında buzdağına çarparak batıyor !!! Kitabın yazarı kazadan sonra, bu kitabın fikri bana rüyamda geldi demiş..
* Rusya Pluto'dan daha büyüktür. Pluto: 16.650.000 kilometrekare / Rusya: 17.075.000 kilometrekare * Dünya'nın En Yüksek Noktası Everest'te 3G Çeker! Everest parkurundaki 5200 metre yükseklikte bulunan ilk kamp alanına kurulan baz istasyonu sayesinde tüm Everest tırmanışı esnasında cep telefonunuz çeker. İsveçmerkezli mobil operatör firması TeliaSonera'nın sahip olduğu Ncell (Nepal'in Mobil Operatörü) kurmuş baz istasyonunu..
* Gravity filminin bütçesi 100 Milyon Dolarken, Hindistan Mars Uydusu projesinin toplam bütçesi 73 Milyon Dolardır.
* Normal kutu kola suda batarken, kutu diyet kola batmaz..
* Pasifik okyanusundaki bir adanın içindeki gölün içindeki adanın içindeki gölün içinde bir ada daha vardır.
* Paraguay bayrağı dünyadaki önü ve arkası farklı olan tek bayraktır. Ortadaki logo önde değişik, arkada değişiktir.
* Süper Mario oyunundaki bulutlarla çalılar aynı şekillere sahiptir. Bulutlar beyaz, çalılar yeşile boyanmıştır.
* Aşırı sessizlik sizi delirtebilir. Dünyanın en sessiz yeri, Orfield Laboratuarlarındaki yankı odası. Ses dalgalarının %99.99'unu absorbe edebilen yapısı ile insanları gerçekten çok ilginç bir şekilde etkiliyor. O kadar sessiz ki, kendinizi duymaya başlıyorsunuz. Kalp atışınız, midenizden gelen sesler, nefes alış verişiniz, hatta kanınızın pompalanmasının ve akışının sesi. Yeteri kadar vakit geçiren denekler, dengelerini kaybedip halisünasyon görmeye başlamışlar. 45 dakikadan fazla dayanansa olmamış.
* Dubai'deki Burj Khalifa gökdeleni o kadar yüksektir ki, Güneş'in doğuş ve batışını 2'şer kez izleyebilirsiniz. Burj Khalifa'nın tepesindeyeken o kadar yüksektesinizdir ki, Dünya'nın yuvarlaklığını bile farkedebilirsiniz. Tepedeyken Güneş'in doğduğunu gördüğünüz anda hemen asansörle en alta inerseniz, havanın aslında hala karanlık olduğunu ve Güneş'in doğmadığını görebilir, tekrar deniz üstünden doğuşunu izleyebilirsiniz.
* Venüs'te 1 Gün, 1 Yıldan Daha Uzundur. Venüs'ün kendi etrafında 1 tur dönmesi Dünya zaman ölçüsüyle tam 243 gün sürer. Güneş etrafında 1 tur dönmesi ise 224.7 gün.
* Bir kavanoz balı 3000 yıl saklayabilirsiniz.
* Tüm Internet 540 Milyar Trilyon (10 Üzeri 21) Elektron ile birbirine bağlı. Toplam ağırlıkları yaklaşık 1 çilek kadar..
* İskambildeki papazlardan sadece kupa papazının bıyığı yoktur.
* Pablo Escobar'ın uyuşturucu karteli o kadar büyüktü ki, her yıl 2500 dolarlık paket lastiği alınırdı.. Paraları tutmak için.
* Dünyada 4300’den fazla ve birbirinden farklı din vardır.
* Karaoke kelimesi Japonca kara ve orkestra kelimelerinin kısaltılmasıdır. Kara ise Japonca’da boş anlamına gelir.
* Her iki kişiden 1 tanesi en son ne zaman telefonundan ayrı kaldığını hatırlayamıyor.
* İnsanların 3’te 2’si denize çiş yaptıklarını itiraf ediyorlar. Peki denize çiş yapmak zararlı mıdır? İdrarın, yüzde 95’i sudur, bunun dışında sodyum, klorür içerir, yani sofra tuzunun içeriklerir ki bunlar zaten denizsuyunda olan maddelerdir. İdrarın deniz suyunda olmayan tek içeriği üredir. Bilim adamlarıan göre üre deniz bitkileri için besleyici bile olmaktadır.
* Dünyada köken, dil, ırk gözetmeksizin bütün yeni doğan bebekler 440 hz yüksekliğinde ve “la” notasıyla ağlar.
* 60 yaşın üzerindeki her 4 kişiden 1’inin hiç dişi yoktur.
* Dünyadaki Facebook kullanıcılarının 189 milyonu (ülke nüfusumuzun 80 milyon civarlarında olduğunu hatırlatayım) Facebook’u yalnızca telefon uygulaması olarak biliyor ve yalnızca telefondan kullanıyor.
* Türk erkeklerinin boy ortalaması 1,72, kilo ortalaması ise 75,8 kilogramdır.
* Türk kadınlarının boy ortalaması ise 1,61, kilo ortalaması ise 66,9 kilogramdır.
* Develer hiç su içmeden 3 ay boyunca çölde yaşayabilirler.
* İnsanların saçları neden beyazlar biliyor musunuz? Çünkü aslında her insanın saçı zaten beyazdır fakat saç kökünden salgılanan bir pigment saçınıza renk verir. Bu pigmentin üretimi yaşınız ilerledikçe durur ve böylece saçlarınız doğal, beyaz rekli haline döner.
* Haşlanmış yumurta besin değerleri yüksek olsa bile sindirimi de bu ölçüde enerji yakıcı olduğu için iyi bir diyet yiyeceğidir.
* Karabasan yani uyku felci hakkında bilimsel olarak çok fazla veri olmaması ilginç bir konu olmakla birlikte, bazı ekstrem kaabasanların süreleri 4-5 saati bulabilmektedir.
