Kadın gece uyanıyor ve kocasının yatakta olmadığını görüyor. üzerine sabahlığını atıp, aşağıya iniyor. kocası mutfakta oturmuş, önünde bir fincan kahve, derin düşüncelere dalmış görünüyor. Gözlerinden süzülen iki damla gözyaşını elinin tersi ile silerken, kahvesinden de bir yudum alıyor.
- Hayırdır, gecenin bu saati aşkım? nedir derdin? diyor kadın.
Adam, kahvenin üzerinden ona bakarken;
- Hatırlar mısın aşkım, çıkmaya başladığımızda sen henüz 16 yaşındaydın! ne kadar duygusal, ne kadar şevkat ve sevgi doluydun!
Kadının gözleri doldu;
- Evet tabii ki hatırlıyorum.
Kocasının sözleri gırtlağında düğümleniyordu;
- Hani arabanın arka koltuğunda babana basılmıştık!!
Adam devam etti;
- Ve silahı kafama dayayıp, ‘ya kızımı alırsın, ya da 20 yıl hapislerde çürürsün!!’ dediğini.
Yumuşacık bir sesle ‘hımmm’ dedi kadın..
Adam yanağından bir gözyaşı daha silip, sözlerine devam etti;
- Işte bugün çıkıyor olacaktım!!!
Selam, ben Wanda .
- Selam, bende Slyvia, sen nasıl öldün?
- Donarak öldüm.
…
- Ne kadar… korkunç.
- Yok o kadar kötü değildi, soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve uyku bastı, sonunda huzur dolu bir ölüm.
- Peki sen nasıl öldün?
- Ağır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni aldattığını sandım, onu iş üstünde yakalamak için eve erken geldim, fakat evde tek başına televizyon seyreder halde buldum.
- Sonra ne oldu?
- Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim, bütün evi aramaya başladım. Çatıyı, yatakların altını her yeri aradım fakat bulamadım. Ararken aşırı yorulmuşum, kalp krizi geçirdim ve öldüm.
- Ah be güzelim bir de derin dondurucuya baksaydın, şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık.
Oldukça geniş bir araziye yayılmış 18 delikli bir kulüpte golf oynayan
Adam, kaçıncı delikte olduğunu şaşırmış.. az ilerisinde oynayan bir
Kadın görmüş. ona doğru yürümüş..
‘kaçıncı delikte oynadığımı şaşırdım da’ demiş..
‘ben 7’nci delikte oynuyorum’ demiş kadın. ‘siz benden bir delik geride
Olduğunuza göre, 6’da olmalısınız ..’
Adam teşekkür edip oyununa dönmüş.. bir süre sonra, gene oynadığı yeri
Şaşırmış. kadın az ilerisinde.. ona koşmuş gene.
‘ben 14’üncü delikte oynuyorum’ demiş kadın.. ‘siz benden bir delik
Geride olduğunuza göre, 13’tesiniz ..’
Adam oyununu bitirince kulübün barına gitmiş. bakmış kadın barın ucunda
Oturuyor. yanındaki tabureye oturmuş,
‘teşekkür ederim tekrar’ demiş. ‘size bir içki ısmarlayabilir miyim?..
Laf lafi, laf kapıyı açarken, adam kadına
‘ne iş yaparsınız?’ demiş..
‘ben satış şefiyim’ demis, kadın..
‘ne tesadüf, ben de satış şefiyim’ demiş adam ve sormuş.. ‘ne
Satıyorsunuz?..’
‘söylersem gülersiniz demiş, kadın.. söz vermiş adam gülmeyeceğine..
‘orkid satıyorum ben’ demiş, kadın.. der demez adam öyle bir gülmeye
Baslamış ki, tabureden düşmüş, yerde gülmeye devam etmiş, tepinerek..
Kadın ‘söylemiştim güleceğinizi… siz de söz vermiştiniz , oysa’
Demiş, hafif öfkeli..
