Home
Tüm Kategoriler
Popular
Komik Resimler
En İyi Fıkralar
En son şakalar
Nasrettin Hoca Fıkraları
+18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
Asker fıkraları
Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
Bayburt Fıkraları
Bektaşi Fıkraları
Belaltı Fıkraları
Büyük Fıkraları
Cimri Fıkraları
Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
Çorum Fıkraları
Deli Fıkraları
Dini Fıkralar
Doktor Fıkraları
Dursun Fıkraları
Duvar Yazıları
Elazığ Fıkraları
Erkek Fıkraları
Erzurum Fıkraları
Evlilik Fıkraları
Fıkra Gibi Komik Olaylar
Fıkralar - Corona (Covid-19)
Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
İngiliz Alman Türk
Ingiliz-alman-turk-fikralari
Kadın Erkek Fıkraları
Kadın Fıkraları
Kamyon Yazıları
Kapak Edici Fıkralar
Karadeniz Fıkraları
Karı Koca Fıkraları
Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
Kısa Fıkralar
Komik Hikayeler
Komik Şakalar
Komik Sözler
Köylü Fıkraları
Kurban Fıkraları
Mardin Fıkraları
Matematik Fıkraları
Meslek Fıkraları
Mühendis Fıkraları
Nam-ı Kemal Fıkraları
Okul fıkraları
Polisler hakkında fıkralar
Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
Ramazan Fıkraları
Sarhoş Fıkraları
Sarışın fıkraları
Seçim Fıkraları
Sekreter Fıkraları
Şoför Fıkraları
Soğuk Espiriler
Spor Fıkraları
Tarih Fıkraları
Temel Fıkraları
Trakya Fıkraları
Ünlülerden Fıkralar
Вицове за съседи
Neighbours Jokes
Nachbar Witze, Nachbarwitze, N...
Chistes y anécdotas de Vecinos
Анекдоты про Соседей
Blagues de Voisins
Barzellette sui vicini
Αστεία για Γείτονες
Комшиски
Türkçe
Анекдоти Про сусідів, Жарти пр...
Piadas de Vizinhos
Dowcipy i kawały: Sąsiadki
Skämt om grannar
Grappen over buren
Vittigheder om naboer
Vitser om Naboer
Vitsit naapureista
Viccek a Szomszédokról
Glume cu Vecini
Vtipy o Sousedích
Anekdotai apie Kaimynus
Joki par Kaimiņiem
Vicevi o Susjedima
My Jokes
Edit Profile
Logout
En son şakalar
Komşu Fıkraları
Komşu Fıkraları
Add a joke
En son şakalar
En İyi Fıkralar
Günün birinde komşu köyden Ahmet adında biri elinde hediye bir tavukla çıkagelir ve o akşam Hocanın evinde misafir olur. Bir hafta sonra Ahmet'in arkadaşı olduğunu söyleyen bir başka kişi yine gelir ve Hoca onu da evinde bir gece en güzel şekilde ağırlar. Bir zaman sonra Ahmet'in arkadaşının arkadaşı olduğunu söyleyen biri daha gelir, Hoca onu da sofraya oturtur ve önüne bir kase sıcak su koyar. Bu işe şaşan adama Hoca tebessümle:
- "Bu Ahmet'in tavuğunun suyunun suyu" der.
Ekmek ve Kar
Kahvede bir masa sohbetinde yeni yemekler bulma fikri ortaya atıldı. Hoca bunu sonuna kadar dikkatlice dinledi ve gayri ihtiyari:
- "Ben de bir defa kar ile ekmek yemeğini hazırlamıştım, ama o benim bile hoşuma gitmedi", demiş.
0
0
4
Nasreddin Hoca?nın çocukluğunda annesi komşuya soğan istemeye gönderir. Nasreddin komşunun kapısına gelince içeriden gelen konuşmaları duyar. Kapıyı çaldığı anda konuşmalar kesilir. Biraz bekler, fakat kapıyı açan olmaz. İkinci defa daha kuvvetlice çalar. İçerden kulağına gülüşme sesleri gelir. Bu duruma canı sıkılır. Evine döner. Annesine, komşu gezmeye gitmiş, der. Akşam yemeğinde soğansız, lezzetsiz çorbayı içerler.
