Birer birer gittiler yaşamımdan.
Herbiri ayrı bir yaraydı, her biri ayrı bir yaşanmışlık, güzel ve çirkindiler, umutları, umutsuzlukları vardı, sevdaları vardı, en önemlisi insandılar, insan olmayı ve insanları seviyorlardı. Ben onlarıBöylece seviyordum. Yanımdalarken kırıyordum onları, bazen küçük düşürüyordum, kendimi yükseltiyordum. Oysa paylaşılmışlıkların en güzelini yaşıyordum onlarla. Kurgu değildi bu, sıralı hayaller silsilesi değildi, kandı, etti, duyguydu tüşöyle. Önceleri bebim için tutunacak birer daldılar, hiçliğimi eriten çokluğumdular, sonraları sevdamdılar.
Sabah. Güneş penceremi tırmalıyordu artık. Ben geceden kalma mutluluklarınmı süzerek güne umutlu başlama kavgasındaydım. Yaşam sürecinin bir basamağını daha yılgın ve durağan atlamaya hazırlanıyordum. Geçmiş belleğimde dingin bir tutarlılıkla mıhlanıp kalmıştı. Bu yaşadığımız günlerin ne denli kepaze olduğunu mırıldanıyordum. İçimde acı tadı vardı ayrılıkların, yalnızlıkların.
Boşluğu kucaklayan kollarımda yorgunluk ve yitikliği aynı anda yaşıyordum. Geleceği bilmiyordum ve bu beni yaralamıyor aksine kamçılıyordu. Dört elle olmasa da yaşama bağlaİmamı sağlıyordu. İleriye dönük planlar yapmıyordum, dilidmde hep aynı dizeyi gezdiriyordum ; "Que sıra sera". Hoşuma gidiyordu bu. Ama kadercilik değildi benimkisi, sadece hoşuma gidiyordu. Çünkü bir bakıma doğruydu, olacak olan olurdu ve bu yabancı dildeki karşılığı içimi ısıtıyordu. Dünü artık unutup beynimin ücra bir köşesine itmenin zamanı gelmişti. Bana yararı yoktu hatırlamanın. Unutmak ; o ne büyük bahtiyarlıktı. Ve çoğu insan kendini irdelemek yerine bu büyük zenaati kullanarak mutluluğa erişiyordu. Ama benim için yine de eşidi yaşİmamaktı. Evden çıktığımda kör bir vaktiydi sabahın ve körlük sanki tüm şehri sarmışcasına insanlar da yitik bir söylercesine ararcasına, kör topal ilerilyorlardı caddelerde, birtaz sonra her biri işyerlerine, okullarına varacak ve akşama kadar yaşama ara vereceklerdi. Çünkü yazarın dediği gibi yaşam gecenin konusuydu, tek kalmanın ve içkinliğin konusuydu, gündüzün ve hengameli bir kalabalığın değil. Bu bir anlamda rahatlatıyordu insanları, işteyken sayılar ya da dosyalarla uğraşıyor, kimisi yük taşıyor, kimisi araba sürüyor ve akşama evlerine döndüklerinde rahat bir yorgunlukla uykuya dalıyorlardı ve bu ebedi istirahat provalarını habersizce yaptıktan sonra kendilerini ertesi güne aktarıyorlardı. Ben de bu yığınsal kalabalığa katılarak hızla yolumu eritmeye başladım. Kafamı hiçbir şey üstünde yoğunlaştıramıyor, sadece yürümekle yetiniyordum. Belki de bu benim mola verişimdi. Anlamsız bir rahatlıklaBöylece ilerliyordum her sabah ve hergün yaptığım gibi işle ilgili ve birbiriyle ilintisiz bir sürü şeyi kafamdan hızla geçirirp sonuçta hiçbir yere varİmamanın huzurunu yaşıyordum. Mola. İşe geldim artık. Rutin selamlaşmalardan sonra masama oturdum. Birkaç kişi gelip bir şeyler analttılar. Boş bir anlayışlılıkla suratlarına baktım. Ne anlattıklarını biliyordum, dinlemem de görekmiyordu aslında ama büyük bir dikkatle dinliyormuş gibi yapıyordum.
Hepsi dinlenilmiş olmanın ve onaylanmanın sevinşöyle ayrıldılar yanımdan, ne büyük huzurdu onaylanmak. Dosyanı çıkardım, birşeyler yazdım, rutin, sıradan hep yazılagelen söyler. Ezberlenmiş roller gibi rahatça akıyorlardı kağıda. Değişik olaylar olmasını bekliyordum. Ufak bir renkti aradığım. Ama yaşantımız şöylesine tek renk hale gelmişti ki o renk dışındaki rtenklere şüpşöyle bakmaya da alışmıştık. Siyahın bile tek tonu vardı bizim için, versiyonları değil sadece kendisi ilgilendiriyordu bizi. Bu karmaşa içerisinde daha fazla renge tahammülümüz kalmamaıştı sanki. Zaten varolan o tek renk bile yeterince korkutuyordu bizi. Daha büyük korkulara katlanamazdık, yaşantımızı diğer renklerle kirletemezdik. oysa yıllar sonra kirlenmenin güzel olduğuna dair reklamlar yapılacaktı. Etrafımı boş gözlerle süzdüm. Bir arkadaşla göz göze geldik. Yine aynı sevimil bakşlar ve baş eğmeler. Ne kadar tanıdık bir yaşamdı bu, bana aitmiş gibi. Cidden benim miydi bu yaşam?
Telefon çaldı. Bir ses evecenlikle " doktora gidiyorum, eve geç kalacağım" dedi. tamam bile demedim, göreksizdi çünkü. Yemek vaktine kadarBöylece oturdum, birkaç imza attım, birkaç demlik çay içtim, sigaramı hiç ettim onunla birlikte. Ne iyi. Yemekten dönünce gazete okudum. Kuponaları seyrettim. Kesmek külfet ama seyretmesi zor değil.
Keşke "Kuzate" diye bir gazete çıksa ve ben kuponlarıBöylece seyretsem.
Ne haber, ne köşe yazısı, ne salya sümük duygu pazarlayıcıları, hiçbiri, bu tek renk hayatımızı kirletmese. Ama ben bunlarla avunabiçecek miyim?
Mutlu olmam şart mı? Gazeteleri karıştırdım. Kışırtısı beynimi zonklatıyor. Devam ettim, bir ara telefon çaldı. Sonra "Sizi arıyorlar"
Dediler. Büyük bir üşengeçlikle yarimdemn kalktım. Ses tanıdık ve sadece bir cümle " gidiyorum". Öğle vakti. Telaşla kapattım telefonu. Rengim değişmişti. Hızla çıktım işyerinden. Koşasım geldi ama yapamadım, çok istedim ama adımlarım ihanet etti bana. ( Kış, rüzgar her şeyi itekliyor. Yolda iki kişiBöylece yürüyordu rüzgara aldırmadan.
