• Home
  • Tüm Kategoriler
  • Popular
  • Komik Resimler
  • En İyi Fıkralar
  • En son şakalar
  • Nasrettin Hoca Fıkraları
  • +18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
  • Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
  • Bayburt Fıkraları
  • Bektaşi Fıkraları
  • Belaltı Fıkraları
  • Büyük Fıkraları
  • Cimri Fıkraları
  • Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
  • Çorum Fıkraları
  • Deli Fıkraları
  • Dini Fıkralar
  • Doktor Fıkraları
  • Dursun Fıkraları
  • Duvar Yazıları
  • Elazığ Fıkraları
  • Erkek Fıkraları
  • Erzurum Fıkraları
  • Evlilik Fıkraları
  • Fıkra Gibi Komik Olaylar
  • Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
  • İngiliz Alman Türk
  • Ingiliz-alman-turk-fikralari
  • Kadın Erkek Fıkraları
  • Kadın Fıkraları
  • Kamyon Yazıları
  • Kapak Edici Fıkralar
  • Karadeniz Fıkraları
  • Karı Koca Fıkraları
  • Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
  • Kısa Fıkralar
  • Komik Hikayeler
  • Komik Sözler
  • Köylü Fıkraları
  • Kurban Fıkraları
  • Mardin Fıkraları
  • Matematik Fıkraları
  • Meslek Fıkraları
  • Mühendis Fıkraları
  • Nam-ı Kemal Fıkraları
  • Okul fıkraları
  • Polisler hakkında fıkralar
  • Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
  • Ramazan Fıkraları
  • Sarhoş Fıkraları
  • Sarışın fıkraları
  • Savaş ve asker fıkraları
  • Seçim Fıkraları
  • Sekreter Fıkraları
  • Şoför Fıkraları
  • Soğuk Espiriler
  • Spor Fıkraları
  • Tarih Fıkraları
  • Temel Fıkraları
  • Trakya Fıkraları
  • Ünlülerden Fıkralar
  • Chuck Norris fıkraları
  • Futbol fıkraları
  • Kaynana fıkraları
  • Yahudiler hakkında fıkralar
Вицове за храната Food Jokes Essen Witze, Essenwitze, Essen... Chistes y anecdotas de Comidas Анекдоты про еду Blagues sur la nourriture Barzellette sulla cucina, Barz... Ανέκδοτα για Φαγητά Вицови за храна Türkçe Анекдоти на тему "Їжа" Piadas de Comida Dowcipy o Jedzeniu Mathumor Eten moppen, Voeding moppen Vittigheder og jokes om Mad og... Matvitser Ruokavitsit Ételekről Szóló Viccek Glume despre Mâncare Vtipy o Jídle Anekdotai apie Maistą Joki par Ēdienu Vicevi o Hrani
My Jokes Edit Profile Logout
  1. En son şakalar
  2. Yemek Fıkraları

Yemek Fıkraları

Add a joke En son şakalar En İyi Fıkralar
Bir gün bir köyde cenaze omuzlarda giderken, cenazeyi taşıyanlar tabutu yere düşürür ve tabut yokuş aşağı tarladan yuvarlanmaya başlar ve dereye düşer.
Derenin aşağısında bombayla balık avlayan adamlar “Acaba adamı biz mi öldürdük?” diye korkudan adamı askeriyenin tel örgülerine asarlar.
Askeriyenin içinde bir asker ölü adamı düşman sanıp yaylım ateşine tutar ve sonra adam hastaneye kaldırılır.
Hemen ameliyata alırlar. Ameliyat tam 6 saat sürer. Ameliyattan çıkan doktor şöyle der:
“Ameliyat uzun sürdü ama yaşama şansı var”
0
0
4
İki kardeş, yeni gelen valiyi yemeğe davet ederler. Vali gelir, sofra kurulur ve yemekler yenmeye başlanır.
Valinin bir tarafında küçük kardeş, diğer tarafında da büyük kardeş oturmaktadır. Vali ortada çok küçük görünür. Büyük kardeş ortaya gelen kuzunun bir budunu koparıp alır. Sonra küçük kardeş de diğer budunu koparır. Vali ise budun ucundan küçük bir parça koparıp yavaş yavaş kemirmeğe başlar. Valinin durumunu fark eden küçük kardeş:
“Yav vali efendi, o ne öyle şey kadar parçayi almışsın, evirip çevirisin. Bizim gibi yapsana” der.
