Amerika’da küçük bir kasabada tenha bir pub.. hayli çarpıcı bir sarışın bara doğru yaklaşır ve barmene doğru eğilir.. barmen hemen karşılık verir, o da eğilir barın üzerinden sarışına doğru.. sarışının hareketleri de, sesi de iç gıcıklayıcıdır.. elini uzatır, parmaklarını barmenin sakallarinin içine sokarken konuşur:
- "buranın yöneticisi sen misin?"
Sarışın, barmenin yüzünü iki eli ile okşarken adam yanıt verir:
- "pek sayılmam.."
Kadın ellerini barmenin sakallarından saçlarına kaydırırken gene kısık sesle fısıldar:
- "bana yöneticiyi çağırabilir misin hemen, ona söyleyeceklerim var.."
Adamın nefesi kesilir..
- "şu anda çağırmama imkan yok.."
Tahrik oldugu artık iyice anlaşılmaktadır..
- "bana söyleyin, ben yardım edebilirim belki.."
- "tabii edebilirsin"
Der, sarışın iyice kısıklaştırdığı sesi ile.. bu sırada parmaklarını barmenin ağzina uzatmış, adamın onları emmesine de izin vermiştir..
- "tabii yardım edebilirsin hayatım.. ona de ki, bayanlar tuvaletinde, tuvalet kağıdı kalmamış.."
Adamın biri bara girer ve kendisine bir içki söyler. Barmen bir robottur. Adama mükemmel hazırlanmış bir kokteyli çabuk servis yaparken sorar:
"IQ’ün kaç?" Adam "150" diye cevaplar..
Robot adamın IQ seviyesine göre sohbete başlar,uzun uzun Quantum fiziği, küresel ısınma, biyoteknoloji, ekonomi, insanlığın seksüel gelişimi üzerine konuşur..
Adam robotun bilgisinden etkilenerek kendi kendine "Bu gerçekten inanılmaz" diye düşünür ve robotu denemeye karar verir. Bardan kalkar, tekrar kapıdan girer bara gelir ve yeni bir içki söyler.
Robot yine mükemmel hazırladığı içkiyi çabuk servis yapar ve sorar.
- "IQ’ün Kaç?" Adam "100 civarı" diye cevaplar. Robot bu kez uzun uzun sohbete başlar ama bu kez futbol, borsa, arabalar, rakı ve göğüsler hakkında sohbet açar.
Çok etkilenen adam robotu bir kez daha test etmeye karar verir ve tekrar kalkar. Yeni bir müşteri gibi bara yaklaşır bir içki daha söyler. Robot çabuk servis yaparken sorar:
"IQ’ün kaç?".
Adam, "mmm, sanırım 50 civarı" der.
Bunun üzerine robot, adama son derece yavaş bir biçimde şu cevabı verir:
- Ya…ni…Yi.. Ne.. Ta.. Yy.. Ip’e oy ve…re…cek…sin… de…se…ne!
Temel ilk kez gittigi bir sehirde gece hayatini merak eder.
Buldugu bir bara gider. Oturur birseyler icer, bar siradan bir bardir. Az sonra tuvalete gider,bir bakar ki pisuvarlardan birisi altindan... Сок sasirir tabi ama hosuna da gider.
Isini gorur ve cikar. Ertesi aksam yine ayni bara gider, yine oturur, icer. Tuvalete girer, bir bakar ki altin pisuvar yok.
Cok sasirir, barmene gider,sorar:
"Dun burada altin bir pisuvar vardi, bugun niye yok?"
Barmen once Temel'e bakar, sonra arkaya seslenir:
"Patron, dun senin saksafona iseyen herif geldi!"
İki adam New York'taki Empire State binasının tepesindeki barda oturuyorlarmış. Biri diğerine dönmüş:
- Biliyor musun geçen hafta şunu keşfettim; Bu binanın etrafında öyle kuvvetli rüzgarlar var ki, tepesinden atlıyorsun aşağı, 10. kata kadar düşüyorsun, sonra rüzgar o kadar kuvvetleniyor ki seni döndürüp 10. kat penceresinden içeri atıyor...
Barmen bunu duyunca kafasını olumsuz bir şekilde sallamış. Öbür adam demiş ki:
- Yahu sen deli misin olacak şey değil şu dediğin...-Yok kesinlikle oluyor denedim ben. İstersen şimdi göstereyim sana. Ve adam kalkmış bardan, gitmiş pencereye, yallah atlamış aşağı. 10. kata yakınlaşınca birdenbire pencereden içeri doğru kayıvermiş. Sonra da asansöre binip yukarı, bara çıkmış. Öbür adam demiş ki:
- Yahu gördüm ama bu bir sefer olacak bir şeydi bir daha olmaz - Olur olur bir daha göstereyim bak... Ve adam yine cumburlop aşağı atlamış. Yine 10. kat civarında rüzgar adamı pencereden içeri atıvermiş. Adam bara dönünce öteki adama deneyip görmesini söylemiş. Öbür adam:
- Haydi bakalım.
Hakkaten işe yarıyor demek. Bir deneyeyim... Demiş ve pencereden aşağı atlamış. Direkt aşağı uçarken 11. katı geçmiş, 10. Kat, 9. Kat, 8. Kat derkent taakk diye kaldırıma yapışmış. Yukarıda barda barmen birinci adama dönmüş ve:
- Süpermen, içince adi adamın teki oluyorsun!..
Bir Japon, New York ta bir bara girip oturur. Sol avucunu acip sag eliyle avucunun icine telefon tuslar gibi yapar sonra sol elini kulagina getirip konusmaya baslar. Barmen meraklanip yanina gelir.
