Home
Tüm Kategoriler
Popular
Komik Resimler
En İyi Fıkralar
En son şakalar
Nasrettin Hoca Fıkraları
+18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
Asker Fıkraları, Askerlik Fıkraları
Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
Bakkal Fıkraları
Bayburt Fıkraları
Bektaşi Fıkraları
Belaltı Fıkraları
Büyük Fıkraları
Cimri Fıkraları
Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
Çorum Fıkraları
Deli Fıkraları
Dini Fıkralar
Doktor Fıkraları
Dursun Fıkraları
Duvar Yazıları
Elazığ Fıkraları
Erkek Fıkraları
Erzurum Fıkraları
Evlilik Fıkraları
Fıkra Gibi Komik Olaylar
Fıkralar - Corona (Covid-19)
Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
İngiliz Alman Türk
Ingiliz-alman-turk-fikralari
Kadın Erkek Fıkraları
Kadın Fıkraları
Kamyon Yazıları
Kapak Edici Fıkralar
Karadeniz Fıkraları
Karı Koca Fıkraları
Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
Kısa Fıkralar
Komik Hikayeler
Komik Şakalar
Komik Sözler
Köylü Fıkraları
Kurban Fıkraları
Mardin Fıkraları
Matematik Fıkraları
Meslek Fıkraları
Mühendis Fıkraları
Nam-ı Kemal Fıkraları
Öğretmen Fıkralar
Okul Fıkraları, Okul Öğrenci
Polis Fıkraları
Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
Ramazan Fıkraları
Sarhoş Fıkraları
Sarışın Fıkraları
Seçim Fıkraları
Sekreter Fıkraları
Şoför Fıkraları
Soğuk Espiriler
Spor Fıkraları
Tarih Fıkraları
Temel Fıkraları
Trakya Fıkraları
Ünlülerden Fıkralar
Български
English
Deutsch
Español
Русский
Français
Italiano
ελληνικά
Македонски
Türkçes
Українські
Portugal
Poland
Sweden
Dutch
Danish
Norwegian
Finnish
Hungarian
Romanian
Czech
Lithuanian
Latvian
Croatian
My Jokes
Edit Profile
Logout
En son şakalar
Nasrettin Hoca Fıkraları
Adamın biri korku belası,...
Adamın biri korku belası, Timur’a iyi bakımlı bir eşek hediye etmiş. Etraftaki dalkavuklar eşeği öve öve bitirememiş, göklere çıkarmışlar.
Hoca’yı gözden düşürmek için fırsat kollayan bu dalkavuklardan biri hemen söze girmiş:
- Hükümdarım, bu eşek öylesine cins bir eşek ki, Hoca gibi ağzı öpülecek birinin eline geçse iyi yetiştirilirse alimallah okuma bile öğrenir.
Timur bu fırsatı kaçırmamış. Hoca’yı zor durumda bırakmak, biraz da eğlenmek için harekete geçmiş. Tutmuş, eşeğin yularını Hoca’nın eline vermiş.
- Eti senin, kemiği benim Hocam, oku, korkut, ne yaparsan yap adam et bunu!
Hoca da çaresiz eşeğin yularını tutmuş. Herkes merak içinde şaşkın bakarken, Hoca, evinin yolunu tutmuş. Eve varınca düşünüp taşınmış. Alaya alınmamak, ele güne rezil olmamak, yüzünü kızartmamak için bir çare aramış. Kendine göre bir yol da bulmuş. Kitapçıya gidip deriden bir kitap yaptırmış. Yapraklarının arasına arpa serpiştirmiş. Bu sırada eşeği de bir kaç gün aç bırakmış. Kitabı getirip aç eşeğin önüne koymuş. Kitabı yaprak yaprak açıp arpaları eşeğe yedirmiş.
Sabah bir akşam iki derken eşek alışmış buna. Artık kitabın yaprakları diliyle açmaya, arpaları dişiyle öğütmeye, kitabın sonunda arpa bulamayınca anırmaya başlamış.
Gel zaman giт zaman; aradan tam bir ay geçmiş. Timur’un karşısına çıkma zamanı gelip çatmış. Hoca o günün akşamı eşeğe yem vermemiş. Ertesi sabah, eşeğe gümüş bir gem vurmuş. Eşekle birlikte imtihan yerine varmış. Timur’un karşısına çıkmış.
