Home
Tüm Kategoriler
Popular
Komik Resimler
En İyi Fıkralar
En son şakalar
Nasrettin Hoca Fıkraları
+18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
Asker Fıkraları, Askerlik Fıkraları
Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
Bakkal Fıkraları
Bayburt Fıkraları
Bektaşi Fıkraları
Belaltı Fıkraları
Büyük Fıkraları
Cimri Fıkraları
Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
Çorum Fıkraları
Deli Fıkraları
Dini Fıkralar
Doktor Fıkraları
Dursun Fıkraları
Duvar Yazıları
Elazığ Fıkraları
Erkek Fıkraları
Erzurum Fıkraları
Evlilik Fıkraları
Fıkra Gibi Komik Olaylar
Fıkralar - Corona (Covid-19)
Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
İngiliz Alman Türk
Ingiliz-alman-turk-fikralari
Kadın Erkek Fıkraları
Kadın Fıkraları
Kamyon Yazıları
Kapak Edici Fıkralar
Karadeniz Fıkraları
Karı Koca Fıkraları
Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
Kısa Fıkralar
Komik Hikayeler
Komik Şakalar
Komik Sözler
Köylü Fıkraları
Kurban Fıkraları
Mardin Fıkraları
Matematik Fıkraları
Meslek Fıkraları
Mühendis Fıkraları
Nam-ı Kemal Fıkraları
Öğretmen Fıkralar
Okul Fıkraları, Okul Öğrenci
Polis Fıkraları
Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
Ramazan Fıkraları
Sarhoş Fıkraları
Sarışın Fıkraları
Seçim Fıkraları
Sekreter Fıkraları
Şoför Fıkraları
Soğuk Espiriler
Spor Fıkraları
Tarih Fıkraları
Temel Fıkraları
Trakya Fıkraları
Ünlülerden Fıkralar
Български
English
Deutsch
Español
Русский
Français
Italiano
ελληνικά
Македонски
Türkçes
Українські
Portugal
Poland
Sweden
Dutch
Danish
Norwegian
Finnish
Hungarian
Romanian
Czech
Lithuanian
Latvian
Croatian
My Jokes
Edit Profile
Logout
En son şakalar
Erzurum Fıkraları
Erzurum Fıkraları
Add a joke
En son şakalar
En İyi Fıkralar
Birgün Naim Hoca'ya sormuşlar; `denize girersek orucumuz bozulur mu?´ diye. Naim Hoca şöyle cevap vermiş;
- Ula uşahlar, Remazanda siz denize girersez orucuz bozulmaz. Amma deniz size girerse orucuz bozilir. Ona göre...
0
0
4
Erzurum’lu İstanbul’da gezerken hele bir de ano diskoya gidim demiş. Kapıdaki bekçi:
- Damsız girilmez, yasak, deyince:
- Gardaş benim damım Erzürümün Sitavuh kövünde. Hoç altına gındıllik tahacah halım yoh!
0
0
4
Erzurum'a bilgisayarın daha yeni yeni gelmeye başladığı zamanlara ait bir anıyı Erzurum Kültür Kurumu İlköğretim Okulu'ndan Mansır Bey anlatıyor... Bir işyerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik servis elemanı bilgisayarı işyerine kurduktan sonra stok programının kullanımı ile ilgilibilgi verir ve ayrılır. Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon:
"Kardeşim sizin anlattıgınız kimi yapirem fegat program düzgün çalışmiir."
Teknik servis elemanı sorar:
"Nasıl yapıyorsunuz?"
"Senin anlattıgın kimi."
"Hata ne?"
"Yazdıgım bilgiler kaydetmeme ragmen saklanmiir."
"İşlem basamaklarını tek tek anlatır mısınız?."
"Tamam" diyor ve başlıyor anlatmaya..."Programı açirem. Malın adı bölümüne adını, adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yazirem. Hepsini yazdıhtan sonra senin anlattıgın kimi kayıt bölümüne basirem. Ekrana bir yazı geliir:Kaydetmek ister misiniz?E / H yazısı çıkir. Ben de diyirem Hee..."