* Kaptan korsanların kullandıkları tek göz bandının amacı, karanlık yerlere girildiğinde karanlığa alışma süresini ortadan kaldırmak içindir.
* Denizin 10 metre derinine indiğinizde kanınız yeşil görünür. Çünkü bu seviyeden sonra kırmızı ışık dalgası bulunmaz.
* General Douglas Mac Arthur'un Batı Cephesine atanmak için yaptığı iki başvuru da reddedilmiş. Ama yılmak bilmeyen Mac Arthur üçüncü kez başvurmuş ve böylelikle tarih kitaplarına geçmeyi başarmış.
* Basketbol yıldızı Michael Jordan lisedeyken basketbol takımından atılmış.
* Winston Churchill altıncı sınıftayken sınıfta kalmış. İngiltere Başbakanı olduğunda ise, tam 62 yaşındaymış. Başbakan olduktan sonra çok kez geri adım atmak zorunda kalmış ve büyük yenilgiler yaşamış. Yaşamının en büyük başarılarını emekli olduktan sonra elde etmiş.
* Ünlü opera sanatçısı Enrico Caruso'nun anne babası, oğullarının hep mühendis olmalarını istemişler. Caruso'nun müzik öğretmeni ise, onun sesinin hiç iyi olmadığını ve şarkı söylemesinin olanaksız olduğunu söylemiş.
* Albert Einstein 4 yaşına kadar konuşamamış. Okumayı ise yedi yaşında öğrenebilmiş. Öğretmeni Einstein'ı tanımlarken şu ifadeleri kullanmış:
"Kafası çok yavaş çalışıyor. Üstelik çok asosyal ve aptalca düşlerin peşinde bir serseri. "Okuldan atıldığı için de Zürih Politeknik Okuluna kabul edilmemiş.
* Louis Pasteur üniversitedeyken vasat bir öğrenciymiş ve kimya dersinden aldığı ortalama not ise, 22 üzerinden 15'miş.
* Blue Book Mankenlik Ajansı'nın yöneticisi olan Emmeline Snively 1944 yılında Norma Jean Baker'e (Marilyn Monroe), "Bence sen ya sekreterlik yap ya da evlen; bu işi başaramazsın" demiş.
* Decca plak şirketi, ünlü İngiliz rock grubu Beatles ile çalışmayı reddettiğinde şöyle bir açıklama yapmış:
"Tarzlarından hiç hoşlanmadık. Onlardan çok daha iyi gruplar var."
* Grand Ole Opry'nin menajeri Jimmy Danny 1954 yılında ilk performansından sonra Elvis Presley'i işten kovmuş. Presley'e ise şunları söylemiş:
"Hiçbir işe yaramazsın, oğlum. Sen giт kamyon sürücülüğüne dön!"
* Alexander Graham Веll 1876 yılında telefonu icat ettiğinde, kimse telefonu kullanmak istememiş. Başkan Rutherford Hayes ise bu konuda şunları dile getirmiş:
"Çok gülünç bir buluş. Böyle bir aleti kim kullanır ki?"
* Thomas Edison elektrik ampulünü icat ettiği zaman, ampulü çalışır hale getirebilmek için 2000'in üzerinde deney yapmak zorunda kalmış. Bir gazeteci kendisine bu kadar başarısızlığa uğradıktan sonra neler hissettiğini sorunca, onu şöyle yanıtlamış:
"Hiç başarısızlığa uğramadım ki. Ben elektik ampulünü icat ettim ve bu icat sadece 2000 aşamalı bir süreçti. "
* İşitme kaybı geçen yıllarla giderek artan Ludvig Van Beethoven, 46 yaşında tamamen sağır olmuş. Ancak, en büyük bestelerini - bu besteler arasında beş önemli senfoni vardır - yaşamının son yıllarında yapmış.
* Bence dünya pazarında ancak 5 bilgisayara yer var. "(Thomas J Watson, IBM, Yönetim Kurulu Başkanı. ) * Telefon denen bu aletin o kadar çok eksiği var ki, ona bir iletişim aracı demek ciddiyetten uzaktır. Bu aletin bizce hiçbir değeri yoktur. (Western Union dahili memorandum, 1876) * Aktörlerin konuşmalarını kim duymak ister ki?" (H. M. Warner, Warner Brothers, 1927) * Onların soundunu sevmiyoruz, zaten gitar müziğinin de modası geçiyor. "(1962 de the Beatles'ı reddeden Decca Kayıt Şirketi. ) * Biz de Atari firmasına gittik ve, ‘Hey, bizim harika bir şeyimiz var, sizin bazı parçalarınızı bile imal edebiliriz. Bize parasal kaynak olmaya ne dersiniz? Ya da onu size verelim. Biz sadece onu yapmak istiyoruz. Maaşımızı ödeyin, sizin için çalışalım.' ‘Hayır', dediler. Sonrada Hewlett - Packart'a gittik. Onlar da, ‘Hey, size ihtiyacımız yok. Siz daha üniversiteyi bile bitirmemişsiniz, ' dediler. "(Apple Computer Inc. kurucusu Steve Jobs, Steve Wozniak'la birlikte tasarladıkları kişisel bilgisayarı, Atari and H-P'ye götürdüklerinde) * Petrol çıkarmak için kuyu açmak mı? Yani toprağı delip petrol aramaktan mı söz ediyorsun? Sen delisin!" (Edwin L. Drake 1859'da bazı kuyu açıcılara iş teklifi götürdüğünde, onlar ona bu cevabı vermişlerdi. ) * Gelecekteki bilimsel ilerlemeler ne olursa olsun, insanlık Ay'a asla ulaşamayacaktır." (Dr. Lee De Forest, vakum tüpünün kaşifi ve televizyonun babası. ) * Keşfedilebilecek her şey keşfedilmiş bulunuyor. "(Charles H. Duell, commissioner, U. S. Office of Patents, 1899) * Lokomotiflerin