Aradan birkaç gün geçer. Nasreddin?in evde yalnız olduğu bir gün kapı çalınır. Nasreddin kapıyı açar. Gelen komşunun oğludur.
Komşunun oğlu: ? Arkadaşım nasılsın? Evde yemek pişiriyorlar. Aksilik bu ya tuz kalmamış.
Tuz istemeye geldim ? demiş.
Nasreddin: ? Geçen günlerde size soğan istemeye gelmiştim. Kapıyı bile açmadınız. Üstelik
Bir de gülüyordunuz. En çok da senin sesin duyuluyordu. Biz o akşam çorbaya sizin
Gülüşlerinizi doğradık. Pek lezzetli oldu. Şimdi sen benden tuz isteme. Tuzun yerine şu
Kahkahaları yemeğe karıştırın. Tadı tuzu yerine gelir ? der ve hah hah ha diye güler.
0
0
4
Hoca yer altında bir ahır yapmak hevesine kapılmış. Toprağı kaza kaza her şeyden habersiz bir halde komşunun ahırına geçmiş. Bir sürü öküz görünce koşa koşa karısının yanına gitmiş.
- "Hanım, hanım!" diye bağırmış.
- Müjdemi isterim! Eski zamandan kalma bir ahır ve birçok öküz buldum.
0
0
4
Bir gün Nasrettin hoca eşeğini kaybetmiş.
Hem eşeğini arıyor, hem de şükür ediyormuş.
Hocayı işiten bir komşusu sormuş.
- Hocam eşeğin kayboldu, niye şükür ediyorsun ki?
Nasrettin hoca demiş ki;
- Ya eşeğin üstünde ben olsaydım, kayıplara karışsaydım...
0
0
4
Yirmi bir pare top atıldığını duyan Temel bunun sebebini sormuş:
Komşu devlet başkanı geldi de onun için, demişler.
- Şu işe bak,demiş Temel. Bizim zamanımızda tek atışta vururlardı.
0
0
4
Dursun evinden çıktığında birde bakar ki komşusu Temel kendini belinden ağaca asmış halde duruyor. Hemen gidip ipi ağaçtan çözer. Komşusunu ağaçtan indirdikten sonra merakla sorar :
- Ha sen ne yapayudun öyle?
- Hiç kendimi asaydum...
- Ha uşağum, penum pildiğum insan poynundan asılayi.
Temel üzgün ve çaresiz bir halde komşusu Dursun'a baktıktan sonra cevap verir :
- Ben de öyle yapmişudum. Ama ipu poynima pağladığum zaman bi türlü nefes alamayrum.
0
0
4
- Temel bey, dairelerimiz aynı genişliktedir. Sen evi duvar kâğıdıyla kaplattın? Ben de evi dekore edeceğim de. Ne kâdar duvar kağıdı aldın?
- On yedi top aldum.
Komşu da duvar kâğıdını alır, evi kaplatır, ama epeyce de kâğıt elinde kalır.
- Yahu Temel, ben de on yedi top aldım ama, yedi top arttı!
- Eyi, benum da o kadar artmıştı!
0
0
4
Adamın birinin evinde yangın çıkmış. Komşuları yardıma koşmayıp olayı seyretmeye başlayınca iş başa düşmüş. İlk önce oğlunu yangının içerisinden çıkarıp dışarda beklemesini söylemiş. Dalmış tekrar duman ve ateşin içerisine, kızını çıkartmış dışarıya. Sonra karısını, sonra köpeği ve kedisini. Daha sonra dışarı hiçbir şey getirmeden 3 kere daha içeri girmiş çıkmış. Onu seyreden komsularından biri sormuş :
- Niçin yanan eve girip çıkıyorsun. Dışarı hiç bir şey getirmiyorsun?, diye.
- Kayinvalidem içeride!, demiş, adam. Arada bir girip çeviriyorum..!
