+18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
Bıçkın delikanlının biri... Berber dükkanından içeriye kafasını uzatmış, o sırada müşterisinin saçını kesmekte olan berbere;
- Usta, demiş, tıraş olacağım, sırada bekleyen var mi acaba?
Usta, başını kaldırmış,eliyle 2 işaretini yapmış:
- İki kişi var. İki saat sonra gelirsen yaparım tıraşını. Delikanlı, - Tamam, oldu ustam, demiş ama gidiş o gidiş... İki gün ortalıkta yok. İki gün sonra ayni berberin kapısında görünmüş:
- Usta, tıraş olacağım, sırada bekleyen var mı?
Bu kez, 3 işareti yapmış usta...
- Üç kişi var. Üç saat sonra gel.
- Tamam, oldu ustacığım, demiş delikanlı ama gidiş yine o gidiş.
Üç gün sonra yine kapıda... Delikanlının, iki - üç günde bir kapısına gelip aynı soruyu sorduğunu ama hiçbir zaman saç kestirmeye gelmediğini gören usta, sonunda fena halde meraklanmaya başlamış:
- Bu delikanlı deli mi divane mi? Neden böyle yapıyor? Ve tamam usta, dedikten sonra nereye gidiyor?
Yine bir gün, aynı diyaloğun ardından, yanındaki çırağa seslenmiş:
- Oğlum, demiş, çaktırmadan takip et şu herifi bakalım. Buradan ayrılınca nereye gidiyor?
Çırak yarım saat sonra kapıdan girerken, usta merakla sormuş:
- Adamı takip ettin mi?
- Ettim usta.
- Nereye gitti peki?
- Sizin eve usta!
Fadime kızını evermiş, düğünden sonra bir hafta geçmiş ses yok -Ula ha punlarin sesi soluğu cikmiy ? Pen pugun bi dolanacagum demiş ; kadın yeni evlilerin kapısını çalmış... Kızı kapıyı açmış ki ne görsün kadın, kız çırılçıplak:
- Uyyyy ha pu nedur usagum? Ayuptur da! Kızı:
- Aaaa ne kadar geri kafalısın anne, bu aşk elbisesi.. Kadın töbe töbe diye içeri seğirtecek olmuş bakmış damat geliyor:
- Ooo anne hoş geldin? Kadın yüzünü gözünü nereye kaçıracağını bilmiyor, çünkü damat da anadan uryan..
- Pu ne rezulluk diyecek olmuş , Damat hemen:
- Aaaa ne kadar geri kafalısın anne bu aşk elbisesi demiş Çaresiz Fadime bir koşuda almış soluğu evde. Almış Fadime’yi bir düşünce. Acaba demiş, gerçekten ben geri kafalı mıyım. Sonra yatmış aklına. Üstünde başında ne varsa soyunup dökünmüş. Başlamış evde çıplak dolaşmaya. Akşamüstü kapı çalınmış, Fadime bakmış ki camdan Temel, saçını başını düzeltmiş, açmış kapıyı. Fadime yi bu halde gören Temelin gözler yerinden fırlamış:
- Ula nedur, gafayi mi yedun da?
- Hih demis Fadime Temele, ne gadar geri gafalusun, ha bu aşk elbisesidur, Temel:
- A bari utuleseydun oni.......
Hasan Ağa'nın üç oğlu bi de kız varmış. En küçük oğlu kara, kurunun sıska, kısa boylu bi şeymiş. Adı da Muço. Hasan Ağa bir gün kahveye oturmuş ama çok neşeli. kahveci merak etmiş. Ya Hasan Ağa bu gün pek neşelisin?
Hasan Ağa; sorma gardaş demiş. Benim büyük oğlam varya. Eeeee. Dün akşam bi sarşın getirdi afet. Ben miktiiim, büyük oğlan miktiii, ortanca oğlan miktiiii. (Eliyle yere doğru işaret ederek) Muço var ya Muço, Muço bile mikti. Aradan günler geçmiş, Hasan ağa yine kahvede neşeli. Kahveci sormuş; Ağa bu gün pek neşelisin? Hasan Ağa; sorma gardaş demiş. Benim ortanca oğlan varya. Eeeee. Dün akşam bi sarşın getirdi afet. Ben miktiiim, büyük oğlan miktiii, ortanca oğlan miktiiii. (Eliyle yere doğru işaret ederek) Muço var ya Muço, Muço bile mikti. Aradan yine günler geçmiş, Hasan ağa yine kahvede yalnız bu sefer suratından düşen bin parça. Kahveci sormuş; Ağa ne oldu hayırdır? Hasan Ağa; sorma gardaş demiş. Benim kız varya. Eeeee. Dün damat getirdi. Beni miktiii, büyük oğlanı miktiii, ortanca oğlanı miktiiii. (Eliyle tere doğru işaret ederek) Muço var ya Muço... Muço öldü.