Home
Tüm Kategoriler
Popular
Komik Resimler
En İyi Fıkralar
En son şakalar
Nasrettin Hoca Fıkraları
+18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
Asker Fıkraları, Askerlik Fıkraları
Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
Bakkal Fıkraları
Bayburt Fıkraları
Bektaşi Fıkraları
Belaltı Fıkraları
Büyük Fıkraları
Cimri Fıkraları
Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
Çorum Fıkraları
Deli Fıkraları
Dini Fıkralar
Doktor Fıkraları
Dursun Fıkraları
Duvar Yazıları
Elazığ Fıkraları
Erkek Fıkraları
Erzurum Fıkraları
Evlilik Fıkraları
Fıkra Gibi Komik Olaylar
Fıkralar - Corona (Covid-19)
Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
İngiliz Alman Türk
Ingiliz-alman-turk-fikralari
Kadın Erkek Fıkraları
Kadın Fıkraları
Kamyon Yazıları
Kapak Edici Fıkralar
Karadeniz Fıkraları
Karı Koca Fıkraları
Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
Kısa Fıkralar
Komik Hikayeler
Komik Şakalar
Komik Sözler
Köylü Fıkraları
Kurban Fıkraları
Mardin Fıkraları
Matematik Fıkraları
Meslek Fıkraları
Mühendis Fıkraları
Nam-ı Kemal Fıkraları
Öğretmen Fıkralar
Okul Fıkraları, Okul Öğrenci
Polis Fıkraları
Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
Ramazan Fıkraları
Sarhoş Fıkraları
Sarışın Fıkraları
Seçim Fıkraları
Sekreter Fıkraları
Şoför Fıkraları
Soğuk Espiriler
Spor Fıkraları
Tarih Fıkraları
Temel Fıkraları
Trakya Fıkraları
Ünlülerden Fıkralar
Български
English
Deutsch
Español
Русский
Français
Italiano
ελληνικά
Македонски
Türkçes
Українські
Portugal
Poland
Sweden
Dutch
Danish
Norwegian
Finnish
Hungarian
Romanian
Czech
Lithuanian
Latvian
Croatian
My Jokes
Edit Profile
Logout
En son şakalar
Karadeniz Fıkraları
Karadeniz Fıkraları
Add a joke
En son şakalar
En İyi Fıkralar
Dursun yurt dışında birçok limana uğrayarak dolaşan gemiye tayfa olarak giriyor. İlk seferi olduğu için yanına kusmaya karşı ilaç ve prezervatif almasını tembihliyorlar. Eczaneden birer kutu alıyor .
- Üç aylık yolculuk , yirmi liman , birer kutu yetmez , on kutu al diyorlar . Tekrar eczaneye gidiyor , onar kutu istiyor . Eczacı Temel ,
- Uyy , pu işten kusacak kadar tiksineysun ta niye yapaysun ?
0
0
4
İsmet Paşanın oğlu Erdal İnönü, bir seçim mitingi için Rize'ye gider. Kürsüde konuşan ince zayıf uzun boylu İnönü'yü gören Temel sorar:
- Habu konuşan adam da kimdur? Derler ki:
- İsmet İnönü'nün oğlu Erdal'dır!
- Uy desene Paşanun çok günahını almışuz. Rahmetli II. Dünya Savaşı yıllarında bizleri çok aç bırakmıştı. Baksanıza ne kadar adaletli davranmuş, kendi uşağını da aç bırakarak ne hale getirmiş!
0
0
4
Bir suçlu yurt çapında aranıyormuş. Bütün emniyet müdürlüklerine suçlunun bir adet cepheden ve iki adet profilden resmi dağıtılmış. İki gün sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğünden bir fax gelmiş:
- Suçlulardan ikisini yakaladık. Üçüncüsünün yakalanması an meselesi
0
0
4
Temel askerliğini yapıyormuş. Bölükte 40 ere izin vermişler. Geç kalırlarsa çadır hapsi var, ancak iyi bir mazeretleri olursa affedilecekler. 40 kişiden 39'u da geç kalmış, hep aynı mazeret;
- Atla istasyona celeydum. At çatladi, tren kaçtı, geç kaldum!
Derken kırkıncı da tamamlanmış, Temele sıra gelmiş.
- Senin de mi atın çatladı? diye sormuşlar.
- Hayır! demiş Temel, Yoldaki 39 at leşini geçemedum!.
0
0
4
Bir gün Trabzonlu ile Kayserililer savaş yaparmış. Kayserililer düşünmüş.