Vali herkesin içinde kıpkırmızı olur. Bu arada büyük kardeş olayın farkına varır ve kardeşine çıkışır, durumu düzeltmeye çalışarak:
“Oğlum itoğlit, hadi vali bi bok yedi. Yani onu yüzüne mi vurmak lazım. Kalk kaybol gözümün önünden” der.
0
0
4
Fadime Hanım saf bir kadın, etliye sütlüye karışmaz, ama lafın nereye gideceğini de bilmezmiş. Bir gün, hamamda kendisini yıkayan gelinine teşekkür etmiş:
- “Kızım sen beni payhladın, Allah da seni payhlasın!”
(Payhlanmak temizlenmek anlamı taşır ancak “Allah seni payhlasın” ise beddua yerine geçer “Allah senin canını alsın” anlamına gelir.
0
0
4

Nasreddin Hoca’nın canı çok balık çekmiştir. Akşam yemeği için biraz balık satın alır. Akşamleyin karısı, ona akşam yemeği olarak çorba ile pilav verir. “Balık nerede?” diye sorar Hoca.
“Aa, onu kediniz yedi! Kötü bir hayvandır o!” der karısı.
Nasrettin Hoca çok kızar. Kedi ile karısını, evinin yanındaki dükkana götürür ve kediyi dikkatle tartar. Sonra karısına döner ve, “Balığım, üç kilo ağırlığındaydı. Bu kedi de üç kilo geliyor. Balığım buradadır, diyorsunuz. O halde kedim nerededir?!” der.
0
0
4
Sıcak bir yaz günü Nasreddin Hoca’yı iftara çağırmışlar. Ortaya önce bir tencere soğuk hoşaf gelmiş. Muzip ev sahibi eline bir kepçe almış, misafirlere ise birer tatlı kaşığı vermiş.
Ev sahibi kepçeyle her hoşaf içişinde :
- “Oohhh , öldüüümm” diyormuş.
Hoca ile öteki davetliler ellerindeki küçücük tatlı kaşıklarıyla hoşafı içmeye çalışıyorlar, ama ne hoşafın tadını alıyorlar, ne de susuzluklarını giderebiliyorlarmış. Ortadaki hoşaf tenceresi de bitmek üzere:
Hoca dayanamayıp ev sahibine seslenmiş;
- “Efendi” demiş. “Senin devamlı ölüp ölüp dirilmen bizleri çok üzüyor. Şu kepçeyi ver de senin yerine biraz da biz ölelim!…”
0
0
4
Nasreddin Hoca, zengin, obur ve aç gözlü, bir Akşehirli ile beraber Konya’ya gidiyormuş. Yolda acıktıkça yanlarındaki azıklarını çıkarıp yemeğe oturuyorlarmış. Hoca daha bir iki lokma yemeden, adam azığın hepsini mîdesine bi güzel indiriyormuş. Adam yolda sürekli kazanmaktan, yemekten, içmekten bahsediyormuş.
Derken Konya’ya gelmişler. Ekmeklerini yeni pişirmiş, bir yandan fırından çıkaran, bir yandan da mis gibi kokan ekmekleri vitrinine dizen bir fırıncının önüne gelmişler. Birlikte fırıncı dükkanına girmişler.
Hoca, Fırıncıya ;
- “Bu ekmekler senin mi?” diye sormuş.
Fırıncı afallayıp, şaşkın şaşkın bakarak;
- “Evet benim” deyince Hoca cevabı yapıştırmış:
- “Bu kadar misk gibi kokan, kızarmış sıcak ekmeğin var da ne duruyorsun, hepsini sen yesene !…”
0
0
4
Fen bilgisi dersinde öğretmen sorar:
- Et yenir, fakat kemikler neye yarar? Söyleyin bakalım..
Çocuklardan birisi cevap verir:
- Neye yarayacak öğretmenim, kedilerin köpeklerin yalamasına..
0
0
4
Hoca'nın ahırdan kaçan buzağısı, bahçenin altını üstüne getirmiş.
Hoca'nın diktiği sebzeleri ezmiş. Hoca kızmış, ahırdaki öküzü dövmeye başlamış. Görenler:
"Hoca! Öküzün ne suçu var ki dövüyorsun?"
Demişler. Hoca:
"Siz karışmayın!" demiş, "Bütün kabahat öküzde... Doğru dürüst terbiye verseydi, buzağı bu işleri yapar mıydı hiç?"