posta arabalarından iki kat daha hızlı gidebileceği hakkında beslenen kanaatten daha saçma ne olabilir?" (The Quarterly Review, England (March 1825) * Ameliyatlarda acının dindirilmesi aptalca bir hayaldir. Onu aramaya çalışmak saçmalıktır. Ameliyatlardaki bıçak ve acı hastaların zihninde ebediyen birlikte yaşayacak iki kelimedir." (Dr. Alfred Velpeau (1839) French surgeon) * İnsanların Ay'a seyahat edebileceklerini düşünmek, fırtınalı Kuzey Atlantik Okyanusunu buharlı gemiler kullanarak geçebileceklerini düşünmek gibidir. " (Dr. Dionysus Lardner (1838) Professor of Natural Philosophy and Astronomy, University College, London) * Ay'a roket göndermek gibi aptalca bir fikir, habis uzmanlaşmanın düşünceye karşı kapıları sımsıkı kapalı hücrelerde çalışan bilimcileri hangi saçma noktalara götürebileceğinin bir örneğidir." (A. W. Bickerton (1926) Professor of Physics and Chemistry, Canterbury College, New Zealand) * Paris sergisi kapanınca elektrik ışığı da sönecek ve artık ondan hiç söz edilmeyecek. "(Erasmus Wilson (1878) Professor at Oxford University) * İyi bilgilenmiş kimseler bilirler ki, sesi teller üzerinden nakletmek imkansızdır, bu mümkün olsa bile böyle bir şeyin pratik bir değeri olamaz. "(Editorial in the Boston Post 1865) * Geçen yıl hiç bir radikal gelişme ortaya çıkmamış olmasından anlaşılıyor ki otomobil gelişiminin son noktasına pratik olarak ulaşmıştır. "(Scientific American, Jan. 2, 1909) * Havadan hafif ve uçabilen makineler imkansızdır. "(Lord Kelvin, ca. 1895, Biritish mathematician and physicist) * Radyonun geleceği yoktur. "(Lord Kelvin, ca. 1897) * Televizyon teorik ve teknik olarak mümkün olsa bile ben onun ticari ve finansal bakımdan imkansız olduğunu ve geliştirilmesi için çok fazla zaman harcamamak gerektiğini düşünüyorum. "(Lee DeForest, 1926 American radio Pioneer) * ENIAC'ın üstündeki hesap makinesi 19,000 vakum tüpüyle donatıldığına ve 30 ton geldiğine göre, gelecekteki bilgisayarlarda belki de sadece 1,000 vakum tüpü bulunabilir ve onlar 1,5 ton ağırlığında filan olabilir."(Popular Mechanics, March 1949) * Herkesin evinde bir bilgisayar bulunmasının gereği yok. "(Ken Olson, 1977, President, Digital Equipment Corp. ) * Nükleer enerjinin bir gün elde edilebileceğine dair en ufak bir gösterge bile bulunmuyor. Bu, atomu istediğimiz gibi parçalayabileceğimiz anlamına gelirdi. "(Albert Einstein, 1932)
Kayserilinin biri ilahiyat okumak için Mısır'a EL-Ezher Üniversitesine gitmiş. Yedi senelik okulu memleketine hasret kaldığı için, altı sene sonra bırakmak istemiş. Hocası buna üzülmüş ve ona:
- "Oğlum gel, bir sene daha oku da, İslam'da Siyaseti öğren." demiş.
Kayserili ısrar etmiş ve:
- "Bana Siyaset miyaset lazım değil" demiş.
Kayserili, köyüne geldikten sonra camiye gitmiş ve hocanın vaazını dinlemeye başlamış. Duydukları öğrendiklerinin tam tersiymiş. Hoca kafirlerden dinsizlerden bahsediyormuş ki, bizim Kayserili ayağa kalkmış ve hocaya:
- "Hocam anlattıklarınızın hepsi yanlış." demiş.
Bunun üzerine hoca:
- "Aha kafirin teki de bu." demiş.
Bunun üzerine bütün cemaat bizim Kayserilinin üstüne yürümüş.
Canını zor kurtaran Kayserili, hemen Mısır'a geri dönüp başından geçenleri hocasına anlatmış ve son senesini de okuyup, tekrar köyüne dönmüş. Yine Camiye girmiş ve aynı Hocayı dinlemeye başlamış. Bir müddet sonra ayağa kalkmış ve:
- "Hocam, kusura bakmayın. Geçen sene size karşı çok büyük bir hata yaptım. Mısır'da hocamla konuştum ve siz haklıymışsınız. Hatta, sizden bir kıl koparan, Cennete gidecekmiş." deyince bütün cemaat ayağa kalkıp, hocanın üstüne yürümüşler.
* 1911'de Fransız terzi Franz Reichelt kendi buluşunu test etmeye karar verdi. Kendi yaptığı elbise şeklindeki paraşütle Eyfel kulesinden atladı. Ama paraşüt açılmadı.
* Avusturyalı Hans Steininger 1.4 metrelik sakalı ile meşhur olmuştu. 1567 yılında Steininger, kasabasında çıkan yangına yardıma giderken yanlışlıkla sakalına takılıp düşerek, boynu kırılarak ölmüştü.
* Amerika'da bir hayvanat bahçesinde görevli olan fil bakıcısı rutin temizliğini yaparken filin dışkısı altında kalarak can vermiştir.
* 8. yüzyılda yaşadığı düşünülen Çinli şair Li Po, Ay'ın, Yangtze Nehri'ndeki yansımasını kucaklamaya çalışırken boğularak ölmüştü.
* Hindistanlı beyzbol oyuncusu Ray Chapman bir beyzbol maçında atış sırasında öldü. 1920'de oynanan bir maçta kafasına beyzbol topu gelmesi yüzünden öldü.