Üşüyorlardı ama elleri ceplerinde değil. Dar bir yola sapıp dik bir yokuşa çıktılar. Sonra bir koruluk. Şaraplarını çıkarıp sessiz çığlıklarla yudumladılar. Yanlarından birkaç kişi geçti, bakıp gülümseyerek. Sonra şişeleri bitiyor ve birisi yuvarlana yuvarlana, diğeri onu kaldırmaya uğraşarak ilerliyorlar. Sonra keskin bir soğuk, uzun bir yürüyüş ve sahne sona eriyor. ) Aklımdan hep paylaşımlarımızıgeçti. İnatla itekliyorum onları ama gitmediler.
Gitmelerini istemiyordum aslında. Bağırıyorum, duymuyorlar, yıtıyorum kaldırımları karşıma dikiliyorlar, ağlıyordum. İskeleye geldim şimdi, etrafı kolaçan ederek. Gideceğim yolu bulunca hizla ilerledim. Orada, ileirde duruyordu. Sırtı bana dönük. Adınlarımı ağırlaştırdı. , bu süreyi uzatır diye. Yavaşça yaklaşıp sırtına dokundum. Donuk gözlerle baktı. Susutuk. Yırtıcı ve korkunç bir sessizlikti bu. Sokaç boyunca ilerledik, durdu. "Sana şöylenecek çok şey yok dostum. Gidiyorum, çünkü bu aklayacak beni. Gidiyorum, çünkü kalırsam yoklaşacağım.
Ağlamayacağım, göz yaşlarımı harcamayacağım. Son anımız salyalı sümüklü olsun istemiyorum. Biliyorsun gönlümüzde acılara daha çok yer var.
İleride ellerimiz yine kavuşacak, kuvvetle sarılacağız birbirimize. O güne değin ağlamak yok, sevinçten ağlayana kadar ağlamak yok, dostum, gidiyorum. " dedi. birşey söyleyemedim, boğazımdaki çığlık taşamadı dışarı. söyledir, dost,söyledir. " dedim. Kucaklaştık ve yönlerimiz ayrıldı, belki sonsuza dek. Ama bu incitmedi bizi. Kırgınlığımızı ve haykırışlarımızı kalbimize gömdük. Ağlamadık, çünkü ağlamak yaralayacaktı bizi. Güldük ve isYaşlı boyun eğdik, güpegündüz. İlk değil, son da. Artık kayboldu gözden ve ben yıllar sonra ilk kez gözlerimden akaç yaşaş şaşarak ve aydınlığımızı elimde güneşe eş tutuarak işimin yolunu tuttum. O gitti ve güçlüler hep terk edenlerdir sözü geldi aklıma, güldüm. akşam. Körpe mutlulukları daha başta yitirmenin ve umutlarımızı kararsız sabahlara ötelemeninne denli zor olduğunu ikimiz de biliyorduk artık. Devinen bir korkaklık içinde uykulu bir sanal yaşamın kıpırdanışlarını içimize akıttık. Dün günlerin en güzeli gibi görünse de henüz yaşamadıklarımızın da mutluluklara gebe olduğunu umuyorduk. Ama kendi dünyalarımızıa bunu ne denli gerçekleyebileceğimizden habersisizdik. Ve bilmek işime gelmiyordu.
İkimizin de içimize sığmayan dünyalarımızı ortada bir yerelerde buluşturmayı umuyorduk. Bir bağlamda başarmıştık da bunu. Ama yine de olİmamıştı. İki ayrı insandık, iki ayrı dünya. Düşlerimiz ve sevdalarımızıvardı birbirine teğet, o özgürlüğü seçti ben sadece ipimi uzattım, fark buradaydı. Hayat bir sonraki ayrılığa kadar yeni bir yara açmıştı kalbimde ve zaman buna çare olacaktı, umut ediyordum.
Ünlü şovmen Cem Yılmaz, gösterilerinde:
- "Buradan çıkınca anlatılanların hepsini unutacaksınız" der. Ama star muhabiri unutmamış. Okuyun, gülmekten ölün. Bir buçuk aydır sahnelere çıkmayan Cem Yılmaz, dün Ankara'daydı. Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu'nda sahne aldı. Kırdı, geçirdi.
- "Evde espri yapamıyorum. Eve iş getirme diyorlar" diyerek başladığı programında politik esprilere de yer verdi. İşte, kahkaha makinesinin unutulmaz esprileri:
- "Bir komedyenin programını izledim. Kadın sünnetçi çıkarmıştı. İlk kadın sünnetçi. Ben 1978'de sünnet oldum ve sünnetçi kadındı. Böyle hatıraların olması gerekiyor komedyen olman için. Ben 30 sene sonra anlatırım diye kendime 5 yaşında sünnet organize etmiş olamam. Beni kadın sünnet etti. Bundan bahsederken belden aşağı bir şeyden bahsetmiyorum. Sünnet bir hadisedir.
Erkek çocuğun mürüvvetinin görüldüğü yer. Erkek çocuğun mürüvvetinin görüldüğü yerler sünnet, askerlik, evlilik. Gerçi sünnette daha net görülür mürüvvet. Ona mürüvvet diyorlar, enteresan bir şey. Kadın ismi vermiş olmaları tuhaf. Gerçi rahim diye de adam var olsun. Diyarbakır'a  gidiyordum uçakla. Hostesle muhabbet ediyoruz. Business'ta oturuyorum.
Hep Business'ta otururum. Buraya da Business geldim. Ankara'ya business açılmış çok süper bir şey. Bilmeyen varsa söyleyeyim. Business iş amaçlı gidilen seyahat manasına gelmiyor. Portakal suyu veriyorlar sen de kendini bir b. k zannediyorsun. aynı uçağın içinde ne sınıf yapıyorsun ulan. Portakal suyu içerken kendini ne zannediyorsun. 'Mersi canım. Bunu içmeden uçamıyorum.' Bir de perdeyle ayırmıyorlar mı tavım ona.
Soruyorsun 'Somon var mı?' Arkana bakıyorsun. 'Fakirler, ekonomi, Allah belanızı versin. Uçak sizin neyinize.' Bir hava yaratırlar ki sanki uçak düşünce Business'tekiler ölmüyor. Hostesle muhabbet ediyorum. Laf döndü dolaştı sünnete geldi. Eh business'te oluyor böyle şeyler. 'Beni kadın sünnet etti' dedim. Hostes dedi ki, 'Aaa kadınlar bindiği dalı kesmez ama." Hostesin şakasına bak. Biz yapsak, aforoz ederler.
- "Ne yaparsın yap ne olursan ol öleceksin. İnsan ölümlü bir yaratıktır. İnsan öleceğini bilir. Belgesellerde gördüğün kaplanlar aslanlar gibi değil. Belgeselde gördüğün kaplan, aslan hep koşacağım zannediyor. O erkek aslanı görmüyor musunuz. Fönlü böyle. Artık ormanda nerede buluyorsa fönü. Bizimki daha kompleks bir yaşam. Öleceğini biliyorsun ve sıklıkla unutuyorsun. Hani ölümden dönenler anlatır ya; bir ışık geldi falan diye. O, kıça tıkılan pamuk. Senin inancını bilemem. İstersen toteme tap. Herkes ölecek.