0
0
4
Erzurum Beden terbiyesi il müdürlüğünün eski kayıtlarında spor dalları şöyle sıralanıyor;
1. Çimme dalı (yüzme)
2. Gumbuz dalı (boks)
3. Seyirtme dalı (atletizm)
4. Cilit dalı (cirit)
0
0
4
Erzurum’da birisi tanıdık bir köylü dostuna misafirliğe gider. Evsahibi izzet ikramda bulunur. Yemekten sonra misafirin önüne bir kalbur yerelması getirir. Bu kadar çok ikramdan mahcup olan misafir :
- Ağa ne zehmet ettin, bunlara ne lüzum vardi, deyince, köylü:
- Ne zehmeti efendi farzet ki müsürlüge töhmüşem öküzler yiyir !
0
0
4
Erzurumspor yenilirse küme düşecek, berabere kalır ya da yenerse ligde kalacaktır. Hoca'dan dua etmesini isterler:
- Hocam bi dua et de takım yensin, heç degilse berabere galsın. Hoca dua eder. Maçın 90 dakikası berabere biter ama Erzurumspor uzatmalarda bir gol yer ve küme düşer.
Taraftarlar:
- Ne biçim dua ettin" diye Hoca'ya çıkışırlar. Hoca:
- Ula uşah ben 90 dekke için dua ettim. Ne bülim gavat uzadacah!.
0
0
4
Tortumlu’nun biri eşeğe yüklediği dutu "batmanı 2.5" diye bağırarak satıyordu. Biri kulağına eğilip "kilosu gaça" diyende:
- Niye baba ele egilib gulağıma fısıldirsan, hoç esgeriye mevzeri satmiram; тuт satiram!
0
0
4
Erzurumlu İstanbul'a gelir, berbere gider sakal tıraşı olacak. Berber fırçayı sabunlayıp köpürtürken müdahale eder:
- Ben Erzurumluyum; sabuna, köpüğe gerek yok!
Kuru kuruya tıraş olur, kalkar.
Sıradaki de Erzurumluymuş, koltuğa oturunca o da fiyakasını bozmaz:
- Ben de Erzurumluyum; sabun, köpük istemez!
Berber tıraşa başlar. Bizimkinin canı yanar ama serde erkeklik var, sesini çıkarmaz.
Ama tıraşın yarısına gelince dayanamaz:
- Berber efendi, sen bu tarafı köpükle yine, ben zaten Erzurum'un içinden değilim!
0
0
4
Erzurum'da adamın biri akşam işten eve giderken bir de bakıyor ki yolu jandarma kesmiş. Adam askere:
- Yav gurban aha evim ordadır. Bak görüni lamba, yani gari beni evde bekli, diyor. Asker de:
- Emir var beyefendi vali geçecek buradan, der. Adam:
- Eyi gurban, deyip arka sokaktan gitmek ister.
Bir bakıyor ki orayı da kesmişler. Adam gene:
- Yav gurban aha şuradır evim, garı beni beklir geç kaldım eve, der. Asker de gene:
- Beyefendi geçemezsiniz buradan vali geçecek, deyince adam bilmiyor valinin ne olduğunu soruyor:
- Yav vali bu kadar büyük makinedir?
0
0
4
Zamanın birinde Erzurum'dan bir grup Hacca gitmek için yola çıkmışlar. Van'a gelmişler. Van'ın bir köyünde konaklamaya karar vermişler. O köyün de imamı yokmuş. Köylüler aralarında konuşmuşlar ve Erzurum’dan çıkıp hacca giden bu topluluktan birini imam yapmaya karar vermişler.
Hem Erzurumlu, hem de hacca gidiyorlarsa boş insan değillerdir diye düşünmüşler. Nitekim tekliflerini içlerinden birisi kabul etmiş. Her yıl 400 koyun verilecekmiş imama.
Adam hacca gidip masraf yapacağıma burada kalıp yalandan imamlık yapar ve her yıl 400 koyun sahibi olurum diyerek işe başlamış.
Köylü camide toplanmış namaz kılınacak.
Sayın imam başlamış namazı kıldırmaya.
- Erzurum'dan çıktım yola. Van'da verdim mola. 400 koyun verdiler bana. Allahüekber.
Bu günlerce aynı biçimde devam etmiş. Köylü bu işe biraz şaşırmış ve konuşmuşlar aralarında.