* İsveç Kralı Adolf Frederick yemeği çok severdi ve bu yüzdende öldü. 1771 de 61 yaşında bir sofrada etler, ıstakozlar, çorbalar, tütsülenmiş etler, şampanya ve en sevdiği tatlıdan 14 tane yedikten sonra ölmüştü.
* Sivil savaştan sonra politikacı Clement Vallandigham çok başarılı bir avukat olarak tanınmıştı. 1871 Thomas McGehan 'in mahkemede savunmasını yaparken jüriye tabancanın pozisyonunu göstermek isterken kaza ile kendisini vurdu. Teorisi doğruydu ve müvekkili suçsuzdu ama bunu ispatlamak için yaptığı gösteride yaşamını yitirdi.
* Allan Pinkerton (1819-1884) meşhur Pinkerton detektif ajansını yaratan kişiydi. Suç tahlil teknikleri konusunda çok önemli çalışmaları vardı. Böyle bir araştırma sırasında kaptığı enfeksiyon yüzünden yürürken öldü.
* 2 Şubat 1959'da Rusya'nın Ural Dağları'nda yaşanan olay, ülkenin en ünlü çözülememiş gizemi oldu. 28 Ocak' ta Ural Politeknik Enstitüsü'nden on öğrenci kış yürüyüşü ve kısa süreli kamp için yola çıktı. Bir öğrenci kendini kötü hissedince dağda uygun bir bölgede kendini toparlayabilmek için kaldı. Diğer dokuzu ise ormanda bulundu. Terk ettikleri çadırları içeriden yırtılmış bir şekilde bulundu. İlk iki ceset ormanın içinde yalınayak ve sadece iç çamaşırları ile, sonraki üç ceset ise benzer bir durumda yakın bir yerde bulundu. Bundan iki ay sonra ise, son kurbanlar 75 metre uzaklıkta kar altında gömülü bulundu. Dört öğrencide büyük iç yaralanmalar, kırık kaburgalar ve ezilmiş kafatasları vardı. Birinin dili yoktu. Gerçek şu ki müfettişler saldırıya benzer herhangi bir bulgu bulamadı. Son dört kurbanın da başkalarına ait olduğu düşünülen ve radyasyon içeren kıyafet giydikleri belirtildi. Çığ, uzaylılar ve askeri test ölüm olaylarıyla ilgili olarak ortaya atılan teorilerden birkaçı.
* 1998'de bir Fransız oldukça karmaşık bir intihar girişiminde bulundu. Bir deniz kıyısında yüksek bir yamacın tepesine çıkıp boynuna bir ip bağladı, ipi de büyük bir kayaya bağladı. Sonra zehir içti ve kendini ateşe verdi. Uçurumdan atlarken de tabancayla kafasına ateş etti! Ama devamı daha ilginç. Çünkü kurşun onu ıskalayıp ipi kesti, böylece adam suya düştüğünde asılı kalmadı. Soğuk su yanan elbiselerini söndürmekle kalmadı aynı zamanda onu şoka sokarak yuttuğu zehri kusmasını sağladı. Sudan bir balıkçı tarafından çıkarılıp hastaneye götürülen adam orada hipotermi (vücut ısısının aşırı düşmesi)den dolayı öldü.
* Meşhur viski tadımcısı Jack Daniel 1911 de bir sabah iş yerine erken geldi. Kasasını açmak istedi fakat şifreyi hatırlayamadı. Kızgınlıkla kasaya tekme attı ve ayak başparmağı yaralandı. Buradan kaptığı enfeksiyonla da öldü.
* Bobby Leach Niagara şelalelerinden bir fıçı içinde atlayan dünyadaki ikinci kişi. Bu atlayıştan başka ölüme meydan okuyan başka girişimleri de bulunuyor. Bu kadar cesur birisinin ölümü ise oldukça ironik. Leach, bir gün bir Yeni Zelanda sokağında yürürken bir portakal kabuğuna basınca kayarak düştü ve bacağını kırdı. Öylesine kötü bir kırıktı ki bacağın kesilmesi gerekiyordu. Cesur adam bir süre sonra kırıkta oluşan hastalıklar yüzünden öldü.
* I. Dünya Savaşı sırasında alınan yenilgilerle beraber Çarlık rejiminin içine girdiği kriz derinleşir. Sarayda önemli bir etkiye sahip olan Rasputin, Çariçe Alexandra Fyodorovna aracılığıyla devlet ve ordu yönetimine karışır, uzmanların önerilerinin aksine kararlar alınmasına yol açar. Zamanla rejimdeki başarısızlıkların nedeni olarak görülür. II. Nikolay' ında sırdaşı olması, kimi çevrelerce Alman yanlısı ve vatan haini olarak damgalanır. Monarşinin devamını isteyenler arasında Rasputin'in ortadan kaldırılmasıyla beraber yönetimin düzeleceğine inananlar suikast planlamaya girişir. Suikastçilerin önde gelen ismi Prens Feliks Yusupov'dur. Sarayda verilen bir yemek davetinde Rasputin'e zehir verilir. Pastalara ve kadehine siyanürün tozlaşmış hali konulur fakat Rasputin pastaları yemesine rağmen zehirlenmeyince silahla vurulur ve öldü zannedilir; ancak Rasputin ayağa kalkarak Prens'in yakasına yapışır. Sonrasında ise bahçeye kaçarken zorlukla bir kez daha vurularak karların üzerine düşer. Buzlu bir nehire atılan Rasputin, köprüden 140 metre uzakta ölü olarak bulunduğunda otopsi yapılır. Yapılan otopsi raporuna göre Rasputin kurşunlardan değil ciğerine dolan sudan, yani boğularak ölmüştür.
