Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
                    
                 
                
    
    
        
            
        
        
                Padişah ile vezir tartışmaya başlamış. Padişah vezire, "En büyük ve en güçlü olan benim. Sen benim emrimdesin!" demiş. Vezir, "Hayır ben büyüğüm. Ordunun başında ben savaşıyorum, sen sadece mühür basıyorsun" diye itiraz etmiş. Tartışma uzayınca Padişahla vezir, bir çobanın yanına gitmişler ve konuya hemen girmemek için çobana sormuşlar:
- "Senin koyunun mu büyük, ineğin mi?"
Çoban şaşırmış şaşırmasına da, soranlar da Padişahla vezir.-"İneğim" demiş.
- "Keçin mi büyük, öküzün mü?"
Çoban "Öküzüm tabii" deyince, asıl soruyu yöneltmişler çobana:
- "Söyle bakalım, Padişahın mı büyük, vezirin mi?"Çoban hiç düşünmeden yanıt vermiş:
"Vallahi ben bu hayvanları tanımıyorum!"
         
        
     
 
                            
    
    
        
            
        
        
                Eşek ağaca bağlıydı, “Şeytan” bunu gördü, geldi ipi çözdü!
Eşek komşunun bostanına girdi, kurusundan yeşilinden yemeye başladı.
Bostan sahibi çiftçinin karısı bunu gördü, çok kızdı. Evden tüfeği aldı ve eşeği öldürdü.
Tüfek sesini işiten eşeğin sahibi geldi, baktı ki eşeği öldürülmüş, sinirlendi tabii, çekti tabancayı çiftçinin karısının üzerine boşalttı kurşunları.
Çiftçi kasabadan dönünce baktı karısı öldürülmüş, o da eşeğin sahibini öldürdü.
Eşeğin sahibinin oğlu babasını öldürülmüş bulunca, kaptı tüfeği, bostan sahibini ve oğlunu öldürdü.
Bu kargaşanın haberi tarla sahibinin ailesine ulaşınca  hepsi aldılar silahları, eşek sahibinin evini bastılar, evde kim varsa hepsini öldürdüler, ne var ne yok talan ettiler, evi yaktılar.
“Şeytana” soruldu;
- Yahu sen ne yaptın?
- Hiiiiç, dedi “şeytan”. Ben sadece eşeği saldım!
Aklıyla-bilinciyle değil, duygularıyla davranan bir toplumu karıştırmak ve yıkmak isterseniz, eşekleri salın yeter...
(Not; Hayali “şeytan” mecaz olarak kullanılmıştır. Onun yerine toplumu kamplaştırmak, karıştırmak isteyen birilerini veya "fitneci" yazabilirsiniz-sonuç benzer olur.)
         
        
     
 
                            
    
    
        
            
        
        
                Adamın biri falcıya gitmiş. Falcı adamın avuç içini inceler incelemez, falcının yüzü karışmış.
Adam telaşla sormuş:
- Hayırdır... Halim, ahvalim çok mu kötü?
Falcıdan cevap:
- Üzgünüm... Pek yakın bir vakitte, tüm Türkiye"nin felaketine sebep olacak bir iş yapacaksın!...
Kendini deccal gibi hisseden adamcağız ne yapsın? Derhal, kendini en yakin demiryoluna atıp rayların üzerinde hayatına son verecek ilk treni beklemeye başlar. Aynen, Anna Karenina misali...
Derkeeeeen, yandaki çayırda top oynayan çocuklardan biri topu demiryoluna kaçırır. Tam o anda da, yaklaşmakta olan trenin çuf çuf sesleri duyulur.
Çocuğu rayların üstünde gören adam, kendi makus talihini unutup çocuğa doğru bir hamle yapar.
Oğlanı kaptığı gibi, son anda rayların dışına yuvarlar.
Tren uzaklaşınca, talihsiz adam döner çocuğa sorar:
- İsmin nedir yavrum?
- .....