- Ya... Daha önceki imam mı yanlış kıldırıyordu, yeni imam mı?
Bunu gidip müftüye soralım demişler. Sayın müftü meşhur Oflu Hoca. Müftü'ye gelen halk her şeyi anlatmış. Müftü köylüye dönerek;
- Siz şimdi hiç imama çaktırmadan köyünüze dönün ve namaz vakti camide toplanın. Ben de namaza geleceğim, demiş.
Herkes köyüne dönmüş ve namaz vakti camide toplanmış. Tabi ki Sayın müftü de camide. İmam namazı kıldırmaya başlamış.
Birinci rekat:
- Erzurum'dan çıktım yola. Van'da verdim mola. 400 koyun verdiler bana. Allahüekber.
Bu sırada arkadan "Öhö Öhö" diye bir ses gelir.
İmam yakalandım herhalde diye korkmaya başlar.
İkinci rekatta bu sefer;
- Erzurum'dan çıktım yola. Van'da verdim mola. 400 koyun verdiler bana. Yarısı sana, yarısı bana. Allahüekber, diyerek sözlerini değiştirir.
Namaz bitince köylü müftüye dönerek.
- İmam efendi namazı doğru kıldırıyor mu? Diye sorar.
Müftü:
- Haçan birinci rekatta biraz şaşırdı ama ikinci rekatta işi düzeltti!..
0
0
4
Dilbilgisi dersinde Karadenizli öğretmen, Erzurumlu öğrencisini sözlüye kaldırıp sormuş:
- Bakmak fiilinin çekiminu yap bakalım...
Erzurumlu öğrenci hemen atlamış:
- Bakirem, bakirsen, bakir..
Öğretmen, öğrencisinin bu cevabı karşısında onu azarlamış:
- Uy diluni eşekarisu soksun. Öyle mi denur daa! Onun aslı pöyledir: Pakayrum, pakaysun, pakay...
0
0
4
Erzurum'da adamın biri akşam işten eve giderken bir de bakıyor ki yolu jandarma kesmiş. Adam askere:
- Yav gurban aha evim ordadır. Bak görüni lamba, yani gari beni evde bekli, diyor. Asker de:
0
0
4
Erzurumlu bir imam, köyde dul bir hatuna göz koymuş.
"Ulan ne yapsak da hatuna yaklaşabilsek" diye düşündüğü bir gün camiden çıkışta köy medyanında bir at arabası görmüş.
At arabasının arkasında bu hatun bir başına oturuyormuş.
Imam hemen at arabacıyı bulup, arabanın başına getirmiş ve.
- Sür ula sür at arabacı! demiş.
- Nereye sürem la imam efendi?
- Kasabaya.
- Kasabada niideceeek?
- Müftü bekler ula, sür hele!
At arabacı atı dört nala sürmeye başlamış. imam da arkada hatunun üstüne atlamış.
Tam birleşme anında at arabası devrilmiş ve imam ve hatun arabanın altında kalmışlar.
Olayı haber alan köy halkı hemen kaza mahalline intikal etmişler.
At arabasını kaldırınca bir de ne görsünler, imamın kamışı hatunun içinde!
Köylü hemen "ula ayıp değil mi imam efendi, ula küünah değil mi bu yaptığın?" diye söylenirlerken, imam efendi pişkin pişkin cevap vermiş:
- Allah korudu, allah korudu, yaa cözüne cireydi?!.
0
0
4
Erzurumlu harmanını kaldırmış, ekinini kurutuyormuş.
Öğleden sonra gökyüzü kararmaya başlamış.
- ”Allah’ım, ne olirsen ekinim gurumadan yagmurunu yagdirma! ”
- ”Allah’ım, birkaç gün daha yagmurunu yagdirma, ne olirsen” diye dualar edip durmuş.
Ekini kurudu kuruyacak.
Akşam üzeri, son yarım saatte bir yağmur bir bora.
Tüm ekini çürümüş.
O hırsla eve gelmiş, bir de bakmış ki; eşşeği de yıldırım çarpmış.
Bu olay erzurumlu’nun içine oturmuş ama bir şey de yapamamış.
Zaman geçmiş, ramazan ayı gelmiş.
Ilk gün niyetlenmiş erzurumlu.
