Bektasi, evinde misafir oldugu için, karpuzcuya ugramis:
- Iyi karpuzun var mi?
- Kurabiye gibi baba, güven bana!
- Peki öyleyse iyi bir tane ver bakalim.
Karpuzcu birini seçip vermis. Baba erenler, almis ve eve gitmis.
Bektasi, yemekten sonra, konuklarinin önünde karpuza gururla biçagi vurmus. Fakat o ne?Ilk biçak darbesinden sonra etrafi koku salmis. Karpuz ikiye ayrilinca, fos diye çürüyen içi masaya yayilmis. Tabii her taraf berbat, Bektasi ise mahçup olmus. Baba, sabahi zor etmis ve solugu karpuzcuda almis:
- Erenler, seni tebrik ederim?
Karpuzcu sasirmis:
- Hayrola baba, beni niye tebrik ediyorsun?
Bektasi:
- Ulan kesmeden, delmeden o karpuzun içine nasil siçtin, dogrusu sasip kaldim. Seni onun için tebrik ediyorum.
Bektaşinin biri cuma günü bir caminin önünden gecerken,hocanın verdiği vaazı,yoldan duyar. bektaşi hocanın verdiği vaaza kulak verir, ve Bektaşiye göre hocanın anlattıkları hep yalandır.
Bektaşi dayanaz ve camiye girer. bir köşeye oturur ve hoçanın vaazını dinlemeye devam eder,bektaşi içinden ,ben bu yalana daha fazla dayanamam der ve, ayaga kalkarak.. Aniden Heey camat, bu hoçanın anlattıkları hep yalan,sakın inanmayın der. bunun üzerine herkes döner bektaşiye bakar.. Hocada buna sert tepki gösterir ve
Heeey camati müslimin, aramaızda bir zındık var , şuna hattini bildirin der.
Bunun üzerine camiide bulunan cemaat, bektaşinin üzerine saldırır.
Ve Bektaşi orada yediği dayakla kalır.
Gel zaman giт zaman , yine bir cuma günü Bektaşi yine aynı camiinin önünden gecer. Ve aynı hoça gene vaaz verir ve Bektaşi gene dayanamaz ve içeriye girer.
Bektaşiye göre hocanın anlattıkları gene hep yalandır.
Bu sefer bektaşinin aklına parlak bir fikir gelir.. Ve ayağa kalkar
Heeey camaat bu hoca varya bu hoca öyle bir ermiş hocaki bunun sacının bir telinden alan cennete gider vallahii der.
Bunun üzerine cemaat hocanın üzerine hurra, yürür,
Ve hoca orada don gömlek, birazda hırpalanmış şekilde kalır.