Sabri’nin aylar süren gol hasreti Twitter’a da dakikalar içerisinde trend topic (TT) oldu. Golün ardından futbolseverler adeta twit yağdırdı.
İşe o twitlerden bazları;
@gelbiikonuscaz: Sabri şaka gibisin ama 1 Nisan’ı bile tutturamadın.
@canmrs9: Sabri gol attığına göre ben de artık 10 bilinmeyenli denklemi çözebilirim.
@pedergusto: ’Sabri’n sonu selamettir.
@senemKaraKartal: Sabri gol attığına göre yarınki üniversite sınavı kaldırılabilir.
@CATUlist: Sabri 1 Nisan şakasını erken yaptı.
@omercelik: YGS’ye girecekler üzülmeyin. Hiçbir şey imkansız değil bakın Sabri de gol attı.
@kmltrkn16: Bu bir kıyamet alameti sonumuz hayırlı olsun.
@oxoinci: Sabri’nin golü sonrası, TÜBİTAK heyet yollayıp TT Arena’da inceleme başlattı.
@gencumit: Sabri gol attı. Tribündeki oğlu bile gözyaşlarını tutamadı.
@k_onur28: Sabri gol atmış, herkez sığınaklara!!
@metinkazdal: Aşk bir gol ise, hepimiz Sabri’yiz.
@yasirkofoglu: Sabri bile gol attı. Sen mesaj atmadın sevgilim… @argostroloji: Sabri de gol attığına göre, artık hesabımı kapatabilirim. Ne de olsa öleceğiz.
@ersinsal: Türk futbolunun geleceği adına, Sabri’nin attığı gol, 2 gol sayılmalı.
@ezgiberkerr: Sabri gol atmayı başarmış, tehlikenin farkında mısınız?
@starksword: Sabri’den gol yiyen Orduspor kalecisinin intihara teşebbüs ettiği öğrenildi.
@srt_Blk: Eyvah! Sabri iki yıl daha oynamayı garantiledi!
@Gurkansumer: Bu gece deprem olabilir. Sabri gol atmış.
@yusufgungorr: Ben aslında pas atmak istemiştim. -Sabri Sarıoğlu @meehmetemin: Sow atınca harika gol, Sabri atınca yanlışlıkla attı.
@blueyoungstar: Sabri bile gol attı. Biz hala AB’ye gireceğiz.

Bir dahaki sefer ellerinizi yıkarken suyun sıcaklığı tam istediğiniz gibi değilse eskiden İngiltere’de bu işlerin nasıl yapıldığını düşünün.
1500´lerde İngilterede işler şöyle yapılıyordu:
İnsanların çoğu Haziranda evleniyordu Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar, Haziranda hala çok kötü kokmuyorlardı. Ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu.
Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu. Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan sonra oğulları ve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve en son olarak da bebekler aynı suda yıkanıyordu. Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü. Ingilizcedeki banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın? (Don´t throw the baby out with the bath water) deyimi buradan gelmektedir.
Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor, kamışların altında tahta bulunmuyordu. Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer olduğu için bütün kediler, köpekler ve diğer küçük hayvanlar (fareler, böcekler) çatıda yaşıyordu. Yağmur yağdığı zaman çatı kayganlaşıyor ve bazen hayvanlar kayarak çatıdan aşağı düşüyordu. İngilizcedeki kedi-köpek yağıyor (It´s raining cats and dogs) deyimi buradan gelmektedir.
Yukarıdan evin içine düşen şeyleri engelleyecek hiçbir şey yoktu. Böceklerin ve buna benzer nesnelerin yatakların içine düşmesi büyük bir sıkıntı oluşturuyordu. Etrafında yüksek direkler ve üstünde örtü bulunan İngiliz usulü yataklar buradan gelmektedir.