Mahşer var ya. Orası işte. Kıyamet kopsun herkes orada olacak. Büyük bir kokteyl gibi düşünün. İlk gün imza almaktan anan ağlayacak. Herkes orada çünkü. Aaa Sezar. Reerkarnasyona inananlar var. Yok öyle bir şey.
Hep böyle yapıyorlar. 'Önceki hayatımda Rus Çariçesiydim' Hiç o... olan yok. Hiç duyuyor musunuz, 'Önceki hayatımda taksi şoförüydüm.' Herkes kral. Herkes yanacak bir kişi hariç. O da Fedon. Çünkü Fedon daha yanamaz. Fedon artık limitte, onu direk cennete alacaklar."
- "Türk Hava Kurumu bizim memleketin en iyi çalışan kurumu. Kurban derisini veriyorsun ondan uçak yapıyor. Artık nasıl katlıyorsa. Bir de tuzlarsın F-16 oluyor diye bir geyik var ama yalan olmasın."
- "Askerde seni mesleğinle yönlendirirler. Terzisin terzi yaparlar. Atom mühendisiysen gazinoda televizyondan sorumlu olursun. Şahsına santral kuracak değil ya. Gençliğin bir lafı vardır, 'En verimli çağımda askere aldılar' Sanki herifi soğuk füzyonu bulurken götürdüler. Bunu söylediği zaman komik durum oluyor. Ama günde sekiz saat antrenman yapması gereken baleti 8 ay botla gezdirirsen Kuğu Gölü'nden manda b. kuna transfer olur. En verimli çağımda askere aldılar. Ne yapıyordun ki? Verimli verimli evde oturuyordum. Ulan ben para basıyordum beni aldılar askere. Niye bedelli yapmadın diyorlar. 15 bin mark veriyordun 28 gün yapıyordun. Ben hiç para vermeden 550 gün yaptım. Bir de orada olanı biteni anlatıyorum senede 2 milyon dolar kazanıyorum. 28 günlük birikiminle single çıkaramazsın. 300 erkek yan yana yatıyorsun abi. Kalabalık bir erkek topluluğu demek, başka bir organizma demek abi. Kadın olmasa b. k içinde yüzeriz. Kadın kendine özenmen için sebeptir. Deodurant mı at gitsin.
Konyalı arkadaşına koksan ne olur ya. Ayaklarını haftada bir mi yıkıyorsun. Ayda bir yıkan Kim senin mantar yetiştirmene birşey diyebilir. Askerliği yapmış olan o kokuyu bilir. Küfür konusunda ben muzdarip bir insanım. Bu konuda bir çifte standart var. Vizontele'de ben bir adamı canlandırdım. Yazıldığı haliyle bir o. ç. O adamı başka türlü canlandırmanın imkanı yok. Bizim eski filmlerimizde falan küfür yoktur.
Trajedi yaşanır, adamın karısına, kızına tecav*z, bir de köyü yakarlar.
Bizim filmin kahramanı finalde gelir, ‘Alçaklaaar'. Yani hiçbir caydırıcılığı olmayan. Bir e*oin kaçakçısının hayatını yapıyor herif.
Şöyle konuşuyor: Mal geldi mi? Geldi efendim. Fakat, filhakika malımız kantara girdi. Olur mu lan öyle. Bu adamlar öyle konuşmuyor ki. Mal geldi mi? Geldi a. koyum. Malın anasını s. ler."
- "Deniz Harp Okulu'nun kuruluş yıldönümünde sahneye çıkıyorum. İlk mezunlar da gelmiş. Nasıl bir yaş ortalaması anlatamam. İlk 20 dakika eski Türkçe anlattım.
Filhakikat buna mukabil bir sonraki latifede buluşmak üzere. Benden sonra Ajda Pekkan vardı, şöyle sundum: Yeni yetenek Ajda Pekkan. Abicim sıfır reaksiyon. Herkes onaylıyor. 'Bu kız çok tutacak' diyorlar."
- "Al kadehi, ver, al. Lider taklidi yaptım durduk yerde. Eskiden lider taklidi vardı. Şimdi çok zor. İki kişi koluna girecek. Amma zor iş."
- "14 Mart Tıp Bayramı'nda doktor arkadaşlarla sohbet ediyoruz. Bizde sреrм bankası var mı diye sordum. Yok dediler. Dedim isabet. İçinde banka lafı geçtiği için biri hortumlar rezillik olur."

KELİME: Çürük Anlatan (yakında askere gidecek): - "Abi, ben ne olursam askere gidemem?" (sessizlikten sonra) Cevaplayan: - "ibneee"
KELİME: hamile Anlatan: - hani atiyorum biz ileride ne yapabiliriz?
Cevaplayan:
- Evlenebiliriz Anlatan: - atiyorum sonra ne olabilir?
Cevaplayan:
- Benden niye bu kadar kaçiyosun! (ve iki lafin arasinda film kopar) KELİME: Kapuska Anlatan:
- "Bu ne ya? Abi ben bunu anlatamam." (Pas dedikten sonra) iğrenç bir yemek.
Cevaplayan:
- Kapuska!
KELİME: dırdrr Anlatan: - " Her evde olur. "
Cevaplayan-1:  - "kur'an "
Cevaplayan-2:  - "prezervatif. "
KELİME: tirbuson Anlatan: hani hic aciİmamis seyin icine sokarsın Cevaplayan:
B:igrenc!
Cevaplayan:
A:tamam. tamam; icinden cikarirken zorlanirsin bazanda fiskirir.
Cevaplayan:
B:yeter beeee!
KELİME: dövme Anlatan: hani ben hep elimi kaldırinca sen ne dersin!?
Cevaplayan:
FundaÖVME abijim!
Gökhan:aferm söle adam ol!
KELİME: Hakan Sükür anlatan:Hani, kütük?
Cevaplayan:
Grup:Hakan Sükür!
KELİME: Çöp Ögütücüsü hikaye: B: Sizin evde mutfakta, lavabonun altinda ne var "
D: Boru B: Hayır başka D: Cöp Kutusu B: Kes D: Kutusu B: öteki D: Çöp B: hah!. şimdi İkincisi biseyi küçültmek.
D: Ufalamak B: Hayır!
Baskaç kesmek, parçalamak.
D: Ögütmek.
B: Hah! Kes onu D: Ögüt, ögütcü, ögütücü, B: Evet birlestir D: Çöp Ögütücü B: Hayır ek getiçeceksin D:
Çöp Ögütücü, Çöp Ögüten, Çöp Ögütmek, B: Hayır, Ne içeriz, D: Su B: hah ona benziyor.
