Aylardan Ekim’in başıydı galiba… Semt pazarına çıkarken, hanım turşu kuracağını mutlaka 3 kilo salatalık (hıyar) almamı sıkı sıkı tembih etti. Tam kapıdan çıkarken iyi salatalığın nasıl olduğuyla ilgili ayak üstü yetiştirebildiği kadar malumat verdi. Pazar yeri evimize zaten pek uzak değildi. Yol boyunca alacağım salatalıkları düşündüm, gözümden hanımın tarif ettiği salatalıklar geçiyordu.
Neyse Pazar yerine vardım, ilk önce unutmadan şu turşulukları aradan çıkarayım ki eve varınca hanımla bozuşmayayım diye düşündüm. Pazar yerinde meyve sebze satılan bölümde satıcıların tezgahlarına konsantre olmuş dalgın dalgın salatalık bakıyordum.
Öyle dalmışım ki, birilerinin arkamdan omuzuma dokunduğunu fark ettim. Bir an tezgâhlardan başımı kaldırıp geri dönünce çok sevdiğim bir Edebiyat Öğretmeni arkadaşla burun buruna geldik. Öğretmen arkadaş iyice yanıma sokulmuş, bir yandan gülüyor, bir yandan da biraz sitemkâr bir üslupla –“Sevgili dostum, beni niye görmezden geliyorsun. Tam karşından geldim hiç görmemiş gibi geçip gittin. Yoksa bilmeden bir kusurumuz falan mı oldu, söyleyin de biz de bilelim?” deyip sustu. Hemen arkadaşın elinden yakalayıp bir kıyıya çektim ve durumu kendisine izah ettim. Dedim ki; sayın hocam sizi görmediğime şükredin, çünkü ben evden sipariş verildi tüm dikkatimle salatalık bakıyorum , eğer siz de salatalık cinsinden olsaydınız inanın hemen görürdüm. Çünkü evden tüm özellikleri ayrıntılı şekilde verilmiş salatalıklara odaklandığım için başka şeyleri tam seçemiyorum, kusurumu affedin” deyince arkadaş kahkahayı bastı, dakikalarca gülüştük. O arkadaşıma da tekrar buradan sevgilerimi sunuyorum.
Mustafa ÇAĞIRAN Selçuklu-KONYA
Minibüs şoförü yolda arabasıyla ilerliyormuş. Yol kenarında duran birisinin elini kaldırdığını görünce yanaşmış ve yolcuyu arabaya almış. Arabaya binen yolcunun, siyahlar içerisinde gizemli bir görüntüsü varmış. Şoför sormuş:
- Kimsiniz beyefendi, yolculuk nereye? Adam cevap vermiş:
- Ben Azrail'im. Senin canını almaya geldim. Bunu duyan adam ciddiye almayarak cevap vermiş:
- Şaka mı yapıyorsun kardeşim. Ne Azrail'i?
- Ne yani benim Azrail olduğuma inanmıyor musun? O zaman gerçekten Azrail olduğumu size ispatlayayım. 300 metre ileride elini kaldıran ve araba bekleyen bir kişi göreceğiz, onu da arabaya almalısın.
Şoför ilerlemeye devam etmiş. Arkadaki adamın dediği gibi 300 metre sonra yol kenarında elini kaldıran bir adam görmüşler ve arabaya almışlar. Yeni yolcu şoförün yanına oturmuş. Şoför iyice heyecanlanmaya başlamış. Yeni binen yolcuya arkadaki adamı göstererek bu adam Azrail olduğunu iddia ediyor demiş. Yanındaki yolcunun cevabı üzerine iyice korkmuş:
- Ne yolcusu, ben arkada kimseyi göremiyorum ki! Arkadaki yolcu araya girmiş.
- Gördün mü, beni senden başka kimse göremez, çünkü ben senin Azrail'inim. Senin canını almaya geldim. Şimdi canını almadan önce arabayı durdur, yol kenarında 2 rekat namaz kıl dua et, demiş.
Bunu duyan şoför sona geldiğini düşünerek mecbur arabayı durdurmuş ve yol kenarında namaz kılmak için arabadan inmiş. Sonra ne mi olmuş?
Ne olacak, bu oyunu daha önceden planlayan 2 hırsız arkadaş arabayı çalıp uzaklaşmışlar