Iftara tam yarım saat kala, bir sigara çıkartıp yakmış.
Ilk nefesini şöyle bir güzelce çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş.
- ”Nasıl? illet oliysen şimdi degil mi?” demiş ve eklemiş:
- ”Ölen eşegi de gurbana saymazsam şerefsizim…”
0
0
4
Teyo pehlivan, Hasankale’de düzenlenen resmi güreşe çıkar. Rakibi Maraş’lı biridir, Maraş’lı pehlivan bizimkini yener, hakem Hasankale’li olduğundan taraf tutar yenilgiyi saymaz.
Tekrar güreşirler Maraş’lı tekrar yener bu kez kule hakemleri kabul etmez. Maraş’lı pehlivan bu duruma kızar, güreş başlar başlamaz Maraşlı pehlivan bizimkini öyle bir yere çalar ki…
Iki omuzu yerde olan Teyo pehlivanın göğsüne oturur ve derki:
- “Şimdide mi yenilmedin?”
Teyo gayet pişkin cevap verir:
- “Ben ne bilim onrara sor….”
0
0
4
BİR GENELGE İLE İSTANBULDAKİ BÜTÜN ERZURUMLULAR MEMLEKETLERİNE GÖNDERİLECEKMİŞ. POLİS HER YERDE ERZURUMLU ARIYORMUŞ. BİZİM ERZURUMLU ARKADAŞLARINA SİZ MEMLEKETE GİDİN BEN BURADA KALACAĞIM DEMİŞ. HERKES GİTMİŞ BİZİMKİ KALMIŞ.
BOĞAZ KÖPRÜSÜNDE POLİS KONTROL YAPIYORMUŞ. BİZİMKİNİ DURDURMUŞLAR.
KONTROLDEN SONRA POLİS SORMUŞ.
- NERELİSİN SEN?
- İSTANBULLUYAM.
POLİS İNANMAMIŞ TABİ…KENDİNCE UFAK BİR SINAVA TABİ TUTMUŞ VATANDAŞI.
- MADEM İSTANBULLUSUN TOPRAK DE BAKİM.
- TORPAAAAK.
- YAPRAK DE BAKİM.
- YARPAAAAK.
- KÖPRÜ DE.
- KÖRPÜÜÜÜÜÜÜ
DEMİŞ. YÜRÜ MEMLEKETE.
2 GÜN SONRA KAHVEDE ARKADAŞLARI BİZİMKİNİ GÖRÜR. ULA NE OLDU DİYE SORARLAR. BİZİMKİ DERKİ.
- BANA DEDİÇİ TORPAK DE, DEDİM
YARPAK DE, ONUDA DEDİM
HERHAL O KÖRPÜ VARYA KÖRPÜ ONU DİYEMEDİM.
0
0
4
Adamın biri Erzurum`dan köye giderken bir şişe içki alır köye gider. Köyde yaşlı anası sorar:
- “Ola oğul bu nedir?”
- “Ana bu romatizma ilacıdır, sakın elleme ha.” der.
Aradan bir zaman geçer anasının ayakları ağrımaya başlar aklına gelir, oğlunun şehirden getirdiği ilaca bakar ve alır rakıyı, bir yudum, iki yudum derken bayağı içer. Tandır başına gider eleği alır başlar un elemeye; o sırada oğlu gelir bakarki anası unu yerlere rastgele elemektedir.
- “Ana neydirsen? Unu dışarıya elirsen önündeki tekneye elesene!”
- “Ola oğul anan için bögün her taraf teyne.”
0
0
4
Erzurumun son halk hikayecisi Behçet Mahir hastadır, Edebiyat Fakültesi Halk Edebiyatı hocaları hasta yoklamaya giderler. Kalabalık hoca grubuyla aniden karşılaşan ev halkı telaşlanır. Ancak Behçet Mahirin karısının oralı olmaya hiç niyeti yoktur.
- “Ana! Neydececeyığ, bak bir sürü pirofosor gelmişler”
Diyen kızına telaşlanmaya gerek olmadığını şu sözlerle açıklar:
- “Di get! Pirofosor dedeğin ne çi? Behçetin yalanlarını yazir, yazir pirofosor olirlar”
0
0
4
Önceki Sayfa
Sonraki Sayfa