"Ne yapiyorsun sen? diye sorar. Japon, "Japonyada yeni bulus. Artik cep telefonu kullanmak yok. El telefonu var diyerek elini acar gosterir. Avucunun tam ortasinda ufak bir hoparlor monte edilmistir.
Barmen, "Inanmiyorum. Boyle bir sey olamaz. Japon, "Gostereyim. Bana bir telefon numarasini soyle, cevireyim. Barmen numarayi soyledikten sonra, Japon yine avucunun icini tuslayip elini kulagina getirir. Biraz bekledikten sonra elini barmene uzatir "Konusabilirsin der. Barmen Japon un elini kulagina getirerek "Alo? sesi duyar sonra "Joe? Sen misin?... Ya inanmiyacaksin ama su anda seninle bir Japon un elinden konusuyorum... Hayir sarhos filan degilim.... Neyse sonra anlatirim. Haydi hoscakal deyip Japon un elini birakir.
Hayretler icinde, - "Harika bir sey bu! Pahali midir? Japon, "Biraz ama deger der, sonra ickisini ismarlar. Ama ickisini yudumlarken birden bire dikiliverip "Afedersin tuvalet ne tarafta? sorar. Barmen yolunu gosterir. Japon kalkip gosterilen kapidan girer. 5 dakika gecer ama Japon donmez. 10 dakika gecer... Barmen merak etmeye baslar. 20 dakika gectikten sonra barmen "Basina kotu bir sey mi geldi diyerek tuvalete girer ve...
Japon u yerde gorur. Pantalonu dizlere kadar indirilmis secdeye durur gibi yere egiliyor. Kicinda bir rulo tuvalet kagidi var. Barmen:
"Aman Tanrim! Sana ne oldu boyle? Saldiriya mi ugradin? Yaralandin mi?
Japon:
"Hayir. Ben iyiyim. Japonyadan uzun bir faks aliyorum, o kadar.
Adamın biri bara girmis..
Üç duble viski içtikten sonra barmene -"Ödeyecek param yok, Ama cebimde 25 santimlik bir piyanist var.
Sana istediğin herşeyi çalabilir.."
- "Hadi ordan sarhoş" demiş,barmen.
Adam elini cebine atmış.
Çıkarmış 25 santim boyunda bir piyanist.
Piyanosu da önünde.. Barmen şaşkın -"Türk marşı"diyebilmiş.
Bir döktürmüş 25 santimlik piyanist, Mozart'ı..-"Bu nasıl iş" demis barmen şaşkınlık içinde.
.-"Hurdalıkta bir lamba buldum,bin yıllık..
Parlatmak için ovarken içinden bir cin çıktı..
Bin yaşında. Çökmüş. Kulakları da zor duyuyor..
"Elini öbür cebine atmış, bir eski lamba çıkarmış.
Barmen'in önüne koymuş.-"Ovala ve dilek dile" diye..
Barmen ovalamış lambayı . Hakikaten bir ihtiyar, ayakta zor duran cin . Bir eli kulağında -"Haa.. Hii.." deyip duruyor..
- "Burada bu sigara dumanı ve içki kokuları arasında, iki ciğerim de perişan hale geldi..
Bana iki yeni ciğer" demis, barmen.. Hooop!..
Barın başında, pos bıyıkları , kocaman şapkaları, yeşil kırmızı kılıkları ile iki Yeniçeri.
- "Ama ben yeniçeri değil, yeni ciğer istemiştim" demiş barmen..
- "Ya ben 25 santimlik piyanist mi istedim sanırsın!.."
Tom ve George, NASA'da iki astronottur. Uzay mekiği ile ertesi gün uzaya çıkacaklar. Son olarak eve gönderilirler.
Akşam olunca, Tom'un canı sıkılır ve George'u telefonla arar:
- "George canım çok sıkıldı. Kasabaya gidip iki bira içelim." der.
George ise:
- "Tom,benim de canım çok sıkıldı. Fakat yarın uzaya çıkacağız. Yarın alkollü olduğumuzu anlarlarsa göndermezler." der.
Tom ise:
- "Sadece iki tek atarız, kimse anlamaz." der.
George:
- "Tamam." der.
İki astronot, bir barda buluşurlar. Fakat, buluştukları barda, barmen bunları tanır. Bunlara içki vermez. Tom ısrar eder, fakat nafile. Başka bir bara giderler. Oradaki barmen de bunları tanır ve bunlara bira vermez. Bir kaç bara daha gittikten sonra gece ilerler. Tom'un canı iyice sıkılır ve:
- "George, hani uzay mekiğine yakıt koyarlarken kokusunu sen de fark ettin mi? Aynı viski gibi kokuyor." der.
George:
- "Ben de fark ettim. Ama zehirlenmeyelim."der.
Tom:
- "Biz de bir duble alırız."der.
Beraber NASA'ya giderler. NASA'daki görevli bunları içeri almaz. Bunlar da:
- "Son kontrolleri yapacağız." derler ve içeri girerler. Uzay mekiği yakıtından birer duble içerler.
Sabah olmadan eve dönerler. Sabah George'nin telefonu uzun uzun çalar. Telefondaki Tom'dur ve:
- "George, senin de karnın ağrıyor mu?"diye sorar.
George:
- "Evet, hem de çok fazla ağrıyor." der.
Tom:
- "Öyleyse sakın osurma" der.
George:
- "Neden?" diye sorar.
Tom:
- "Çünkü, ben osurdum ve seni şu anda Tokyo'dan arıyorum."