0
0
4
Günün birinde Nasrettin Hoca komşu köye gitmiş. Köye geldiğinde büyük bir heyecan varmış. Köylüler ona bir tilkinin bir çok tavuğu, kazı, ördeği ve hindiyi yediğini anlatmışlar. Köylüler tilkiyi yakalamış, intikam almak için de hayvanı basit bir şekilde değil, aksine işkence yaparak öldürmek istemişler. Hocaya sormuşlar:
- Hoca, bize öğüt verir misin? Hoca cevap vermiş:
- Evet, tabii arkadaşlar. Siz her şeyi bana bırakın. Köylülerde Hocaya güvenmişler. Hoca paltosunu ve kavuğunu çıkarıp her ikisini de tilkiye giydirmiş. Daha sonra tilkiyi salıvermiş. Köylüler Hocaya sormuşlar:
- Neden böyle yaptın? Hoca cevap vermiş:
- Korkmayın, ahali! Tilkiyi gören herkes onu imam zannedecek. Böylece o birkaç gün aç kalacak.
0
0
4
Komşu kasabaya hamama giden Nasrettin Hocayı tanımayan hamamcı Hocanın sade kıyafetine bakıp pek itibar etmez. Eski bir havluyla pörsümüş bir sabun verir fakat Hoca çıkışta giyimine göre hiç beklenmeyecek şekilde hamamcıya ve çalışanlarının her birinin eline birer altın sayınca hepsi şaşırır. Ertesi hafta yine gelen Hocaya pek itibar ederler, en güzel havlulardan ve parfümlü sabunlardan verirler. Bir güzel yıkarlar, keselerler, masaj yaparlar fakat Hoca çıkışta geçen hafta aldıkları gibi altın geleceği için avucu kaşınarak bekleyen sadece hamamcıya değeri düşük bir bakır para vererek:
- "Geçen hafta verdiğim altınlar bu haftaki ücrettir, bu bakır para ise geçen haftanın" der.
0
0
4
Komşu köyde birinden alacağı olan Hoca ne kadar bastırdıysa da bir türlü parasını alamaz. Tekrar evinin yolunu tutan Hoca oldukça yorulmuş bir o kadar da acıkmıştır. Az sonra bir fırının önüne yaklaşan Hoca yeni pişmiş ekmeklerin kokusunu da duyunca açlığı ikiye katlanmış. Ama işe bak ki kesede tek kuruş yok ekmek almaya. Derken fırına girmiş bir bakmış etrafta kimsecikler yok. Utanarak bir ekmeği aldığı gibi oradan sıvışmış. İleride çökmüş bir ağacın altına ve başlamış yalvarmaya: Ey büyük Allah'ım senin merhametin sonsuzdur, ne kadar aç olduğumu sen daha iyi biliyorsun hata ettim bir günaha girdim, affet beni... Fırıncıya olan borcumu da alacaklı olduğum adamın hesabına ekle.
0
0
4
Bir devirde Nasrettin Hoca büyük bir para sıkıntısına düşmüş. Ne yapsın? Başlamış gece gündüz evinde yüksek sesle dua etmeye:
- "Yarabbim, bana yüz altın ver! Doksan dokuz olursa asla kabul etmem..." Onun durmadan böyle dua ettiğini duyan zengin bir komşusu merak etmiş. Yanına doksan dokuz altın alarak görünmeden Hocanın damına çıkmış. Tam Hoca aynı duayı sayıklarken başlamış bacasından teker teker altınları atmaya. Hoca, bacasından altın yağmaya başladığını görünce, Allah'ın nihayet duasını kabul ettiğine inanarak koşmuş. Başlamış altınları toplamaya... Bir taraftan da sayarmış. Altınların sayısı doksan dokuz olunca:
- "Buna da şükür Allah'ım! Varsın doksan dokuz olsun! Diyerek altınları cebine indirmiş." Bacanın tepesinde bu işin sonunu bekleyen zengin komşu hemen telaşlanmış. Yukarıdan seslenmiş:
- "Hoca! Hoca! Hani altınlar doksan dokuz olursa kabul etmeyecektin! Oldu mu ya!" Hoca pişkin bir tavırla şöyle cevap verir:
- "Doksan dokuz altını veren Allah, elbette birini de verir."
0
0
4
Nasrettin Hoca nın komşusu paraya sıkışmış. Nasrettin Hocaya gidip. Nsarettin Hoca paraya sıkıştım. Bana borç verebilir misin? Demiş. Nasrettin Hoca cevap vermiş:Şu halının altını görüyormusun orda biraz para var onları alıver. demiş. Adam almış. bir kaç yıl geçmiş adam parayı getirmemiş. Yine sıkışmış ve nasrettin hocanın yanına gitmiş. Nasrettin hoca demiş ben yine sıkıştım demiş. Bana borç verebilirmisin demiş. Nasrettin hoca: şu halının altını görüyor musun?
