Home
Tüm Kategoriler
Popular
Komik Resimler
En İyi Fıkralar
En son şakalar
Nasrettin Hoca Fıkraları
+18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
Asker fıkraları
Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
Bayburt Fıkraları
Bektaşi Fıkraları
Belaltı Fıkraları
Büyük Fıkraları
Cimri Fıkraları
Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
Çorum Fıkraları
Deli Fıkraları
Dini Fıkralar
Doktor Fıkraları
Dursun Fıkraları
Duvar Yazıları
Elazığ Fıkraları
Erkek Fıkraları
Erzurum Fıkraları
Evlilik Fıkraları
Fıkra Gibi Komik Olaylar
Fıkralar - Corona (Covid-19)
Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
İngiliz Alman Türk
Ingiliz-alman-turk-fikralari
Kadın Erkek Fıkraları
Kadın Fıkraları
Kamyon Yazıları
Kapak Edici Fıkralar
Karadeniz Fıkraları
Karı Koca Fıkraları
Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
Kısa Fıkralar
Komik Hikayeler
Komik Şakalar
Komik Sözler
Köylü Fıkraları
Kurban Fıkraları
Mardin Fıkraları
Matematik Fıkraları
Meslek Fıkraları
Mühendis Fıkraları
Nam-ı Kemal Fıkraları
Okul fıkraları
Polisler hakkında fıkralar
Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
Ramazan Fıkraları
Sarhoş Fıkraları
Sarışın fıkraları
Seçim Fıkraları
Sekreter Fıkraları
Şoför Fıkraları
Soğuk Espiriler
Spor Fıkraları
Tarih Fıkraları
Temel Fıkraları
Trakya Fıkraları
Ünlülerden Fıkralar
Български
English
Deutsch
Español
Русский
Blagues vannes
Italiano
Ελληνικά
Македонски
Türkçe
Українська
Português
Polski
Svenska
Nederlands
Dansk
Norsk
Suomi
Magyar
Româna
Čeština
Lietuvių
Latviešu
Hrvatski
My Jokes
Edit Profile
Logout
En son şakalar
Komik Şakalar
Komik Şakalar
Add a joke
En son şakalar
En İyi Fıkralar
(Gül-i Zar) Gülü sende, seni gülde buluyorum gülüm.
Önce yeşil gözlerin geliyor, gözlerimin önüne, Güllere güzellik veren yeşil yapraklar gibi.
O yeşil gözler bir baktı, Nazarı gönlümü yaktı.
Gülün yeşil yaprağından gelsin diyorum ölüm,
0
0
4
Yaşlı borsacı ile genç borsacı parkta sohbet ederek dolaşıyorlar. Yaşlı, gence Mesleğin püf noktalarını anlatıyor:
- "Bak evladım. Bu meslekte başarılı olmak için sadece fırsatları değerlendirmek yetmez. Zaman zaman fırsatları da senin yaratman gerekir. Bunun için sürekli dikkatli olman gerekir. Uygun bir yorumla hiç umulmadık olaylar bile çok büyük fırsatlara dönüşebilir. Bak mesela şu karşıda gördüğün
0
0
4
Yaşlandıkça Cumartesi sabahlarından daha fazla zevk alıyorum. Belki de bunun sebebi ilk uyanan kişi olmanın getirdiği sessiz yalnızlık ya da işte olmak zorunda olmamanın sağladığı sınırsız mutluluktur. Her iki durumda da, Cumartesi sabahının ilk bir kaç saati en zevk aldığım anlardır. Birkaç hafta önce, bir elimde buharı tüten bir fincan kahve, diğer elimde gazete ile mutfağa doğru gidiyordum. Sıradan bir Cumartesi sabahı ile başlayan gün, hayatın zaman zaman bize verdiği derslerden biri haline geldi. Size
0
0
4
Yeni ameliyat olan biri arkadaşına:
"Sorma, apandist ameliyatı oldum, inanır mısın tam yirmi kilo verdim. " deyince, arkadaşı şaşırarak; " Hadi ya! kırk yıl düşünsem bir apandistin bu kadar ağır olduğu aklıma gelmezdi. "
0
0
4
"Otobüs Ankara'da mola verince yaşlı bir dadaş ihtiyaç giderip otobüse biniyor. Okuma yazma bilmeyen dadaş otobüsten başını uzatıp ‘Dadaşlar hele bakın ki ben bu otobüsün yolcusumuyam'.
