Orta Yaşlı bir çift, doktora gitmişler:
- "Doktor, sevişirken bizi izler misiniz?" demişler.
Doktor şaşkın şaşkın bakmış. Demek bir sorunları var. Tıp adamı olarak yardım etmek zorunda:
- "Peki" demiş.
Çift yatağa uzanmış, doktor izlemiş ve teşhisi bildirmiş:
- "İkiniz de gayet sağlıklısınız, Sevişmeniz fevkalade. Merak edecek bir şey yok. Viziteniz 32 dolar, bu da faturanız." demiş.
Ertesi hafta çift yine gelmiş, doktor yine çifti izlemiş. Yine sorun yok. Yine vizite 32 dolar.
Artık çift, her hafta böyle, randevu alıyor, geliyor, sevişiyor. parayı ödüyor, çıkıp gidiyormuş.
Bir türlü bir şey bulamayan doktor, sonunda dayanamamış:
- "Bana biraz yardımcı olun, sıkıntınız ne söyleyin?"
Adam cevap vermiş:
- "Herhangi bir sıkıntımız yok. Bir şey bulmanızı da istemiyoruz. Bu kadın evli, onun evine gidemiyoruz. Ben de evliyim, benim eve de gidemiyoruz. Hilton geceye 178 dolar istiyor. Sheraton 182 dolar. Buraya ise sadece 32 dolar ödüyoruz. Üstelik sağlık sigortamız, bu 32 doların 26 dolarını bize fatura karşılığı geri ödüyor."
Adamın biri çok zenginmiş ve hayatta her istediğini yapmış. Bir şeyi çok merak ediyormuş. O da doğum sancısıymış. Bir gün aile doktorunun yanına gitmiş ve:
- "Doktor, ben hayatta her türlü zevki tattım. Bir tek şey içimde uhde kaldı, o da doğum sancısı. Çok merak ediyorum, nasıl duygudur bu. Sana 20 milyar lira. Bana bu duyguyu tattırırsan, sana bu para helal olsun." demiş.
Doktor:
- "Aman beyefendi bu imkansız bir şey, siz kadın değilsiniz ki. Bu kadınlara mahsus bir şey." demiş.
Fakat doktor, bir yandan, bu servet denecek parayı da kaçırmak istememiş. Aklına samimi olduğu, biraz da cin gibi olan, başka bir doktor arkadaşı gelmiş. Adama dönüp:
- "Bey efendi, ben bu işi beceremem. Ama çok samimi olduğum iyi bir doktor arkadaşım var. Ona bir telefon edeyim, bakalım o ne diyecek." demiş.
Adam:
- "Ne yaparsan yap, bana bu duyguyu tattır." demiş.
Doktor hemen arkadaşını aramış ve durumu anlatmış. İşin içinde büyük para olduğunu söylemiş. Doktor Arkadaşı da:
- "Hemen bana gönder o adamı" demiş.
Doktor, adama, diğer doktor arkadaşının muayenehanesinin adresini vermiş ve oraya göndermiş. Aradan zaman geçmiş. 3 saat sonra doktorun telefonu çalmış. Doktor telefonu açtığında, karşısında adamı gönderdiği doktor arkadaşı:
- "Hemşerim hemen arabana atla, muayenehaneme gel. İşi hallettim. Payına düşen 10 milyarı al. Çünkü bu salağı bana sen gönderdin." demiş.
Doktor arabasına binip, doğru arkadaşının muayenehanesine gitmiş. Arkadaşı içeride, adam görünürlerde yok. Doktor, arkadaşına:
- "Yahu nasıl hallettin bu işi, bu imkansız bir olay" diye sormuş.
Arkadaşı:
- "Çok kolay oldu. Zaten gönderdiğin adam yan odada. İnanmazsan nasıl kıvranıyor, aç kapıyı, gör istersen." demiş.
Doktor, yavaşça yan odanın kapısını aralamış. Gerçekten de adam içeride, kendini yerlere atıyor, bağırıyor inliyor.
Doktor, arkadaşına:
- "Arkadaş iyi de bunu nasıl yaptın? Bana anlatır mısın?" diye sormuş.
Arkadaşı cevap vermiş:
- "Çok kolay. Adama iki şişe müshil ilacı içirdim. Poposuna da iki dikiş attım. Hadi bakalım çıkarabilirse çıkarsın."
Her yolu deneyen, ancak bir türlü zayıflayamayan şişman bir adam, son umut bu konuda çok şöhretli bir doktora gitmiş. Doktor, adama bir hafta kullanmak üzere, bir hap vermiş ve:
- "Bu hapı gece yatarken alın." demiş.
Adam gece yatarken hapı içmiş ve uykuya dalmış. Uyur uyumaz da rüya görmeye başlamış. Rüyasında Bir saray içinde, etrafında onlarca cariye, sabaha kadar bir onunla, bir bununla olmuş. Sabah kan ter içinde uyanmış ve bu ilaç bitene kadar her gece devam etmiş. Bir haftanın sonunda, adama bütün fazla kilolarından kurtulmuş. Günler sonra yolda, kendisi gibi zayıflayamayan bir arkadaşı ile karşılaşmışlar. Arkadaşı nasıl bu kadar hızla zayıfladığını sorduğunda, doktorun ismini vermiş. Arkadaşı da aynı doktora giderek ilaç almış ve gece yatarken içmeye başlamış. İlk gece, adam rüyasında bir sarayda, etrafında onlarca zenci, adamı bir o yatırıyor, bir bu. Adamı mahvetmişler. Bu durum ilaç bitene kadar devam etmiş. Adam sonunda dayanamamış ve arkadaşına telefon etmiş:
- "Yahu aynı doktora gittik, ikimizde zayıfladık, ama sen niye güzel hatunlar gördün de, ben her gece zenci adamlar gördüm?"
Arkadaşı biraz düşündükten sonra sormuş:
- "Sen doktorun muayenehanesine mi gittin, yoksa hastaneye mi?"
Kadın doğum uzmanı bir doktor, yaptığı işten zevk almamaya başlamış. Yıllardır doğum yaptırmak, artık doktora eğlenceli gelmiyormuş ve sonunda işini değiştirmeye karar vermiş. Bir takım araştırmalar sonucunda motorcu olmaya, bu işin çok eğlenceli olduğuna karar vermiş. Hemen bir eğitim kurumuna başvurarak kurs almaya başlamış. Nihayet kurs bitmiş ve usta öğretici, kursiyerleri sınava almış ve sonuçları bakanlığa yollamış. Bakanlık sonuçları incelerken bir bakmış, bizim doktor 100 puanlık sınavdan 150 almış.
Bakanlık:
- "Nasıl olur bu? Bu işte bir torpil var muhakkak." deyip kurs merkezine hemen iki müfettiş göndermişler.
Müfettişler, usta öğreticiyi bulup sormuşlar:
- "Ne iş bu, ne sordun sınavda?"
Öğretici:
- "Müfettiş bey, ne sorayım, klasik şeyler işte, yağı değiştir, bujileri temizle, yağ filtresini sök, değiştir, radyatörün suyu falan işte."
- "İyi de kardeşim bu adam nasıl aldı bu notu."
- "Valla müfettiş bey, adam ne dersem hepsini yaptı."
- "Tamam anladık kardeşim onu, niye 100 değil de 150 onu soruyorum."
- "Haaaaa. İyi de müfettiş bey, adam bütün dediklerimi egzoz deliğinden yaptı, kaç verseydim?"