Orda eskiden para vardı ama birisi aldı birdahada getirmedi demiş
0
0
4
Bir gün Nasreddin Hoca komşusunun evinin önünden geçiyormuş. Evin camından içeri bakmış. Komşusu yatağa uzanmış, esneyerek "Allah'ım bana cenneti nasip et." diyormuş. Nasreddin Hoca komşusuna ders vermeye karar vermiş.
Çıkmış komşusunun damına, başlamış gürültü etmeye. Komşusu hemen doğrulmuş:
- Sen de kimsin, demiş.
Nasreddin Hoca:
- Eşeğim kaybolmuş onu arıyorum, demiş.
Komşu:
- Hiç damda eşek aranır mı hocam? Demiş.
Nasreddin Hoca da:
- Sen yatakta cennet ararsan ben de damda eşek ararım, demiş ve komşusuna güzel bir ders vermiş.
0
0
4
Nasrettin hocaya hep derlermişki Hocam sakın kaybolmayın. Hocada tamam kaybolmam dermiş. Bir günde bir yere giderken bir komşusu hocam sakın kaybolmayın. Demiş hocada kaybolmayayım diye beline bir kabak takmış ve yola koyulmuş. hırsızın biri nasrettin hocanın belindeki kabağı sinsice çalmış ama hocanın haberi bile yokmuş.
Hoca evine dönmüş ve çarşıya çıkmış. çarşıda bir adamın belindeki kabağı görmüş hocada. Bir kendi beline bakmış biradamın beline. sonra demişki O ben isem ben kimim
0
0
4
Yine bir gün komşudan biri vefat etmişti. Herkes işi bırakıp cenazeye gitmişti.
O sırada bir adam Nasreddin Hoca'ya yaklaşarak;
- Hocam size sorum olacak, der ve şöyle devam eder:
- Acımız fazla büyük elbette sabretmeli, cenaze götürürken neresinde gitmeli? Hoca:
- Elbette sonu budur her kulun, tabutta bulunma da nerede istersen orada bulun!
0
0
4
Bir gün Nasrettin hoca tarladan eve dönüyormuş. Komşuları telaş içindeymiş. Bir komşusu ona "Hocam ziyafete geliyor musun?" diye sormuş. Hoca "Hay Allah! Ben çalışmaya dalıp ziyafete unutmuşum. Hemen geliyorum".
Hoca Evine gitmiş. Temiz ama biraz eskice bir kıyafet giymiş. Sonra ziyafetin yapılacağı konağa gitmiş. Ziyafeti veren Akşehir'in en zenginlerindenmiş. Hoca içeri girmiş ve yemek çanı duyulmuş. Hizmetçiler hemen ayağa kalkmış ve sofralar hazırlanmış. Fakat kimse Nasrettin Hocaya yerini bile vermemiş o da hemen evine dönmüş.
Geçen bayram aldığı kürkünü giymiş ve konağa dönmüş. Konağın kapısından içeri girdiği andan itibaren heyecan başlamış. Hizmetçiler onu karşılamışlar. Ev sahibi yerinden kalkmış Nasrettin Hocayı oturtmuş.
Önüne yemekler, börekler, pilavlar, baklavalar, limonatalar, şerbetler koyulmuş. Hocaysa sadece kürkünün bir ucunu çorbaya bandırıp bir yandan da:
"Ye kürküm ye" diyormuş. Bunu niçin yaptığını sormuşlar o da "Bu ilgi bana gösterilmedi ki! Kürke gösterildi, yemek de onun hakkı, o yüzden kürküm yesin." demiş.
0
0
4
Bir gün Nasreddin Hocanın komşusuna eşek lazım olmuş. Hocadan isteyeyim demiş ve hocanın kapısını çalmış, hoca kapıyı açmış.
- Ne oldu, demiş. Komşusu;
- Eşeğini alabilir miyim hocam, demiş. Hoca;
- Eşek evde değil, demiş.
Komşusu tam giderken eşek anırmaya başlamış. Komşusu;
- Eşek hani evde değildi, demiş.
Hoca bu durur mu:
- Bana mı inanıyorsun yoksa eşeğe mi, demiş.
0
0
4
Önceki Sayfa
Sonraki Sayfa