Adamın biri çok zenginmiş ve hayatta her istediğini yapmış. Bir şeyi çok merak ediyormuş. O da doğum sancısıymış. Bir gün aile doktorunun yanına gitmiş ve:
- "Doktor, ben hayatta her türlü zevki tattım. Bir tek şey içimde uhde kaldı, o da doğum sancısı. Çok merak ediyorum, nasıl duygudur bu. Sana 20 milyar lira. Bana bu duyguyu tattırırsan, sana bu para helal olsun." demiş.
Doktor:
- "Aman beyefendi bu imkansız bir şey, siz kadın değilsiniz ki. Bu kadınlara mahsus bir şey." demiş.
Fakat doktor, bir yandan, bu servet denecek parayı da kaçırmak istememiş. Aklına samimi olduğu, biraz da cin gibi olan, başka bir doktor arkadaşı gelmiş. Adama dönüp:
- "Bey efendi, ben bu işi beceremem. Ama çok samimi olduğum iyi bir doktor arkadaşım var. Ona bir telefon edeyim, bakalım o ne diyecek." demiş.
Adam:
- "Ne yaparsan yap, bana bu duyguyu tattır." demiş.
Doktor hemen arkadaşını aramış ve durumu anlatmış. İşin içinde büyük para olduğunu söylemiş. Doktor Arkadaşı da:
- "Hemen bana gönder o adamı" demiş.
Doktor, adama, diğer doktor arkadaşının muayenehanesinin adresini vermiş ve oraya göndermiş. Aradan zaman geçmiş. 3 saat sonra doktorun telefonu çalmış. Doktor telefonu açtığında, karşısında adamı gönderdiği doktor arkadaşı:
- "Hemşerim hemen arabana atla, muayenehaneme gel. İşi hallettim. Payına düşen 10 milyarı al. Çünkü bu salağı bana sen gönderdin." demiş.
Doktor arabasına binip, doğru arkadaşının muayenehanesine gitmiş. Arkadaşı içeride, adam görünürlerde yok. Doktor, arkadaşına:
- "Yahu nasıl hallettin bu işi, bu imkansız bir olay" diye sormuş.
Arkadaşı:
- "Çok kolay oldu. Zaten gönderdiğin adam yan odada. İnanmazsan nasıl kıvranıyor, aç kapıyı, gör istersen." demiş.
Doktor, yavaşça yan odanın kapısını aralamış. Gerçekten de adam içeride, kendini yerlere atıyor, bağırıyor inliyor.
Doktor, arkadaşına:
- "Arkadaş iyi de bunu nasıl yaptın? Bana anlatır mısın?" diye sormuş.
Arkadaşı cevap vermiş:
- "Çok kolay. Adama iki şişe müshil ilacı içirdim. Poposuna da iki dikiş attım. Hadi bakalım çıkarabilirse çıkarsın."
Her yolu deneyen, ancak bir türlü zayıflayamayan şişman bir adam, son umut bu konuda çok şöhretli bir doktora gitmiş. Doktor, adama bir hafta kullanmak üzere, bir hap vermiş ve:
- "Bu hapı gece yatarken alın." demiş.
Adam gece yatarken hapı içmiş ve uykuya dalmış. Uyur uyumaz da rüya görmeye başlamış. Rüyasında Bir saray içinde, etrafında onlarca cariye, sabaha kadar bir onunla, bir bununla olmuş. Sabah kan ter içinde uyanmış ve bu ilaç bitene kadar her gece devam etmiş. Bir haftanın sonunda, adama bütün fazla kilolarından kurtulmuş. Günler sonra yolda, kendisi gibi zayıflayamayan bir arkadaşı ile karşılaşmışlar. Arkadaşı nasıl bu kadar hızla zayıfladığını sorduğunda, doktorun ismini vermiş. Arkadaşı da aynı doktora giderek ilaç almış ve gece yatarken içmeye başlamış. İlk gece, adam rüyasında bir sarayda, etrafında onlarca zenci, adamı bir o yatırıyor, bir bu. Adamı mahvetmişler. Bu durum ilaç bitene kadar devam etmiş. Adam sonunda dayanamamış ve arkadaşına telefon etmiş:
- "Yahu aynı doktora gittik, ikimizde zayıfladık, ama sen niye güzel hatunlar gördün de, ben her gece zenci adamlar gördüm?"
Arkadaşı biraz düşündükten sonra sormuş:
- "Sen doktorun muayenehanesine mi gittin, yoksa hastaneye mi?"
Kadın doğum uzmanı bir doktor, yaptığı işten zevk almamaya başlamış. Yıllardır doğum yaptırmak, artık doktora eğlenceli gelmiyormuş ve sonunda işini değiştirmeye karar vermiş. Bir takım araştırmalar sonucunda motorcu olmaya, bu işin çok eğlenceli olduğuna karar vermiş. Hemen bir eğitim kurumuna başvurarak kurs almaya başlamış. Nihayet kurs bitmiş ve usta öğretici, kursiyerleri sınava almış ve sonuçları bakanlığa yollamış. Bakanlık sonuçları incelerken bir bakmış, bizim doktor 100 puanlık sınavdan 150 almış.