D:. Çöp Ögütücüsu! (süre çoktan bitmistir ve hala uğraşıyor olmalilar!) KELİME: maraton - mitsubisinin otobüsünü şöyle - prenses! - bi önceki model? - maraton KELİME: kaftan Anlatan: (kaz dagindan gitmek ister) hani masallardaki dag. "
Cevaplayan: cudi dagi. ?
Anlatan: lan oğlum 3 harfli bir dag.
Cevaplayan: cud dagi. ev halki komple yikilir tabii KELİME: Ters takla B:Hani sen hep yaparsın ya. TERSTEN.
Cevaplayan: :hö? nasi yani. tersten bisey yapmam ben saçmalama. "
"
"
" (süre biter) B:ters taklaydi bee.
Cevaplayan: :yuh artik. ben durmadan ters takla mi atiyom?
KELİME: Pele KIZ: Siz ne yapmayi seversiniz?
ERKEK: Poker oynamayi, mac seyretmeyi KIZ: Ha ha iste o! Hani güzel kizlar, kalcali falan (Brezilya'dan bahsediyo) ERKEK: Sergen!
GRUP: IPTAL KELİME: koleksiyon - hani erkekler kizlari tavlamak icin ge lsana evdeki seyimi göstereyim.
- !
KELİME: kestane Cevaplayan: - basin belada neyi çizdirirsin?
Cevaplayan: - kestane!
Tabu şamatalarııı KELİME: mini etek erkek: hani sen hep giyersin de, ben sana giyme derim ya.
Kız: don!
Topluluk: ohaaaaa!
KELİME: sümüklü böcek - hani bi hayvan var spiral şeklinde bi kabuğu var.
Cevaplayan: - salyangoz - hah ona çok benziyo. ama sen nezle olunca ne akar burnundan Cevaplayan: - sümük - evet evet bu salyangoz benzeri hayvanda bundan var Cevaplayan: - nası yani hayvanın sümüğü mü var?
- Evet.
KELİME: karafatma nedir?
Cevaplayan: - hamam böceği - hah 2. kelimeyi kes Cevaplayan: - böc - yok yok kelimenin tamami Cevaplayan: - hamamböc - allah belanı versin senin be KELİME: makas - şöyle delikleri var Parmağını içine sokuyosun sonra oynatiyosun uçlari uzun hareket ediyo Cevaplayan: - o ne ya (uzun süre anlattiktan sonra) - lan gerizekali 2 deligi var onun içine parmak sokuyon hareket ediyo Cevaplayan: - burun - ?
Cevaplayan: - karıştırinca oluyo ööle - salak ucu uzun mu?!?!?!
KELİME: berlin duvari - hani Avrupa'da bi ülkee.
Cevaplayan: - berlin duvari!
KELİME: muamele - hani erkekler gider Cevaplayan: - maç - Hayır. hani siftah yapilir milli olunur ya.
Cevaplayan: - genelev!
- Evet iste orda bisey.
Cevaplayan: - peÇete!
- Allah belani. igrençsin KELİME: gazete x: bir tür haberlesme araci Cevaplayan: :
Telefon x: devam et Cevaplayan: : internet, televizyon, radyo x: ya kagittan olur, Cevaplayan: : dergi x: büyük boyda acarsın okursun kocaman.
Cevaplayan: : kitap x allah belani versin be yuhhh.
KELİME: yasemin'in penceresi Anlatan: "Hani şöyle ünlü birisi var herkesi konuk ediyor sonrada iste güzel anilar yasiyolar.
Cevaplayan:  Çagla sikel Anlatan: ne çaglasi oğlum Cevaplayan:  hani herkesi evine aliyo ya sonra da Anlatan: uff bosver devam edelim hüzünlü şeyler yasiyolar Cevaplayan: . ?!
Anlatan: hani kadının adi bir çiçek adi sonra İkinci kelime de evdeki bir nesnenin adi?
Cevaplayan:  menekse'nin donu (topluluk iptal, anlatici aglar) KELİME: pire Anlatan: - götünde ne var?
Cevaplayan:  ?
Anlatan: - hani kafada da olur Cevaplayan: - kil!
Anlatan: - Hayır, hani böcek gibi bisey.
Cevaplayan: - ipek böcegi!
Anlatan: - uhaa.!
KELİME: papatya Anlatan: - hani geçen yaz piknikte sana takmistim ya Cevaplayan: grup: ?!?!?!?!?!?!?!?
KELİME: bes para etmez Anlatan: : baba benim deyerim ne kadar?
Baba: dunyalar kadar kizim Anlatan: : baba dunyanin deyeri ne kadar?
Baba: bes para etmez kizim.
KELİME: tamirat Anlatan: televizyonunun çaliİmama sebebi ne olabilir?
Cevaplayan: :
Bozulmustur.
Anlatan: hah! bisey bozulunca ne yaptırirsin?
Cevaplayan: b: tamir.
Anlatan: çok güzel! türet bunu.
Cevaplayan: b: neyini türetcem bunun be?
Anlatan: himzz. essegin büyügüne ne denir?
Cevaplayan: b: at Anlatan: çok güsel. birlestir şimdi ( umutlanmistir anlatici) Cevaplayan: b: at tamiri!
Anlatan: karti firlatir, mekani terkeder KELİME: naz Anlatan: kadınlarin evlenmeden Önce erkekleri tavlamak icin yaptiklari sey.
B:
Oral sеx!
Topluluk:  ohha?
KELİME: iska Anlatan: - kaR topu savasinda pelin'e atarim, o da eğilir basini kaldırir ve ne der?
Cevaplayan: - hayvan?
KELİME: sanatçi Anlatan: - hani bööle tarkan gibi bisi.
Cevaplayan: - ibne!
Anlatan: - ayy çok hayvansin murat.
KELİME: manti Anlatan: - hani biz toplanıp yaparız, partisini veririz.
- Se*ks!
Anlatan: - ne zaman yaptik ya, ben niye kacirdim?
KELİME: 1 nisan Anlatan: - abi, 31 mart'tan sonra ne gelir?
Cevaplayan: - 32 mart Anlatan: - harbiden bravo yani. senin gibi lama'dan başka cevap beklenemezdi zaten.
KELİME: işkolik Anlatan:
"Sen nesin?"
Cevaplayan:
"Neyim?"
Anlatan:
"Hani geç saatlere kadar kaliyosunya bankada"
Cevaplayan:
"Enayi"
Anlatan:
"Yok ya."