‘yok’ demiş adam.. ‘yok.. size gülmüyorum. ben de tuvalet kağıdı
Satıyorum ve sizden hala bir delik gerideyim…
Peder john’un cumartesi gecesi banyo zamanı gelmiş, genç rahibe
Magdalene edwards, yaşlı rahibenin kendisine verdiği talimata uygun olarak banyo suyunu
Ve havluları hazırlamıştı.
Yaşlı rahibe, magdalene’ ye ayrıca, eğer kendine hâkim olabilirse,
Peder john’un çıplak bedenine bakmamasını fakat peder’in kendisine söylediği her şeyi
Yapması ve dua etmesi talimatını da almıştı.
Ertesi sabah, yaşlı rahibe magdalene’ye cumartesi gecesi banyosunun
Nasıl gittiğini sordu.
- "Ahh hemşire, rüyadaymışçasına kurtarıldım" dedi genç rahibe.
- "Kurtarıldın mı? nasıl yani? bu harika şey nasıl oldu ?’ diye sordu yaşlı rahibe.
- "Şey, peder john su dolu küvette yatıyordu. kendisini yıkamamı istedi.
O’nu yıkarken, tanrının cennetin anahtarını sakladığını söylediği, bacaklarının
Arasına doğru elimi itti.
- "Öyle mi yaptı?’ dedi yaşlı rahibe dümdüz bir sesle.
- "Ve peder john, eğer cennetin anahtarı benim kilidime uyarsa,
Cennetin kapılarının bana açılacağını ve kurtuluşumun ve ebedi huzura
Kavuşmamın temin edileceğini söyledi ve sonra peder john cennetin
Anahtarını kilidimin içine soktu."
- "Gerçekten mi ?’ dedi yaşlı rahibe daha da düz ve yavaş bir sesle.
- "Önce korkunç bir acı verdi, fakat peder john kurtuluşa giden yolun
Çoğunlukla ıstırapla dolu olduğunu, ama daha sonra tanrının
Güzelliğinin, içimi müthiş bir coşku ve zevkle dolduracağını söyledi.
Vee öyle oldu… kurtarılmak çok güzel bir duygu."
- "O namussuz şeytan!…. bana onun, cebrail’in borazanı olduğunu
Söyledi.. ve ben…. kırk yıldır, o borazanı üflüyorum!" dedi yaşlı
Rahibe.
Adamın birisi şehirlerarası yolcu taşımacılığında kullanmak üzere Ford minibüs satın alır. İlk sefere çıkacağı gün çok heyecanlıdır. Yolcuları tepelemeye doldurur ve yola çıkar. Fakat minibüsü öyle hızlı kullanmaktadır ki minibüsün en arka koltuğunda oturan 60 yaşlanrında bir ihtiyar amca şoföre :
- “Yavrum biraz yavaş gitsene kaza yapacaksın.” deyince şoför heyecanla,
- “Beybaba, sen Ford minibüsü bilir misin” der.
İhtiyar adam :
- “Hayır, bilmiyorum” deyince şoför.
- “O zaman, otur yerine bir daha işime karışma” der.
Neyse seyahat bu şekilde devam eder. İleride keskin bir virajdan 120 Km hızla dönünce uçuruma yuvarlanmaktan son anda kurtulurlar. Bu arada minibüsteki yolculardan orta sıralarda oturmakta olan orta yaşlı bir kadın:
- “şoför Bey, rica ederim yavaş giт,evde çoluk çocuğumuz bekliyor” deyince.
Şoför kadına:
- “abla sen Ford minibüsü bilir misin?” deyince
Kadın.
- “Hayır, nereden bileyim” der.
Şoför bunun üzerine.
- “O zaman sus, bana müdahale etme” der.
Yola devam ederler. Artık minibüs öyle süratli gitmektedir ki herkesin yüreği ağzında şoförün insafa gelmesini bekler. Şoförün sağında oturan adam dayanamayıp:
- “şoför bey, yavaş gitsene canına mı susadın” deyince
Şoför:
- “Abi sen Ford minibüsü bilir misin?” deyince,
Adam:
- “evet, ulan biliyorum!” der.
Bunun üzerine şoför heyecan içerisinde:
- “iyi o zaman çabuk söyle abi freni nerde bunun ?”