Zengin bir iş adamının kızı, kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadaşını ailesiyle tanıştırmak için evlerine yemeğe çağırır. Yemekten sonra baba damat adayıyla baş başa konuşmak ister ve onu çalışma odasına götürür. "Seninle şöyle erkek erkeğe konuşmak istiyorum", der. "Evlendikten sonra aileni geçindirmek için ne iş yapmayı düşünüyorsunı" Damat adayı durakşamadan yanıt verir:
"Aslında benim elimden her iş gelir efendim, evlendikten sonra bir yerde kesinlikle bir iş bulurum. Sonra da nasıl olsa, Tanrı yardım eder."
Damat adayının bu yanıtını kuşkuyla karşılayan iş adamı, bu kez daha somut bir soru sorar:
"Peki içinde kızımı oturtabileceğin bir eve nasıl satın almayı düşünüyorsunı"
Damat adayı yine durakşamadan cevap verir:
"Ben aslında çok çalışkan bir insanımdır", der, "Gece gündüz çalışır, para biriktiririm. Sonra da nasıl olsa Tanrı yardım eder, biz de bir ev sahibi oluruz."
Kızın babası bu kez sesini yükselterek sorar:
"Peki oğlum ileride çocuklarınız olunca onlara nasıl bakacaksınızı"
Damat adayı bu soruyu da yanıtlar:
"Biraz önce söyledim ya, gece gündüz çalışır kazandığım tüm parayı biriktiririm. Sonra da nasıl olsa Tanrının yardımıyla çocuklarımızı büyütürüz."
Damat gittikten sonra kız koşarak babasının yanına gelir:
"Damadını beğendiğini gözlerinden anlıyorum babacığım, lütfen söyler misin onun en çok neyini beğendinı" Babası kızının yüzüne tatlı tatlı bakar: En çok benim hakkımdaki görüşünü beğeniyorum"
, der ve ekler:
"Beni Tanrı sanıyor!"
Kadınlara düşkün olam cami imamı sultana yakın birilerini bulur ne eder eder padişaha kendisini saraya davet ettirir. İmamın ne amaçla geldiğini bilen sultan imamı yanına çağırıp; -Açlık tokluk nasıl, diye sorduktan sonra başlar sarayı gezdirmeye, -İşte burası sübyan koğuşu hocam... Burası harem.... Diye Hoca sıkkın sıkkın:
- Haşmetbahım bunlar sizin helalleriniz, der Ama padişah ısrarla bir kadın alıp birlikte olmasını emreder. Bu olay günde enaz üçkez devam eder, bizim kadınlara düşkün hoca üç günde pes eder ve son sarayı gezme olayında, -Sultanım size bir mazeretim var, der. Sultan; -Söyle hocam emrin olur. -Ben tükendim sultanım bıraksanız da gitsem artık, cami cemaati merak içindedir. -Nasıl tükendin? -Boşaldım sultanım. Bu sözden sonra sultan ellerini şaplatarak sağa sola bakar nitekim son şaplamadan sonra yanlarındaki kapı büyük bir gürültü ile açılır karşılarında izbandut gibi bir arap. sultan gayet sakin, -Oğlum arap hocam boşalmış bidolduruver. Arap, -Emrdersin sultanım, der ve uygular. Postu deldirmenin verdiği utançla saraydan sabah vakti kaçan imam hemen camiye gelip sabah ezanı için minareye çıkarken müezzine yakalanır, müezzin -Hocam kaç gündür nerdeydiniz merak içinde kaldık. der, Hoca hiç çaktırmadan, -Ya , sarayda iki ecnebi çocuğunu müslümanlaştırdım sultan illede kal bir kaç gün dedi kırmak olmadı -Sultanımı, der müezzin bunun üzerine sorar -Hocam bırak atmayı, ARAP ORDA MI O ARAP..