Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde:
- Sen evleneli neredeyse bir sene oldu, ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız? diye sorarlar.
Hayır, diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder:
- Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın günü iyi geçmemiş ve havası yerinde değil.
Hiç ekmek, yemek sormadan usulca mutfağa süzülür, aceleyle birkaç lokma atıştırır ve ortalıktan toz olurum. Olur ya bazen de benim asabım bozuk olur. O zaman fesin püskülünü her zamankinin aksine soldan sarkıtırım.
O da bunu görür, asabi olduğumu anlar ve hiç sesini çıkarmaz, hemen yemeğimi, çayımı hazır eder. Etrafımda pervane gibi döner. Bu nedenle biz hiç kavga etmeyiz.
Dinleyenlerden biri:
- Peki birader, kapı açıldı, yenge eteğin ucunu belinde toplamış, sen de fesin püskülünü soldan sarkıtmışsın. İki taraf da asabi, o zaman ne olacak? diye sormuş.
Ötekiler de Hah! Şimdi ne olacak? demiş.
Genç gülümsemiş;
- Bundan kolay ne var, fesin püskülünü hafif bir fiskeyle soldan sağa atarım, demiş
Çiftçi dursun’un oğlu temel, sebze dolu kamyonetiyle giderken kaza yapmış…
Kamyonet ters dönmüş, bütün sebzeler yerlere yayılmış…
Temel kamyoneti nasıl çevireceğini düşünürken, civardaki evlerden olayı gören bir yaşlı adam seslenmiş:
- Evladım yazık bu güneşin altında daha fazla yorulma, gel sana yiyecek birşeyler ikram edeyim…
Temel:
- Sağolun rahatsız etmeyeyim demiş, hem babam kızar…
Adam ısrar etmiş:
- Ooo hadi, gel iki lokma bir şeyler ye ki gücünü topla… hadi gel…
Temel :
- Peki tamam, ama inan ki babam çok kızacak, demiş ve gitmiş…
Adam temel’in karnını bir güzel doyurmuş… sonra temel birkaç saat uzanıp dinlenmiş…
Derken gitme vakti gelmiş ve adama, çok teşekkür ederim, karnım doydu, dinlendim… şimdi çok daha iyiyim… ama babam gerçekten bana çok kızacak, demiş…
Adam ona gülümsemiş:
- Yapmaa, birkaç saat geç döndün diye kızacak ne var?… hem sahi, baban nerede?…
Temel cevap vermiş:
- Kamyonetin altında…