* "Modern dansın annesi" sayılan Isadora Duncan eşarp takmayı çok severdi. New York Times gazetesinde yazılan bir yazıda anlatıldığı şekliyle 1927 de çok hızlı bir otomobille giderken güçlü bir ipekten yapılan eşarbı rüzgar yüzünden direksiyona dolaştı. Korkunç bir güçle boğazını sıkan eşarbını viyolonselcisi ve kuaförü çıkartmaya çalışsalar da başarılı olamadılar. Araba durduktan sonra hemen ilk yardım yapılmasına rağmen bayan Duncan'ı kurtaramadılar.
* Homer ve Langley Collyer obsesyon derecesinde biriktirme hastalarıydılar. İki kardeş gazete ve bir sürü şeyi evlerinde biriktiriyorlardı. Evin koridorları, odaları, her yeri bunlarla doluydu. 1947'de evlerinde öldüler. Evlerinden 100 ton çöp çıktı. Kardeşler evde birbirlerinden 15 metre uzaklıkta bulunmuşlardı. Beslenebilmek için gazetelerin arasında tünel yapıp öyle hareket ediyorlardı.
* Jerome Irving Rodale sağlıklı yiyecek konusunda bir uzmandı. Organik tarımda bir öncüydü. Organik tarım ve bahçecilik konusunda bir dergi ve gazete çıkarıyordu. Büyük bir övünçle en az 100 yaşına yaşayacağını söylerdi. Rodale 1971'de Diск Cavett Show'da bir röportaj sırasında kalp krizi geçirip öldü. Show sırasında uyuduğunu sanan sunucu hatta şaka yaparak sıkıldınız mı diye sormuştu. Öldüğünde 72 yaşındaydı. Bu röportaj hiç yayınlanmadı.
* Christine Chubbuck televizyonda intihar eden ilk ve tek haber spikeridir. 1974 de TV programının başlamasından 8 dakika sonra sunucu depresyona girip şunları söyler. "Kanalın 40 yılında polisin son haberlerini, son kanlı cinayetleri ve renkli yaşamları aktardık. Şimdi bir tanesini daha göreceksiniz.' dedikten sonra tabancasını çıkartıp başına dayadı ve ateşledi.
* Tuvalette ölüme birçok örnek verebiliriz. Ancak Elvis Presley (1935 - 1977) bunların en meşhuru. Rock 'n Roll kralı Graceland'da bir pansiyonda tuvalette oturur vaziyette ölü bulundu. Doktorların söylediğine göre kalp krizi geçirmişti. Öldüğünde çok şişmandı ve çok fazla uyuşturucu kullanıyordu.
* Robert Williams bir robot tarafından öldürülen ilk kişidir. 1979'da Williams Ford Motor da depoda malzeme katlarına tırmanırken birden bire robotun çalışmasıyla hızlıca kafasına çarpması sonucu öldü. İkinci ölüm 1981 de Kawasaki de gerçekleşti. Kenji Urada 37 yaşında bir mühendisti. Çalışırken kırılan robotun kolu aniden dönerek Urada'ya çarptı ve ölümüne neden oldu.
* Aktör Vic Morrow Alacakaranlık kuşağı dizisinin çekimleri sırasında sette öldü. Bir helikopter patlama sahnesinde fırlayan pervane aktörün kafasını kopartarak ölümüne neden oldu. İki çocuk aktörde bu sebepten öldüler. Bu olaylardan sonra Amerika'da film setlerindeki güvenlik şartları ve kanunlar çok ağır koşullar getirilerek yenilendi.
* 1982 de 27 yaşındaki David Grundman Kaktüs reklamları için çöl bitkilerine tabancasıyla atışlar yapıyordu. Fakat bir atışı sırasında kaktüsten fırlayan bir parça ona çarparak ölümüne sebep oldu. Günümüzde bir bitki yüzünden ölen tek kişi olarak biliniyor.
* Amerikalı oyun yazarı Tennessee Williams 1983'de otel odasında şişe kapağıyla boğulmuş olarak bulundu. Bulunduğunda çok sarhoş olduğu anlaşıldı.
* 1983 de Cankurtaranlar partisi kutlamalarında sezonun ilk boğulması yaşanmış. Parti sona erdiğinde 31 yaşındaki Jerome Moody rekreasyon bölümünün havuzunda ölü bulundu. Acıdır ki cankurtaranlar cankurtaranı kurtaramadılar.
* Diск Shawn (1924-1987) bir komedyendi. Sahnede bir showu sırasında geçirdiği kalp krizi sonunda öldü. Diск Shawn politikacılar ve onların seçim kampanyaları ile dalga geçen komedi programları yapıyordu. Bir gösteri sırasında şakalarını yaparken kalp krizi geçirip sahnede bayıldı. Eve götürülen komedyen öldü.
* İngiliz 'king Kong' lakaplı güreşçi Kirk 1987 de final maçında 'Belly-Splash' yaparken yani zıplayıp rakibinin üstüne düşme hareketini denerken kalp krizi geçirdi. Maçtan önce Kirk arkadaşına bir gün öleceğini ve bu ölümün ringde olmasını umut ettiğini söylemişti.
* 1991 yılında artist Christo ve Jeanne-Claude bir instalasyonlarında binlerce büyük şemsiye kullandılar. Bu şemsiyeler sarı ve mavi renklerdeydi. Bu büyük şemsiyeler 6 metre yüksekliğinde ve 8.7 metre genişliğindeydi. İki ay hazırlıktan sonra instalasyon sergilenmeye başlandı. Sergiyi gezen yaşlı bayan, çıkan bir rüzgar yüzünden üstüne düşen şemsiyenin altında kalarak öldü.
* 1991'de 57 yaşındaki Taylandlı kadın Yooket Paen çiftliğinde yürürken bir inek pisliğine basıp düştü. Düşerken tellere tutunmaya çalışırken elektrik çarpması sonucu öldü. Kısa bir süre sonra kardeşi 52 yaşındaki Yooket Pan komşusunu olay yerine göstermek için götürdü. Fakat ne şanssızlıktır ki o da aynı yerde inek pisliğine basıp aynı şekilde elektrik çarpması sonucu öldü.