Zemin topraktı. Sadece zenginlerin zemini topraktan başka bir şeyden yapılmıştı. Toprak kadar fakir (dirt poor) tabiri buradan çıkmıştır. Zenginlerin ahşaptan yapılmış zeminleri vardı. Bunlar kışın ıslandığı zaman kayganlaşıyordu. Bunu önlemek için yere saman (thresh) seriyorlardı. Kış boyunca saman sermeye devam ediliyordu. Bir zaman geliyordu ki kapı açılınca saman dışarıya taşıyordu. Buna mani olmak üzere kapının altına bir tahta parçası konuyordu ki bunun adı "thresh hold" (saman tutan; Türkçesi "eşik") idi.
Yemek pişirme işlemi her zaman ateşin üzerine asılı durumdaki büyük bir kazanın içinde yapılıyordu. Her gün ateş yakılıyor ve kazana bir şeyler ilave ediliyordu. Çoğu zaman sebze yeniyor, et pek bulunmuyordu. Akşam yahni yenirse artıklar kazanda bırakılıyor, gece boyunca soğuyan yemek ertesi gün tekrar ısıtılarak yenmeye devam ediliyordu. Bazen bu yahni çok uzun süre kazanda kalıyordu. Bezelye lapası sıcak, bezelye lapası soğuk, kazandaki bezelye lapası dokuz günlük (peas porridge hot, peas porridge cold, peas porridge in the рот nine days old) tekerlemesinin menşei budur. Bazen domuz eti buluyorlar o zaman çok seviniyorlardı. Eve ziyaretçi gelirse domuz etlerini asarak onlara gösteriş yapıyorlardı. Birisinin eve domuz eti getirmesi zenginlik işaretiydi. Bu etten küçük bir parça keserek misafirleriyle oturup paylaşıyorlardı. Buna yağ çiğnemek (chew the fат) adı veriliyordu.
Parası olanlar kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabaklar alabiliyordu. Asidi yüksek olan yiyecekler kurşunu çözerek yemeğe karışmasına sebep oluyor, böylece gıda zehirlenmelerine ve ölüme yol açıyordu. Domatesler buna sık sık sebep olduğu için bunda sonraki yaklaşık 400 yıl boyunca domateslerin zehirli olduğu düşünülmüştü. Çoğu insanın kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabakları yoktu. Onun yerine tahta tabaklar kullanıyorlardı. Çoğu zaman bu tabaklar bayat ekmekten yapılıyordu. Ekmekler o kadar bayat ve sertti ki uzun zaman kullanılabiliyordu. Bunlar hiçbir zaman yıkanmadığı için içinde kurtlar ve küfler oluşuyordu. Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyen insanların ağızlarında "tabak ağzı" (trench mouth) denen hastalık ortaya çıkıyordu.
Ekmek itibara göre bölüşülüyordu. İşçiler yanık olan alt kabuğu, aile orta kısmı, misafirler de üst kabuğu alırdı. Bira ve viski içmek için kurşun kadehler kullanılıyordu. Bu bileşim insanları bazen birkaç gün şuursuz vaziyette tutabiliyordu. Yoldan geçen insanlar bunların öldüğünü sanıp defnetmek için hazırlık yapıyordu. Bunlar birkaç gün süreyle mutfak masasının üstüne yatırılıyor¸ aile etrafına toplanıp yiyip-içerek uyanıp uyanmayacağına bakıyordu. Buna "uyanma" nöbeti deniyordu.
Ingiltere eski ve küçük bir yerdi, insanlar ölülerini gömecek yer bulamamaya başlamıştı. Bunun için mezarları kazıp tabutları çıkarıyor, kemikleri bir "kemik evi"ne götürüyor ve mezarı yeniden kullanıyorlardı. Tabutlar açıldığında her 25 tabutun birinde iç tarafta kazıntı izleri olduğu görüldü. Böylece insanların diri diri gömüldüğü ortaya çıktı. Buna çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan dışarıya taşıyarak bir çana bağladılar. Bir kişi bütün gece boyu mezarlıkta oturup zili dinlerdi. Buna mezarlık nöbeti "graveyard shift" denirdi.
Bazıları zil sayesinde kurtulur ("saved by the веll") bazıları da "ölü zilci" (dead ringer) olurdu.
Gerçekler bunlar. Kim demiş tarih sıkıcıdır diye.

Yağmur yağarken balıklar neden şemsiye kullanmaz?
