Fenerbahçe'nin kırabileceği rekorlar ve yapabileceği ilkler... *** 1. Sezon başlamadan şampiyonluk turu atmak. 2. Türkiye kupasında herhangi bir 3. lig takımına elenmek. 3. Dünyanın en büyük gаy yürüyüşünü yapmak. (Maçtan sonra bütün stad Bağdat caddesine çıksın yeter...) 4. Maçlardan önce taraftara posta ve e-mail yoluyla "lütfen maçta fener gol gol gol diye bağırın" şeklinde çağrıda bulunmak. 5. Tüm oyuncuları gаy olan ilk futbol takımı olmak. (Az kaldı...) 6. Şampiyonlar liginde(eğer katılabilirse) en kötü dereceyi yapmak. (Halihazırda en kötü ikinci derecenin sahibi, yolu açık olsun) 7. Aynı sezonu 3 ya da daha fazla teknik direktörle bitirmek. 8. Fenerium'da isimsiz veya Amerikan fermuarlı forma satışı. (Taraftar kısa aralılarla kandırılınca uyuz oluyo...) 9. Fenerium'da yumurta satışı. (Korkak tavuk yumurtası lezzetli olur... ) 10. Türkiye kupası maçlarında maç başlamadan sahadan çekilmek. (Kafaya taş yemekten ya da 2. lig takımına elenmekten iyidir...) 11. Havlayan meriç ısırabilir. 12. FB yönetiminin taraftara "Dünya kupasını alan ilk kulüp takımı olacağız" sözünü vermesi. (Taraftarı kandırmada sınır yok...) 13. Kulüp binası yanına bağlanacak bir köpeğin burada 24 saatten fazla durması. (Malum, köpek bağlasan durmaz...) 14. Seçimleri yönlendirdiğini zanneden FB taraftarının erken seçim ilan etmesi. 15. Yapılacak hazırlık maçı için lig maçının iptalinin istenmesi. (Yakında bu da olur...) 16. Biraz yoğurtla fenerden cacık olabilir. (Teknoloji gelişti bu da halledilir...) 17. Her sezon başında büyük vaatlerle uyutulan taraftara Fenerium'da indirimli yastık ve nevresim takımı kampanyası. 18. Futbolcuların dayak yememesi için tesislerin yurtdışına alınması. (En azından taraftar "Yurtdışında da oynuyoruz" diye kandırılabilir...) 19. Sırf kupa almak için turnuva düzenlemek. (Bu taraftar kandırılmayı hak ediyor...) 20. İstiklal Marşını FB marşı yapmak. (İspanyolların kahramanlık şarkısını kendine marş yapan takımdan bu da beklenir, belki Mehmet Akif ERSOY da fenerlidir...) 21. Türkiye kupasında kendilerini eleyecek takıma filistin askısı, elektrik verme, araba arkasında sürükleme gibi işkenceler uygulanması. (1986-87 sezonunda FB'li futbolcular kendilerini kupadan eleyen Samsunsporlu futbolcuları maç biter bitmez sahada bir güzel dövmüşlerdi, sıra işkencede...) 22. Transfer edilecek yıldız futbolcuyu uçaktan inmeden dövmek, kadroya almadan kovmak. 23. 18 yaşını doldurmayan ve okuma yazma bilmeyen birisini teknik direktör olarak görevlendirmek. 24. FB taraftarının orijinal beste yapması. 25. Stadta pirinç, balık, yosun gibi su ve deniz ürünleri yetiştirmek. (Yağmurlar arttığında...)
Dünyada insanlar, çok çeşitli nedenlerle firmalara ve kurumlara dava açıyor. Aynı davalar Türkiye'de açılsa neler olurdu, işte araştırma sonuçları:
* Eline kahve dökülen kadın, üzerinde 'Sıcaktır' yazmadığını iddia ederek, dava ettiği Mc. Donald's dan 2.5 milyon dolar tazminat kazandı.
BİZDE OLSAYDI: Kadının eline diş macunu sürülür. Kadın yaygaraya devam edince de garsonlar kadını bir temiz döver, sonra da derin dondurucuya kapatırlardı.
* San Diego'da bir adam, erkekler tuvaletinde kadın gördüğünü söyleyerek, duygusal travma geçirdiği iddiasıyla dava açtı.
BİZDE OLSAYDI: Öncelikle travmayı erkek değil, erkekler tuvaletine gören kadın geçirirdi. Hem de duygusal olmayanından. Hatta başına daha neler gelirdi Allah bilir.
* Bir soyguncu, kendisine bedava deodorant vermediği için hapishane yönetiminden şikayetçi oldu. BİZDE OLSAYDI: Adam Önce "Burası Migros mu lan" cümleleri eşliğinde güzelce bir ıslatılır, adamın ter kokusu hafifletilir, ceza evinde parasız hiçbir şeye sahip olamayacağı bir güzel anlatılırdı. Ertesi gün de mahkuma sadece deodorant değil, cep telefonundan tabancaya kadar satın alabileceği her türlü ürünün listesi verilirdi.
* Gene Amerika'da bir kanser hastası, öngörülen süre içerisinde ölmediğini söyleyerek sağlık müdürlüğünü dava etti. Doktorların koyduğu teşhise göre çoktan ölmesi gerektiğini söyleyen davacı tazminat istedi.
BİZDE OLSAYDI: Hasta tazminat talebinin ardından yetkililerce apar topar Devlet Hastanelerinden birine yatırılır, kanserden olmasa da kaptığı başka bir enfeksiyondan ölmesi kesin olarak sağlanırdı.
* Bira düşkünü bir Alman, Anheuser - Busch biraları üreten şirkete 10 bin dolarlık dava açtı. Biracıya göre reklamda birayla kadınların tavlanacağı söyleniyordu. Ancak kendisi başarılı olamamıştı. BİZDE OLSAYDI: Açtığı davanın ardından, derhal ana haber bültenlerine çıkar. Magazin programlarına konuk olur ve kendi çapında ciddi bir şöhrete ulaşırdı adam. Ve bu sayede kadın bulduğundan bira şirketi de tazminat ödemekten kurtulurdu.
* Florida'da bir balıkçının ailesi, hava tahmini tutmadığı için fırtınada ölen babalarının ardından, hava tahmini yapan kanalı mahkemeye verdiler.
BİZDE OLSAYDI: Dava asla açılamaz ve sonuçlanamazdı. Çünkü Türkiye'de hava tahminleri her türlü ihtimal göz önüne alınarak yapılır. "Yarın hava kar yağışlı olacak ve zaman zaman da güneşli geçecek." Veya "denizlerimizde hava 2 ile 6 kuvvetinde olacak." (Bu hava tahmini gerçekten yapılır bizde ve inanın yaşayan bilir, ama 2 ile 6 hava arasında dağlar kadar fark vardır.) * Bir kadın sürücü, çarptığı ve öldürdüğü adamın eşinden, kaza anında kendisine şok yaşattığı için tazminat talebinde bulundu.
BİZDE OLSAYDI: Sık sık olan bir vakadır bizde bu. "Önüne baksaydı kardeşim" ile başlayan ve "onlar da dikkat etseydiler birader" denilerek salınan çok trafik canavarı vardır bu ülkede.
Tazminat istemediklerine dua edelim.

Avcılar oturmuşlar başlarından geçen ilginç olayları anlatıyorlarmış. İçlerinden biri:
- "Bir gün gölde balık avlarken oltama büyük bir balığın takıldığını anlayınca yavaş, yavaş ve büyük bir mücadele ile kıyıya çektiğimde, büyük bir turna balığı olduğunu gördüm. Balığı tek başına taşıyamayacağımı anlayınca gidip köyden atımı aldım, fakat balığı ata koyduğum zaman bir taraftan başı diğer taraftansa kuyruğu yere deymesin mi? yapacak bir şey olmadığından yola çıktım ama oda ne, az sonra balığın ağırlığından atın beli kırılmasın mı?" deyince orada bulunan arkadaşlarından biri de:
- "Biz de üç arkadaş bir gün sisli bir havada domuz avına çıkmıştık, o arada çalıların arasında ses duyunca tüfeğimi ateşlememle acı bir feryat duyup, çalılıklara gidince vurduğumun arkadaşım olduğunu görünce hemen bir mezar kazmaya başladım, fakat o arada diğer arkadaşım gelerek seni katil deyince onu da vurmak zorunda kaldım, onun için de bir mezar kazmaya başlamıştım ki bu sefer de orman memuru silah sesini duyupta yanıma gelince artık yapacak bir şey kalmadı, ha iki ha üç kişi deyip onu da vurdum, tabii onu saklamak içinde bir mezar daha kazmaya başladığımda karşıdan bir traktör dolusu köylü yanıma doğru gelmiyor mu?" deyince, turnayı yakalayan avcı:
- "Yok artık köylüleri de vurup gömdüm deme" deyince:
- "O zaman sen de balığın boyunu daha makul bir ölçüye çek de bana bir traktör dolusu köylüyü vurdurma" der.
İşte, erkekleri sinir etmek için yeni ve geliştirilmiş tüyolar: 1. İlk önce aşkınızı ilan edin; onu da kendinize aşık edin;
Sonra bir yanlışlık olduğunu söyleyip geri çekilin. 2. İlk önce, "ömrümün sonuna dek seninim" deyip kendinize bağlayın. Daha sonra "Aşk, sürdüğü müddetçe ebedidir" deyin. Bu, onu cin çarpmışa çeviçecektir. 3.
