Öğretmen, öğrencilerinden Hasan'ın her gün derse gelirken bir yerlerinin kanadığını, kızardığını fark eder. Öğrencinin yaramaz olduğunu düşünerek üzerinde durmaz. Fakat biraz daha yakından tanıyınca, Hasan'ın hiç de yaramaz biri olmadığını fark eder. Yaralarının sebebini sorunca Hasan şöyle anlatır:
- "Hocam, bizim evimiz tek odalı. Bu yüzden annem, babam ve kardeşlerimle aynı odada yatmak zorundayız. Gece geç vakitlerde babam uyanıyor:
- "Hasan uyudun mu?" diye soruyor. Ben de:
- "Uyumadım baba deyince, kalkıp beni bir güzel dövüyor. Bu yüzden her tarafım yara bere içinde."
Bunu duyan öğretmen işin özünü anlar. Çocuğa öğüt vermeye başlar:
- "Bak oğlum, gece yatınca baban "Uyudun mu?" diye sorunca, uyumamış olsan bile hiç ses çıkarma. O zaman seni dövmezler." Hasan:
- "Tamam, öyle yapacağım" der ve evine gider. Ertesi gün olunca okula gelmez, iki gün sonra alçılı koluyla sınıfa gelir. Öğretmen bunu görünce çok şaşırır. Hasan'a ne olup bittiğini sorar. Hasan anlatır:
- "Hocam, sizin dediğiniz gibi gece yattık. Zaman geçmişti ki babam "Hasan uyudun mu?" diye sordu. Ben hiç ses çıkartmadım. Bir daha sordu, yine ses çıkartmadım. Anama bir şeyler söyledikten sonra garip garip sesler çıkarmaya başladılar. Biraz sonra annem "Ben geliyorum" dedi. Ardından babam  "ben de geliyorum" dedi. Bunu duyunca ben kafamı kaldırdım ve "nereye gidiyorsanız, ben de geliyorum" dedim. Bunu der demez, ikisi bir oldu benim üzerime çullandılar ve beni bir güzel dövdüler. Kolum kırıldı, kafama da iki dikiş atıldı. Bu yüzden okula gelemedim" der.
Hoca öğrencilere:
- "Pazar günü saat 2'de sınav yapacağım herkes okulda olacak." der.
Öğrenciler:
- "Ya hocam olur mu hiç zaten bir pazarımız var onu da siz yemeyin." derler.
Ama nafile hoca hiçbirini dinlemez ve ekler:
- "Gelmeyen sınıfta kalır."
Pazar günü gelir çatar. Saat 2 kimsecikler yok, 2 dakika sonra bir öğrenci içeri girer:
- "Hocam geç mi kaldım?" der.
Hoca:
- "Oğlum ne oldu, niye geç kaldın?" diye sorunca da:
- "Hocam malumunuz günlerden pazar, kızla buluştum. Tam biz işi koyultmuşuz ki, pat kızın babası gelmez mi? Konuştuk, konuştuk, babası bizim ciddi olduğumuzu anlayınca yatıştı. Sonra ben bir baktım geç kalıyorum, kızın babası hemen arabanın anahtarını verdi. Bende atladım arabaya geliyorum, tak yarı yolda araba bozuldu. Baktım ki oradaki bir adam at kiralıyor, hemen kiraladım. Tam okulun köşesine geldim at öldü, ben de atı orada bıraktım geldim."
Hoca öğrencinin anlattıklarına pek inanmaz ama:
- "Geç yerine otur" der.
O yerine otururken bir öğrenci daha gelir.
Hoca ona da:
- "Nerede kaldın?" diye sorar.
Bu öğrenci de ilk öğrencinin anlattığının aynısını anlatır.
Hoca bu öğrenciye de:
- "Geç otur" der ve bu aynı şekilde 19. öğrenciye kadar sürer. Son olarak bir öğrenci daha soluk soluğa içeri girer.
Bu kez hoca:
- "Dur nereden geldiğini ben anlatayım" der.