Cevaplayan:
"Dangalak"
Anlatan:
"Ya öyle demek istemedim ya"
KELİME: eskimo Anlatan       :
"Kutupta yaşarlar"
Cevaplayan :
"Ayı"
Anlatan       :
"Yok insan olanları"
Cevaplayan :
"Hee eskimo"
Korkmaya ihtiyacı vardı. Yemeğini yemiş, suyunu içmiş ve uyumuştu. Artık filmler yetmiyor, insan yiyen böcekler, dinozorlar, vampirler, uzay yaratıkları ve zombiler heyecanlandırmıyordu onu. Mısırını yerken perdeden pençeler fırlıyor, gazozunu içerken kan fışkırıyordu. Zarar vermeyen korku, ne gÜzel korkuydu. İşte emniyet içinde koltuğunda oturuyordu. Birazdan film bitecek, sinema, kalabalığı damperli bir kamyon gibi caddeye boşaltacaktı. Korkmak için para ödüyordu sinemalara. Korkmaya ihtiyacı vardı. Yeni açılan bir lunaparktan sözetmişlerdi. Korku tüneli müthişmiş. Bayılanlar oluyormuş heyecandan. Abartıyorlardır, dedi kendi kendine. Seyrettiği filmlerdeki en korkunç sahneler bile kılını kıpırdatmıyordu. Alışkanlığın elleri boğuyordu heyecanını. Yine de denemeye değerdi. Yemeğini yemiş, suyunu içmiş ve uyumuştu. Korkmaya ihtiyacı vardı. Lunapark rengarenk ışıklarıyla şehrin ortasında devasa bir gecelambası gibi yanıyordu. Bir balerin kulak zarlarını titreten müziğin eşliğinde dansediyor, uçuşan eteklerinden çığlıklar yükseliyordu. Donuk gözleri döndükçe kah bir palyaçoya, kah çocuğunun elinden tutmuş bir babaya, kah bir baloncuya değiyordu. Aynı müziği dinlemekten, aynı şekilde dansetmekten bıkmış gibiydi. Yüzünde korkunç bir ifade vardı. Eteğindeki insanları silkelemek havalara fırlatmak geçiyordu içinden. Ama kumanda odasındaki adam izin vermiyordu ona. Bir düğmeye basınca hızlanıyor, bir düğmeye basınca yavaşlıyordu. Durması için bir düğme yetiyordu. ‘Bu kez dinlemeyeceğim, ' dedi balerin. ‘Yavaşla' düğmesine rağmen dönüşünü hızlandırdı. Kumanda odasındaki adam şaşırmıştı. Balerin gittikçe hızlanıyordu. ‚çığlıklar birbirine karıştı. ‘Yavaşla' düğmesi çalışmıyordu. Operatör bütün gücüyle basıyordu düğmeye. Balerin deli gibi eteklerini savuruyor, imdat sesleri yükseliyordu. Korkmaya ihtiyacı olan adam, bu işte bir tuhaflık olduğunu düşündü. Balerinin asit dolu gözleri üzerine değince yandığını farketti. Kendi etrafında bir tur daha atar atmaz gözünün içine bakmalı ve ‘Hadi ama yeter!' diye azarlamalıydı onu. Birden kumanda odasındaki ‘yavaşla' düğmesi Çalıştı. Balerin yavaşladı ve durdu. İnsanlar korku ve isyan içinde kumanda odasına doğru yürürken, balerinin dudaklarında hınzır bir gülümseme belirdi. Korkmaya ihtiyacı olan adam, ‘Bu lunaparkta bir gariplik var, ' dedi. Balerin ‘Hadi ama yeter!' sözüyle yavaşlamIş olabilir miydi? Tesadüftü elbette. Ya gülümseme. ‘Bu kadar Çok korku filmi izlersen böyle olur, ' dedi kendi kendine. Korku tüneline doğru giderken atlıkarınca çıktı karşısına. ‚çocuklar atlara binebilmek için sıra bekliyordu. Siyah, beyaz, kırmızı, mavi, yeşil, mor, rengarenk atlar yükselip alçalarak dönüyorlardı. Kalabalığın arasına karışıp çocukları seyretmeye başladı. Neşeyle atların kafalarını sallıyorlar, Çayırlarda dağlarda koşturuyorlardı. İnsanı yere atmayan at, ne güzel attı. ‚çocuklardan sadece biri gülmüyordu. Neredeyse ağlamak üzereydi. Dikkatle baktığında bir tek onun atının başını sallamadığını gördü. ‚çocuk başın iki yanındaki kulpları itmeye Çalışıyor, ama at inatla kafasını sallamıyordu. Başını sallamayan atı incelemeliydi. Döndüğü için sadece önünden geçtiği anlarda bunu yapabilirdi. Anneler, kendi Çocukları önlerinden geçtikçe el sallıyorlardı. işte onun atı da geliyordu. ‚çocuk hala başını sallamaya uğraşıyordu. Tam önünden geçerken atın başına eliyle hafifçe vurup ‘Aptal şey' dedi. At aniden başını çevirdi. Garip bir ses Çıkartarak elini ısırmaya çalıştı. Sonra dişlerini göstererek uzaklaştı. Adam ‘Abarttın' dedi kendi kendine ‘Abarttın'. O sırada bir palyaço yaklaştı yanına. Kocaman kırmızı burnu ‘Gondolu gördün mü, gel!' derken bir aşağı bir yukarı oynuyordu. Gondol şeklindeki bir salıncaktı bu. Kayığın uçları sırayla gökyüzünü yokluyordu. Her inişte yere bir parça karanlık indiriyor, her yükselişte göğe bir parça çığlık taşıyordu. Palyaço ‘Sen de bin!' dedi. O, lunaparka sadece korku tüneline girmek için gelmişti. Hesapta ‘gondol' yoktu. Palyaço ‘Hadi!' diye ısrar etti. Kıramadı. Gondol boşaldıktan sonra ucunda kaptan heykeli bulunan tarafa yerleşti. Bakalım yanına kimler oturacaktı. Hayret! Hiç kimse gondola binmek istemiyordu. Aşağıda biriken meraklı kalabalık, gondolun hareket etmesini bekliyordu. Tedirginlik içinde ‘Başka yolcu yok mu?' diye sordu. Palyaço ‘Hayır!' dedi. Gondol hareket etmeye başladı.. önce ağır ağır, sonra hızlı hızlı sallandı. Daha sonra uçarcasına gidip gelmeye başladı. Bir önceki seferde yolcular beraber çığlık atarak heyecanlarını bölşüyorlardı. Korkuyu bile paylaşmak güzeldi. Oysa şimdi. Palyaço aklından geçenleri anlamış gibi elini havaya kaldırdı. Bunun Üzerine aşağıda biriken kalabalık ‘Heey!' diye bağrıştılar. Artık kayığın her düşüşünde el kalkıyor, aşağıdakiler hep birlikte çığlık atıyordu. O kadar hızlanmıştı ki bir an yerinden fırlayacağını zannetti. Elleriyle yapışmıştı önündeki demire. Başı dönüyor, midesi bulanıyordu. Palyaço elini artık kaldırmıyor, kalabalıktan çıt çıkmıyordu. Ay ışığı gondolu ve yüzünü yalıyordu. Sarı bir yüzdü bu. aniden sırtında bir şey hissetti. Sırtına dokunuluyordu. ‘Yok canım!' dedi. ‘Gondolda benden başka kimse yok'. Ancak arkadaki hareket Israrlıydı. Dürtükleme, neredeyse tekmeye dönüşecekti. Arkasına dönmeye cesaret edemiyordu. ‘Hey baksana buraya!' diye bir fısıltıyla ürperdi kulağı ve vücudu birden buz kesti. Arkaya hala bakamıyordu. ‘Kimsin sen!' dedi kendi kendine ‘Kaptan!' dedi arkadaki ses. ‘Gemimde ne işin var?' Bütün cesaretini toplayarak arkaya döndü. Tahtadan bir kaptan heykeli. Hiçbir hareket yoktu. ‘İnmeliyim!' diye bağırdı palyaçoya ‘İndir beni!'