Ğabriel ğarcia Marquez`in Kolera Zamanı Aşk`ını okumasını coşkuyla salık verin ve romandaki kahramanın 51 yıl aşkını beklemesi gibi bir daaranış sergilemesini ondan da umduğunuzu ima edin. 4. Kontrolün kimde olduğunu göstermek için, onun telefonlarına ve e - posta mesajlarına - verecekseniz bile - hep geç cevap verin. 5. Telefon ettiğinizde de, kendinizi odadaki kişiyle konuşmayı kesmek zorunda hissetmeyin. Bırakın, telefondaki erkek arkadaşınız beklesin ve konuşmanızın yalnızca sizin tarafını dinlemek zorunda kalsın. 6. `Yanlışlıkla` özel notlarını okuyun, sonra hesap sorun. 7. Eski erkek arkadaşınıza iletmeniz gereken bir mesajı yanlışlıkla onun telesekreterine bırakın. 8. Evini ziyaret ettiğinizde telefon çalarsa, suçlar bir biçimde " Hmm, bu da kim olabilir?" diye dudak bükün. 9. Arandevulara 15 dakika geç gitmeyi adet haline getirin. Bir gün, haklı sebepten de olsa geç kaldığında küplere binin. 10. Hattaarandevulara hiç gitmeyin. Sözlerinizin hiç birini tutmayın. 11. Sizi kentin en pahalı restaranlarından birine götürmesini sağlayın; yemek gelince de yüksek sesle porsiyonların küçüklüğünden yakının. Ya da kıtlıktan çıkmış gibi yiyin. 12. Evinizin en göze çarpan köşesine eski erkek arkadaşınızın çerçeveli resmini asın. 13. Yatak yapmayı, ütülemeyi, yemek pişirmeyi, temizlik yapmayı bilmemezlikten gelin. 14. İlk öpüştüğünüzde dilinizi boğazına kadar sokun. 15. İzinizi bırakın: boynunun görülebilecek bir yerini İsırın. 16. O evinden bir başka yere taşınırken, münasip bir biçimde tatile çıkın. 17. Bir başka erkek arkadaşınız olduğunu söylemeyi unutuvermiş olun. 18. Onu iş yerinde ziyarete gittiğinizde, amiri ya da daha iyisi memuru ile kesişin. 19. Arkadaşlarının yanında küçük düşürün. 20. Annesini eleştirin. Ebeveynini ziyerete gittiğinizde, onun hiç sevmediği elbisenizi bilhassa giyin. En yakın akrabalarının, kardeşinin falan adını unutun. 21. Sözüm ona size hediye aldığı ütü, ekmek kızartma makinesi, mikser gibi ev eşyalarını yılbaşında annesine hediye edin. 22.
En sevdiği dostunu sürekli eleştirin. 23. Vereceği partiden önce en ilgisiz konuda kavga çıkarın ve bütün gece suratınızı asın. 24.
Gideceğiniz partide kravat takma mecburiyeti olduğunu söylemeyin. 25. O arabayı sürerken sürekli karışın; arabanın orasına burasına tutunun;
Frene basıyormuş gibi yapın. 26. Siz arabayı kullanırken, kaybolsanız bile durup yön sormayı reddedin. 27. Film seyrederken elini tutmayın.
28. Esprilerine gülmeyin. 29. Michelle Pfeiffer`ı beğendiğinde hakarete uğramış gibi bozulun; Daniel Day - Lewis`i seyrederken kendinizden geçin, alkışlayın. 30. Eski kız arkadaşlarıyla dalga geçin. 31. Aşka hazırlık safhasında, anatomisinin aşağı kısımlarında rastgele bir şeyi tutun ve "Bu mu?!" diye sorun. 32. Sevişirken onun adı hariç, kendinizinki dahil herhangi bir ad haykırın. 34. Uyumak istediğinde, okumasanız da gece lambasını açık tutun. 35. Uyurken kol ve bacaklarınızla ahtapot gibi ona sarılın ki sabaha kadar bütün vücudu uyuşmuş olsun. 36. Çalar saatin sizin tarafınızda olmasında ısrar edin ama çaldığında, erişemeyeceğini bilerek, uyumayı sürdürün. 37. Her gece, o, yatağa girmenizi beklerken cilt bakımınızı son kerte yavaş yapın;
Çantanızı baştan düzeltin; bozuk paraları etajerin üzerine büyük bir itina ile yavaş yavaş dizin. Sonra, yosunlu masşöyle yatın. 38.
İlişkinizi, gelecek kuşaklar için görüntüleyin; daha doğal oluyor diye hazırlıksızken fotoğrafını çekin. 39. Arkadaşlarınızla saatlerce telefonda konuşun; sonra o sizinle konuşmak istediğinde yorgun olduğunuzu, TV seyretmek istediğinizi söyleyin. 40. TV seyrederken, uzaktan kumanda ile kanalları durmaksızın değiştirerek kıvançla el maharetinizi gösterin. 41. Tam gazetesini, dergisini ya da kitabını okumak istediğinde TV`yi açıp sadece hanımlara hitap eden bir programı seyredin. 42. Ne okuduğunu görmek için elinden kitabı alın ve sayfayı kaybedin. 43. O tam gazete okuyacakken, ayağınızı kucağına uzatın ve ovmasını söyleyin. 44. TV`de heyecanla maç seyrederken odaya girip kanalı değiştirin; "Bu belgeseli kaçıramazsın" deyin. 45. "Meyve yemek ister misin?" diye sorun ve onun kalkıp getirmesini bekleyin. 46. O dışarı yemek almaya giderken aç olmadığınızı söyleyin. Sonra o yerken ağzınızın suları aksın; başınızı yana eğip, size de vermek zorunda kalıncaya kadar sessizce onu seyredin. 47. sürekli ovulmak isteyin ama onu ovmak için hiç oralı olmayın. 48. O ilk önce ovarsa sizin de onu ovacağınıza söz verin; sonra uyuyakalın. 49. Evlilik lafı edildiğinde yüzünüz kireç gibi bembeyaz olsun. 50. Ne konuştuğunun farkında olmadığını söyleyin. 51. Konuşurken dinlemeyin. 52. Telefonda konuşurken esneyin ve o sırada uzandığınızdan rehavet çöktüğünü bahane edin. 53.
Gününün nasıl geçtiğini sorun; sözünü kesin ve kendi gününüzü anlatın.
54. Gününün nasıl geçtiğini sorun; sonra öbür odaya geçin. 55. Gününün nasıl geçtiğini sormayın. 56. Arkadaşlara bir olayı tatlı tatlı anlatırken ortasında sözünü kesin ve siz bitirin. 57. Onun her gün biteviye yaptığı olağan bir işi siz yaptığınızda iltifat bekleyin. 58.
Sizi sevdiğinizi söylediğinde boş gözlerle bakın. 59. Her fırsatta, "Ben demedim mi?" deyin. 60. Suratınızı asın; "Neyin var canım benim?" diye sorduğunda, " Hiç!" deyin. 61. Canınızın bir şeye sıkıldığını bildiğini bildiğinizi bildiğinde bile hala " Hiç!" deyin. 62. Nihayet, "Neyin var canım benim?" demekten vaz geçtiğinde kırılın ve artık duygularınıza eskisi kadar önem vermediği için serzenişte bulunun. 63. çok büyük bir kavgadan sonra hiçbir şey olmamış gibi daaranın ve yapmakta olduğunuz video kliple ilgili alakasız bir soruyu sakince sorun. 64. çumartesi günü hasta yatağında yatarken, arkadaşlarınızı davet edin ve iskambil oynayın. 65. Kilo aldığında, yerçekimsel özürlü olduğunu bilhassa belirtin. 66. Kilo vermek istediğinde, eski erkek arkadaşınızın egzersiz programını ya da gıda rejimini tavsiye edin. 67. Ona, kendi görsel zevkiniz için, en sevdiğiniz erkek artistin egzersiz videosunu alın. 68.
Yeni saç traşı olduğunda aldırmayın, farkına varmayın. 69. Yeni aldığı elbisenin yakışıp yakışmadığını sorduğunda, gözünüzü TV`den ayırmadan yakıştığını söyleyin. Daha sonra baktığınızda, "A, bunu mu giyiyordun?"
Diye sorun. 70. Ona, `bitirim, son kerte yakışıklı` artist ve modellerin sizi hiiiç mi hiç ilgilendirmediğini, hep *onu* tercih ettiğinizi göreksiz yere, durup dururken anımsatın. 71. Onu, eski erkek arkadaşınızla sürekli karşılaştırıp, " Hayatım, o saçımın dağınık kalmasına hiç aldırış etmezdi" gibi bir laf edin. 72. Her yaşgününde, ilk verdiğinizde çok sevdiği tişörtün hep benzerlerini alın. 73. Onun yaşgününde, kendi gitmek istediğiniz bir etkinliğe bilet alın. 74.
Kutlanacak herhangi bir günde, aslında kendinizin istediği bir şeyi hediye edin. 75. Yaşgününde ne istediğini yüzde yüz bildiğiniz halde, daha fazla memnun olacağına `emin` olduğunuz bambaşka bir şeyi alın. 76.