- Balıkçılara yerlerini belli etmemek için
Hacılar içinde hiç uykusu gelmeyen hangisidir?
- Hacı yatmaz
Bir laz pilot ucagi nasil ucurur?
- Dinamitle
Bir laz gulmekten katila katila olmus…Otopsi yapmislar… espriyi bulamamışlar
Bir lazi sinifta nasil teşhis edebilirsiniz?
- Öğretmen tahtayi silerken o da defterini siler
Bir lazi cenazede nasil teshis edebilirsiniz?
- Sadece o hediye getirmiştir
Dolapta iskelet ne anlama gelir?
- Laz saklambaç oynamış
Lazlar buz dolabinda nicin bos sise bulundurur?
- Içki içmeyen misafirler için
Hangi kalemle yazı yazılmaz?
- Kontrol kalemi ile
Timsahlar neden gazete okumazlar?
- Insanlarla ilgili konular onları ilgilendirmez şeker
Bir saat günde 13 defa çalarsa neyi gösterir?
- Bozuk olduğunu
Kimler çalışırken sigara içemez?
- Dalğıçlar
Balıklar neyi sevmez?
- Izgara olmayı
İtfayeciler neden kırmızı kemer takarlar?
- Pantolonları düşmesin diye
Bir ağaçtan bir zencinin koluna düşen böcek ne diye feryat eder?
- Eyvahhh karakola düştük
Hangi yürüyüşte ayakkabılarımızı çıkartırız?
- Sessiz yürüyüşte
İnek kuyruğunu niçin sallar?
- Sütüne sinek düşmesin diye
Türkçede en uzun sözcük hangisidir?
- Lastik
Ankara neden soğuktur?
- 06 olduğu için
Ne zaman 22 dörtten fazla eder?
- 2 ile 2 yanyana olduğu zaman
Hiç solmayan çiçek hangisidir?
- Yapma çiçek
İnsanlara hüzün verici yaş hangisidir?
- Gözyaşı
Türkiye’nin en tatlı dağı hangisidir?
- Elma dağ
Sinamada önümüze bir ayı oturursa ne yapmış oluruz?
- Filmin büyük bir bölümünü kaçırmış oluruz
Dünyanın en büyük kirazı nerede yetişir?
- Tabikii kiraz ağacında
Patlıcan harakeri yaparsa ne olur?
- Karnıyarık olur
Renkli televizyon siyah beyaz televizyona ne der?
- Rengin solmuş
Hiç diş ağrısı çekmeden dökülen şey nedir?
- Tarak
Bir zenci kutuplara giderse ne olur?
- Çikolotalı dondurma
Nerde Cuma Salı dan önce gelir?
- Sözlükte
Kulak ne işe yarar?
- Gözlük takmaya
Dana kuyruğunu niçin sallar?
- Kuyruk danayı sallayamadığı için
Sıfır sekizi görünce ne der?
- Ne kadar sıkılgan, beni görünce belini sıktı
Karınca ata binmiş ve ata ne demiş?
- Hadi bakalım.. lüne parka gidelim
İnekler neden çıngırak takarlar?
- Tabiki kornaları olmadığı için
Elmanın iyisini kim yer?
- Armuttan hoşlanmayan ayılar
Hangi barajda top oynanmaz?
- Futbolcuların kurduğu barajda
Yeniçeriler niçin kazan kaldırmışlar?
- O tarihlerde halter olmadığı için
Duvardaki barometrenin düşmesi neyi gözterir?
- Çivisinin iyi çakılmadığını
İnsanlar nerede ve nasıl susuz banyo yaparlar?
- Plajda güneş banyosu
Kirpi kaktüse ne der?
- Anneciğim
Bir kadın apartmanın 8. katından 6 ayda düşmüş niçin?
- 6 kere ay aya demiş
Patladığı halde ses çıkarmayan şey nedir?
- Sivilce
Pireler ne diye zıplarlar?
- Hop hop diye
Bir kaptan gemiyi ne zaman terk eder?
- Karaya çıkıp evine giderken
Patişahlar neden tahta otururlar?
- Henüz koltuk bulunmadığı için
Ayaklarımızda ellerimiz gibi olsaydı ne yapardık?