. Palyaço elini kaldırdı. Seyirciler son kez ‘Heey!' diye bağrdılar. Gondol durdu. Fena halde dönüyordu başı. Hemen eve gitmeliydi. Vakit geç olmuştu. Palyaço: ‘Ya korku tüneli, ' dedi. ‘Oraya girmeyecek misin?' ‘Nereden biliyorsun?' diye sordu Ürpererek. ‘Korku tüneli için geldiğimi nereden biliyorsun!' Palyaço bu soruyu; ‘Bildiğim bir şey yok. Lunaparka gelen herkes korku tünelini görmek ister. ' diye cevapladI. RaylarIn Üzerinde yürüyen arabalar, yolcusunu alır almaz hareket ediyor, korku tünelinin kapısına Çarpıp içeri dalıyordu. Sonunda sırası gelmiş, arabası hızla karanlığa karışmıştı. Hiçbir şey görünmüyordu. YağlanmamIş tekerleklerin raylar Üzerinde çIkardığı metalik ses sinir bozucuydu. ‚çok geçmeden sirenler çalmaya, çığlıklar yankılanmaya başladı. Kendisinden öncekilerin çığlıkları olmalıydı. Demek sürprizler yaklaşıyordu. Arabası tam bir virajı alıyordu ki aniden yavaşladı. Karşısına, ağzını açıp kapayan ve pençesini sallayan bir ayı Çıktı. Kırmızı ışıkla yüzü aydınlatılmıştı ve garip sesler çıkarıyordu. Klasik korku tüneli numaraları, diye düşündü. çok geçmeden kervana başka vahşi hayvanlar da katıldı. Peşi sıra mumyalar, başına balta, göğsüne bıçak saplanmış adamlar, cadılar, hortlaklar, cüzzamlılar sökün etti. İskeletler ona el sallarken, gülüyordu. Aman ne korkunç! Niye girmişti ki tünele? aniden boynuna sarkan yılan dışında, hiçbir şeyden ürpermemişti. Araba hızlanmaya başladı. Artık garip yaratıklar çıkmıyordu karşısına. Demek tünel yolculuğu bitiyordu. İşte kendinden önceki araba da tünelden Çıkıyordu. İçeriye sızan ışık çıkış kapısını aydınlatıyordu. Tam kapının önüne gelmişti ki araba aniden durdu. Elektrikler mi kesilmişti acaba? Hayır! Araba geri geri gitmeye başladı. Ne oluyordu? Sistemde bir arıza mı vardı? Ya kendisinden sonra tünele giren arabalarla Çarpışırsa! Belki onlar da geri geri gidiyordur, diye düşünürken, araba daha önce yanından geçtiği bir mağaranın içine dalıverdi. Korkunç bir hızla yokuş aşağI gidiyordu. Siren sesi kesilmişti. Sadece tekerleklerin gıcırtısı duyuluyordu. Zifiri karanlıkta hiçbir şey görünmüyordu. Gözlerini yumup tünelden Çıkıncaya kadar açmamaya karar verdi. Ancak şiddetli bir gökgürültüsü, bu kararını bozmakta gecikmedi. Şimşekler Çakıyor, mağaranın duvarını yer yer aydınlatıyordu. Aydınlanan yerlere fotoğraflar yapışıyor ve düşüyordu. Caddenin ortasında kan kaybediyordu adam. Görünürde ambülans yoktu. Bir başka adam tezgahta böbreğini satıyordu. Vitrin camlarIna gözler yapışmıştı. Adama bak! Evini yıkmasınlar diye elini doğruyordu. Ya mavi elbiseli kız, neden okula alınmıyordu? Bir dede torunlarını boğuyor, bir Çocuk babasını tokatlıyordu. Beyaz, kanı ne çabuk sarıyordu! İlanlar yapıştırılıyordu duvarlara. Kasap Çengelleri için kuzu aranıyordu. Kapsama alanı dışındaydı herkes. Bütün tuşlardan aynı ses geliyordu. Sonunda fotoğraflar düştü, gökgürültüsü kesildi, şimşekler söndü Karanlık hakim oldu mağaraya. Yine hiçbir şey görünmüyordu. Araba hızla devam ediyordu yoluna. Ya bu ıslaklık? Yağmur mu yağıyordu? Ellerine, başına, yüzüne damlalar düşmeye başladI. Sık sık eliyle yüzünü siliyordu. Araba uçuyor, rüzgarı yüzündeki ıslaklığı soğutuyordu. VE DURDU. EVET ARABA DURDU! Karşısındaki duvarda cılız bir ışık yandı. Aman Allah'Im! Bu nasıl bir adamdı? Elleri, yüzü, her tarafı kan içindeydi. Kolunun biri kopmuş, gözleri oyulmuş, kalbi sökülmüştü. Hayır, bu bir oyun olamazdı. Kan kokusu duyuyordu. Bu kadar doğal bir maket olamazdı! Olabilir miydi yoksa? Ona dokunmalıydI. Korkudan kalbi yerinden fırlayacaktı. Dokunmalıydı ona. Elini yaklaştırdı. Titriyordu. Loş ışıkta duran adama dokundu. Kanın sıcaklığını neden duymuyordu? Etin yumuşaklığını neden hissetmiyordu? Soğuk, parlak bir yüzeydi dokunduğu. Biraz daha dikkatli baktı: AYNA! AYNAYA DOKUNUYORDU.
Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Atatürk'ün çocukları olarak atamızı hasret ve özlemle anıyoruz.
Bugün, bizim bağımsız ve özgür bir devlet olarak yeniden ayağa kalktığımız ve Cumhuriyeti kurduğumuz, Atatürk'ün ifadesi ile “ En Büyük Bayram” günüdür. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Atamın bizlere emanet ettiği 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını sevgiyle, coşkuyla, kutlayalım hep birlikte. Cumhuriyet Bayramının yıl dönümü aziz milletimize kutlu olsun.
Atatürk’ün liderliğinde kurulan Cumhuriyetimizin yıl dönümünü tüm Türkiye’de coşkuyla kutlamaktayız. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet var olacaktır. Cumhuriyet Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım.
Atatürk'ün önderliğinde büyük Türk Milleti'nin kanı, canı ve sonsuz emekleriyle kurulan Cumhuriyetimizi, tüm değerleriyle sonsuza kadar yaşatmak hepimizin vazgeçilmez ortak sorumluluğudur. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun! Ne mutlu Türküm diyene!
Bizlere bağımsızlığımızı armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarını ve şehitlerimizi saygı ile anıyor, tüm ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun. Nice bayramlara.