Yaşgününü unutun; sonra üstünde üzgün bakışlı bir enik olan bir kart atın. 77. Yıllık tatil için birlikte biriktirdiğiniz parayıa makyaj malzemesi alın. 78. Evi kendi zevkinize göre yeniden döşeyerek ona sürpriz yapın. Başka erkeklerle olan anılarınızı canlandıracak söylerle süsleyin. 79. Tanınmayacak hale gelmiş eşyaları bile bir gün faydası olur diye atmayın. 80. İçine göremeseniz bile lise yıllarından kalan buluzunuzu giyin ve "öldu!" deyin. 81. Eve kedi almakta ısrar edin;
Bağıramazsanız, evdeki bütün çiçeklere ad koyun. 82. önunla konuşacağınıza kedinizle konuşun. 83. Köpeği önüne gelene havlamaya ve saldırmaya başladığında, " Eğitilmesi için, artık köpeği okula gönderme zamanı geldi" deyin. 84. Mırın kırın ettikten sonra kuru temizleyiciden kerhen aldığınız elbisesini, kedinin üzerinde uyuması için yatağın üzerine fırlatın. 85. Sorulmadan, evin bütçesini dengelemek için öğütte bulunun. 86. Alışveriş sırası size geldiğinde, mümkün olduğunca, donmuş yiyecek alın. 87. Buz küpleri yapmaya yarar şeyi buzluğa susuz koyun.
88. İşten eve geldiğinde, akşam yemeği için eksik malzemeyi almak üzere, en yakını iki km ötede olan şarküteriye gönderin. 89. Kırk yılın başında, içinden geldiği için özene bezene yaptığı enfes yemeği TV seyrederek yiyin. 90. Kırk yılın başında, içinden geldiği için özene bezene yaptığı enfes yemeğin içine tuz başta olmak üzere her türlü bağıratı koyun. 91. Kırk yılın başında, içinden geldiği için özene bezene yemek yaptıktan sonra, sızlanarak o gün hamburger yemek istediğinizi söyleyin. 92. Kırk yılın başında, içinden geldiği için özene bezene hazırladığı yemeği sizinle paylaşma girişiminde bulunma cesüretini kırın. 93. Kırk yılın başında, içinden geldiği için size yemek yapmak istediğinde ailenizden birinin çok iyi yaptığı bir yemeği yapmasını isteyin; tattıktan sonra yüzünüzü buruşturun. 94. Yemek pişirmesinin sizinki kadar iyi olmadığını söyleyin. Ancak, çok meşgul olduğunuzdan yemek pişirmeye ayıracak vaktiniz olmamış olsun. 95.
Çamaşır yıkama sırasının ona geldiği hafta, her gün üç kez elbise değiştirin. Hatta bir saat için giydiğiniz buluzu, katlayıp şifoniyere koymaktansa kirliye atmanın daha kolay, her duştan sonra havlunuzu değiştirmenin bayağı yararlı olduğunu birden farkedin. 96. Kan lekeli donlarınızı ortalıkta bırakın. 97. Tuvalet kağıdı bitince, bilhassa bir yolculuk için bir süre kent dışına giçecekseniz, ruloyu değiştirmeyin.
98. Traş losyonu yerine bol bol kullanmaya bayıldığı cilt temizleme losyonunuzu saklamayı ihmal etmeyin. 99. Islak havlunuzu yatağın üzerine, onun yattığı kısma fırlatın. 100. Asetonla temizlenemiyorsa temizlemeye, mutfak bıçağıyla düzeltilemiyorsa düzeltmeye değmez diye düşünün. 101. ö hazır olmasa bile garsona sipariş vermeye hazır olduğunuzu söyleyin. 102. öna sormadan onun için de siparişi verin. 103.
Kendisine ait olmayan siyasi görüşleri ona atfedin. 104. Başınızdan geçen tatlı bir olayı anımsatın ve anlamsız gözlerle baktığını görünce, şöyle ya, o sen değildin" deyin. 105. Başka erkeklerle olan ilişkilerinizde belirsiz olun; sürekli tahmin etmeye çalışsın. 106.
Yapılması görekli bir şeyi gelecek hafta yapacağınızı söyleyin. 107.
Yapılması görekli bir şeyi gelecek hafta sonu yapacağınızı söyleyin.
108. Yapılması görekli bir şeyi `yakında` yapacağınızı söyleyin. 109.
Her şeyi baş ağrınıza yükleyin. 110. Annesi geldiğinde, abonesi olduğunuz Playgirl türü derginin ortalıkta gözükmesini sağlayın. 111.
Kileri temizleyeceğinize söz verin; sonra sadece içindekilerin yerini değiştirin. 112. Evdeki hayvanın sizi daha fazla sevdiğini söyleyin.
113. Bir spora başlayın ama gerçekte sadece TV`den seyredin. 114. Eve yeni alınan bir aletin işletme talimatını "Bir моrоn bile bunu işletebilir" diyerek okumayı reddedin; sonra bozduğunuzda kabahatı fabrikada bulun. 115. Onun fütursuz alışveriş huyu üzerine ileri geri konuşun; sonra gidip yarım düzine çift ayakkabı alın. 116. Ertesi çarşıda bir çift daha alın; fazla mal göz çıkarmaz. 117. Sabah kendinize kahve yaptıktan sonra sütü dışarıda bırakın. 118. Yalancı tırnaklarınız salatanın içinden çıksın. 119. Dişinizi ilk önce siz fırçalayın ve macun köpük ve artığını lavabodan temizlemeyin. 120. Yatmadan önce banyoyu önce siz kullanın ve her yere su sıçratın. Naylon çoraplarınız ipte asılı, kanlı tamponlarınız yerde atılı kalsın. 121. Sorduğunda, evlenmek istediğinizi ama zamanını bilmediğinizi söyleyin. 122.
Sorduğunda, `işler yoluna girdiğinde` evlenmek istediğinizi söyleyin.
123. Sorduğunda, `belki gelecek yıl` evlenmek istediğinizi söyleyin.
124. Kafası çok fena bozukken çocuk taklidi yaparak konuşun. 125.
Kavgadan sonra çiçek gönderin ve artık herşeyin eskisinden daha iyi, güllük gülistanlık olduğunu varsayın. 126. Kilo vermeye çalışırken, "
Harika görünüyorsun hayatım, tatlını yiyebilirsin" deyin; sonra geçen yılın pantalonlarına sığmadığını söyleyin. 127. Kendiniz 10 kg aldıktan sonra onun 2 kilo alması ile alay edin. 128. Hayatınızda onu hiç sakallı görmediğiniz halde a - acayip yakışacağını beyan edin. 129. Yetişkin hayatı boyunca bıraktığı sakal ve saçlarını dibinden kestikten sonra uzun saç ve sakalı ne denli çok sevdiğinizi söyleyin. 130. Saçınızı onunkinden daha kısa kesin. 131. Aşikar bir yalan söylemekten sakının.
Kilolu görünüp görünmediğini sorduğunda "Yo, *aslında* hayır" deyin.
132. Sözde kompliman yapın; kaş yapayım derken, göz çıkarın:
"Siyah da çok ince gösteriyor", "çildin de bayağı düzeldi"falan deyin. 133. Ah bir anlayabildiğinizde, kaygılarını tartışmaktan nasıl da mutluluk duyacağınızı belirtin. 134. Okumak için gece lambasını açık tuttuğunda şiddetle itiraz edin ama o uyumak istediğinde siz okumak için açık tutun. 135. Yatak odanızdaki TV`nin bir süre sonra kendiliğinden kapanacağı konusunda onu temin edin; sonra sabaha karşı söndürmek için kalkmak zorunda kaldığını gizlice ve haince seyredin. 136.
Çamaşırlarınızı etraftan toplamayın; sonra "Burası darmadağın" diye yakının. 137. 3 yastıkta ısrar edin; o uyuduktan sonra onun tek yastığını da çalın. 138. Yorganın onun üstündeki kısmını da üstünüze çekin, donsun.
Genç yönetmen yeni filmi için yüzü düzgün, kamera karşısında rahat, düş gücü gelişkin bir kadın oyuncu arıyordu. Gazeteye ilan vererek adayları davet etmişti. Gün boyu peş peşe girdiği mülakatlardan yorgundu. O, kendine yeni bir kahve koyarken, sıradaki oyuncu adayını içeri aldılar. Alımlı genç kız, yüzünde meraklı bir tebessümle deneme kamerasının karşısına oturdu ve yönetmenle sohbete başladı. Adı Emile Muller'di. Kısa hasbıhalden sonra yönetmen değişik bir şey denemiş olmak için "Çantanızı açıp bana içindökülüri birer birer anlatır mısınız?"
Dedi. genç kız arkadaki çantaya uzandı. Fermuvarını açtı. Önce eline gelen iri kırmızı elmayı çıkarıp anlattı:
"Bu elmayı sabah tezgah başında meyvelerini parlatırken gördüğüm manav hediye etti. Çok iştahlı bakmış olmalıyım. "Sonra bir kitap çıkardı. Henüz kitabın ilk sayfalarında olduğunu ve okuduğu satırlardan çok etkilendiğini anlattı.
Romanın baş kahramanının dalaverelerinden söz etti. Ardından bir gazete çıkardı: İş aranıyor ilanını orada okumuştu. Listede, başvuracağı başka işler de vardı. Sonra makyaj çantası, ajandası ve not defteri. Yönetmen, bu sonuncudan rasgele bir sayfa çevirip okumasını isteyince defteri açıp mahcup bir edayla okudu genç kız. Özel duygulardı okudukları.
Derken çantanın gizli bölmesine attı elini. Oradan iki fotoğraf çıkardı.