Adamın biri tanıdık köylü bir dostuna misafirliğe gidiyor. Köylü ev sahibi izzet-i ikramda bulunuyor. Yemekten sonra misafirin önüne bir kalbur yer elması koyuyor. Bu kadar çok ikramdan mahcup olan misafir:
- Ağa ne zahmet ettin. Bunlara ne lüzum vardır? - Ne zahmeti efendim farzetki musurluğa tökmüsem öküzler yiyir.
Vali Erzurum'un köylerini ziyarete gidiyor. Bir köyde kendisine bolca yumurta kayganası ikram ediliyor. Vali oldukça memnun oluyor ve nezaket icabı şöyle diyor. - Muhtar zahmet etmişsin bu kayganaya gerek yoktu. Ayran yeterdi. - Ne zahmeti Vali beğ. İçine tükürim iki pohli yumurta ne giymeti var afiyet olsin."
0
0
4
"Bir Adamın çok büyük bir tarlası varmış, tarlasıyla övünür, hava atarmış. Ancak bir gün tarlasına geldiğinde onu çok kızdıran bir şey görmüş ki, tarlasının ortasına birisi bir yol yapmış. Oturup beklemeye başlamış ve ilk geleni iyi bir döveceğim demiş. Biraz sonra eşeğin üzerinde bir adam çıka geçmiş, mal sahibi adamı eşekten indirip dövmeye başlamış, eşek bayılana kadar dövmüş, daha sonrada adamı aynı şekilde bayılana kadar dövmüş. Olayı uzaktan seyreden üçüncü bir şahıs sormuş; neden ilk önce eşeği dövdün? adam cevap vermiş "ilk önce adamı dövseydim eşek kaçardı"
0
0
4
Adam en yoğun saatte berbere girip sorar. - "Ne zaman bana sıra gelir?"Berber:
- "Iki saat sonra, "der. Adam çıkar gider. Üç gün sonra aynı adam berbere girip sorar:
- "Ne zaman bana sıra gelir?"Berber:
- "Bir buçuk saat kadar, "der. Adam çıkar gider. Bir hafta sonra yine aynı manzara:
- "Ne zaman bana sıra gelir?"Berber:
- "En az bir saat. "Adam çıkar gider. Son seferinde berber dayanamaz. Adamın ardından çırağını gönderir:
- "Bak bakalım bu herif nereye gidiyor?"Bir süre sonra çırak döner:
- "Adamı izledim usta. "Berber merakla sorar:
- "Ee, nereye gidiyor buradan çıkınca?"Çırak cevap verir:
- "Sizin eve usta!"
0
0
4
1. Gönlünde yer yoksa bana güzelim; farketmez ben ayakta da giderim.
2. Bir sana, bir de sabah uykusuna hastayım.
3. Karayollarında değil, senin kollarında öleyim.
4. Vur kalbime hançeri, yüreğim parçalansın; fazla derine inme, çünkü orda sen varsın.
5. Rampaların ustasıyım, gözlerinin hastasıyım.
0
0
4
"Satılık Köpek Yavruları"
Ilanının hemen altında küçük bir çocuğun başı gözüktü ve çocuk dükkan sahibine sordu:
- "Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?"
Dükkan sahibi:
- "30 dolarla 50 dolar arasında değişiyor fiyatları" dedi.
0
0
4
- "Güvenliğiniz için bir kaç soru sormam gerekiyor."
- "Doğum yeriniz?"
- "Erzurum"
- "Doğum tarihiniz?"