- Biz bunları vuramıyok onlarda bizi öyle bir şey yapmalıyız ki onları siperden çıkaracak adam sormuş;
- Trabzonlularda en çok hangi isim kullanılır cevap gelmiş
Dursun demişler ve dursun diye bağırmışlar bütün dursunlar ayağa kalkmış hepsini vurmuşlar geriye bir kişi kalmış Trabzonlulardan o da demiş ki.
- Kayserililer en çok parayı sever demişler adam.
- Aha 10 tl!!! diye bağırmış sonra herkes paraya bakmış o adam da herkesi vurmuş
0
0
4
Laz gazetedeki iş ilanı üzerine gelmiş ve sırası gelince görüşmeye girmiş. İş ilanında üniversite mezunu, iyi Fransızca konuşan, pazarlama konusunda tecrübeli bir yönetici arandığı yazıyormuş.
- Hoş geldiniz, hemen başlayalım. Hangi üniversite mezunusunuz?
- Üniversite mezunu değilim.
- Öyle mi? O zaman yabancı dilinize güveniyor olmalısınız.
- Yabancı dil bilmem.
- Demek bilmiyorsunuz. O zaman tecrübenize güvenerek geldiniz.
- Pazarlama konusundan anlamam.
- O zaman niye geldiniz canım kardeşim ?
- Bu işte bana güvenmeyin. Onu demeye geldim.
0
0
4
Temel 60 katlı bir gökdelenden aşağıya düşmüş. 50-40-20-10-5-4-3-2 derken 1. kata geldiğinde aklından şu geçmiş:
- Allah'ım sana şükürler olsun. Bu kata kadar ölmeden geldiysem zaten 1. kattan düşsem de ölmem
0
0
4
Devlet Bakanı Faruk Özak, Trabzon Fatih Hastanesinde bazı açılış törenlerine katıldıktan sonra, tedavi gören hastaları ziyaret ederek, geçmiş olsun dileğinde bulunur.
Bir odaya girerek, tedavi gören yaşlı bir kadına, geçmiş olsun dileğinde bulunan Özak, yakınına, "Neyi var?" diye sorar.
Hasta yakının cevabı ise kısa olur:
"Hasta"
0
0
4
Temel aynalı sigaralığından bir tane sigara çıkarmış, o anda gözü aynaya takılmış;
- Ula dursun, ha bu aynadaki adam baa tanıdık geliy demiş.
Dursun aynayı temelden almış, şöyle bir bakmış,
- Ula salak, tabi tanıdık gelir bu benim...
0
0
4
Nasreddin Hoca, insanların kendilerine söylenenleri, verilen öğütleri iyi dinlemeleri, devamlı olarak bir şeyler öğrenmeye çalışmaları ve ilimlerini arttırarak daha mükemmel yaşamaları gerektiğini anlatıyormuş.
- "Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz" emrini unutmayınız diyormuş. Cemaatte pek uyanış görememiş.
Bir gün beraberce ormana gittiklerinde eşeklerini otlu bir düzlükte serbest bırakmışlar. Hoca eşeklere dönüp,
- "Biraz burada otlayın. Sonra şu tarafa doğru gidin, orada daha güzel otlar var. Sonra şuraya doğru gidin. Hem içecek su var, hem de daha da güzel otlar var." demiş.
İşlerini tamamlayıp eşeklerini almaya gitmişler. Bakmışlar ki eşekler ilk bıraktıkları yerde otlamaya çalışıyorlar. Hem karınlarını tam doyuramamışlar, hem de susuzlar.
Hoca eşeklere çıkışmış;
- "Sizlere o kadar nasihat edip yol gösterdim, halâ bıraktığım yerde otluyorsunuz! Yürüyün bakalım, doğru ahırınıza." demiş.
0
0
4
Temel ve Dursun gece bekçisi olarak görevliymiş. Tam konservatuvarın önünden geçerken ölü bir adamın yerde yattığını görmüşler. Temel telsizi açmış durumu polise bildirecekken;
- Dursun, konservatuvar nasıl hecelenir?
- İnan bilmiyorum.
- O zaman bu ölüyü eczanenin önüne çekelim...
0
0
4
Temelin kilolu bir çocuğu olmuş. Biraz hava atıp neşelenmek için kahveye gidip arkadaşlarına övüne övüne müjdeyi vermiş, 14 kiloluk bebeği olduğunu söylemiş. Arkadaşları tabi hiç inanmamışlar. Şaka sanıp, gülüp geçmişler. Aradan 1 ay geçtikten sonra "ya doğruysa!" diye düşünüp Temel'in evine gitmişler. Temel onlara bebeği göstermiş. Bakmışlar bebek 2 kilo. Temele sorunca, Temel hiç istifini bozmadan yanıt vermiş:
- Doğduğunda 14 kiloydu.. SÜNNET ettik 2 kilo kaldı.