Biri uyuyan genç bir adam fotoğrafıydı:
"Sevgilim"
Diye açıkladı:
"Fotoğraf çektirmeyi hiç sevmez de. Ancak uykudayken çekebiliyorum fotoğrafını. "İkinci fotoğrafın annesinin evlenmeden önceki hali olduğunu söyledi. O halini şimdikinden daha çok seviyordu. genç kızın, çantadan çıkarıp büyük doğallıkla anlattığı her bir nesne, bir yapbozun parçaları gibi onun hayatından kesitler sunuyordu. * * * Bu oyun, 15 dakika kadar sürdü. Sonunda yönetmen Emile'e teşekkür etti. Çıkarken kapıdaki görevliye telefonunu bırakmasını söyledi. "Arkadaşlar gelecek hafta sizi arar" dedi. Emile çıkarken, yönetmenin asistanı girdi içeri.
Dışarıda bekleyen daha pek çok aday vardı. Yönetmen gerindi. Kısa bir mola vermek istediğini söyledi. Hala aradığını bulamamıştı. Yeni bir kahve doldururken karşısındaki sandalyeye asılı çantaya ilişti gözü.
Biraz önce içindökülürin birer birer anlatıldığı çantaydı bu. Telaşla asistanını uyardı:
" giden kız çantasını unutmuş, hemen koşup yetiştirsene. "Asistan kız sandalyeye baktı ve "Yoo. O benim çantam"
Dedi. Yönetmen, koltuğundan ok gibi fırlayıp kapıya seğirtti. Aradığı oyuncuyu bulmuştu.
Hava açıktı. O gün gökyüzü gerçek bir gök mavisiydi. Büyük şehirlerin kaderi gibi görülen hava kirliliği de; sırra kadem basmıştı sanki. Etrafa tatlı ve rehavet verici bir hava akımının rüzgar serinliği başladı. Bütün caddeler insanlarla, mağazalar da çeşit çeşit mallarla doluydu. Caddeler insan selini kaldıramazken koca Ulu cami, ikindi namazında ancak üç saf olabilmişti. Caminin üzerinde muhteşem bir tarihin izleri vardı. Gün; koşuşturma ile geçmiş, yürümekten yorulmuşlardı. genç müteahhit:
- "Bir yerlerde biraz oturalım."
Dedi. Arkadaşı:
- "Bir yer biliyorum oraya gidelim." diye cevap verdi.
Caddeler, artık insan ve araç yükünü taşıyamaz olmuştu. Yeşil alan olarak ayrılan bir yer; delik deşik edilmiş hızla bir otopark inşaatı devam ediyordu. İnşaattaki devasa vinç kule, Osman Gazi türbesine doğru baş kaldırmıştı. Altıparmak'a batı yönünden gelen caddenin karnı yarılmış, toz toprak içinde çalışan kazıcının hırıltısı caddenin gürültüsüne karışıyordu. Osman Gazi türbesinin bulunduğu tepeden baktığınızda; Bursa genelde ayak altında kalır. Şehir merkezinde; hava koridorları olmayan önü veya sonu kapalı caddeleri olan, yeşil alandan mahrum çarpık yapılaşmayı görürsünüz. Bursa'nın yeşili gitmiş, betonlaşmanın kızılı gelmiş olduğu görülürdü. Tepe etrafında yapılan yürüme merdiveni Osman Gazi'nin bilinçsiz ve şuursuz torunlarına; aşk merdiveni olarak hizmet vermeye devam ediyordu. Hemen hemen her oturakta sarmaşıkvari oğlan ve kızları görmek mümkündü. Televizyonla kazanılmış;
Bu batı tarzı yaşamı hazmedebilenlerin yerleri haline gelmiş. Düşünen insanın değerinin olmadığı hatta hapsedilen bir ülkede; bu gençlerin yaptıkları normal, düşünenlerin durumu anormaldi sanki. Hey gidi hey, Osman Gazi atam; yattığın şu yerde rahat mısın? Şu bir kulağı küpeli, saçları ensesinde, ağzında sigara ve yanında on dört yaşında erdemliliğinden habersiz; kol kola sigarasına eşlik eden şu genç; kız senin torunların mı? Hem de yatmakta olduğun türbenin yanı başında.
Ucube, zalim bir imparatorluk olan Bizans'tan aldığınız yer yüzünün en muhteşem ve nadide topraklarını; geçmişini ve asli vazifesini unutan bu nesile mi bıraktınız? Sana yapılacak sitem bile haksızlık sayılır. Ya sen Galip Hoca, her şeyin hercü merc olduğu, Osmanlının son demlerini yaşadığı ve ulusal bir kurtuluş Savaşının yaşandığı günlerde çıktığın cami minberlerinde ve meydanlarda " Hala dağınık mı kalacaksınız? Hala ne zaman silkinip toparlanacaksınız. Yunanın entarili askerlerinin toprağınızı ve namusunuzu kirletmesini mi bekliyorsunuz?" diye sesleniyordun. Sizler, perma perişan yokluk ve sefaletle can yoldaşı olduğunuz, yedi düvelin leş yiyen kargalar gibi Osmanlının mirasına üşüştüğü günlerde bu milleti ayakta tutmasını, Savaşıasına ve onurunu kurtarmasına öncü oldunuz. "Siyaseti ve demokrasiyi kıyma makinesi yapan, acımasızca ve şuursuzca muhteşem bir geçmişi olan bu milleti nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilmeyen mefkuresiz bir millet haline getirdiler. Ağlanacak halimize güler olduk."  duyguları içinde hayıflanıyordu müteahhittin arkadaşı. Vatan yalınız verimli toprakları, güneşli sahilleri, yemyeşil ormanları, asfalt yolları ve mamur şehirleri dar bir toprak parçası değildir. Vatan: muazzez şehitlerin kanlarıyla yoğrula yoğrula kutsileşen mümbit ovalardan taa kıraç tepelere varıncaya kadar şüheda fışkıran ve şairin:
"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. "
"Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. "Mısralarında ifadesini bulan bir bütündür. "Bunlar mı kağanların, hakanların, padişahların torunları? Bir zamanlar Yunus'ları, Mevlana'ları, çıkaran toğlumda, şimdi bir zerresini bulamamak ne acı. "
" doğruya karşı kadife, hasmına karşı çelik olanlar nerede? Kötüye karşı Allah'ın gazabı, mazlumu koruyan Allah'ın kılıcı Türkler bu gün nerede? Savaşıa düşman eli değmemiş fakat barışta düşmana karış karış satılmak, istenen şu mübarek vatanı ve Türkiye'nin acı kıranlığı içinde yaşayanlar nerede?
Bir Bilge çıkmalı yine ve Ey Türk titre ve kendine dön demeli. "
Duyguları içinde hayıflanıyordu müteahhittin arkadaşı. Osman Gazi tepesinin etrafında; eski iğreti şekliyle kalan tek yer "Yahudiler mahallesiydi. "Anlaşılan onlara da şu veya bu sebeple inşaat izni verilmemiş olmalıydı. Paralarını ticarette değerlendirerek; gayri menkule yatırım yapmayan bir toplumun veraseti devam ediyor olmalıydı.
İki arkadaş; yan yana "Yahudiler sokağına"yöneldiler. Yolun; ortasına kadar üzerlerinde içki bardakları bulunan masaların arasından bakınarak yürüdüler. Yoldan geçenleri rahatsız edecek kadar bir içki kokusu sokağı baştan sona kaplamıştı. Anlaşılan geceleri alem yerleriydi buralar.
Karşılıklı barlar; aralıklarla peş peşe sıralanmıştı. Kapalı olduğundan sakin ve sessizdi. Kapıların üzerinde; metalik bir yazı vardı. " damsız girilmez. " dam ne idi? Dam kelimesi; Türk kültürüne tamamen yabancı ve sonradan girme bir kelimeydi. " dam"Türkçe'de evin üst tepe kısmına verilen addı. Aslı; Fransızca bir kelime olan; " dansta erkeğe eşlik eden kız", Farsça'da "tuzak kurmak, birini aldatmak için hazırlanmış hile ve tuzak"anlamındadır. Tecrübesiz genç kızlar; bu yerlere getirilerek yalan ve hile ile içki ve uyuşturucuya alıştırılan yerler değil miydi? Hatta daha ileri gidilerek nice genç kızların kızlık değerlerinin yitirildiği yerler değil miydi? Bunu bilmeyen, bunu anlamayan kaç masum var bilinmez ama bu yıllardan beri böyle devam edip gidiyordu. Sanki kimin umurundaydı. Batılılaşıyoruz ya! Ne menem bir batılılaşmaysa. Kendi milli değerlerinin ve ruhunun zıddına inat.
Galiba, "battı balık yan gider"tabiri ne kadar uygun düşüyor halimize.