- Ne yapacağız , çorap yerine eldüven giyerdik
Nasrettin Hoca eşeğine ne zaman ters biner?
- Eşeğin dikiz aynası kırıldığında
Penguenler niçin sandalyeye oturmazlar?
- Smokinleri buruşmasın diye
Kırmızı pelerine hangi boğalar sinirlenmez?
- Kör boğalar
Sigara içeni köpek ısırmaz niçin?
- Çünkü her yerde herkesten sigara isterler
Bir kartal bir kartala ne demiş?
- Vay be tıpkı bana benziyorsun demiş
Ürök ninile dilimizde hangi anlamda geçer?
- Elinin körü
Acı kaybımız 3 ay önce ailemize katılan, Necmi ismini verdiğimiz kaplumbağamız dün vefat etmiş. Aile arasında sade bir törenle evin arka bahçesine gömdük.
Hayvancağız durduk yerde can verdiği için gidip Necmi’yi aldığımız dükkanın sahibine sebebinin ne olabileceğini sorduğumuzda ”Abi onlar kış uykusuna yatar” cevabını almış bulunmaktayız, hepimizin başı sağolsun. Bu vicdan azabıyla ben de çok yaşamam herhalde.
Annemin Maceraları Shrek’in fragmanlarını gösteren bir televizyon kanalında, el ele tutuşmuş Shrek ve Fiona’yı gören annem, ‘Bunlar Süleyman ve Nazmiye Demirel çifti mi?’ diye sordu! Seçememiş gözleri o mesafeden.
Alfabe Ben de bu yıl okula başlayan torunum için kuvvetli bir moral alkışı istiyorum. Daha ikinci gün: ‘Örrrtmenim, taa evden buraya tel çizmeye mi geldik, hep yumarlak mı yapcaz, harf felan öretmicen mi?’ deme cesaretini gösterdiği için.
Annem!
‘Bu taraf bitti.’ diye CD’yi arkasına çeviren ve sonra da ‘CD çalar çalışmıyor!’ diye feryat eden anneme alkış az geliyor!
Modem Yemek masamın üstünde duran modeme uzun uzun bakan anneanem ‘Bu ne?’ diye sordu. Ben de kolay anlasın diye ‘Hani benim bilgisayarım var ya onunla internete giriyorum. İşte internete girmek için o kutu zorunlu.’ diye uzun uzun açıkladım. Anneannem dinledi beni; ‘Yani modem bu’ dedi ve konu kapandı…
Yaz Okulu Bir alkış da annesine yaz okulunu kazandığı müjdesini veren üniversite öğrencisine gelsin. Bu yaratıcılığa şapka çıkartılır.
Beyin göçü Tikky olduğu her halinden belli olan kızımız Beşiktaş-Taksim midibüsünde yanındaki arkadaşına dert yanmaktadır. ”Şekerim dördüncü kez girdim ÖSS’ye, ama yine kazanamadım, gidicem sonunda Amerika’ya o olucak. Böyle böyle beyin göçü oluyor işteeaa!” Sen giт, masrafları ben karşılıyorum.
Alman yazar Bir alkış da lisede edebiyat dersinde okuduğu şiir bitince sınıfa dönüp ‘Bu şiiri ünlü Alman yazar Goethe yazmıştır’ diyen hocaya, ‘Niye, kağıt bulamamış mı?’ cevabını veren arkadaşa gönderelim.
Düz mantık Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında ”Bu ev kiralıktır” yazılı bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka evin camında ”Bu da” yazısını görürseniz bilin ki Trabzon’dasınız.
İngilizce yazılısı Bir alkış da ingilizce sınavında ‘Nice ……..’ şeklindeki boşluğu ‘Nice mutlu yıllara!’ şeklinde dolduran, dahi mi aptal mı olduğunu henüz anlayamadığımız öğrencime istiyorum.
Hügo’lar Beşledi Bir alkış da lisede edebiyat kitabından bir metni tüm sınıfa sesli olarak okurken V. Hugo’ya ‘Beşinci Hugo’ diyen arkadaşımıza gelsin.
Ne zaman?
Kardeşim karne almıştı. Fakat birçok zayıf notu vardı. Annem, babamla beni kenara çekip uyarıları sıralıyordu; ‘Sakın çocuğun moralini bozmayın, sakın kötü bir şey söylemeyin.’ Uyarılar özellikle babama yönelikti; ‘Hele de sen, sakın çocuğun gururunu kırma.’ Babam daha fazla dayanamadı ve sordu; ‘Karne için ne zaman özür dileyeceğiz?’
Havale Bankada gişenin önünde işlemimin yapılmasını bekliyorum. Yanımdaki gişede işlem yaptıran yaşlı teyzeye, işlemini yapan kadın soruyor:
‘Parayı kim alacak teyze? Alıcısına ne yazalım?’ Teyzem cevap veriyor:
‘Bu paranın hayrını görme İnşallah yazalım.’
Lamba Dün gece evime giderken yolun tenhalığından olsa gerek kırmızı ışıkta geçtim. Ardından yurdum polisine alkışı hak ettiricek anons: ‘Bacım o geçtiğin gece lambası değildi, çek sağa.’
Hacim nedir?
Öğretmen bir arkadaşımdan naklen; 5. Sınıfların Fen Bilgisi sınavının 2.
Sorusu: ‘Hacim nedir? Bir örnek vererek açıklayınız.’ Öğrencimizden gelen cevap: ‘Hacdan gelenlere hacim denir. Örnek: Nasılsın hacim?’
Asabi Polis Hareketli bir Bağdat Caddesi akşamında, polis abilerimiz rutin olduğu üzere devriye gezmektedir. Işıklarda müşteri bekleyen taksiye yaklaşılır ve; ”Ticari, bekleme yapma, devam et.” anonsu yapılır.
Camdan eliyle ‘1 saniye’ işareti yapan taksiciye, ikinci ve çok manidar anons gelir ardından; ”Ticari, benne pölümüye girme! Devam et dedik!”
Neden olmasın 5 yaşındaki yeğenime babası soruyor: ‘Büyüyünce ne olacaksın kızım?’ ‘Asena olacağım babacım; sen ne olacaksın?’ Babası gayet sakin cevap veriyor: ‘Katil’ İkisine de meslek hayatlarında başarılar.
BEN BALIĞA ÇIKIYORUM: Ben, elimde bir çubukla bütün gün sandalda oturacagim, kusana kadar içicegim ve denizde yüzen baliklari izliyecegim BU ERKEKLERI ILGILENDIREN BIRSEY: Bunun bilinen bir mantikli açiklamasi yok, bosuna ugrasma, hiçbir mantik kalibina sokamazsin.
YEMEGE YARDIM EDEYIM MI?: Yemek neden hala masaya gelmedi?
EVET TATLIM… HAKLISIN SEVGILIM: Çevirisi yok.. Onlar bu sözleri periodik olarak söylemeleri için sartlandirilmistir.
ELBETTE SENI DINLIYORDUM TATLIM; SADECE AKLIMDA BIR SÜRÜ KARMASIK IS VAR: Su karsidaki kizil bombanin içinde sütyen var mi, yok mu kafam ona takildi da!
SEVGILIM BIRAZ ARA VER, SABAHTAN BERI EVI TEMIZLEYECEGIM DIYE HELAK OLDUN: Su elektrikli süpürgeyi artik sustursan iyi olacak, filmin içine ettin!!
HMMM… EVET ÇOK ILGINÇ HAYATIM: Sen hala konusuyor musun?
SENI DÜSÜNÜYORDUM VE SANA BU GÜLLERI GETIRDIM CANIM: Kösebasinda gülleri sатаn kiz tam bir afetti.
ENDIŞELENME TATLIM, ALT TARAFI KÜÇÜK BIR KESIK: Aslinda tam damari kestim ama geberecegimi bilsem, canimin ne kadar acidigini itiraf etmeyecegim.
HEY BUNUN IÇIN NEDENLERIM VAR: En kisa zamanda iyi bir tane bulsam iyi olucak TABII KI SENI DUYDUM TATLIM: Ne söyledigin hakkinda hiçbir fikrim yok ve umarim dinliyormus gibi yaptigimi anlayinca, 3 saat bagirip çagirmazsin BILIYORSUN GÜZELIM, BEN BASKASINI SEVEMEM: Senin çigliklarina bile zar zor alistim ve daha kötüsüyle karsilasma riskini göze alamam.
MUHTEŞEM GÖRÜNÜYORSUN: Tanrim ne olur bu denedigin son elbise olsun yoksa kalp krizi geçiricegim.
1. Kâğıt mendili kumaş mendil gibi günlerce buruşuk şekilde cebinde taşır.
2. Rüzgârlı havalarda küller uçmasın diye küllüğe su koyar.
3. Serçe parmağını kulağına sokup iyice sallayarak karıştırır.
4. Gazete bulmacasını hep başkalarına sora sora çözebilme becerisini gösterip, kendisi çözdü diye sevinir.
5. Sakal traşı olduktan sonra kanayan yerlerine küçük kâğıtlar yapıştırır.
6. Evdeki yaşlılar da kullanabilsin diye tv kumandası, telefon gibi aletlerin üzerindeki tuşların Türkçesini tercüme edip yapıştırır. (on-aç; off-kapa ; redial-tekrar ara ; volume-ses vb…) 7. Çayı soğumasın diye çay tabağının içine sıcak su koyarak soğumasını önler.
8. Soba borusu aktığında yoğurt kaplarını telle soba borusuna bağlar.
9. Nezle olunca tuvalet kağıdını uzun bir şerit yaparak kullanır.
10. Diş fırçasıyla dişini fırçalamayıp da saçını boyamak için kullanan birini görürseniz o, saçını seven bakımlı bir Türk tür.
11. Konuşma yeteneği olan hayvanlara ilk olarak küfür etmesini öğretir.
12. Sahilde mayosunu kabinde giymek yerine arkadaşlarına havlu tutturarak giymeye çalışıp bir de arkadaşlarına "bakmayın lan" diye çıkışır.
13. Denize girip güneşlendikten sonra aşırı derecede yanan sırtına yoğurt sürerek iyileştirebilir.
14. Dolmuşta veya otobüste bozuk paraları avucunda toplayıp şıkır şıkır çevirip ses çıkartır.
15. Herhangi bir yere hesap öderken arkasına dönüp gizli gizli para sayar.
16. Denizde "suyun altında nefessiz ne kadar kalabiliyorum" diye deneme yapıp boğulma tehlikesi geçirir.
17. Beton döktükten sonra bir sanat eseri yapmışçasına beton kurumadan tarih ve imza atar.
18. Çorabının kirlenip kirlenmediğini burnuna götürerek kısa süreli koklayarak anlar.
19. Simit yedikten sonra, masaya dökülen susamları parmağının ucunu ıslatarak toplayıp yutar.
20. Daha birinci telefon zili çaldığında telefonun başına dikilir ama açmak için ikinci kez çalmasını bekler.
21. Yeni yapılmış bir binanın yeni takılmış camına beyaz boyayla S harfi yazar.
22. Bir dükkâna girip, onun bunun fiyatını sorduktan sonra "abi araba beş dakka dursun, ben hemen gelicem" deyip, iki saat sonra gelir.
23. Okul yıllığında kendisi hakkında; okulu kırıyordu, kopya uzmanıydı gibi yazıları arkadaşlarına gösterip bununla övünür.
24. Gazete bayiinin önünde durup tezgâhtaki gazeteleri ayaküstü okur.
25. Cebinden çıkardığı paraların içinde en eskisini özenle arayıp bulduktan sonra para üstü verir.
26. Günlük gazeteyi alıp evinin bir köşesinde biriktirir ve kuş kafesinin altına sermek için, kışın sobayı tutuşturmak için, bardak çanak sarmak için kullanır.
