Padişah arabayla giderken, bakmış jandarmalar yolda iki kişi götürüyor, arabayı durdurmuş:
- Bu adamları nereye götürüyorsunuz?
- Asılacaklar, idam yerine götürüyoruz.
- Ne yapmışlar?
- Birisi adam öldürdü, öbürü de ırza geçti.
- Hangisi katil, hangisi ırz düşmanı?
- Bu katil padişahım, bu da ırz düşmanı.
Padişah, kararı değiştirmiş:
- Durun hele, bu ırz düşmanını asmayacaksınız, bunun ırzına geçilecek ki yaptığı alçaklığın ne olduğunu anlasın. Adam öldüreni asın!
Demiş arabasına binip gitmiş. Jandarmalar da iki mahkûmu alıp yola koyulmuşlar.
Padişah emriyle asılmaktan kurtulan ırz düşmanı, yol boyunca jandarmaları uyarmış:
- Aman hemşerim ha! Irzına geçilecek olan benim! Bu herifi asacaksınız, beni değil, karıştırmayın ha...
Bir adam polisliğe aday olmuş. Adama demişler ki;
- Karını getirdik, karını seviyor musun? Adam;
- Seviyorum, demiş.
- Devletini seviyor musun? demişler. Adam;
- Seviyorum, demiş. Denemek için adama;
- Devletin için giт içeri, karını silahla vur, demişler.
Adam 5 dakika sonra içerden çıkmış kan ter içinde;
- Ben yapamam, demiş.
Bir adam daha gelmiş, o da aynı cevap. Sonra Temel gelmiş, Temel odaya girmiş, silah sesleri gelmiş, ardından cam kırılma sesi, sonra Temel çıkmış odadan Temel'e - Ne oldu? demişler. Temel demiş ki;
Verdiğiniz silah kuru sıkı çıktı ben de camı kırıp karıyı aşağıya attım...
Bir gün Diyarbakırlı bir kamyon şoförü, yolculuğu esnasında radyoda bir anons duyar.
- "Değerli vatandaşlar, dünyamıza uzaylılar inmiştir. Onlar düşman değil dosttur. Onlarla arkadaş olalım."
Aradan kısa bir süre geçtikten sonra, şoför ihtiyaç molası vermiştir. Çalıların arkasında ihtiyacını gideren şoför, diğer çalılığın oradan bir ses duyar ve hemen korkarak söylenmeye başlar.
- "Diyarbakırliyem kamyon şoförüyem, dünyaliyem, seninle tanışmak isterem".
Biraz bekler çıtırtıdan başka ses yok. Ardından biraz daha yüksek bir sesle.
- "Diyarbakırliyem kamyon şoförüyem, dünyaliyem, seninle tanışmak isterem."
Bu sefer yine ses gelmeyince, bizim şoför toparlanır ve diğer çalılığa doğru yavaşça yürüyerek daha yüksek bir sesle bağırır.
- "Diyarbakırlıyem kamyon şoförüyem, dünyaliyem, seninle tanışmak isterem!"
Çalılığın ordan bir ses gelir:
- "Urfaliyem kamyon şoförüyem, rahatsız etme sıçırem."
* Mısır yağı mısırdan, soya yağı soyadan, ayçiçeği yağı ayçiçeğinden, zeytin yağı zeytinden elde ediliyorsa; bebek yağı neden elde ediliyor?
* Süper yapıştırıcılar madem her şeyi yapıştırabiliyorlar da, kendilerinin içinde bulundukları tüpün iç cidarlarını niye yapıştırmıyorlar?
* Yanlış çevrilen telefon numaraları, niye hiçbir zaman meşgul çalmaz?
* Sadece 'tek heceli' kelimesini söyleyebilmek için, niçin dört hece kullanmaktayız?
* Neden insanlar gökyüzünde 400 milyon yıldız var denildiğinde inandıkları halde, 'yeni boyalı' yazan yüzeyi elleriyle yoklarlar?
* Niçin limonlu gazozların içerisinde bir sürü suni tatlandırıcı varken, bulaşık deterjanında 'gerçek limon suyu' kullanılmaktadır?
* Evli insanlar gerçekten daha mı uzun yaşamaktadırlar, yoksa öyle mi hissetmektedirler?
* Işık 300.000 km/sn hızla yayıldığına göre karanlık hangi hızla çökmektedir?
* Işık hızında giden bir arabada oturduğumuzu varsayarsak, farları (ışıkları) yakınca ne olur?
* Niçin fare kokulu kedi maması yok?
* Teflona hiçbir şey yapışmadığı halde teflon, 'tavaya' nasıl yapıştırılmıştır?
* 24 saat açık denen benzin istasyonlarının kapılarında neden kilit vardır?
* Eğer uçağın karakutusu kaza anında parçalanmıyorsa, neden bütün uçak bu kutunun üretildiği maddeden yapılmamaktadır?