Müteahhit:
"Nereye götürüyorsun. "
Arkadaşı :
"Benimle gelmez misin? Az kaldı. "Sokağı boydan boya geçtiler. Sokağın sonunda; dış cephesi mavi renkli, tamir Görmüş; Osmanlı'dan kalma tarihi bir yapı çıkmıştı karşılarına. Kapı üstüne monte Edilmiş küçük bir levhada "KONAK CAFE"yazılıydı. Dış kapısı sokağa çıkıyordu. Avlusu da yoktu. Önünden geçen sokak; ilerleyip mahalle arasında kayıp oluyordu. "Konak Cafe"
Yönünü Osman Gazi'nin türbesinin bulunduğu kuzeyden zikzaklı yapılmış; iğreti dik merdivene bakıyordu. Alt katı boş olan Cafe 'ye girdiler. İçeride bir iki esmer çekik gözlü Orta Asyalı genç; holdeki masa etrafında oturmuş ellerindeki sigaralarından çıkar dumanların altında ağır ağır konuşuyorlardı. Bir an duraksadılar. Girişin sağ yan tarafında dörder sandalyeli üç masa vardı. Solda dik bir merdiven üst kata çıkıyordu. Holün solunda bir önü yükseltilmiş bir insan başının gözüktüğü bir yükselti, ocak ve malzeme dolapları vardı. Az ileride bir ufak renkli televizyon kendine yüksekte bir yer bulmuştu. Bir kaset çalardan sesi olup; sözü olmayan bir fon tipi Türk müziği salonu dolduruyordu. Birilerinin birileri ile buluşma yeri olarak ayarlanmış görüntüsü veriyordu sanki. Eskiden; İktisadi Bilimler akademisi, bu gün ise emniyet müdürlüğü olarak kullanılan binanın arka yan köşesinde. Bir görevli genç :
"Buyurun efendim" dedi. "Şu yana oturalım" dedi müteahhittin arkadaşı. Üst kata çıkmak istemediler. Küçük kare masa üzerinde vişne renkli ipek saten örtü vardı. Üstünde örtüyü kaplayan masa camı ve üzerinde kül tablası vardı. Giriş holü; yandan ayaran aralığa gerilmiş üzerinde beyaz güller bulunan tül takılıydı. Tüllerin asıldığı noktalara yeşil ve kırmızı renkli yapma "yaprağı güzel"
Çiçekleri salınmıştı. görevli genç:
" Efendim, soğuk - sıcak ne içersiniz?" dedi. "Nascafe. "
"Süt katalım mı?"
" Hayır, Sade olsun. "
"Siz efendim. "
Genç müteahhit:
"Aynı olsun" dedi. Hizmetli genç gitti ve geri döndü. "Su ısınmak üzereymiş biraz bekleyebilir misiniz?"
"Mümkün" dedi müteahhittin arkadaşı. Gün pazartesiydi. Köy hizmetlerinden aldıkları, doksan yedi yılı ödeneği bulunmayan ihaleyi değerlendiriyorlardı. İhalesi yapılan yerlerin önceden yerleri de görülmüş değildi. İhale şöyle veya böyle kendilerinde kalmıştı. Ne getirir, ne götürür bilinmezdi. Bu iş mutlaka yapılacak ve başarılması gerekiyordu. Kaçmanın veya teminatı yakmanın hiçbir anlamı olamazdı. Bu memlekete yerleşmenin iş yapmanın bir başlangıcını teşkil edecekti.
Bütün gayret ve çaba yüz akı ile çıkmak için olmalıydı.

01 - Kardan adama tekme atma veya bozmaya çalışmak, 02 - Yeni atılmış bir betona basmak ve isim yazmak, 03 - Gazete ve dergilerdeki resimlere sakal, bıyık ve gözlük yapmak, 04 - En iyi arabayı ben kullanıyorum zannetmek, 05 - Kar topunun içine buz veya taş koymak, 06 - Cep telefonu kullanımının yasak olduğu ortamlarda illede görüşme yapmak, 07 - Belediyenin duraklara koyduğu saatlerin yelkovan ve akrebini sökmek, 08 - Kumsalda deve güreşi yapmak, 09 - Şahin marka arabayı, Doğan görünümlü yapmak, 10 - Ağaçlara ve parktaki banklara kalp ve isim baş harfi kazımak, 11 - Derslerini çalışıp sınıfını geçenleri inek sanmak, 12 - Mesleğimizdeki unvanımızı İngilizce olarak söylemek, 13 - Tiki olan insanların tikleri ile uğraşmak, 14 - İskambil kağıtlarından kule yapan birinin kulesini bozmaya çalışmak, 15 - Cep telefonu ile bağıra bağıra konuşmak, 16 - Reklam için duvarlara veya panolara yapıştırılan afişleri yırtmak, 17 - Tuvalet duvarlarını defter sanmak, 18 - Otobüs duraklarına yazı yazmak, 19 - Trafikte bizi geçen bir aracı mutlaka yakalayıp onu geçmeyi ilke saymak, 20 - Sinyal verir vermez şerit değiştirip, kazaya sebebiyet verdiğimizde sinyal verdik görmüyor musun? demek, 21 - Ara yollardan ana yola çıkacak araca yol vermemek, 22 - Ünlü birini gördüğümüzde ona el sallamak, 23 - Ünlü birini gördüğümüzde onunla fotoğraf çektirip çok samimiyiz havası vermek, 24 - Yaşamadığımız bir şeyi yaşamış gibi anlatıp ona kendimizi inandırmak, 25 - Otobüs durağa yanaştığında illede ön kapıdan inmeye çalışmak, 26 - Otobüs koltuklarını yırtma ve üstlerine acayip acayip yazılar yazmak, 27 - Minibüs şoförüyseniz beğenmeseniz bile mutlaka Kral Fm dinlemek, 28 - Trafikte kırmızı ışıkta dururken, yeşil ışık yanar yanmaz kornaya basmak, 29 - Trafikte kırmızı ışıkta dururken burun karıştırmak, 30 - Kimsenin herhangi bir konu hakkında bilgisi olmadığını anladığımız anda o konu hakkında atıp tutmak, 31 - Elektrik, su, doğal gaz, vergi, trafik cezası vb. faturaları son gününde ödemek, 32 - Kar yağdığında eve bolca ekmek almak, 33 - Grup halinde bir meydana konan güvercinlerin üzerine koşup onları kaçırmaya çalışmak, 34 - Evli olanların bekarlara sakın ha evlenme demek, 35 - Aynı filme giden insanların filmden çıktıktan sonra filmi birbirlerine anlatmaları, 36 - 18 yaşına geldiği gün bara gitmek, 37 - Eline silah geçen birinin hemen o silahla şaka yapma ihtiyacı duyması, 38 - Arabayla yolda giderken tanıdık birini görünce arabayı şakadan onun üzerine doğru sürmek, 39 - Takım elbise giyince elini cebe sokmak, 40 - Tuttuğu takım galip gelince havaya silah sıkmak, 41 - Meslek arkadaşlarına mesleki şakalar yapmak, 42 - 6 aydır fırçalanmayan dişi, dişçiye giderken fırçalamak, 43 - Bilmediği yolu tarif etmek, 44 - Tuvalet terliğinin üstüne basmak, 45 - Kim o? sorusuna "ben" diye cevap vermek, 46 - Elektronik aletleri vurarak tamir etmek, 47 - Bakkaldan dönerken ekmeğin köşesini yemek, 48 - Yoğurt kovasından saksı yapmak, 49 - Google Earth'de kendi evini bulmak, 50 - Arabaya 'beni yıka' yazmak, 51 - TV'nin üstüne dantel koymak, 52 - Kumandayı streç filmle kaplamak, 53 - Tüpte kaçak var mı diye çakmakla kontrol etmek, 54 - Ağlayan çocuğu döverek susturmak, 55 - Biten şampuanı su takviyesiyle çoğaltmak, 56 - Döner ile ayranı aynı anda bitirmek, 57 - İnşaat izlemek, 58 - Ehliyet sınavına arabayla gitmek, 59 - Çay dolduran birini görünce çayı fondip yapmak, 60 - Korna ile hem selam verip hem küfür etmek, 61 - Kuşlara ve yabancılara küfür öğretmek, 62 - Arabanın dikiz aynasına cd asmak, 63 - Gelin arabasının önünü kesip para isteme, 64 - Pet şişe kapağıyla, kozalakla ya da ezilmiş kola tenekesiyle futbol oynamak, 65 - Futbol maçı sonucu kavga edip karşı takım taraftarlarının ağzını yüzünü dağıtmak ve bununla gurur duymak.
66 - Donla denize girmek, 67 - Atlet ve çizgili pijamanın altıyla mangal yakıp aileyi doyurmak.
68 - Ferrari'ye tüp taktırmak, 69 - Emniyet şeridinden gitmek, 70 - Cep telefonuna polis telsizi melodisi yükleyip derslerde çalmak, 71 - Ailecek gidilen pikniklerde en gölge yere arabasını koymak, 72 - Yolculuk ederken yanındakine "yolculuk nereye hemşerim?" demek.
73 - Erkeklerde; giydikleri çorap içinde para veya sigara saklamak, kadınlarda; sutyenin içinde para saklamak, 74 - Pazardan pazara banyo yapmak, 75 - eve gelince gördüğünde "geldin mi?" diye sormak, 76 - Örgü şişiyle kulak karıştırmak.
77 - Yemeğin etini en sona bırakmak.
78 - Ayağı kısa olan masa veya sandalye altına kağıt veya gazete parçası sıkıştırmak.
79 - Denizi umumi tuvalet olarak görmek.
80 - Topluluk arasına sevgiliyle giriliyorsa sevgilinin omzuna elini atarak "kız benim" havası vermek.
81 - Herhangi bir şey için sıra beklerken araya kaynak yapmak.
82 - Bir şeyi satın almayacağı halde yanında verilen en işe yaramaz hediye beleşe geliyor diye o şeyi satın almak.
83 - Biten pili buzdolabına koyup, tekrar kullanmaya çalışmak.
84 - Selamlaşırken kafa toslamak.