Atam bu gençlik emanetine hep sahip çıktı, gururla hep göklerde taşıdı al bayrağını. Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun.
ATATÜRK başta olmak üzere, acısı yüreğimizde çok taze olan Mehmetçiklerimiz ile ebediyete intikal etmiş şehitlerimizi ve gazilerimizi sonsuz şükran duyguları ve rahmetle anıyor, halkımızın Cumhuriyet Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.
Atatürk’ün, “Ey Türk milleti! Sen yalnız kahramanlık ve cengâverlikte değil, fikirde ve uygarlıkta da insanlığın şereflisine” Hafızasında binlerce yılın hatırasını taşıyan tarih, uygarlık safında layık olduğun yeri sana parmağıyla gösteriyor. Oraya yürü ve yüksel! Bu, senin için hem bir hak, hem de bir vazifedir” sözü, yöneteni ve yönetileniyle hepimize büyük sorumluluk yüklemektedir. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Aydınlığı söndürmek isteyen art niyetli zihniyetlerin varlığıyla bugüne ulaşan ve büyüyen Cumhuriyetin ilerleyişini kimse durduramayacak. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Ben bir Cumhuriyet çocuğuyum İyi bayramlar.
Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.
Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fɑkɑt Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
Birlikteliğinin coşkuyla kutlandığı ve bu vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizin bir kez daha minnetle yâd edildiği manevi günlerdir. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Biz doğrudan doğruya milletseveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı, Türk topluluğudur. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Bu anlamı büyük günde Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, kahraman silah arkadaşlarını ve bu toprakları bizlere vatan yapmak için kendilerini feda eden aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi şükran ve rahmetle anar, milletimizin Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ederim.
Bu duygularla, tüm milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutluyor, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyorum.
Bu tarihi gün, bizi biz yapan ortak değerlerimiz etrafında her zamankinden daha güçlü bir şekilde kenetlenme günüdür. Herkesin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
Bugün cumhuriyetimizin yıl dönümü. Atam sen yerinde rahat uyu.. Cumhuriyetin bizlere emanet.
Bugün Cumhuriyetimizin yıl dönümünü. Sevgiyle, barışla kutluyoruz hep birlikte el ele nice bayramlara.
Bugün hepimize düşen ortak görev; ulusal değerlere, bilince, Cumhuriyet'e sahip çıkmak, Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşı'nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Türk Ulusu dili, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecektir.
Büyük Önder Atatürk'ü ve de silah arkadaşlarını, canından aziz bildiği vatanı için kanlarını bu toprağa dökmüş şehitlerimizi rahmet ve minnetle bir kez daha yad ediyor Cumhuriyet Bayramınızı yürekten en kalbi sevgilerimle kutluyorum. 'Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Büyük Türk Milletinin şanlı tarihindeki en parlak başarılarından biri olan Cumhuriyetimizin kuruluşunun yıl dönümünü kutlamanın sevinci içerisindeyiz. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Canımızı düşünmeden vereceğimiz vatanımıza armağan edilen Cumhuriyetimizin varlığı kutlu olsun. Atam ruhun şad olsun..
Cumhuriyet bayramı coşkusunun bütün milletimizce derinden yaşanması temennisiyle, Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Cumhuriyet Bayramı güne coşku ve mutlulukla uyanmak demektir. Canım ülkem ve milletime nice mutlu, barış dolu, bütünlük içinde 29 Ekimler.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Bugün her yer kırmızı beyaz olsun.
Cumhuriyet Bayramını kutluyor, herkese esenlikler diliyorum.
Cumhuriyet Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım.
Cumhuriyet Bir ülkenin Damarıdır. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Cumhuriyet Demokratik bir ülkenin Bozulmaz Simgesidir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Cumhuriyet düşünce, beden ve bilim bakımından güçlü koruyucular ister. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Cumhuriyet ERDEMDİR. Ülkemizin Doğum Gününü Kutlamak, bu günü Hakkınca yaşamak bize yakışandır, olması gerekendir.
Cumhuriyet erdeme dayanan bir yönetimdir. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftandır. Samimî ve meşru olmak şartıyla, her fikre hürmet ederiz. Her kanaat bizce muhteremdir. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Cumhuriyet, demokratik bir ülkenin bozulmaz simgesidir. Cumhuriyet bayramınızı en içten duygularımla kutlarım.
Cumhuriyet, etnik kökeni ne olursa olsun tüm yurttaşlarını Türk Ulusu çatı kimliğinde birleştirmiştir. Cumhuriyet bayramı coşkusunun bütün milletimizce derinden yaşanması temennileriyle.
Cumhuriyet, tarih arasında bir millet tarafından tamamen benimsenen bir fikrin ne kadar kadir ve ne kadar muhyi bir kuvvet olduğunun en güzel misali olarak kalacaktır. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Cumhuriyet, toplumu ümmetten ulus, bireyi kuldan yurttaş konumuna yükselten bir Aydınlanma Devrimi'dir. 29 Ekim, bir doğuşun, bir devrimin, kısacası bir mucizenin yıldönümüdür. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Cumhuriyet; fikren, ilmen ve bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular İster. Bu duygularla Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!
Cumhuriyet’in geleceğe büyük bir ümitle bakmamızı sağlayan gurur verici atılım ve başarıları, her türlü zorlu engelin aşılması konusunda bizlere güç vermesi dileğiyle. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Cumhuriyetimizi kuruluş felsefesindeki hedeflere ulaştırmamızın da mümkün olacağını ifade etmek isterim. Bu duygularla, tüm milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutluyor, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyorum.
Cumhuriyetimizin bugün Ulu Önder Atatürk'ün açtığı yolda çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak için olumlu atılımlar yaptığını büyük bir onur ve gururu içerisinde. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun Cumhuriyetimizin ilanının yeni yılında Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk”ü, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyor, Cumhuriyet Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor; tüm hemşerilerimizin ve tüm milletimizin Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun yıldönümünü kutladığımız bugünde demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak, dünyanın gelişmiş devletleri arasında yer alabilmenin mücadelesini aralıksız sürdürmekteyiz. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Cumhuriyetimizin yıl dönümünde Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyor, tüm milletimizin bayramını içtenlikle kutluyorum.
Cumhuriyetimizin yıl dönümünü kutladığımız bu günlerde, geleceğe büyük bir ümit, inanç ve gayretle yürümek azmi ve de kararlılığı dileğiyle. “Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun” Cumhuriyetimizin yıl dönümünü, kıvanç ve coşkuyla kutladığımız büyük günde milletçe huzurunuzdayız Yüce Atatürk.. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Cumhuriyetin geleceğe büyük bir ümitle bakmamızı sağlayan gurur verici atılım ve başarılarının, her türlü zorlu engelin aşılması konusunda bizlere güç vermesi dileğiyle. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Cumhuriyetsiz bir toplum, yarınsız bir gündür. Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun.
Demokrasi ilkesinin en yeni ve akılcı uygulamasını sağlayan hükümet biçimi cumhuriyettir. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti, zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti. Kutlu olsun 29 Ekim Cumhuriyet bayramımız!