0
0
4
Alkolik bir adam bir marketin önünden geçerken viskilere bakıp, ahbe şöyle işedik mi viski olsa ne olur sanki diye hayal kurmuş. Bunun üzerine dileği kabul olmuş. Akşam eve gelip karısına hanım iki bardak getir de viski içelim diyince karısı da ne oldu paramı buldun demiş. Adam olanları anlatmış, karısıda görmek için hadi yap ta içelim demiş. Adam gerçekten viski işiyormuş. Gel zaman giт zaman adam bir gün yine akşam olmuş evine gelmiş karısına hanım bir bardak getir kafayı çekeceğim demiş.
Karısı da bey bugün bensiz mi içeceksin diyince adamda hayır sen bugün şişeden içeceksin demiş.
0
0
4
Akvaryumda iki balık karşılaşırlar. Biri diğerine; - 'Balıkların hafızası iki saniyelikmiş duydun mu?' der. Diğeri; - Ha?.. Soruyu soran ; - Ne?..
Bunun üzerine tekrar diğeri; - Ha?..
0
0
4
Balıkçı oltasını atıp küçük bir balık yakaladı. Tam sepete atacakken balık:
- Sevgili balıkçı; ben henüz çok küçüğüm. Ancak bir lokma olurum sana.
Beni bırak da büyüyeyim. Ertesi yıl gel, al beni.
Bütün ailen doyacaktır benimle, dedi.
Balıkçı :
- Sevgili balık; doğru diyorsun da, kabul edemem bunu.
Çünkü "peşin tokat veresiye helvadan iyidir" demişler
0
0
4
Yazin sicak,guzel gunlerinden bi gun yine bizim karinca serin sulara girip rahatlayip eglenmek yerine yine calismaktadir. Agustos bocegi ise evinin arka bahcesindeki havuzda guzel kizlarla birlikte eglenmektedir. Karinca bunu her gordugunde ise icin icin kiskanmakta ama -"Sen asil kisin gorecen" diyerek kendini avutmaktadir.
Derken tum yaz boyle gecerve yavas yavas sonbahar ve de kis gelir. Yagmurlu bir kis aksami karinca evinde, kucuk sobasinin onunde oturmus pencereden disari bakmaktadir. Elinde de yazin topladigi yemek parcaciklarini yemektedir. Derken evin onune bir limuzin gelir.
- "Allah Allah" der icinden.
- "Bu kimdir acep?".
Sofor cikar ve en arka kapiya gider. Kapiyi acinca icerden once iki tane fistik gibi kiz ve ardindan kurkler icinde bizim agustos bocegi cikar. Yavas yavas karincanin evine dogru gelir. Pencereden cikar ve -"Hayrola agustos bocegi" der karinca.
- "Ne olsun iste.. Bizim arkadaslar cagirdi da Paris te parti varmis,oraya gidiyorum" der agustos bocegi.
- "Sen de bir sey ister misin? diye bir ugrayayim dedim."
Karinca;
- "Sagolasin. Aslinda var bisiy. Yaparsan sevinirim valla.
Orda yasayan La Fontaine adinda bir ibne varmis.
0
0
4

George W. Bush şoförüyle bir kır gezisine çıkar. Arabayla giderken bir tavuğu ezerler. Meseleyi tavuğun sahibi olan çiftçiye kim anlatacak diye düşünürken Bush âlicenap bir tavırla şoförüne şöyle der:
"Bana bırak. Ben Dünya'nın en güçlü adamıyım. Çiftçi bana muhakkak anlayış gösterecektir." Bush çiftçinin evine girer ve bir dakika sonra da nefes nefese koşarak geri döner.
Göz morarmış, surat dagılmış haldedir. Şoförüne "Çabuk toz olalım burdan!" der.
Aksilik bu ya, arabayla daha 20 metre gitmeden bu defa da orada gezen bir domuzu ezerler. Bush korkulu gözlerle şoförüne bakar ve "Şimdi adama gidip söyleme sırası sende!" der.
Şoför çiftliğe gider. Bush da arabada bekler. 10 dakika, 20 dakika 30 dakika derken.... Şoför bir saat sonra sarkı söyleyerek, gülerek, cepleri para dolu ve kolunda irice bir meyve sepeti ile geri gelir.
Bush şaşkın bir halde sorar:
"Çiftçiye ne dedin ki bu kadar ikrama boğdu seni?"