- "23 ocak 1957"
0
0
4
2. Dünya savaşı esnasında İngiltere Başbakanı Churchill konuşma yapmak üzere bir taksiye binerek radyoya gitmektedir. Radyo ya gelince taksiyi durduran Churchill :
- Beni 20-30 dakika bekle tekrar döneceğim. Taksici :
- Malesef efendim. Ben Başbakanı dinlemek üzere eve gideceğim. Taksiçinin bu duyarlılığından dolayı memnun olan Churchill taksiciye 5 sterlin bahşiş verir. Karanlıkta Churchill i tanımayan Taksi şöförü:
- S*kerim Churchill i, emrinizdeyim efendim.
0
0
4
Kapı vurulur ve bir erkek kapıyı açar:
"İyi günler az önce camınız kırıldı ve bunu yapan benim çocuğum lütfen özrümü kabul edin ne kadar masrafı varsa ödemek istiyorum"
Der. Adam:
"Hiç sorun değil çocuğunuz cam kırdı ve içeri giren top değerli bir vazoya çarptı ve o da kırıldı." Kadın daha fazla üzülür ve içeri girdiğinde gerçekten bir vazoyu kırılmış görür. "Çok üzgünüm bunun da masrafını ödemek istiyorum" der. Adam: Hiç önemli değil aslında çok büyük bir iyilik yaptınız bana"
Der. Kadın merakla:
"Ama camınız ve değerli bir vazonuz kırıldı nasıl olur"
Der. Adam:
"Hanımefendi ben bir cinim ve 100 bin yıldır o vazoda hapis kalmıştım. Çocuğunuz sayesinde özgürlüğüme kavuştum dileyin benden ne dilerseniz"
Der. Kadın sevinçle:
"Ayy ne desem güzel bir malikane istiyorum hem de Paris'te."
Adam bir kısa telefon konuşması yapar ve:
"Tamam hanımefendi isteğiniz oldu, dilediğiniz zaman gidebilirsiniz yeni evinize" der. ve "Ya ikinci dileğinizı" diye sorar... "Çok lüks kıyafetler istiyorum"
Adam kısa bir telefon konuşması yapar ve:
"Armani, versace ve dkny'de kıyafetleriniz hazır alabilirsiniz"
Der. ve üçüncü isteği sorar. Kadın:
"En değerli mücevherleri istiyorum"
Der. Adam bir telefon konuşması sonrası:
"Ok, bvulgari ve tiffany'den dilediğiniz mücevherleri alabilirsiniz "
Der. Kadın havalara uçmuştur ve adam:
"Yalnız bende birşey rica etsem sakıncası olur muı"
Diye sorar. Kadın merakla:
"Nedirı" Adam:Biliyorsunuz 100 bin yıldır bu vazodayım. Kaç zamandır bir kadın yüzü görmedim acaba bu gece benimler olur musunuzı" diye sorar. Kadın biraz düşündükten sonra "Neden olmasını"
Der ve sabaha kadar birlikte olurlar. Sabah uyandıklarında adam:
"Güzel hanımefendi acaba kaç yaşındaı"
Diye sorar Kadın:
"32"
Der. Adam da:
"VAY BE BU YAŞTA HALA CINLERE INANIYOR MUSUNUZ?" der ve bu hikaye burada biter.
0
0
4
Oğlan sınıfında bulunan bir kız arkadaşına cep telefonundan mesaj gönderir. Derki; - Aslı kusura bakma. Rahatsız ettim ama sende Murat’ın telefon numarası vardı. Kontörün varsa bana gönderir misin? Kız cevap yazar; - Kusura bakma arkadaşım gönderemem. Kontörüm yok.