85 - Kavgada karşı tarafın kim olduğunu merak edip kimsin lan sen? diye sormak, 86 - Korkulduğunda baş parmakla damağı kaldırmak.
87 - "Yok" cevabına karşılık "hiç mi yok?" diye sormak, 88 - Buzdolabının yumurtalık kısmına yarım limon koymak, 89 - Hatıra defterine bana kalbin kadar temiz bu güzel sayfayı ayırdığın için teşekkür ederim diye başlayıp sepet sepet yumurta sakın beni unutma diye bitirmek.
90 - Çatalın kenarını bıçak olarak kullanmak, 91 - Yolda olmuş kazayı seyrederken kaza yapmak, 92 - Araba alınalı 5 sene olmasına rağmen döşemelerdeki naylonları çıkarmamak, 93 - Biten pili ısırarak tekrar kullanmaya çalışmak.
94 - Mangal sonunda külleri işeyerek söndürmek.
95 - Donunu veya çorabını giymeye koklayarak karar vermek.
96 - Denize yada göle girdiğinde derinliği ölçmek için boy vermek.
97 - Yürüyen merdivende yürümek, 98 - Düğün bittikten sonra gerdek gecesine damat adayını döverek uğurlamak, 99 - Spor ayakkabısını giydikten sonra unuttuğu anahtarı almak için evin en köşelerinden gitmek, 100 - Her başarılı insana küfür ederek iltifat etmek.
Anneler çiçek gibidir, onları hep mis kokulu yerlerde görebilirsin, senin için her zaman var olduklarını ve seni düşündüklerini bilirsin. Anneler günün kutlu olsun canım anam.
Anne cennet kapısıdır girmesini bilene. Anneler günün kutlu olsun.
Anne gökte bir ışık, anne parlak bir yıldız anne yoklukta bir düş, ayda bir yaldız anne tutunulan bir dal, dertlerin garip çizgisi anne gözümdeki yaşların bir virane dizgisi. Anneler günün kutlu olsun canım anam.
Anne gül gibidir yanımızda olmasa da kokusu asla bizi terk etmez. Dünyanın en güzel en iyi annesi anneler günün kutlu olsun.
Yeryüzündeki binlerce çiçek arasından en güzeli olan anneme, seni çok ama çok seviyorum. Bu anlamlı günde yanında olmak çok güzel. Anneler Günün Kutlu Olsun Annem.
Ah dağılsam dizine, uyusam doymaksızın, sabah olmasa gece kaçmaktan dermansızım, sür beni gül yüzüne ki, sende kalsın sızım. Ağlıyor musun anne gidiyor hayırsızım. Anneler günün kutlu olsun canım annem.
Ah o tatlı gülüşüne, sevecen gözlerine, şefkatli yüreğine, hele birde yavrum deyişine ölürüm senin Annem. Anneler Günün Kutlu Olsun canım anneciğim.
Anne güllerin bezemesi, gülden deste anne, sözümde tutuklu, tarifsiz beste anne, yanar yürek, can bitkin kafeste, anne hasret bağırda, anne içimde aheste. Seni çok seviyorum anne, anneler günün kutlu olsun.
Anne hakkı ödenmez, sevmeye ömür yetmez, tüm dünya bana verseler, bir tanecik annem etmez, anneler günü kutlu olsun güzel anam.
Anne kelimesi bile yetiyor insana. Huzuru veriyor sevgiyi şevkati. Allah kimseyi annesiz koymasın. Canım annem Anneler günün kutlu olsun.
Anne seni seviyorum. Belki sevgimi her zaman gösteremiyor olabilirim ama sen bunu daima biliyorsun. Anneler günün kutlu olsun.
Anne senin yüreğin taş olsa dayanır mı, kuş olsa, çiçek olsa, gündüz olsa, kırılmaz mı? Acıdan bir sap menekşenin boynu bu kez dağlar doğursun beni anne. Sen de ılık bir yağmur ol durmadan yağ kanayan yerlerime. Anneler günün kutlu olsun canım annem.
Benim için herşeye katlanan, her zaman yanımda olan, değeri biçilemeyen dünyanın en güzel annesine.. Anneler günün kutlu olsun Anneciğim.
Anneciğim benim, hüznümü sevince dönüştüren tek insansın. Anneler günün kutlu olsun anneciğim.
Anneciğim seni ben çiçeklerden yemişten ve klasik dörtlüklerde anlatıldığından daha çok fazla severim, seni çook severim.
Anneciğim! Sen, dünyalara bedelsin. Seni çok ama çok seviyorum. Anneler gününü kutluyor, Dualarını bekliyorum.
Anneciğim, bir günümde değil her günümdesin. Annem olman dünyadaki en büyük şansım, iyiki varsın. Seni çok seviyorum annem.
Anneciğim, hafızamdaki en güzel, en hoş kelime Senin adındır. Sana her seslenişimde sevgim daha da çoğalıyor. Anneler Günü kutlu olsun.
Anneciğim, sana olan hasretim, yaz sıcağında çatlayan toprakların suya olan hasretini geçti. En güzel sığınağım olan şefkatli kollarına kendimi atmak için sabırsızlanıyorum. Anneler günün kutlu olsun, dünyanın en güzel varlığı.
Annecim, biriciğim Sonsuz sevgini, bitmez tükenmez sɑbrını ɑncɑk ɑnne oluncɑ ɑnlɑyɑbileceğim herhɑlde Seçme şɑnsım olsɑydı yine senin ɑnnem olmɑnı istedim SENİ ÇOOOK SEVİYORUM Anneler günün kutlu olsun.
Anneler günün kutlu olsun anneciğim. Sana sevgi ve öpücüklerimi gönderiyorum. iyi ki varsın.
Anneler günün kutlu olsun Annem! Her zaman söylemesem de seni çok sevdiğimi bir tek sen biliyorsun.
Anneler günün kutlu olsun benim herşeyi hemencecik bilen ve beni asla yalnız bırakmayan annem. Sensiz ben ne yaparım.
Anneler gününde yanındayım annem o günü dört gözle bekliyorum. Senin küçük kelebeğin uçarak geliyor kollarına. Anneler günün kutlu olsun.
Anneler yeryüzünün tartışmasız en güzel melekleridir. Tüm annelerimizin Anneler Günü kutlu olsun.
Annelerin en güzeli sensin birtek melek canıma can kanıma kan katıyorsun. Anneler günün kutlu olsun.
Annem annem ben sensiz hep eksiğim Yanında olmasam da, sen yine benimlesin. Annem annem sen üzülme sözlerin hep yüreğimde annem annem gel üzülme ben hala senin dizlerinde. Seni çok seviyorum anneler günün kutlu olsun canım annem.
Annem senin sevgin dünyɑmı ısıtɑn tek güneştir. Hiç ışığın eksilmeyecek biliyorum. Vɑrlığınlɑ mutluyum. Anneler günün kutlu olsun sevgili ɑnnem.
Annem. ɑnnem. ben sensiz hep eksiğim. Yɑnındɑ olmɑsɑm dɑ, sen yine benimlesin. Anneyi sevmek cenneti sevmektir çünkü anne cennete açılan kapıdır. Anneler günün kutlu olsun.
Bana bugüne kadar verdiğin ömürün kıymetini bilmeyi çok isterdim. Senin doya doya koklamak isterdim. Anneler günün kutlu olsun annem. Beni duyduğunu biliyorum.
Bana düştüğümde kalkmayı, ateşe dokunduğumda acıyı ve en önemlisi sevgiyi öğrettin. Ben Senden her şeyi öğrendim de anneciğim, yalnız unutmayı öğrenemedim. Anneler günün kutlu olsun.
Bana hayat veren ve hayatı öğreten biricik anneme sevgilerimle.
Bɑnɑ verdiğin sevgiyle bütün dünyɑm çiçek ɑçtı. Onlɑrı hiç soldurmɑdım ɑnnem. Anneler günün kutlu olsun.
Başarısızlık ve felaketlere rağmen, hayata karşı güvenlerini sonuna kadar saklayabilen iyimser insanlar, daha çok iyi bir anne tarafından büyütülmüş olanlardır. Seni çok seviyorum anneler gününüz kutlu olsun canım anam.
Ben gülünce gülen, ağladığımda ağlayan benim için yaşayan dünyadaki en büyük şansım benim biricik annem Anneler günün kutlu olsun.
Ben senin hep bebeğimdim. Her ne kadar büyüsemde sen benim biricik annemsin. Anneler günün kutlu olsun annem.
Beni başkası ağlatırken derdime derman olan o, başkası bırakırken her an yeniden sahip çıkan o. Seni seviyorum anneciğim. Anneler günün kutlu olsun.
Beni benden çok sevdiğine inɑndığım tek insɑn, ANNEM. Ellerinden öperim.
Beni bu günlere getirmek için canını bile sakınmayan biricik anneciğim. Anneler gününü kutluyor, daha nice sağlık, mutluluk ve birlikte güzel günler diliyorum.
Beni kanatlarının altında şefkatle büyüten anneciğim anneler günün kutlu olsun.
Benim annem, canım annem. Sen benim hayatımın, en büyük varlığısın. Sensiz bir hayat düşünemiyorum senin varlığın, beni hayatta en mutlu eden şey. İyi ki varsın ve iyi ki benim annemsin, senin gibi bir annem olduğu için gurur duyuyorum. Anneler günün kutlu olsun annem.
Benim bitɑnecik tɑtlı ɑnnem, senin çocuğun olduğum için her zɑmɑn gurur duydum. Ellerinden öperim.
