Ingiliz vampir, Fransiz vampir, bir de Laz Vampir gecenin kor karanliginda ucmaktalardi. Сок aciktigini sezinleyen ingiliz
Vampir pike yapti ve asagi dogru suzuldu. Birkac dakika sonra agzi kan icinde geri dondu.
- Asagida bir agil vardi. 20-30 inegin kanini emdim, Nefisti.
Bir sure sonra Fransiz vampir de pike yaparak asagi suzuldu. Geri dondugunde agzi yuzu kan icindeydi. ingilize bakarak,
- Hani senin az once girdigin agil vardi ya…
- Evet..
- Onun yaninda bir ahir vardi, gordun mu?
- Evet gordum.
- Iste orada en azindan 40 tane atin kanini emdim. Nefisti.
Bu konusmalar sonucunda tabii Laz vampirin de cani beslenmek istiyordu. O da pike yapti, suzuum suzum suzuldu. Aradan 5
Dakika gecti, Laz vampir her yeri kan icinde geldi… Onun bu hali digerlerinin, muthis bir ziyafet cektigini dusunmelerine neden oldu.
Tabii oldukca meraklanmisti Ingiliz ve Fransiz vampirler…
- Eee? Nasildi?
- Ula usaklar, hacan asagUda pir agil vardi daa, gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan onun yaninda da pir ahur vardi daa, oni da gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan o ahurun yaninda da pir elektruk diregu vardi daa, oni da gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan pen oni gormedum daa..
Temel, yabancı bir ülkeye gider.
Amacı çok iyi bir piyanist olmak, konserler vermek, alkışlanmkatır.
Uzun süren bir eğitim alır.
Bu süre zarfında bambaşka bir insan olmak için de gayret sarfeder.
Şivesini düzeltir, diksiyonunu süper hale getirir.
Dış görünüşüyle de yeni bir insan haline gelir.
Karadenizli olduğunun anlaşılmasını dahi istemez.
Nihayet sıra konser vermeye gelir.
Her şey mükemmeldir, sorun yoktur. konser biter, alkışlar vs. tam temel’in istediği gibidir.
Arka sıralardan tanımadığı bir ses yükselir:
- Uşağum, harikaydun! tirabzon senla gurur duyayi..
Temel şok geçirir, adamın yanına gider ve sorar:
- Nasıl anladın trabzon’lu olduğumu?
Adam gayet sakin cevap verir.
- Uşağum, piyanonun başına geçinca tabureyi piyanoya çekmedun, piyanoyu kendune çektun da!