Daha önce uçakla hiç mi hiç seyahat etmeyen bir Trabzonlu, şirketi tarafından verilen görev için uçakla İstanbula gidiyor. İlk uçuşunda bazı izlenimler edinen Trabzonlu, yine uçakla geriye dönerken, pilotun kalkış sırasındaki uyarısı üzerine, hostes ve hostların, belli yerlere oturarak kemerlerini bağladığını görür.
Pilotun, iniş ve kalkışlarda hep aynı uyarıyı yaptığını ve her defasında hostes ve hostların aynı yerlere oturduğunu gören Trabzonlu, dayanamayıp, hemen yakınında oturan hosta, kısık bir sesle,
- Uçağın iniş ve kalkışlarda dengede olması için mi buralara oturuyorsunuz?, diye sorar.
Kahkaha atmaktan kendini alamayan host, hem güvenlik açısından hem de acil çıkışlarda belli görevleri olduğu için bu noktalara oturduklarını uzun uzun Trabzonluya anlatmak zorunda kalır.
Dursun yolda giderken arkadaşı Temel'le karşılaşır. Bir de bakar, Temel sevinçten havalara uçuyor. Dursun, merak ederek Temel'e sorar:
─ Ne oldi Temel, çok sevinçlisun bugün.
Temel cevap verir:
─ Yahu, arabaya sigorta yaptirdum, bir gün sonra kaza yapti, hurdaya döndu.
Dursun, daha da meraklanır:
─ Eeeee...?
Temel anlatmaya devam eder:
─ Eve sigorta yaptirdum, bir gün sonra evum yandi, kül oldu.
Dursun iyice mereklanarak bir daha sorar:
─ Ula her şeyun gitmuş elunden! Niye sevineysun sen?
Temel gayet sakin ve sevinçli bir şekilde cevap verir:
─ Bugün sigorta şirketuna gidup Fadime'ye sigorta yaptirdum, ona sevineyrum da.