- "Malum günlerden pazar kızla buluştun."
- "Evet hocam."
- "Kızın babası sizi yakaladı, ama ciddi olduğunuzu görünce affetti."
- "Evet hocam."
- "Sonra okula geç kalınca da arabasının anahtarını sana verdi, sen de geç kalmamak için gaza bastın ama araba bozuldu."
- "Hayır hocam."
- "Hayır mı?"
- "Hayır, bundan sonrasını ben anlatayım. Bastım gaza tam okulun köşesine geldim, bir de ne göreyim bir at ölüsü, bir at ölüsü."
* Yukarıdaki şiirin ölçüsü nedir? Cevap: Yaklaşık dokuz santimetredir. (Lise 1) * Kimlere zekat verilmez? Cevap: Şeytana. (İlkokul 5) * Demokrasilerde kuvvetler ayrılığı kaça ayrılır? Cevap: Üçe. Kara, deniz, hava kuvvetleri. (Orta 3) * İneğin midesi kaç bölümdür? Cevap: İki oda, bir salon, bir mutfak (Ortaokul 1) * Servet-i Fünun edebiyatı hangi edebi akımlardan etkilenmiştir? Cevap: Elektrik akımından (Yaşar/Lise 3) * Üremeyi açıklayınız. Cevap: Anne ve babanın gece yaptığı işe üreme denir. (Gül şah/Lise 1) * Canlıların ortak özellikleri nelerdir? Cevap: Yol, su, cami, mezarlık.
* Orta Asya’dan göçün sebepleri nelerdir? Cevap: Elektrik kesintisi (Gülümser/6) * Türkiye'nin geçitlerini yazınız. Cevap: Alt geçit, Üst geçit, yaya geçidi (Serkan/7) * Kanuni Fransa'ya neden kapitülasyon tanımıştır? Cevap: Bir kadına yardım etmek için (Berat/İlkokul) * Güneydoğu Anadolu bölgesinde petrol nerelerden çıkartılır? Cevap: Petrol, Raman ve Gazman’dan çıkartılır. (Filiz/Ortaokul 2) * Mondros'u açıklayınız. Cevap: Mondros kimdir bilmiyor (Orhan/8) * İzmir'i kim işgal etti? Cevap: Gazeteci Hasan Tahsin (Barış/Orta 3) * Ailenin reisi kimdir? Cevap: Anam (Sabri/İlkokul 3) * Koşma nedir? Cevap: Yürümenin hızlı şekline koşma denir. (Samet/Lise 1) * Canlıların en küçüğüne ne ad verilir? Cevap: Bebek * Kasabayı kim yönetir? Cevap: Şerif ve adamları (Kamil/İlkokul 5) * Mübarek geceler hangileridir, yazınız. Cevap: Kına, gerdek ve dolunay gecesi (Hatice/İlkokul 5)

ABD’de bir askeri okulda ders olarak anlatılan Horoz ve Tilki Hikayesi!
Dershanede, hocayı beklerken ışıklar kapanmış ve bir çizgi film gösterilmeye başlanmış.
Filmin adı:
"Küçük Tavuk."
Filmde, bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor. Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor. Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst beslenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük. Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara, ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak, yaşamalarını sağlıyor. Kümese giremeyen tilki, bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak, küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz, her gün gelip tilkiden mısır alıyor. Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince, genç horoz hem kendisi yiyor, hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor. Böylece, yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Tavuklar, artık popüler olan genç ve irileşmiş horozun etrafında toplanıyorlar. Bu aşamada tilki, kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste:
- "Kapıyı açalım mı? açmayalım mı?" diye bir tartışma çıkıyor.
Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor. Nihayet bir gece tilki, kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar, genç ve güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor. Tilki bir süre sonra, gece, kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor. Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar, yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince, mağaranın kapısını kapatıyor."
Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış ve dersin hocası kürsüye çıkarak:
- "İşte, Üçüncü Dünya ülkeleri böyle yönetilir." demiş ve derse başlamış.