Hoca, saray avlusunun orta yerine bir masa istemiş. Getirdiği kitabı da üstüne koymuş. Dünden beri aç olan eşeği de çekmiş kitabın önüne. Eşek kitaba eğilmiş. Başını hiç kaldırmadan kitabın sayfalarını tek tek açıp çevirmiş, arada bir de zırlayıp durmuş. Kitabın bütün sayfalarını çevirme işi bitince anırmaya başlamış. Hoca:
“İşte gördünüz, eşek kitabın bütün sayfalarını çevire çevire okudu.
Görenlerin parmağı ağzında kalmış. Ama orada hazır bulunanlardan ve Hoca’yı çekemeyenlerden bazıları:
- Canım Hoca, demişler, okumasına diyecek yok da, ne okuduğu anlaşılmıyor, biz bu işten bir şey anlamadık!
O zaman Hoca:
- Tabi anlamazsın, o eşekçe okudu anlamak için eşek olmak gerek.
Orada bulunanların hepsi Timur da dahil dillerini yutup öylece kalakalmışlar.
0
0
4
Önceki Sayfa
Nasrettin Hoca Fıkraları
Sonraki Sayfa
Hoca’yı gözden düşürmek için fırsat kollayan bu dalkavuklardan biri hemen söze girmiş:
- Hükümdarım, bu eşek öylesine cins bir eşek ki, Hoca gibi ağzı öpülecek birinin eline geçse iyi yetiştirilirse alimallah okuma bile öğrenir.
Timur bu fırsatı kaçırmamış. Hoca’yı zor durumda bırakmak, biraz da eğlenmek için harekete geçmiş. Tutmuş, eşeğin yularını Hoca’nın eline vermiş.
- Eti senin, kemiği benim Hocam, oku, korkut, ne yaparsan yap adam et bunu!
Hoca da çaresiz eşeğin yularını tutmuş. Herkes merak içinde şaşkın bakarken, Hoca, evinin yolunu tutmuş. Eve varınca düşünüp taşınmış. Alaya alınmamak, ele güne rezil olmamak, yüzünü kızartmamak için bir çare aramış. Kendine göre bir yol da bulmuş. Kitapçıya gidip deriden bir kitap yaptırmış. Yapraklarının arasına arpa serpiştirmiş. Bu sırada eşeği de bir kaç gün aç bırakmış. Kitabı getirip aç eşeğin önüne koymuş. Kitabı yaprak yaprak açıp arpaları eşeğe yedirmiş.
Sabah bir akşam iki derken eşek alışmış buna. Artık kitabın yaprakları diliyle açmaya, arpaları dişiyle öğütmeye, kitabın sonunda arpa bulamayınca anırmaya başlamış.
Gel zaman giт zaman; aradan tam bir ay geçmiş. Timur’un karşısına çıkma zamanı gelip çatmış. Hoca o günün akşamı eşeğe yem vermemiş. Ertesi sabah, eşeğe gümüş bir gem vurmuş. Eşekle birlikte imtihan yerine varmış. Timur’un karşısına çıkmış.
Hoca, saray avlusunun orta yerine bir masa istemiş. Getirdiği kitabı da üstüne koymuş. Dünden beri aç olan eşeği de çekmiş kitabın önüne. Eşek kitaba eğilmiş. Başını hiç kaldırmadan kitabın sayfalarını tek tek açıp çevirmiş, arada bir de zırlayıp durmuş. Kitabın bütün sayfalarını çevirme işi bitince anırmaya başlamış. Hoca:
“İşte gördünüz, eşek kitabın bütün sayfalarını çevire çevire okudu.
Görenlerin parmağı ağzında kalmış. Ama orada hazır bulunanlardan ve Hoca’yı çekemeyenlerden bazıları:
- Canım Hoca, demişler, okumasına diyecek yok da, ne okuduğu anlaşılmıyor, biz bu işten bir şey anlamadık!
O zaman Hoca:
- Tabi anlamazsın, o eşekçe okudu anlamak için eşek olmak gerek.
Orada bulunanların hepsi Timur da dahil dillerini yutup öylece kalakalmışlar.