0
0
4
Temel yolda giderken karnının çok aç olduğunu hisseder. Köşenin bitiminde gördüğü bir dükkandan içeri girer.
- Selamun aleyküm uşağım.
- Aleyküm selam buyur abi.
- Ben bir Karadeniz pidesi alacaktım da, yalnız burada yemeyeceğim, mümkünse sarıver.
Adam bir an durup sorar:
- Affedersin abi sen Karadenizli misin?
Temel bu soruya sinirlenir:
- Niye ki kardeşim? Karadeniz pidesi yemek için illa Karadenizli mi olmak gerekir? Misal ben Japon olmasam sushi yiyemeyecek miyim, ya da İtalyan olmazsam pizza vermeyecek misin?
- Adam cevabı yapıştırır:
- Yok abi o yüzden söylemedim burası nalbur da.
0
0
4
Dünya genetik projeler yarışması yapılıyormuş. Tüm ülkelerden genetik profesörleri yarışmaya çalışmaları ile katılmış. İlk Fransız profesörün çalışmasının başına gelmişler. Jüri başkanı çalışmasının ne olduğunu sormuş.
Fransız profesör başlamış anlatmaya:
- Ben inek genleri ile tavuk genlerini birleştirdim, ortaya çıkan mahlukatın eti kırmızı et kadar lezzetli, beyaz et kadar sağlıklı oldu demiş.
Ardından diğer çalışmaları ülke ülke gezmeye başlamışlar. Sıra gelmiş Türkiye’den bizim Karadenizli profesöre, jüri başkanı:
- Sizin çalışmanız nedir?
Diye sormuş.
Karadenizli profesör anlatmış:
- Ben demiş, karpuz genleru ile hamamböceği genlerinu birleştirdum!
Birden tüm jüri üyelerinden bir kahkaha kopmuş ve başkan, Karadenizli profesöre.
- Bu çalışma ne işe yarar?
Diye sormuş.
Karadenizli profesör:
- Çok işe yarıyii daa, karpuzu keseyisun, çekirdekleri kaçışıyiii
0
0
4
Yeni ilçe olan bir köye trafik ışıkları yeni konmuş, ışıkların altında bir polis bekliyor ve halkın ışıklara uymasını sağlamaya yani bir çeşit trafik eğitimi vermeye çalışıyormuş.
O sırada, bakmış ki; bir kadın, elinde tuttuğu çocuğuyla, kırmızı yanarken karşıya geçiyor. Hemen seslenmiş :
- Hanım, hanım! Nereye?
Kadın dönüp :
- Vıy! demiş. Sana ne? Eltimgile gidiyom.
0
0
4
Nasreddin Hoca, köy meydanındaki koca çınar ağacının üzerine çıkmış, elindeki balta ile bindiği dalı kesmeye başlamış.
Görenler :
- "Aman Hocam, bindiğin dalı kesiyorsun, düşeceksin!" diye bağırmağa başlamışlar.
Hoca kesmeye devam ederek seslenmiş:
- "Bu dalı kesenin yere düşeceğini hepiniz akıl ettiniz de, ben size yıllardır ahiretin dalı olan dünyanızı keserseniz cehenneme düşersiniz diyorum, neden hâlâ akıl edemiyorsunuz!!!..."
0
0
4
Yolculuktan dönen İdris, kahvede oturanlara sordu :
- "Yahu pizum Temel nasil öldi?"
- "Kalpten cittu," dediler.
- "Vasiyetu filan var miydu?"
- "Var idu. 'Beni denize gömün' demiş" idu.
- "Cömdünüz mü?"
- "Cömdük amma, mezarinu kazarken çok kayip verduk"
0
0
4
Gecenin bir vakti hanımı horlarken, Nasreddin Hocayı uyku tutmamış. Aradan bir saat geçmiş. Duvarlar sallanmaya başlayınca hanımı aniden uyanmış, yatakta oturumuna gelmiş:
- Hoca, gürültüye uyandım. Ben horluyor muydum? Diye sormuş.
Hoca:
- Ne horlaması hanım! Gök gürledi. Belli ki yağmur yağacak, demiş.
0
0
4
Önceki Sayfa
Sonraki Sayfa