Benim için çektiğin tüm sıkıntıları unutturmak tek amacım. Seni seviyorum canım annem Anneler günün kutlu olsun.
Benim için her şeye katlanan, her zaman yanımda olan, değeri biçilemeyen dünyanın en güzel annesine. Anneler günün kutlu olsun canım annem.
Bır gunumde değil her gunumdesın. Her gun her saniye benimlesin. Her zaman bana destek oldun. Sen benım için сок özelsin. Anneler günün kutlu olsun.
Bir anne evladını dokuz ay karnında , dört Sene kucağında ve bir ömür boyu kalbinde taşır. Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun.
Bir günümde değil her günümdesin. Her gün her sɑniye benimlesin. Her zɑmɑn bɑnɑ destek oldun. Sen benim için çok özelsin. Anneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnnem.
Biraz şans, biraz sevgi ve sabır, birer parça zaman, başarı ve memnuniyeti de eklersek malzemelere, hepsini karıştırıp senin için uzun ve dileklerinin gerçekleştiği bir "hayat pastası" yapabiliriz sanırım… Anneler günün kutlu olsun canım annem!
Biricik anneciğim, Sen her an benim gönlümdesin. Dünyadaki en değerli varlığım olarak, Seni çok seviyorum. Anneler günün kutlu olsun.
Biricik annem.. Anneler günün kutlu olsun. Her zaman senin küçük bebeğinim.
Bizi bu hayatta karşılıksız seven tek varlığın değerini sadece bugün değil bir ömür bilelim. Anneler Günü kutlu olsun.
Bu dünyɑdɑki en güvenli sığınɑğım senin kucɑğın Benim ɑnnem olmɑn bu dünyɑdɑki en büyük şɑnsım seni seviyorum ɑnnem ɑnnerler günü kutlu olsun ɑnnem Bu dünyadaki en güvenli sığınağım Senin sıcak kucağın. Gönlümdeki en derin sevgi, Senin eşsiz sevgin. Anneler günün kutlu olsun, dünyanın en güzel annesi.
Bu gün seni hiç özlemediğim kadar özledim canım annem. Sen benim en büyük meleğimdin. Artık hasretimsin. Seni çok özledim. Anneler günün kutlu olsun.
Bugün anneler günü gül getirdim kucaklar dolusu hasret kokladım sevgi umut getirdim. Sen benim biricik annemsin. Anneler günün kutlu olsun.
Bugünde seni seviyorum ama dünden bir fazla yarından bir eksik canım annem. Anneler günün kutlu olsun.
Bugünümüzde, yarınımızda her zaman yanımızda olan biricik annelerimizin Anneler Günü kutlu olsun.
Bütün acılar üstüme yağınca sen bana açılan şemsiyesin annem.. Seni çok seviyorum.
Canım anneciğim kim giderse gitsin benden, sen yanımda olduktan sonra benim için son yok. Aksine her gün yeni umut, her gün yeni mutluluk. Canım annem anneler günün kutlu olsun.
Canım Annem, benim senin varlığın her şeyiyle bana hayat veriyor. Senin o sıcacık sevgin vazgeçilmez sıcaklığın her zaman beni ısıttı, hep nerde zorda kalsam bana bir çıkar yolu buldun karanlıkta kaldığımda ay gibi parlayan ışığım, soğukta üşüdüğümde içimi sıcacık ısıtan sevginle her zaman yanımda oldun. iyiki varsın iyiki benim annemsin senin gibi annem olduğu için Allahıma sonsuz şükürler olsun seni çok seviyorum. Can özüm biricik anacığım, anneler gününü canı gönülden kutlarım, ellerinden öperim… Anneler Günün Kutlu Olsun.
Cennetle müjdelenen Annelerimizi Sevgi ve Saygıyla Selamlıyor. Tüm Annelerimizin Anneler Gününü kutluyorum.
Çünkü aslında senin küçük bir kopyanım. Umarım senin kadar sevgi dolu olurum, Anneler günün kutlu olsun canım annem.
Dün sana kızdıklarımı bugün ben yapıyorum anne. Çünkü aslında senin küçük bir kopyanım. Umarım senin kadar sevgi dolu olurum Annem.
Dün, bügün ve yarın. Daima seni sevdim, hep seveceğim. Bizimki bitimsiz, tanrısal bir sevgi. Anneciğim anneler günün kutlu olsun.
Dünyada hiç birşeyi seni sevdiğim kadar sevmedim. Anneler günün kutlu olsun.
Dünyada hiç kimse beni senin kadar çok sevemez. Gerçek sevgiyi bana tattırdığın için teşekkürler annem. Seni çok seviyorum. Anneler günün kutlu olsun meleğim.
Dünyɑdɑ kimseyi seni sevdiğim kɑdɑr sevemem, bɑğlɑnɑmɑm. Anneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnnem.
Dünyada senden kıymetli kim var ki bir taneciğim. Sen olmasan ben de olmazdım canım annem. Hayatımı, her şeyimi sana borçluyum. İyi ki doğdun güzeller güzeli annem.
Dünyanın en güzel, en iyi annesi, anneler günün kutlu olsun.
Eğer bana gözlerinle değil de kalbinle bakmış olsaydın, seni ne kadar sevdiğimi çok iyi anlardın. Anneler günün kutlu olsun canım annem.
Ellerin bir melek büyüsü, gözlerin merhɑmet, sesin bülbüllerde, ɑğıtın bitmez ɑnne. Her mevsim ɑçɑn güllerde, ipek yüzün her son bɑhɑrdɑ, kımıldɑyɑn sensin seher yunɑğındɑ. Seni çok seviyorum cɑnım ɑnnem. Anneler günün kutlu olsun.
En değerli varlığını, benim prensim olarak yetiştirip bana teslim eden anneciğim, Anneler günün kutlu olsun.
En güzel insɑn, en güzel ɑnnem, koruyucu meleğim. Ellerinden öperim. Evimin neşesi, dünyamın güneşi, mutluluğum, huzurum en büyük servetim sensin benim canım Annem. Anneler günün kutlu olsun.
Fedakarlık, Sevgi, sabır ve güzellik ne demek tarif et derlerse; annem derdim canım annem seni bir gün değil her gün çok seviyorum. Anneler günün kutlu olsun canım annem.
Geleceğini oluşturacak her yeni günün bir önceki günden daha güzel, isteklerine uygun ve seni mutlu edecek şekilde olmasını dilerim. Anneler günün kutlu olsun benim melek annem.
Gelinciklerin en sadesine, Papatyaların en güzel beyazına, Güllerin en güzel yüzlüsüne, Çiçeklerin en güzel kokanına, Annelerin en güzeline. Anneler günün kutlu olsun.
Gökyüzünden bir yıldız kayar, dilek tutarız Annem gözlerini kapar bütün dilekleri benim içindir. Ellerinden öperim. Anneler Günün Kutlu Olsun.
Gönül bahçemde açan en güzel çiçeksin. Seni çok seviyorum. Anneler günün kutlu olsun canım annem.
Gözlerine bir damla yaş değsin istemem. O gül yüzünden gülücükler hiç eksilmesin. Anneler günün kutlu olsun anneciğim. Ellerinden öpüyorum.
Gözyaşlarımı dindiren, beni hayata getiren ve hayata bağlayan canım annem. Anneler günün kutlu olsun.
Gücüme güç, umuduma umut katan annem. Seni çok ama çok seviyorum. Anneler günün kutlu olsun.
Gül yüzünden gülücükleri hiç eksik etmeyen biricik anneciğim. Anneler günün kutlu olsun.
Gülünce yüzünde çiçekler açan, gözleri sevgiyle bakan canım anneciğim. Anneler gününü kutluyor, her gününün böyle güzellikle dolu olmasını diliyorum.
Güneş ışığı bile sönük kalır yanında sen dünyamı aydınlatan biricik meleğimsin. Sen hep benim yanımda oldun. Anneler günün kutlu olsun vefakar annem.
Güneş yüzlü, altın kalpli, ağır başlı, tatlı dilli, meleklerin eşi sanki sensin, benim güzel annem. Anneler günün kutlu olsun biricik annem.
Güzelliği seven Allah'ım, gönlünü güzelliklerle donatsın, gönlündeki güzellikler ömrüne yayılsın. Anneler Günün kutlu olsun.
Hasret kaldım kokuna hasret kaldım bakışına hasret kaldım kızım diyen sözüne seni çok seviyorum annem. Anneler günün kutlu olsun.
Hayatımdaki en değerli varlığım, annem. Anneler günün kutlu olsun.
Hayatın bütün zorlukları, sıkıntıları üstüme yağınca Sen bana açılan şemsiyesin canım annem, anneler günü kutlu olsun, kocaman öpüyorum.
Her günün bu gün gibi mutluluk ve neşe dolsun, canım annem. Anneler günün kutlu olsun.
Her güzel şeyin ardında sen oldun hep annem. Anneler günün kutlu olsun.
Her şeye değer senin sonsuz sevgin. Annem annem. Seni çok arıyorum. Çok özledim. Anneler günün kutlu olsun biricik meleğim.
Her yanına gittiğimde bana özel hazırlıklar yapan bana özel davranan kocaman yürekli annem. Anneler günün kutlu olsun.