* 1999'da 67 yaşındaki Betty Stobbs İngiltere'de motorunun arkasına bir koyun aldı. Fakat koyun çok açtı. Sahibin arkasında karnını doyurmak isterken dengeleri bozuldu ve 100 metreden düşerek öldüler.
* 2006 da Avustralyalı vahşi yaşam uzmanı ve TV programcısı Steve "Timsah avcısı" Irwin kalbine saplanan bir vatoz balığı iğnesi sonucu öldü.
* Mariesa Weber iki hafta ailesinden haber alamadı. Onları yatak odasında kitaplığın altında ölü buldu.
* Marko ve Roberto de Solisa adlı iki kardeş, birbirleriyle pek iyi geçinemiyorlardı. Roberto'nun sık sık kendisiyle alay etmesine dayanamayan Marko, kardeşini, kafasına sıktığı tek kurşunla öldürdü. Buraya dek her şey normal sayılabilir. Anormal olan, Marko ile Roberto'nun yapışık ikiz olması ve aynı dolaşım sistemini paylaşması. Roberto'nun ölümünden 5 dakika sonra, kan dolaşımının durması sonucu Marko da yaşamını yitirdi. Böylece işlediği cinayet, intihara dönüşmüş oldu.
* Kamboçya'da iki asker, patlamamış mayınla futbol oynamaya kalkınca mayın patladı ve yaşamlarını kaybettiler. Olayı ilginç kılan bir başka nokta, parçalanarak can veren iki askerin, Kamboçya ordusunun en iyi mayın uzmanları olmalarıydı.
* ABD'nin Alabama eyaletinde 25 yaşındaki bir asker, tükürme alışkanlığının kurbanı oldu. Pencerenin kenarına oturarak, tükürüğünü büyük bir tencere biçimindeki sokak lambasına isabet ettirmeye çalışan asker, dengesini kaybedip 11'inci kattan düştü.
* New Hempshere eyaletinde on yaşındaki bir çocuk, kolasını çiviyle açmaya çalışırken yaşamını yitirdi. Kolanın içindeki gaz basıncıyla fırlayan çivi, çocuğun boğazına saplandı ve çocuk yaşamını yitirdi.
* Japon bilim adamları, 1971 yılında bir tepelik araziyi yangın hortumları ile bol miktarda suladılar. Amaç, toprak kayması ve yağmur fırtınası efekti yaratmaktı. Tepenin aniden çökmesi ile 4 bilim adamı ve 11 izleyici kişi hayatını kaybetti. Sonuçta bilim adamı olsanız bile tedbirli olmak gereklidir.
* 1983 yılında San Diego'da bir kadın, bir alışveriş merkezinde hırsızlık yaparken polislerce yakalandı. Polislere eğer onu bırakmazlarsa nefesini tutacağını ve kendini öldüreceğini söyleyen kadın, ölünceye kadar nefesini tutarak hayatını kaybetti.
* Allan Pinkerton, 1884 yılında bir kaldırımda yürürken kayarak dilini ısırmıştı. Bu talihsiz ısırık daha sonra enfeksiyona dönüştü ve Pinkerton'ın hayatına maloldu.
* Danimarkalı astronom Tycho Brahe, 1601 yılında düzenlenen ve çok uzun süren bir ziyafette çişini tutmak zorunda kalmıştı. (Yemeğin ortasında kalkmak çok kaba bir hareket olarak yorumlanıyordu) Mesanesi gereğinden fazla dolan Brahe, bu sebeple ortaya çıkan enfeksiyon yüzünden hayatını kaybetmişti.
* Amerika'da 1995 yılında bir kola makinesinden bedava içecek almaya çalışan adam makineden fırlayan kutu kolanın kafasına isabet etmesi sonu hayatını kaybetti.
* Arjantin Buenos Aires'te gerçekleşen ölüm olayında karısını öldürmeye çalışan adam karısını, kaldıkları otelin 23. katında aşağıya atar. Kadın aşağı düşerken elektrik tellerine takılır. Karısının ölüp ölmediğinden emin olmak isteyen adam kendisini de aşağı atar, tellere tutunamaması sonucu yere çakılarak hayata veda eder.
* İtalya'da gerçekleşen bir ölüm olayında Pisa kentinde oturan Romollo Ribaldo isimli adam işsiz olduğu için intihar etmeye karar verir. 42 yaşındaki Romollo Ribaldo'ya eşi intihar etmemesi için dil döktü. İkna olan Romollo ağlamaya başladı ve elindeki silahı yere fırlattı ve kötü sürpriz! Yere düşen silah ateş aldı. Silahtan çıkan kurşun Romollo'nun eşine isabet etti ve kadın öldü.
* Khay Rahnajet isimli Iraklı bir terörist içinde bomba düzeneği olan bir paketi posta ile suikast adresine gönderdi. Paketin üzerinde yeteri kadar pul olmadığı için posta servisi paketi geri postalar. Paketi alan acemi terörist pakete bomba düzeneği kurduğunu unutarak paketi açar, bombanın patlaması sonu parçalanarak ölür.
* Eşine şaka yapmak isteyen Jake Fen isimli bir adam kendisini asmış süsü verir. Eve gelen eşi kocasının kendisini astığını görünce bayılır. Bu sırada kapıyı açık gören komşuları olan kadın içeri girer. Jake ve eşinin öldüğü zanneden kadın evi soymaya karar verir ve ne varsa toplar. Evden topladıkları ile dışarı çıkmak üzere olan kadına Jake tekme atar. Kadın cesedin canlandığını zannederek korkudan ölür.
* New York'un işlek caddelerinin birinde bir otomobil yürüyen bir yaya hafifçe çarptı. Yaya tam yerden kalkacağı sırada yoldan geçen birisi kalkmazsa sigortadan yüklü miktarda para alabileceğini söyler. Yayada yola tekrar yatar. Otomobil sürücüsü ise yayanın yerden kalktığını düşünerek gaza basar ve yaya otomobilin altında ezilerek can verir.