Bakanlık:
- "Nasıl olur bu? Bu işte bir torpil var muhakkak." deyip kurs merkezine hemen iki müfettiş göndermişler.
Müfettişler, usta öğreticiyi bulup sormuşlar:
- "Ne iş bu, ne sordun sınavda?"
Öğretici:
- "Müfettiş bey, ne sorayım, klasik şeyler işte, yağı değiştir, bujileri temizle, yağ filtresini sök, değiştir, radyatörün suyu falan işte."
- "İyi de kardeşim bu adam nasıl aldı bu notu."
- "Valla müfettiş bey, adam ne dersem hepsini yaptı."
- "Tamam anladık kardeşim onu, niye 100 değil de 150 onu soruyorum."
- "Haaaaa. İyi de müfettiş bey, adam bütün dediklerimi egzoz deliğinden yaptı, kaç verseydim?"
Bir köyde, ateşli bir hasta varmış. Köylüler hastayı kasabaya doktora getirmişler. Doktor hastaya fitil vermiş ve:
- "Köye döndüğünüz gibi hastaya bunu аnаl yoldan verin" demiş.
Köylüler:
- "Tamam doktor bey" deyip köye gelmişler. Köyde birbirlerine:
- "Аnаl yol ne demek?" diye sormuşlar. Fakat kimse bilememiş. Bu nedenle hastaya bir türlü ilacı verememişler. Hastanın durumu da gitgide kötüleşmeye başlamış. Bunun üzerine köylüler, doktora telefon etmeye karar vermişler. Muhtar doktora telefon edip:
- "Doktor bey, cahilliğimize verin, biz bunu ne yapacağımızı anlamadık." demiş.
Doktor:
- "Anüsten verin." demiş. Muhtar:
- "Tamam doktor bey" deyip telefonu kapatmış ve köylülere dönüp:
- "Doktor anüsten verin dedi" demiş.
Köylüler yine birbirlerine:
- "Anüs nedir?" diye sormuşlar fakat yine kimse bilememiş. Köylüler tekrar:
- "Doktoru arayıp öğrenelim" demişler. Muhtar, doktoru arayıp:
- "Kusura bakma doktor bey, biz yine ne yapacağımızı bilemedik." demiş.
Karşıdan doktor bir şeyler söylemiş. Muhtar köylülere dönmüş:
- "Doktor, makattan verin dedi" demiş.
Köylüler yine birbirlerine:
- "Makat nedir?" diye sormuşlar ama makat ne bilen yok. Hasta da gitti gidecek, ateşler içinde kıvranıyor. son çare, doktoru bir kez daha aramaya karar vermişler. Yine muhtar, telefonun başına geçmiş. Ama bir yandan da:
- "Arayıp duruyoruz ama, doktor çok kızacak" diye söylenmeye başlamış. Sonunda telefonu açmış ve durumu anlatmış. Doktor yine bir şeyler söylemiş.
Telefonu kapatan muhtar, yüzü kızarmış olarak köylülere dönmüş:
- "Ben size doktor kızacak demiştim, götüne sokun dedi."
Adamın biri doktora gitmiş:
- "Doktor, benim şeyim acayip uzun, 25 inch kadar. Yani ne yapsam olmuyor, derdime bir çare" demiş. Doktor:
- "Valla kardeş, ben buna bir şey yapamam ama bizim mahallenin bir büyücüsü var, istersen seni oraya göndereyim" demiş. Adam:
- "Tamam abi, büyüksün, öyle olsun" demiş, ve büyücüye gitmiş. Büyücü, adamın durumuna bakmış bakmış:
- "Oğlum, sen en iyisi giт, ormanda bir çeşmenin başında oturan sihirli kurbağayı bul, ona evlenme teklif et, kurbağa teklifini her reddedişinde 5 inch kısalır" demiş. Adam, hemen hoplaya zıplaya girmiş ormana, bakmış bir çeşme, bir de söz konusu kurbağa. Hemen kurbağanın yanına koşmuş:
- "Kurbağa kardeş selam. Benimle evlenir misin?" Kurbağa bizimkini bastan aşağı şöyle bir süzmüş:
- "Hayır" demiş. Adam bir bakmış şeyi 5 inch kısalmış. Adam:
- "Dur lan şunu bir daha yapayım." diye düşünmüş ve:
- "Kurbağa kardeş, benimle evlenir misin?" demiş. Kurbağa yine:
- "Hayır" demiş. Bir 5 inch daha gitmiş. Adam sevinmiş ve:
- "Yav iyi hoş da 15 inch yine de fazla, halbuki 10 inch olsa hem ben hoşnut kalırım, hem de tüm hanımlara uyar" diye düşünmüş. Kurbağaya tekrar sormuş:
- "Kurbağa kardeş, benimle evlenir misin?" Kurbağa adama bakmış:
- "Yav kardeşim sen laftan anlamaz mısın? Hayır Hayır Hayır!"