Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
Karinca yaz boyunca calisirken agustos bocegi saz calmis. tabi kis gelmis, karinca sicacik evinde afiyet icinde yasiyorken bir gun kapisi calmis. bakmis agustos bocegi. tamam demis, yaz boyunca saz caldin simdi ac kaldin ve benden yemek istemeye geldin degil mi? saz calacagina biraz calismis olsaydin boyle ac kalmazdin demis. agustos bocegi de "yo. yanlis anladin demis. biz yaz boyunca saz calinca, ayiptir soylemesi biraz para yaptik da demis. hatta meshur da oldum, simdi avrupa turnesine cikiyorum. belki oralardan istedigin birseyler vardir, diye sormaya geldim" demis. karinca bir bakmis agustos boceginin hic oyle ac bir hali yok. uzerinde bir kurk var, arkada da kocaman bir limuzin, onunde soforu ile onu bekliyor. "yok, bir sey istemiyorum" demis. "ama fransaya ugrayacaksin degil mi?" diye sormus. agustos bocegi de "evet"demis. "iyi o zaman" demis, karinca "parise gidince orada la fontaine diye bir ipne var, onun yuzune bir tukur benim icin, oldu mu?"
Adamın biri yaklaşan seçimlerde milletvekilliğine aday olmak için bir partiye başvurur. Partiden gelen yazıda kendisini daha iyi tanıyabilmek için partinin başkanının evine yemeğe geleceği bildirilir. Adam hemen hazırlıklara başlar. Evdeki papağanınada tembihlemeyi ihmal etmez,akşama partinin genel başkanı misafirim bizim partiyi biraz öv der.
Neyse akşam yemeğe oturulur . Yemekler yenir söz siyasete gelir,işler yolundadır,lakin geveze papağan başlar rakip partiden övgü ile söz etmeye sizin parti dandik falanca parti iyi sizden daha iyi falan. Bakarki genel başkan adamın papağanı rakip partiyi övüyor kusura bakmayın der,papağanınız bile diğer partiyi övüyor onun için sizi aday gösteremeyiz der çıkar gider. Adam kızgınlığından yakalar papağanı doğru bahçedeki tavuk kümesine tavukların arasına atar. Sabah olur. Kümeste bir horoz olanca gücünle öter,kümesin kapısını açar ve sırayla bütün tavukları halleder,kümeste tavuk kaldımı diye eğilir içeri bakar,birde ne görsün tavuğa benzer kırmızılı yeşilli rengarenk bir şey kafasını uzatmış kendisine bakıyor,gel gel der geç bakalım sıraya,papağan şöyle bir silkinir,ulan yavşak der biz buraya orospuluktan gelmedik siyasetten geldik der......
Amerikalı bir antikacının yolu Türkiye'ye düşmüş, hayvan pazarının birinde geziyormuş. Birden, önünde ihtiyarca bir adamın durduğu, zayıf mı zayıf, hasta bir eşek görmüş; ancak dikkatini çeken, bu zavallı eşeğin üzerinde gördüğü, oldukça eski ve son derece değerli semermiş.
Antika kültürü olmayan bu zavall ihtiyardan semeri son derece ucuza satın alabileceğini düşünerek pazarlığa başlamış. Sıkı bir pazarlıktan sonra, eşeği normal fiyatinin 4-5 katına satın almak üzere anlaşmış milyonlarca dolar değerinde semeri, 4-5 eşek parasına aldığı için sevinmeye tam başlamışken, ihtiyar oradaki bir çocuğa seslenmiş:
- "Oğlum, kalk da ahırdan yeni bir semer getir beyefendi için, bu eski semerle göndermeyelim onu!"
Amerikalı tutuşmuş haliyle:
- "Benim için sorun degil, zahmet etmeyin..." filan derken bayağı bir dil dökmüş. En son bizim ihtiyar dayanamamış:
- "Boşuna uğraşma beyim, biz o semerle çok eşekler sattık!"
Bir gün aslann birinin canı çok sıkılmış,şöyle bir ormanı gezeyim tebamla eğleneyim biraz demiş... Ormanda gezerken bir devekuşu görmüş,yakalamış devekuşunu boynundan öteki pençesiyle de "Şak, Şak, Şak" diye üç tokat atmış hayvana,
"Söyle LAN!"demiş "Kim bu ormanın kralı?", devekuşu ürkekce
"Sensin aslan abiyyy"demiş,"Tabi lan benim" demiş aslan ve
"Şak, Şak, Şak" diye üç tokat daha atıp firlatmış hayvanı.