* Mısır'da bir çiftçilik yapan bir adam tavuklarından birinin Nil nehrine düştüğünü farkeder ve tavuğunu kurtarmak için nehre atlar. Fakat girdaba yakalanınca kıyıya dönemez ve yardım ister. Adamın yardımına yetişen oğlu başarılı olmaz ve o da girdaba kapılır. Baba oğul kurtarılmak için yardım istemeye başlarlar. Adamın karısı kızları ve diğer oğlu yardım etmek isterler fakat onlarda başarılı olmazlar. 6 kişilik aile boğularak can verir fakat tavuk kurtulur.
* Hampshire'dan Michael Toye yakın bir dostuna beyaz ispirtonun yanıcı bir madde olduğunu kanıtlamak için kendini bir bagajın içine hapsederek üstüne beyaz ispirto döktü. Şaşkın adamın bedeni bir anda alev alınca yanarak can verdi.
* Gökyüzü dalışı yapan tecrübeli hava akrobatı Ivan McGuire 1988 yılında Kuzey Carolina'da 3 bin metreden yapacağı atlayışı görüntülemek için harekete geçti. 3 bin metre yükseklikten kendini boşluğa bırakan McGuire. Kamerasını unutmamıştı ama maalesef paraşütünü unutmuştu. Doğal olarak yere çakılarak öldü.
* Kurutma makinesinin azizliğine uğrayan Ray Washbrook makinenin içine sıkışmış pamukları temizlemek için sanayi tipi kurutma makinesinin içine girdi. Yaklaşık 20 dakika 110 derece ısıda dönen zavallı adam hemen oracıkta can verdi.
* 50 yaşındaki Alex Mitchell, BBC'de yayınlanan komedi dizisine gülerken kalp krizi geçirerek öldü. 'Gülmekten öldü' deyiminin karşılığını tam olarak sergileyen Mitchell, 'Goodies' dizisinin kurbanı oldu.
* 59 yaşındaki Kaliforniyalı, havuzun drenaj borusuna kapılınca canından oldu. Havuzun boşaltım kanalındaki 300 lbs’lik çekim gücüyle bir anda neye uğradığını şaşıran talihsiz adamın ince bağırsakları dışarı fırlamış bile olabilir.
* Henri M’Bongo isimli tavuk hırsızı Kamerun’daki bir vukuatında çaldığı tavukları çiğ çiğ yemesi için zorlandı. Tavukların tüyünden ve kemiklerinden dolayı boğulan hırsız çiğ tavuktan öldü.
* Fransa’da cenaze görevlisi olan Marc Bourjade, tabutların tepesine düşmesiyle can verdi. 1982 yılında gerçekleşen olay sonrasında Bourjade’ın ölü bedeni de üzerine düşen tabutlardan birine konarak toprağa verildi.
* Hampshire’da kronik horlama sorunu yaşayan Mark Gleeson, bu kronik rahatsızlığından kurtulmak için bir gece kadın pedlerini burnuna tıkadı. Gleeson uykusunda boğularak öldü.
* Belçika’da bir hava gücü, Sudan’da yiyecek yardımı yaptığı sırada yiyecek kasalarını üç Sudanlı’nın üzerine düşürerek, 3 adamın ölmesine neden oldu. İyilik için yapılan girişim ölümle sonuçlandı.
* İran’da araba içindeki iki adam havada uçan kartalın azizliğine uğradı. Gagasındaki kobra yılanı bir anda düşünce olanlar oldu. Aracın içine düşen kobra tarafında ısırılan adamlar kartalın kurbanı oldu.
TÜRKİYE'NİN EN İLGİNÇ ÖLÜMLERİ * Erzurum'da rahatlatır düşüncesiyle müşterisine masaj yapan berber adamın boynunu aniden sağa sola çevirirken boynunu kırar ve adam oracıkta hayatını kaybeder.
* Bir işçi 600 tonluk press makinesinin arasından emeklemek suretiyle geçerek, ucundaki 2450 santigratlık fırında sigarasını yakmaya çalıştı. Mekanı Cennet olsun.
* Kurtarmaya gelen ambulans yerde yatan yaralının suratına park etti. Yaralının toprağı bol olsun.
* Midesine kaçan sineği öldürmek amacıyla ağzına sinek ilacı sıktı. Allah kalanlara akıl fikir versin.
* Adam, yolda mutlu mesut yürürken kafasına balkon düştü. Toprağı bol olsun, iyi adamdı.
* Adam, para çekmek amacıyla girdiği bankamatik gişesinde elektrik çarpması sonucu öldü.
* Nüfus sayımı nedeniyle bom boş olan otoyolda bir sayım görevlisi bariyerlere çarptı ve vefat etti.
* Kafasında mermer kırdırmaya çalışan medyatik bir karateci, travma sonucu öldü.
* Bir arabaya 11 kişi binip viyaduğe uçmak suretiyle, 11 kişi Allah'ın rahmetine kavuştu.
* Katta olmayan asansöre binmeye çalışan adam boşluğa düştü. Başımız sağ olsun.
* Balkona 50 kişi çıktılar ve sonuçta balkon çöktü. Böylece toplu ölüm gerçekleşti.
* Ormanda zehirli mantarları mangalda bir güzel közleyip afiyetle yiyen aile bir daha evine dönemedi.
* Yatağındaki tahtakurusu ve bilumum haşaratı öldürmek için yatağını ilaçladı ve aradan iki, üç dakika geçmeden aynı yatakta derin bir uykuya daldı. Sabahı getiremedi.
* Elektrik direğine yaslanıp ayakkabısına kaçan taşı çıkartmak için ayağını silkeleyen adam, o sırada yoldan geçmekte olan yardımsever bir laz vatandaşın elektrik çarptığını sanması üzerine, kafasına kürek, kalas vb sert cisimlerle vurularak vefat etti.
