Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
Lüks bir semtteki kuşçu dükkanına giren müşteri güzel bir papağan almak istediğini söylemişti. Dükkan sahibi, müşterisini papağanların olduğu bölüme götürdü. İçerde birbirinden güzel birçok papağan vardı.
Adam gözüne kestirdiği bir papağanın yanına yaklaşıp "Bu kaç para" diye dükkan sahibine sordu. Kuşçu "1000 dolar" deyince adam "Nedir bunun özelliği ?" diye sordu. Kuşçu :
- Efendim bu hayvan kendi türünün en güzel örneğidir, ayrıca Türkçe ve İngilizce konuşur, diyerek papağanın özelliklerini saydı. Bu arada müşterinin gözüne daha güzel, rengarenk ve çok canlı renkleri olan başka bir papağan çarptı. Hemen onun yanına gidip kuşçuya "Bu kaça" dedi. Kuşçu :
- 1500 dolar efendim, buda kendi türünün en güzel örneğidir, ayrıca Türkçe, İngilizce, Almanca konuşur, diyerek müşteriye bilgi verdi. Müşteri tam bu papağanı almaya karar verdiği sırada, dükkanın en arka köşesinde tek başına kendi halinde duran, tüyleri yer yer dökülmüş kalan tüylerinin rengi ise siyah, beyaz, gri karışımı, tavukla karga arası ne olduğu belirsiz ucube gibi bir yaratık görmüştü. Gırgır olsun diye onun yanına gidip dükkan sahibine - Ya bu kuş kaç para ? diye sordu. Kuşçu - Onbin dolar diye cevaplayınca adam şaşırdı ve - Yok ya peki kaç dil konuşuyor bu hayvan ? diye merakla sordu. Kuşçu "Bu hiç konuşmaz efendim" deyince adam büsbütün şaşırdı :
- Sen benimle dalgamı geçiyorsun kardeşim, o kadar güzel papağanlar var en iyisi 1500 dolar, sen bu kuşa bile benzemeyen hemde hiç konuşmayan bir hayvana 10.000 dolar diyorsun nedir bunun özelliği diyince kuşçu gülümseyerek :
- Valla bende bilmiyorum beyefendi, ama öbür papağanların hepsi de buna hocam diyor.
Aslan ile kurt arkadaş olmuşlar... Açlıktan kıvrandıkları bir gün, ovada otlayan bir at görmüşler. Tepenin üstünde atı seyreden aslan, kurda dönüp sıra ile sormuş:
- Gözlerim kızardı mı?- Evet, demiş kurt.- Kuyruğum dikildi mi?- Evet...- Tüylerim diken diken oldu mu?.. Kurt, yine;
"Evet"
Deyince aslan yıldırım gibi ata saldırmış ve yere devirmiş... İki arkadaş, kendilerine güzel bir ziyafet çekmiş. Bir zaman sonra aynı kurt tilkiyle dolaşmaya çıkmış. Karınları iyice acıkmış. Tam o sırada ovada otlayan bir at görmüşler ve kurdun aklına önceki olay gelip, tilkiye sormuş:
- Gözlerim kızardı mı?..- Yooo, demiş tilki.- Kuyruğum dikildi mi?- Hayır!- Peki tüylerim diken diken oldu mu?..- Olmadı, diyerek gördüğü gerçeği söylemiş tilki... Ama duyduklarına bozulmuş olan kurt;- Evet, desene!.. diye kükremiş. Tilki bakmış ki pabuç pahalı... Çaresiz;- Evet...
Evet, evet, demiş. Marifetin, tilkiden duyacağı "evet"lerde olduğunu sanan kurt bir hışımla atın üzerine saldırmış... Saldırmış saldırmasına da, ömrünün en sıkı ve en güçlü çiftesini yemiş!.. Tilki, cansız bir halde ve pestil gibi önüne yığılmış olan kurdun başında ona uzun uzun bakmış ve demiş ki:
- Hah işte. Şimdi gözlerin kızardı, kuyruğun dikildi ve tüylerin diken diken oldu!..
Yahyalı’ya Adanalı bir ilköğretim müfettişi geldi ve kısa zamanda ahbap olduk. Kendisine köylere gittiğinde genç öğretmenlere yük olmamasını, onların imkanlarının kıt olduğunu anlattım. Çevreyi iyi bildiğim için falan köye gidince falan kişiye selam söyle, onda misafir ol, falan köyün muhtarının hali vakti iyidir, onda kal gibi notlar verdim. Dikme köyüne varınca da Ateş Ağa’da misafir ol, fakat o çok nüktedandır, dikkat et, bir laf söyler altından kalkamazsın, dedim. Günlerden bir gün müfettiş, Ateş Ağa’ya misafir olmuş. Çok iyi ağırlamışlar, ertesi gün ahırdan atını eşeğini çıkartmış, hazırlamış, müfettişi ata bindirmiş, kendisi de eşeğe binmiş, öbür köye kadar götürüyormuş. İki günden beri hiç de o anlattığım gibi nüktedan bir adam olarak göremediği Ateş Ağayı müfettiş yavaş yavaş yoklamaya başlamış:
- Ateş Ağa, maşallah senin Karakaçan çok hızlı, ateş gibi yürüyor, demiş. - Evet beyefendi iyi yürür, demiş. Beklediği cevabı bulamayan müfettiş, biraz sonra Ateş Ağanın eşeği yerde gördüğü tütün paketinin kağıdını eğilip koklayınca, Müfettiş yine söz açmış:
- Ateş Ağa, senin Karakaçan okuma da biliyor herhalde, demiş. Artık sabrı tükenen Ateş Ağa:
- Evet bilir beyefendi. Biraz daha okusa müfettiş olacaktı zaten, demiş.