Derken aslanın karşısına bi kurt çıkmış, tutmuş kurdu boynundan;
"Şak, Şak, Şak" diye atmış tokadı, "Söyle lan" demiş "kim bu ormanın kralı",kurt da ürkek
"Sensin aslan abi" demiş, Aslan da
"Tabi lan benim" demiş,
"Şak, Şak, Şak" diye üç tokat daha atmış fırlatmış bi kenara. Derken bu defa aslanın karşısına bi fil çıkmış, tam tırsık tırsık kenardan sıyırtcağı sırada kurtla devekuşu gelip -sen bu ormanın kralı değil misin aslan abi? koş yakala su hayvanı demişler. Bu gazı yiyen aslan koşmus tutmuş fili "Şak, Şak, Şak" diye patlatmış tokadı ve hemen sormuş "Söyle lan; kim bu ormanın kralı?"... Filin kafası bir atmış, tutmuş hortumuyla bunu "Pat, Pat, Pat" diye üç kere yere carptırıp firlatmış atmış... Aslan yerden zorlukla kalkıp elleriyle üstünü silkerken file dönmüş ve şöyle demiş.
- Bilmiyosan bilmiyom de kardeşim....
Bir tavşan ormanda koşarken esrar sатаn bir zürafayı görür ve ona:
- Dostum zürafa, içme bunu, sağlığına zararlı, koşalım form tutalım der ve başlar zürafayla birlikte koşmaya.
Biraz sonra kokain çekmeye hazırlanan bir fili görürler ve ona da:
- Arkadaşım fil, kokaini bırak, gel bizimle koş, beraber form tutalım, diyerek ikna eder.
Biraz koştuktan sonra kendine eroin enjekte etmeye hazırlanan aslanı görürler. Tavşan:
- Sevgili aslan kardeş, batırma kendine bunu, gel bizimle koş, sana da iyi gelir, der.
Aslan yaklaşır tavşana ve yumruğunu indirir tavşanın suratına. Diğerleri şaşkın bir şekilde:
- Neden yaptın bunu, oysa iyiliğimizi istiyordu tavşan, derler. Aslan:
- Bu salak her еxтасy aldığında ormanda bizi deli gibi koşturuyor, der.
Bir gün bir ormana maliyeciler gelir. Bunu gören tilki koşarak ormandan kaçmaya başlar. Koşarken, yolda kaplumbağa ile karşılaşır. Kaplumbağa tilkinin acelesini görünce merakla sorar:
─ Hayrola tilki kardeş ne bu acelen, nereye gidiyorsun?
Tilki cevap verir:
─ Ormana maliyeciler gelmiş duymadın mı? Onlardan kaçıyorum.
Kaplumbağa tekrar sorar:
─ İyi ama maliyecilerin seninle ne ilgisi var?
Tilki tekrar cevap verir:
─ Olmaz olur mu, bende kürk, hanımda kürk, çocukta kürk.
Bunu duyan kaplumbağa ormanı terk etmek için koşmaya başlar. O sırada koşarak giden kaplumbağayı gören leylek sorar:
─ Hayrola kaplumbağa kardeş ne bu acelen, nereye gidiyorsun?
Kaplumbağa cevap verir:
─ Ormana maliyeciler gelmiş duymadın mı? Onlardan kaçıyorum.
Leylek tekrar sorar:
─ İyi ama maliyecilerin seninle ne ilgisi var?
Kaplumbağa tekrar cevap verir:
─ Olmaz olur mu! Bende ev, hanımda ev, çocukta ev.
Bunu duyan leylek ormanı terk etmek için koşmaya başlar. Maymun leyleği görür ve sorar:
─ Hayrola leylek kardeş ne bu acelen, nereye gidiyorsun?
Leylek cevap verir:
─ Ormana maliyeciler gelmiş duymadın mı? Onlardan kaçıyorum.
Maymun tekrar sorar:
─ İyi ama maliyecilerin seninle ne ilgisi var?
Leylek tekrar cevap verir:
─ Olmaz olur mu! Bende yazlık, hanımda yazlık, çocukta yazlık.
Bunu duyan maymun paniğe kapılır ve ormanı terk etmek için koşmaya başlar. Bir müddet sonra yavaşlar ve kendi kendine şöyle der:
─ Ya ben niye koşuyorum ki! Benim kıçım açıkta, hanımın kıçı açıkta, çocuğun kıçı açıkta. Maliyeciler beni ne yapsın ?