* Trafik kazasından yaralı olan adam, kurtarıldı. Gayet sağlıklı bir şekilde olayı atlatan adam ambulansçı amcanın "yav sen bin hele film falan çekelim" demesi üzerine hastaneye gitmeye ikna edildi. Adam yolda ambulansın kaza yapması sonucu öldü. (Ambulansçı amca hala sağ) * Adam çok sıkışmıştı. İhtiyacını bir yerde gidermesi gerekiyordu. Müsait bir yerde pozisyon aldı ve icraata başladı. Nereden bilebilirdi ki işediği yerde elektrik tellerinin olduğunu.
* Aynı işyerinde biri gündüz bir gece vardiyasında olmak üzere çalışmakta olan baba, oğuldan; biri mobilette motor ile işe gitmekte diğeri ise bir başka mobilette ile eve dönmekte iken, yol üzerindeki sert bir virajda karşılaştılar ve birbirlerine selam vermek isterken çarpışıp beraberce Hakkın rahmetine kavuştular.
* Sarhoş bir şekilde tem otoyolunda seyreden bir araçtaki beş kişi radyoda çalmaya başlayan oynak bir şarkı üzerine aracı sağa çektiler ve tem'de göbek atmaya başladılar. Sonucuna katlandılar tabii. İşin ilginç yanı ise bu 5 kişiden 5'ininde ölmesi ve beşine de ayrı ayrı araçların çarpmış olması.
* Giriş katın bir kat altında olan ve üstü ahır olarak kullanılan köy kahvesinde okey oynayanlar, üstlerine, katın çökmesi sonucu inek, öküz vb. büyükbaş hayvanların düşmesi ile köy mezarlığındaki anahtar teslim çukurlarına yerleştiler.
* Eskiden anlatılan bir lunapark vakası: Parkın 2 kafadar gece bekçisi, park kapandıktan sonra, dönen salıncaklara binmeye karar vermişler. Yönetici kabinine girmişler aleti çalıştırmışlar. Makinenin ısınması için 1 dakika kadar süre gerekiyor tabii. Salıncaklara bir güzel kurulmuşlar. 1 dakikalık süre geçmiş alet çalışmaya başlamış. Ama 2 kafadar seans süresini ayarlamayı unutunca, bütün gece kusarak Hakkın rahmetine kavuşmuşlar.
DİĞER İLGİNÇ ÖLÜMLERİ * New Orleans'ta, kimse boğulmadan geçirilen bir sezon sonucunda can kurtaranların verdiği partide boğularak ölmek: Jerome Moody, 1985 * Eyfel Kulesi'nden paltosunu paraşüt olarak kullanarak atlayıp ölmek: Franz Reichelt, 1911 * Sandalyeye bağlanmış 47 roket ile kendisini uzaya fırlatmaya çalışırken ölmek: Wаng Hu, 16. Yüzyıl * Çatıdan düşen ineğin altında kalarak ölmek: Joao Maria de Souza, 2013 * Vücuduna çorba enjekte ederek ölmek: Ilda Vitor Maciel, 2012 * Hamamböceği yeme yarışmasında çok fazla hamamböceği yiyerek ölmek: Edward Archbold, 2012 * Ayağına bıçak bağladığı dövüş horozunu kamerayla kaydederken bıçaklanıp ölmek: Jose Luis Ochoa, 2011 * Yere değecek kadar uzun olan sakallarına basarak boynunu kırıp ölmek: Hans Steininger, 1567 * Kendisini sonsuz yaşama ulaştıracağı düşüncesiyle cıva haplarını içerek ölmek: Çin'in ilk imparatoru Qin Shi Huang, M. Ö. 210 * Hayranların yolladığı hediyelerin altında kalarak boğulup ölmek: Atina meclis üyesi Draco, M. Ö. 620 * Sizi oynayan kişinin kalp krizi geçirdiğiniz anı canlandırmasını izlerken kalp krizi geçirerek ölmek: Gareth Jones, 1958 * 1 tonluk fabrika robotunun kolunun kafasına düşmesi sonucu robotların öldürdüğü ilk insan olarak ölmek: Robert Williams, 1979 * Kör bir adamın evine doldurduğu ıvır zıvır sonucu çıkış kapısını bulamaması sonucu açlıktan ölmesi: Homer Collyer, 1947 * Kendi tahta ayağı ile dövülerek öldürülmek: Sör Arthur Aston, 1649 * Atının üzerinde düşmanının kesik başını etrafa gösterirken, kesik baştaki bir dişin kendisine batması sonucu oluşan enfeksiyondan ölmek: Sigurd Eysteinsson, 1892 * Şerefine verilen ziyafette çok fazla yiyerek ölmek: Julian Offray de La Mettrie, 1751 * Savaş gazisi olduğunu kutlamak için ateşlenen top mermisinin altında ezilerek ölmek: John Kendrick, 1794 * Maktulün kendisini nasıl vurduğunu jüriye göstermek isterken kendi kendini öldürmek: Clement Vallandigham, 1871 * Evcil maymun tarafından ısırılma sonucunda ölmek: Yunanistan Kralı I. Aleksandros, 1920 * Kendi adını mezar taşında okuduktan sonra şok olup ölmek: Marcus Garvey, 1940 * Kazayla bir füzeyi kendine doğru ateşleyerek ölmek: HMS Trinidad savaş gemisi.
* Segway'ı icat edip, onunla uçurumdan aşağıya düşerek ölmek: Jimi Heselden, 2010 * Ofis camının kırılmaz olduğunu ispatlamak için bedeniyle cama vurma sonucu camın kırılmasıyla aşağıya düşüp ölmek: Gary Goy, 1993 * Aşırı dozda havuç suyundan ölmek: Basil Brown, 1974