Yasli Fransiz, kasabanin papazina gunah cikarmaya gitmisti.
Ihtiyar adam itiraflarina basladi:
"Ikinci Dunya savasinin ilk gunlerinde bir guzel kiz kapimi calip kendisini Almanlardan saklamami istedi. Onu bodruma sakladim. Onu asla bulamadilar.
"Bu harika birsey" dedi, papaz..
"Devami var" dedi ihtiyar.. "Ben zayif karakterli bir adamim. Birgun ondan, kendisini saklamamin bedelini seksuel arzularimi gidererek odemesini istedim."
Papaz bir sure dusundu, sonra..
"Himmm.. Savas yillari. Zor gunler.. O kosullarda boyle bir zaaf affedilebilir. Сок buyuk bir riski goze almissiniz.. Kaldi ki, kiz Almanlar'in eline dusse, basina сок daha kotu seyler gelirdi. Allah anlayisli, hos gorulu ve affedicidir. Yaptiginiz iyilik ve kotulukleri tartar, sizi sefkatle yargilar.."
"Tesekkur ederim peder" dedi, yasli adam.. "Simdi icim rahatlamisken, bir soru daha sorabilir miyim?."
"Tabii sorabilirsin oglum" dedi, papaz..
"Ona savasin bittigini soylemem gerekiyor mu?.."
Yasli Fred, hastaneye kaldirilmis. Ailesi, aile papazini da kendilerine eslik etmesi ve geregi halinde gorevini yapmasi icin cagirmis. Papaz ve aile efradi yatagin etrafinda beklerken, Fred'in durumu aniden kotulesmis. Yatagindan yari dogrularak, el isaretleri ile yazacak bir seyler istemis. Papaz, anlayisli bir sekilde, Fred'e bir kagit ve bir kalem uzatmis.
Fred titreyen ellerle hizli hizli kagida bir seyler yazip kagidi papaza uzatmis ve aniden olmus. Papaz, boyle acili bir anda kagittakileri okumanin dogru olmayacagini dusunerek kagidi cebine sokmus. Birkac gun sonra, Fred'in cenazesi sirasinda, Fredin verdigi kagidin cebinde oldugunu hatirlamis.
Cenazenin gomulmesinden hemen once, Papaz ileri cikarak:
"Sevgili Fred, olmeden hemen once benden kagit isteyerek birseyler yazdi. Zamani uygun olmadigi icin o anda bakmadim fakat simdi, hepinizin onunde bu notu okumak istiyorum!"
Demis ve cebinden kagidi cikararak yuksek sesle okumus:
"Lutfen bir adim sola cekil. Oksijen hortumuma basiyorsun!?!!"
Sicilya’nın bir kasabasında kadınlar hiç rahat durmaz, ikide bir kocalarını aldatırlarmış.
Kasabanın yaşlı papazı, kocasını aldattıktan sonra kendisine gelen ve günah çıkartan kadınlardan bıkmış.
Günlerden bir gün, yine bir kadın gelmiş, -“Papaz efendi! Şeytana uyup yine kocamı aldattım” demiş.
Papaz öfkelenmiş:
- “Ayıptır günahtır, sürekli kocamı aldattım diye geliyorsunuz. Bundan sonra en azından ‘ayağım taşa takıldı’ deyin, ben anlarım.” Bu durum, kadınlar arasında anında yayılmış.
Kilisedeki yoğunluk hiç azalmamış, artık kadınlar “Ayağım taşa takıldı” diyor; papaz günah çıkartıyormuş.
Gün gelmiş, ihtiyar papaz ölmüş.
Yerine gelen yeni papazın da ‘taşa takılma’ seansları sürüyormuş. Durumdan bihaber olduğu için, “Ne kadar namuslu bir kasaba. Hanımların ayağı taşa takılsa, günah çıkartmaya geliyorlar” yorumunu yapıyormuş.
Bir gün, papaz ile Belediye Başkanı buluşmuş, sohbete koyulmuşlar.
Papaz, Belediye Başkanı’na bir ricada bulunmuş:
- “Başkanım, derhal kaldırımları onarın. Kasabanın hanımları, hemen her gün taşa takılıp düşüyorlar...” Bir önceki papazın durumu anlattığı Başkan kahkahalarla gülmeye başlamış.
Bu tavırdan çok rahatsız olan papaz, Başkan’a yüksek bir ses tonuyla cevabı yapıştırmış:
- “Başkan, Gülüyorsunuz ama, en çok da sizin eşiniz taşa takılıyor...”.