Her zɑmɑn senin kɑrşındɑ mɑsum ve sevgine muhtɑç bir çocuk ruhuylɑ dururum. Çünkü sen benim ɑnnemsin. Beni benden çok tɑnıyɑnsın, bilensin. Bɑnɑ sɑrıldığın zɑmɑn tüm dertlerimi yok edensin. Anneler günün kutlu olsun ey ɑziz kɑdın, ɑnnem.
Hırçınlığımın tesellisi, şefkatine sığındığım, hayatımı gönüllü paylaşan annem.. hakkını nasıl öderim.. Anneler günün kutlu olsun.
Hiç bir ayrım yapmadan beni kendi evladı gibi seven annem. Anneler günün kutlu olsun.
Hiçbir süs ve makyaj bir kadını, analık sevgisi kadar güzelleştiremez. Annem anneler günün kutlu olsun.
Karşılıksız tek sevgi annelerin çocuğuna duyduğu sevgidir. Ben kendi çocuklarımda senin sevgini buldum. Ve seni ne çok sevdiğimi bir daha anladım. İyi ki seninle varım annem. Anneler Günün Kutlu Olsun.
Karşılıksız tek sevgi senin bize olan sevginmiş. Şimdi daha iyi anlıyorum anne. Seni çok seviyoruz. Ellerinden öpüyoruz anneciğim.
Karşılıksızdı sevgin severekti emeklerin sana layık evlat olmadım annem. Sen hep fazlasını verdin bana Anneler günün kutlu olsun.
Kayınvalidelerin en tatlısı en güzeli. Anneler günün kutlu olsun.
Kelimelerle anlatılamayan fedakarlık ve karşılıksız sevgiyi tarif et desen bana herhalde sadece “ANNE” derdim. Anneler günün kutlu olsun Annem.
Kırmızının en güzeli beyazın en sadesi sana yakışır benim canım annem. Anneler günün kutlu olsun.
Kızsa bile bana hiç bir şey belli etmeyen canım tatlı annem. Anneler günün kutlu olsun.
Koklanacak gül, açılacak gonca, yaşanacak hayat ve alınacak nefes olan sevgili annem. Varlığından tasasızlık, sevginden cesaret, gözlerinden kuvvet aldığım günleri unutamıyorum. Anneler Günün Kutlu Olsun.
Kollarından aldığım koklaya koklaya büyüttüğü yavrusunu bana bırakan annem. Anneler günün kutlu olsun.
Kulağımda tatlı sesin, ninni yavrum uyu dersin, sevgi bağın eksilmesin anneciğim, biriciğim. Biricik yavrun anneler gününü kutluyor.
Kuzey rüzgarı da esse, kopsa da fırtına, sığınacağım tek liman sensin annem. Hakkını nasıl öderim.. Başımı dizlerine koymaya geldim.
Küçücüktüm çaresizdim ürkek ve korkaktım sen bana kol kanat gerdin beni ben yaptın. Anneler günün kutlu olsun canım annem.
Küçükken bɑşucumdɑ bɑnɑ ninni söylerdin, sɑbɑhlɑrı uyɑnıncɑ, beni okşɑr severdin. Benim ɑnnem, güzel ɑnnem beni ɑl dizlerine. Kucɑğındɑ okşɑ beni, ninniler söyle yine. Bugün hâlâ kulɑğımdɑ çınlıyor tɑtlı sesin. Güzel ɑnnem, kɑlbimin sen, en büyük neşesisin. Anneler günün kutlu olsun.
Meğer dilimdeki en güzel kelimeymiş senin adın. Ne zaman ANNEM desem dünyama güneş doğuyor, ruhumu huzur kaplıyor Anneler Günün Kutlu Olsun canım Anam.
Meğer dilimdeki ve beynimdeki en güzel kelime senin adınmış. Sana her seslenişimde ya acım dinmiyor ya da sevgim coşuyor. Anneler günün kutlu olsun.
Mesafeler uzak olsa da yüreğim hep seninle canım tatlı annem. Anneler günün kutlu olsun. Sen hep gülümse bizlere.
Nur parlar yüzünde, Bal akar sözünde, Merhameti gözünde, sevgi vardır özünde, Benim biricik anam. Anneler günün Kutlu olsun.
Nur yüzlü, kalbi çocukları için çarpan güzeller güzeli kadın seni çok ama çok seviyorum. Anneler Günün Kutlu Olsun biricik annem..
Oğlun ve ben seni çok seviyoruz. Anneler gününde yanında olmayı dört gözle bekliyorum. Anneler günün kutlu olsun.
Onlar bizim başımızın tacı, onlar bizim en değerli varlıklarımız. Tüm Annelerimizin Anneler Günü Kutlu Olsun.
Penceresiz odamda ışıktın bana. Hayatıma anlam katan, bana yol gösterendin. Yollarımız ayrıldı belki ama kalplerimiz hep bir. Seni çok seven evladın anneler gününü unutmadı. Anneler günün kutlu olsun güzel yürekli kadın.
Penceresiz odamda, ışıkların en nadidesiydin. Akıl hocam, hayat danışmanımdın. Yollar ayrıldı ama kalpler asla. Seni seven yavrun anneler gününü unutmadı. İyi ki varsın annem.
Sen hayatımın kutup yıldızı oldun. Nereye gidersem gideyim ışığının altında sevginle uyudum. Doğru yolu buldum. Seni seviyorum annem.
Sabırlısın, sıcaksın, şefkatlisin, koruyucumsun, bağışlayansın.. Annemsin. Seni çok seviyorum.
Sana binlerce kez teşekkür etsem azdır. Sen benim hayat ışığımsın, Annemsin. Varlığımın tek nedeni… Anneler günün kutlu olsun anneciğim.
Sen en büyük sevgilere layık mükemmel bir insansın. Çünkü Sen benim biricik annemsin. Anneler günün kutlu olsun.
Sen evimizin kraliçesi, başımızın tacısın.. En aziz varlığımız. Anneler günün kutlu olsun anneciğim.
Sen hayatımın kutup yıldızı oldun. Nereye gidersem gideyim ışığının altında Sevginle uyudum. Doğru yolu buldum. Seni seviyorum anne. Anneler günün kutlu olsun canım annem Sen olmasaydın ben ne yapardım bilmiyorum. Sendin beni bugünlere getiren. beni hayata hazırlayan boncuk annem benim. Anneler günün kutlu olsun.
Sen öğrettin; sevgiyi, saygıyı, hem kaya gibi sağlam, hem merhametli hem adil olmayı. Dik yokuşlarda, rampalarda, en yüksek merdivenlerde vazgeçmeden tırmanmayı, ihtiyacı olan ellere, el uzatmayı, çalışmayı, üretmeyi, paylaşmayı, bu dünyada sadece “insanlığı kaybetmeme” inadı taşımayı, tüm bunları sen öğrettin baş tacım. Her günün kutlu olsun.
Sen varken ben yoktum. Sen açken ben toktum. Şimdi de, sonra da başımın tacı annem. Seni hep seveceğim benim canım annem.
Senden yediğim terliğin acısıyla ağlarken bile Anneee diyebiliyorsam bu ancak Anne mucizesidir. Anneler günün kutlu olsun cantanem.
Seni bir gün değil her canım yandığında, başım sıkıştığında seni çağırıyorum. Sesimi duyan tek insan sensin. Anneler günün kutlu olsun ANNECİĞİM.
Seni unutmadığımı bugünde bilmeni istedim. Anneler günün kutlu olsun dünyanın en güzel ve özel annesi.
Senin kucağın, senin merhametin beni yaşama bağlıyor sevgili anneciğim. Anneler günün kutlu olsun.
Sevgili anneciğim, bir gün umarım bana gösterdiğin sevgi ve sabrı sana gösterebilme sansım olur. Anneler günün kutlu olsun.
Sığınabileceğim tek limansın sen anneciğim. Saygıyla ellerinden öpüyorum.
Sınırsız bir sevgi, ɑnlɑtılmɑz bir sevgiyle beni seven ɑnnem, sɑnɑ lɑyık olmɑk için yɑşıyorum. Anneler günün kutlu olsun.
Üzülme anne benim için üzülme. Üstümü örterim merak etme üşütmem. Ben senin küçük yavrun. Anneler gününü kutlarım.
Üzüntü ve dertlerden uzak, nice anneler gününe kavuşmak dileğiyle ellerinden öpüyorum anneciğim.
Yaptığım yemekleri beğenmese de afiyetle yiyebilen o yüce kadın. Anneler günün kutlu olsun.
Yemek koyulurken, bu kɑdɑr yeter dedikten sonrɑ mutlɑkɑ bir kɑşık dɑhɑ yemek koyɑn kişiye ɑnne denir. Ve o her şeye değerdir.
Yıllardır senden öğrendiklerimle hayatta başarılı oldum. Bana başarının nasıl kazanılacağını öğrettin. Anneler günün kutlu olsun benim bilge annem.
Yılların yorgunluğunu ve çilesini sırf benim için katlanan anneciğim. Anneler günün kutlu olsun.
Yok elimde bir demet menekşe, yok elimde sevdiğin gül şekeri. Yok işte sana bir şey bilmem ki ne demeli, bir tek ağır yaralı özlemim ve bir tek gözlerine sürdüğün gözlerim anne benim, aç kapıyı anneler gününü kutlamaya geldim güzel annem.
Yüreğim bağlı sana Can bir yana sen bir yana Benim canım Anneciğm. Anneler günün kutlu olsun.
Yüreğindeki sınırsız Sevgi ve sabır için çok teşekkürler canım anneciğim. Anneler günün kutlu olsun.