El birliğiyle daha Laik, daha çağdaş, daha engin görüşlü insanların var olduğu yaşamlara. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Esin kaynağımız, Atatürk'ün öncülük ettiği Türk aydınlanma felsefesi, gücümüz ise yurt sevgimiz, ulusal bilincimiz, birlik ve dayanışma ruhumuz olacaktır. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz Kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının üstün gayret ve fedakârlıklarla kurdukları Cumhuriyetimizin ilelebet payidar kalması, gelecek nesillerin eğitimli, kabiliyetli, milli ve manevi değerlerine sahip çıkan bireyler olarak yetişmesi hepimizin en büyük hedefi ve arzusudur. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Geleceğe güçlü biçimde ulaşabilmek, Cumhuriyetimizi korumak ve yaşatmakla olanaklıdır. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.
Hep ileriye umutla bakacak, toplumumuzun özgüvenini koruması amacıyla, çabalarımızı anlayış birliği içinde sürdürecek, sorunlarımızı çözeceğiz. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
İmkân kalmayacak surette muhafazasının mecburî kılan bir devlet şeklinde, cumhuriyet idaresi ilân olunsa bile, onu yaşatmak mümkün değildir. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Milli Bayramlarımız ülkemizin sarsılmaz bütünlüğünün, toplumumuzun birlikteliğinin coşkuyla kutlandığı ve bu vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizin bir kez daha minnetle yâd edildiği manevi günlerdir. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazanılan Milli Mücadele ile tarihte eşine çok az rastlanır bir başarı gerçekleştirilmiştir. Yaşanılan tüm zorluk ve sıkıntılara karşın inanç ve kararlılık örneği olarak kazanılan bu zafer, milletimize kayıtsız şartsız egemenliği sağlayan Cumhuriyeti rejimini armağan etmiştir. Milletimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
Mustafa Kemal Atatürk'ün çevresinde Türk milletinin kenetlenmesiyle yürütülen Milli Mücadele'nin zaferle sonuçlanması ve ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması, tarihin ender kaydettiği bir başarıdır. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Şanlı geçmişinde sınav niteliğinde pek çok güçlüğü yüz akı ile aşma başarısını gösteren Türkiye'nin, bu hedeflere ulaşacağından kuşku duyulmamalıdır. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Şerefli bir yaşamın bedeli, her ne olursa olsun ödenir. Küçük oyunlar, küçük oyuncularındır. Onlar, okyanusta boğulmanın adabını bilemezler! Cumhuriyet ERDEMDİR... Ülkemizin Doğum Gününü Kutlamak, bu günü Hakkınca yaşamak bize yakışandır, olması gerekendir... Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Tekil devlet yapımız, ulusal birliğimizin, huzurun ve toplumsal barışın en önemli güvencesidir. Tekil devlet yapımızın, ülke tümlüğünün, ulusal birliğimizin sonsuza kadar korunacağından kimse kuşku duymamalıdır. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Teşekkürler Mustafa Kemal Atatürk, her daim izindeyiz! Herkesin cumhuriyet bayramı kutlu olsun.
Tüm temennim bu yılın Cumhuriyet kavramının ne olduğunu dahi bilmeyenlere; Cumhuriyet adına bir şeyler öğretmesi. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Türk milleti bugün sana olan bağlılığını, özlemini ve sevgisini yürekten ve büyük bir sesle hep birlikte dile getiriyor Yüce Atatürk... Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Türk milletinin yeniden doğuşu ile kurulan Cumhuriyetin yıl dönümünü kutlamanın onur ve gururunu yaşamaktayız. 'Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun'.
Türk ulusu büyüktür. Özgürlüğü ve barışı sever. Canı pahasına da olsa, Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatacak güçtedir. Ve yaşatacaktır.
Türk ulusunun yaratılışına en uygun olan yönetim cumhuriyettir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Cumhuriyetimizin yıl dönümünü kutlɑdığımız bu günlerde, geleceğe büyük bir ümit, inɑnç ve gɑyretle yürümek ɑzmi ve de kɑrɑrlılığı içindeyiz. Vɑtɑnımızın bölünmez bütünlüğüne ve ulusumuzun birliğine her zɑmɑnkinden de çok ehemmiyet vermekteyiz. Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetimizin bɑnisi Büyük Önder Atɑtürk’ü ve de silɑh ɑrkɑdɑşlɑrını, cɑnındɑn ɑziz bildiği vɑtɑnı için kɑnlɑrını bu toprɑğɑ dökmüş şehitlerimizi rɑhmet ve minnetle bir kez dɑhɑ yɑd ediyor Cumhuriyet Bɑyrɑmınızı yürekten en kɑlbi sevgilerimle kutluyorum.
Türkiye Cumhuriyeti'ni, huzur ve refah dolu yarınlara ulaştırmak için hiç şüphesiz ki el birliği ile çalışacak, Atatürk ilke ve devrimlerine her zaman ve her konumda sahip çıkacaktır. 'Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün Bize Bıraktığı Bu üLkeyi Korumak Bizim Görevimizdir. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Ulusumuzu Çağdaş bir anlayışın ürünü olan Cumhuriyetimize kavuşturan bağımsızlık mücadelemizin de tüm dünyaya örnek olmasını temenni ederim. 'Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun'
Ulusumuzu demokrasi, hukuk devleti, temel hak ve özgürlükler gibi evrensel değerlerle buluşturan Cumhuriyet yönetimi, köklü değişim sürecinin temeline laiklik ilkesini yerleştirmiştir. Laiklik, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniliklere açık, aklı ve bilimi ön plana çıkaran en temel niteliğidir. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.
Yirmi dokuz Ekimi Karşılarız neşeyle çünkü bu günde erdik büyük cumhuriyete. Cumhuiyet bayramınız kutlu ve şanlı olsun.
Yüce Atɑtürk, Cumhuriyetimizin yıl dönümünü, kıvɑnç ve coşkuylɑ kutlɑdığımız büyük günde milletçe huzurunuzdɑyız. Türk milleti bugün sɑnɑ olɑn bɑğlılığını, özlemini ve sevgisini yürekten ve büyük bir sesle hep birlikte yinelemektedir. Tɑrihimizin en büyük çɑğdɑşlɑşmɑ ve değişim hɑmlesi olɑn Cumhuriyet’in geleceğe büyük bir ümitle bɑkmɑmızı sɑğlɑyɑn gurur verici ɑtılım ve bɑşɑrılɑrı, her türlü zorlu engelin ɑşılmɑsı konusundɑ bizlere güç vermektedir. Ruhun şɑd olsun. Yüce milletimizin Cumhuriyet Bɑyrɑmı kutlu olsun.
Yüce Önder, “Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimin amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve biçimi ile uygar bir toplum haline ulaştırmaktır. Devrimimizin temel ilkesi budur” sözüyle, Türk Devrimi’nin çerçevesini ortaya koymuştur. Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun.