Üç papaz, Akşehir'e hoca merhum ile tanışmaya ve bazı sorular sormaya geldiler. Bir meydan yerine toplanarak konuşacaklardı. Papazlar ve kalabalık halk topluluğu meydan yerini doldurmuştu.
Papazlar sorularını sormaya başladılar.
Birinci papaz:
- Dünyanın ortası neresi? diye sordu.
Hoca eşeğin ön ayaklarının olduğu yeri gösterdi:
- İşte dünyanın ortası burasıdır, dedi. Papaz itiraz etmek istedi:
- Ne biliyorsun orası olduğunu? diye sorunca, Hoca Nasreddin:
- İnanmazsan ölçebilirsin, dedi.
- Kendisinden gayet emindi. Acaba dünyanın yuvarlak olduğunu ta o zaman tahmin etmiş miydi? Çünkü dünya yuvarlak olduğuna göre her yer dünyanın ortası olabilir. fıkraoku. Com
İkinci papaz sordu sorusunu:
- Gök yüzünde kaç tane yıldız var hoca efendi?.
- Hoca cevap verdi:
- Eşeğin sırtında ne kadar kıl varsa o kadar da yıldız var. Papaz itiraz etti:
- Olur mu canım nereden belli doğru söylediğin? deyince, Hoca cevabı yapıştırdı:
- İnanmıyorsan sayabilirsin!...
O da verecek cevap bulamadı tabii. Sıra geldi üçüncü papaza:
- Benim sakalımda ne kadar kıl var? dedi.
- Eşeğin kuyruğunda ne kadar varsa senin sakalında da o kadar kıl var.
Papaz yine itiraz etti:
- Ne malûm aynı olduğu? deyince,
Hoca gayet kestirme bir yol buldu:
- Alırız cımbızı elimize, bir eşeğin kuyruğundan, bir senin sakalından çekeriz. Evvelâ hangisi biterse belki de "o azdır. Eğer denk gelmezse ben dâvayı kaybetmiş sayılırım, dedi.
Papazın işine gelmedi sakalını yoldurmak:
- Haklısın hoca efendi! demek zorunda kaldı.
Bu konuşmalar papazların çok hoşuna gitmişti. Çünkü onlar beklemedikleri bir cevapla karşılaşmışlardı. Hocanın böyle zeki ve kestirme cevaplarına hayran kaldılar.