"Valla ben de anlamadım" der Şoför. "
Ben ona sadece şöyle dedim:
Iyi günler. Ben George Bush'un şoförüyüm. Domuz öldü!
0
0
4
Karı koca yemek yemektedirler. O sırada masaya yaklaşan heykel gibi güzel bir esmer, adamı selamlayıp geçer. Adamın karısı sinirle sorar:
- Kim bu afet?
- Eğer mutlaka bilmek istiyorsan söyleyeyim, metresim, der adam.
- Bir de bu kadar pervasızca söylüyorsun. Boşanıyorum senden!
- Yani Etiler'deki apartmanı, Kandilli'deki yalıyı, Göcek'teki tekneyi ve Nice'deki villayı bırakıyorsun...
Uzun bir sessizlik olur. Çift yemeğini çatallarken kadın birden sorar:
- Şu arkada oturan Fuat değil mi? Yanındaki kadın kim?
- Fuat'ın metresi.
- Ay bizimki çok daha güzel!
0
0
4
Nasrettin Hoca esegile yolculuk yaparken bi eve ugramis ve ona yemek ikram etmisler. Nasrettin Hoca yemegi сок begenmis ve yemegin adini sormus:
"Bacim bu yemegin adi neydi, karima söyleyimde bana yapsin." Ev sahibide, "yemegin adi Keskük"demis. Ve Hoca efendi ceketini alip "KESKÜK, KESKÜK..." diye yola cikmis. Unutmamak icin bütün yol boyu tekrarlamis. Taki onun köyü görünene kadar, esegi camura salplanmis, o arada hoca heycanlanip esege "CÜS" demis ve "Keskük"
Ü unutmus. Unuttunu fark ettigi anda bagirmaya baslamis ve bütün köy oraya toplanmis. Köylü:
"Hocam noldu noldu niye bagriyorsun"
Diye sormuslar, Hoca efendi:
"Ben bu camurun icinde сок degerli bisey kayibettim" demis. Bütün köylü camuru karistirarak o seyi aramislar, taki köylünün biri "Camuru karistira karistira KESKÜK haline DÖNÜSTÜ" derken... Nasrettin Hoca bagirarak "BULDUM" demis. Köylü sasirmis"Hocam neyi buldunuz?"
,Hoca efendi:
"Iste aradigimi buldum, KESKÜK!"
Demis. Köylüler:
"Hocam, bastan söyleseydin keske. Biz sana söylerdik."
Hoca:
"Aklima gelmediki sorayim.".............
0
0
4
Allah, Hocanın her dileğini vermiş ama, bir evladı çok görmüş. Karısı, iki göz, iki pınar, bir yumup, iki döküyormuş.
Bir gün, gene hatuncağız efkarlanır:
“Hamur yapsam, kesenim hani?
Ev süpürsem, gezenim hani? Böylesi dünyayı neyleyim ben!” diye, ah vaha başlayınca, Hoca doğduğuna, doğacağına, dünya evine girdiğine, gireceğine pişman olmuş, başını alıp göle gitmiş; “Balık tutanları seyrederde, belki biraz gözüm, gönlüm açılır!” diye Ama,karısının hali, gözünün önünden gitmiyormuş ki, nereye bastığını bilir mi! Ayağı kaymasıyla, göle yuvarlanması bir olur.
Balıkçılar, tutup çıkarmışlar:
“Ne yaptın be, Hoca?” demişler.
Rahmetli içini çekmiş:
“Ne yapayım, demiş; şu dünyada bir Yunus olamadım, bari yunus balığı olayım, dedim!”
0
0
4
Hocanın canı meyve ister dalar birinin bahçesine.
Ağaca çıkar ne bulursa atıştırır. Bahçenin sahibi gelir, "ne yapıyorsun benim ağacımda der"
Adam;
"Hadi ötte bir görelim".
Hoca ağzını büzerek bir takım sesler çıkarır. Adam kahka atar:
"Hiç böyle bülbül olurmu" der.
Hoca:
"Bülbülün acemisi böyle öter" der.
0
0
4
Hoca derste sorar :
- Arkadaşlar balıklar neden konuşmazlar. Bu soruyu kimse cevaplayamaz. Ali kalkar ve soruya cevap verir :
- Hocam sizin başınızı suya koysam konuşabilir misiniz?
0
0
4
  • Önceki Sayfa
  • Sonraki Sayfa

Privacy and Policy Contact Us