Verdiğin perhize budur gayratım, Bundan başka uyameyom dohtur bey!
Üç sepet yumurta sabah kahvaltım, Teker teker sayameyom dohtur bey!
İki leğen pilav bir yayık ayran, İster yağlı olsun isterse yavan, Yanına kesiyom beş kilo sovan, Yeyom yeyom doyameyom dohtur bey!
Üç tencere bamya yerim ben şinci, Yirmi tas su içip biraz koşinci, Her yanım sökülür karnım şişinci, Sağlam göynek giyemeyom dohtur bey!
Şinciye acımdan çoktan ölürdüm, Sağolsun komşular gönderir dürüm, Bir guzudan çok yiyemem, var sözüm, Ayıp olur cayameyom dohtur bey!
Bazı az geliyo beş kasa hurma, Yedi lahanadan yapıyoz sarma, Onu da mı yedin diye hiç sorma, Utanıyom deyemeyom dohtur bey!
Günde iki çuval unum gidiyo, Avradım her sabah ekmek ediyo, Bir gazen fasilye gönül ye deyo, Artırmaya gıyameyom dohtur bey!
Senede gırk dönüm bostan ekerim, Benden başka kimse yemesin derim, Gavunu, garpuzu gabuklu yerim, Aceleden soyameyom dohtur bey!
Bilmem bu işin sonu nereye gider, Buyumuş gısmetim, buyumuş gader, Bir günde yediğim işte bu gader, Daha fazla yiyemeyom dohtur bey.
Evli bir çift varmış. Bunların ikisi de saffmış. Bunlar çocuk yapmaya karar vermişler am aradan bir kaç ay geçmiş ve çocukları olmamış. Hemen doktora baş vurmuşlar. Doktora demişler ki:
- "Ya doktor bey, bizim çocuğumuz olmuyor." Doktor:
- "Nasıl yapıyorsunuz?" Evliler:
- "Valla ikimiz de ayrı odalarda kalıyoruz" demişler. Doktor:
- "Olmaz, aynı odada kalacaksınız." Ertesi hafta yine gelmişler doktora ve demişler:
- "Doktor bey, bizim çocuğumuz olmuyor." Doktor:
- "Nasıl yapıyorsunuz?" demiş. Evliler:
- "Doktor bey, dediğin gibi aynı odada kalıyoruz ama ayrı yatakta yatıyoruz." Doktor:
- "Olmaz, aynı yatakta yatacaksınız." der. Ertesi hafta yine gelmişler ve demişler:
- "Doktor bey, aynı yatakta yatıyoruz ama yine olmuyor." Bu sefer doktor demiş:
- "Oğlum bak, en uzun şeyini alacaksın ve karının en derin yerine sokacaksın, olup bitecek." Karı koca eve gidiyorlar. Adam kendisini incerliyor ve:
- "En uzun şeyim, burnum" diyor. Karısını inceliyor ve:
- "En derin şeyi kıçı" demiş. Adam burnunu alıyor kadının kıçına sokuyor ve kadın o anda osuruyor. Adam da diyor ki:
- "Aha bizim çocuk hareketlendi, motosikletle geliyor."
Adamın birinde basur hastalığı varmış. Bu da adamı çok rahatsız ediyormuş. Ne yapmış, ne etmiş bir türlü çare bulamamış hastalığına. Bir gün arkadaşının biri buna akıl vermiş. Demiş ki:
- "Her gün bir fincan kahve iç, tortusunu da yaranın üstüne sür. O zaman iyileşirsin" demiş. Bu da belirli bir zaman kahve içmiş, dibinde kalan tortusunu da kıçındaki yaraya sürüyormuş. Fakat yarası iyileşmemiş aksine iyice artmış. Sonunda adam çareyi doktora gitmekte bulmuş. Fakat doktora gitmeden önce yine kahve içmiş tortusunu da sürmüş. Adamın gittiği doktor da kahve falı bakmaya çok meraklıymış. Hasta:
- "Doktor bey, bende basur var, ne yaptıysam çare bulamadım, sen bilirsin" demiş. Doktor adama:
- "Aç kıçını, eğil bakayım" demiş. Adam eğilmiş doktor bakmış adama:
- "Oooo, bahtın çok açık, yakında güzel bir haber alacaksın. İleride seni çok güzel günler bekliyor" demiş. Adam da doktora:
- "Doktor bey, benim bahtım bu yaştan sonra kıçıma mı yazılmış" demiş.
Kekemenin biri, hastalığını tedavi etmesi için, konusunda uzman bir doktor araştırır ve bu doktora muayeneye gider:
- "Du du duydum ki, ba ba bana ya ya yardım e e ede bi bi bilir mi mi mişsiniz." Doktor:
- "Evet, rahatça oturun, derin nefes alın ve 10'a kadar saymaya başlayın!" Kekeme:
- "Bi bi bir, i i ikiii, ü üüüç... Se sekiz, do dokuz, oon! Ah, mükemmel, artık kekelemiyorum! Teşekkür ederim doktor!"
- "Terapi ücreti 300 milyon!"
- "Ne ne ne ka ka ka kadar?"