0
0
4
O gece arkadaşlarla egleniyorduk bütün ışıkları kapatıp mum ışıgında oturuyorduk mısırlar çerzler bittikten sonra ruh çagırmaya karar verdik çagırmamız biraz zor oldu ama o çoktan gelmişti istedigimiz bütün soruları sorduk ama o bize yazı yazarak cevaplıyordu daha sonra bu ruhlar çogalmaya başladı kovmak istedik ama bize bi şartla dedei birinizin bacagının kılını yakmam gerekir dedi ben zaten gözlerimi açamıyardum açsam bili zaten görünmüyordu neyseki arkadaşımın bacagının kılını yaktılar gidin dedigimizde biz gidiyoruz arkamızdan siyahlar geliyo diye kagıda yazdılar herşey şimdi başlıyodu yüzleri güzükmeyen ama oldukça karaya bürünmüş bir kişi vardı hepimizin arkadaşlarımın ve benim ne zaman ölecegimi söyledi ve gitti 2 ay önce idil arkadaşımızı kaybettik ve onun dedigi doru çıktı ve ben şimdi çok korkuyorum ailelerimizi bu duruma inandıramıyoruz arkadaşlar dualarınız bizde olsun
0
0
4
Maddi durumu son derece kötü olduğu halde, bol bol ihsan ve yardımda bulunmaya devam eden Hasan b. Sehl'e:
İsrafta hayır yoktur, dediler.
O da şöyle cevap verdi:
Hayırda da israf yoktur.
0
0
4
Bir varmış bir yokmuş, zamanın birinde bir medrese varmış. Bu medresede avâm(halk) lisânı ile konuşmak yasakmış, konuşanlara ceza verirlermiş.
Bir gün talebeler, hocaları ile birlikte bir mesîre yerine teferrüce(pikniğe) gitmişler. Hoca talebelerden birisinin 'su içtim' dediğini işitmiş. Talebeye kızgın bir şekilde:
- Size kaç defâ lisân-ı avâm ile ifâde-i merâm eylemeyeceksünüz dedüm. İmdi şöyle demelüydün; 'Bir kadeh-i lebrîz-i hoş-güvârı nûş ile, teskîn-i âteş-i dil-figâr ve iktisâb-ı ferâh-ı bî-şümâr eyledim.'
Talebeyi bir güzel fırçalayan hoca bir daha böyle konuşması durumunda cezasının falaka olacağını da ifade etmiş.
Bir müddet sonra hoca, geçmiş mangalın başına. Bu esnada bir kıvılcım sıçramış hocanın kavuğuna. Biraz önce haşlanan talebe görmüş vaziyeti. Koşmuş hocanın yanına telaş içinde, söyleyememiş 'kavuk yanıyor!' diye, başlamış söze havas lisânı ile:
- Ey hâce-i bî-misâl ve ey üstâd-ı zî-kemâl bu şâkird-i pür-kelâl size şu vech ile arz-ı hâl eyler ki; bir şerâre-i cevvâl, bî hikmet'il-müteâl, nâr-ı mangaldan pür-tâb ile ser-i âlînizdeki kavuğu iş'âl eylemiştir!.. demiş. Lâkin deyinceye kadar da kavuk yanmıştır.
0
0
4
Bir nüfus memuru, medeni halinde değişiklik yapmaya gelen kadına sordu:
- "Bir türlü anlayamadım hanımefendi. Kocanız öleli demek beş yıl oldu, öyle mi?
- "Evet"
- "Ama biri 3, diğeri 1 yaşında iki çocuğunuz var!"
- "Elbette, ne var bunda şaşıracak? Ben size kocam öldü dedim. Ben ölmedim ki."
0
0
4
Hıdır ve Ökkeş deniz kenarına birkaç günlük tatil için gitmişler. Aksam olup bitkin düşünce daha önce kurdukları çadıra girip uykuya dalmışlar. Gecenin ilerleyen saatlerinde Hıdır uyanmış ve Ökkeş'i uyandırmış.
- "Ökkeş Ökkeş uyan, bak bakalım gökyüzünde ne görüyorsun"
- "Ne mi, yüzlerce yıldız"
- "Bu ne anlama geliyor peki"
- "Meteorolojik açıdan bakıldığında dostum bu yarın havanın güzel olacağı; metafizik açıdan bakıldığında koçum, insanoğlunun evrende ne kadar küçük yer işgal ettiği; başka bir açıdan bakılınca yiğidim, dünyanın ne kadar yaşlı bir gezegen olduğu... anlamına geliyor. Peki senin için anlamı nedir?"
- "Ökkeş seni aptal, görmüyor musun çadırımızı çalmışlar!"
0
0
4
Önceki Sayfa
Sonraki Sayfa