Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
Birgün zengin bir adam üç maymununu kaybetmiş. Bütün ülkeleri, avcıları aramışlar bulamamışlar. Türkiye’den temel çıka gelmiş, yanında uyuzmu uyuz bir köpek birde dede yadigarı dolma tüfek. Zengin adam bakmış temele, “bumu bulacak”? demiş. Temel adama, “bir şartla bulurum, yakaladığım maymunları köpeğime bırakacaksın” demiş. Adam razı olmuş. Birinci maymunun elbisesini koklatmış temel, köpek fırlamış onbeş dakika sonra bir ağacın altında durmuş, maymun ağaçta, “çekilin” demiş temel. Ağacı sallamış maymun yerde, köpek hemen atlamış üstüne, orada becermiş. Ikincisi’de aynı yöntemle ve sonuçla yakalamış. Üçüncüsünde ise iki saat aramış yok, altı saat sonra köpek yine bir ağacın altında durmuş, ağaç büyükmü büyük. Temel “açılın” demiş sallamış ağacı düşmüyor, sallıyor düşmüyor. Zengin adamı çağırmış, “ula тuт bu tüfeği! Ben ağaca çıkıyorum, maymun düşerse birşey yok amaaa ben düşersem vurun köpeği.
Adamın biri Afrika’da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış. Minik köpek; bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış karşıdan bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor. “Şimdi başım dertte” diye düşünmüş minik köpek.
Etrafına bakmış, yerde kemik parçaları görmüş. Hemen arkasını leoaparın geldiği yöne dönerek kemikleri yemeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmaya başlamış:
- Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir tane daha var mıdır?
Bunu duyan leopar bir anlık duraksamanın ardından en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına saklanmış. “Tam zamanında kurtuldum, yoksa bu köpeğe yem olacaktım” diye düşünmüş.
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş. Bildiklerini kullanarak leopardan kurtulacağını düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış. Leopar köpeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna “Atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım” demiş.
Ancak, minik köpek sırtında maymunla yaklaşan leoparı görünce neler olduğunu anlamış. Ne yapacağını düşünürken kaçmaya teşebbüs etmemiş. Bunun yerine arkasını leopar ve maymunun geldiği yöne dönerek kemikleri yemeye devam etmiş ve kendi kendine şöyle demiş:
- Bu aptal maymunda nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok.
Kıssadan hisse:
Diplomasi böyle bir şey işte. Yapabiliyorsan; hızlı düşün, sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi silahı ile yen!