Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
Çiftçi tavuklari için hiç yorulmayan bir horoz almak için pazara gider.
Pazarci : istediginiz herseyi bu horoz yapar, diye azgin mi azgin bir horoz satar bizim çiftçiye. adam çiftlige döner ve horozu kümese koyar koymaz tüyler uçusur, gidaklama sesleri, feryat figan, çiftçi çok memnundur. ama horoz сок azgindir, sadece kumesi degil, çiflikteki hayvanlar, atlar, koyunlar, inekler vs. vs. adam memnundur ama bir yandan da endiselenir, horoz iki günde ölecek diye. horozu tutmaya çalisir ama nafile. neyse der eve girer.
Ertesi gün bir bakar ki, horoz ayaklar havada, dili disarda kümesin önünde pestil vaziyette yatiyor ve hatta tepesinde bir akbaba uçusuyor.
Çiftçi kendi kendine : ehh iste sana dedim geberecen diye, seklinde söylenir.
Horoz, bir gözünü hafif açarak çiftçiye kisik sesle homurdanir;
- Hissst! akbabayi kaçirican sus!
Karinca yaz boyunca calisirken agustos bocegi saz calmis. tabi kis gelmis, karinca sicacik evinde afiyet icinde yasiyorken bir gun kapisi calmis. bakmis agustos bocegi. tamam demis, yaz boyunca saz caldin simdi ac kaldin ve benden yemek istemeye geldin degil mi? saz calacagina biraz calismis olsaydin boyle ac kalmazdin demis. agustos bocegi de "yo. yanlis anladin demis. biz yaz boyunca saz calinca, ayiptir soylemesi biraz para yaptik da demis. hatta meshur da oldum, simdi avrupa turnesine cikiyorum. belki oralardan istedigin birseyler vardir, diye sormaya geldim" demis. karinca bir bakmis agustos boceginin hic oyle ac bir hali yok. uzerinde bir kurk var, arkada da kocaman bir limuzin, onunde soforu ile onu bekliyor. "yok, bir sey istemiyorum" demis. "ama fransaya ugrayacaksin degil mi?" diye sormus. agustos bocegi de "evet"demis. "iyi o zaman" demis, karinca "parise gidince orada la fontaine diye bir ipne var, onun yuzune bir tukur benim icin, oldu mu?"
Çok karizmatik ve yakışıklı bir adam yanında bir deve kuşuyla bara girmiş, herkes şaşkın falan öyle adama bakıyorlar, adam bara yanaşmış:
- Barmen bana bir viski, ona da büyük bir bardak su... Barmen talepleri yerine getirmiş, bir tek, iki tek, saatler ilerlemiş, adam:
- Hesap lütfen, demiş. Barmen hesap pusulasını uzatmış, adam elini cebine atmış,Parayı çıkartmış, tam hesapla aynı.... Ertesi gece adamımız geri gelmiş, yanında tabii devekuşu da var, - Barmen bana bir viski, ona da büyük bir bardak su... Barmen istediklerini vermiş, bir tek iki tek, saat geç olmuş, adam hesabı istemiş, barmen hesabı göstermiş, adamımız elini cebine atmış, çıkartmış, tam hesap miktarı.... barmen şaşkın ama nafile.... birkaç gece sonra adamımız deve kuşuyla beraber geri gelmiş, barmenin içi içini yiyor... adam:
- Bana bir viski, ona da su ver.. Barmen emre amade, yerine getirmiş, gece ilerlemiş, adamımız hesabı istemiş, barmen bol küsuratlı saçma sapan bir miktarı hesap olarak adama vermiş, adam elini cebine atmış, çıkartmış, yine tam hesap, barmen oynatmak üzere, dayanamamış:
- Beyefendi bir süredir barımıza gelip gidiyorsunuz, kusura bakmayın ama bir şey sormak istiyorum, yoksa kafayı yiycem;
Her gece cebinizden çıkan para hesapla kuruşu kuruşuna,küsuratıyla aynı oluyor, bunu nasıl başarıyorsunuz?
Adamımız gülümsemiş:
- Bir gün karşıma bir cin çıktı, üç dileğimi sordu;ilk olarak karizmatik ve yakışıklı bir tipim olmasını istedim, 2. dileğimde ne almak istersem isteyeyim elimi cebime attığımda parası aynen cebimden çıksın istedim, barmen:
- Peki kızmayın ama bu kuş ne iş?
Adamımız:
- Onu hiç sorma, son dileğim; beni hiç bırakmayacak uzun bacaklı bir piliçti, yanlış anladı şerefsiz....!!!
Adamın biri yaklaşan seçimlerde milletvekilliğine aday olmak için bir partiye başvurur. Partiden gelen yazıda kendisini daha iyi tanıyabilmek için partinin başkanının evine yemeğe geleceği bildirilir. Adam hemen hazırlıklara başlar. Evdeki papağanınada tembihlemeyi ihmal etmez,akşama partinin genel başkanı misafirim bizim partiyi biraz öv der.
Neyse akşam yemeğe oturulur . Yemekler yenir söz siyasete gelir,işler yolundadır,lakin geveze papağan başlar rakip partiden övgü ile söz etmeye sizin parti dandik falanca parti iyi sizden daha iyi falan. Bakarki genel başkan adamın papağanı rakip partiyi övüyor kusura bakmayın der,papağanınız bile diğer partiyi övüyor onun için sizi aday gösteremeyiz der çıkar gider. Adam kızgınlığından yakalar papağanı doğru bahçedeki tavuk kümesine tavukların arasına atar. Sabah olur. Kümeste bir horoz olanca gücünle öter,kümesin kapısını açar ve sırayla bütün tavukları halleder,kümeste tavuk kaldımı diye eğilir içeri bakar,birde ne görsün tavuğa benzer kırmızılı yeşilli rengarenk bir şey kafasını uzatmış kendisine bakıyor,gel gel der geç bakalım sıraya,papağan şöyle bir silkinir,ulan yavşak der biz buraya orospuluktan gelmedik siyasetten geldik der......