27. Trafikte ambulansın peşinen takılarak sıkışıklıktan kurtulup, uyanıklık yaptığını zanneder.
28. Kâğıt paraların üzerine not alır ve parayı harcadığı için notu kaybeder veya elden ele dolaşacağını bildiğinden komik yazılar yazar. (Paranın ön yüzüne tehlike anında arkayı çeviriniz yazıp anında çevirince de şimdi değil salak tehlike anında yazanlardan bahsediyoruz) 29. Gece aşırı nem ve sıcak olmasına rağmen, üzerine örtmese de yanına yorgan alıp yatar.
30. Çocuğu yanlışlıkla elini kestiği veya düştüğü için ağladığında elini kesti veya düştü diye çocuğunu döver.
31. Taksi tuttuğunda şoförün yanına oturur. Eğer üç dört kişi taksi tutuyorsa, taksi parasını veren kişi ön koltuğa oturur.
32. Kredi kartının işlevsel kısmı zarar görmesin diye seloteyp yapıştırır.
33. Kaldırımda değil de cadde ortasında yürür ve yanından hızla geçen arabaya da "çarpsaydın bari" diye tepki gösterir.
34. Bir turiste adres tarif ederken bağıra bağıra Türkçe konuşur.
35. Beş genci yazın öğle sıcağında beyaz renkli Şahin marka bir otomobilin içinde, atletli olarak sokakları turladıklarını görürseniz bilin ki onlar Türk tür.
36. Alışveriş merkezlerindeki güvenlik kameralarında saç tarar.
37. Birini çağırmak için kapı zilini çalmak yerine evin camına taş atarak amacına ulaşmaya çalışır.
38. Kürdanla dişini karıştırdıktan sonra çıkarıp bakar ve tekrar ağzına koyar.
39. Ütü fişi, teyp fişi veya televizyon fişi kablosunun bakır teli dışarı çıkmış ise çocukları elektrik çarpmasın diye bakır teli seloteyple yapıştırır.
40. Yemeğini yedikten sonra tatlı yiyecekse, bulaşık çıkarmamak için çatalını veya kaşığını iyice yaladıktan sonra tatlısını yer.
41. Ailece televizyon izlenen bir evde kumanda babanın elindeyse ve o ne izlerse diğerleri de onu izlemek zorunda kalır.
42. Ceket giyecekse gözükmez diye gömleğini ütülemez, kazağının altına giyecekse gömleğin sadece yakasını ütüler.
43. Çantasının içinde yeni tanıştığı birisine bile çekinmeden göstermek üzere en güzel fotoğraflarını ve aile albümünü taşıyan birisini görürseniz hemen boynuna sarılmayın yoksa çantayı kafanıza yiyebilirsiniz, çünkü o kişi bir Türk kızıdır.
44. Bir Türk esnafı, müşterisinden aldığı parayı önce iki ucundan tutup iki defa gerginleştirir daha sonra da güneşe doğru tutup bakarak sahte olup olmadığını anlar.
45. Fayton, at arabası ve el tezgâhına bisiklet kornası takma fikrinin patenti yüzde yüz bir Türk e aittir.
46. Evin bir odasının ampulü patladığı zaman yenisini almayıp da fazla kullanmadığı bir odanın ampulünü onun yerine takar.
47. Evinde bulunan saksıların dibini kül tablası olarak kullanır.
48. Dişlerini gazoz açacağı, fındık ve ceviz kıracağı olarak kullanır.
49. İşinde iyi olan birisini överken hakaretle iltifat eden bir Türk ten başkası olamaz. ( Şerefsizin oğlu ne iş yapmış be kardeşim, helal olsun) 50. Aracın sinyal lâmbaları dururken kolunu çıkararak "dönüyorum" işareti verir.
51. Yemeğin etini en sona bırakır.
52. Trafik ışıkları kırmızıdan yeşile döndüğünde önündeki herkesi kör veya salak sanarak kornaya basar.
53. Dingildeyen bir masanın ayağına kâğıt sıkıştırma fikri bir Türke aittir.
54. Dişlerinin arasından "vııj vııj" diye ses çıkarabilir.
55. Tv de film seyrederken filmin oyuncularıyla diyalog kurabilen (dur oraya gitme öldürecekler seni) Türk sinemaseverlerdir.
56. Kulağını kalem ya da örgü şişiyle karıştırabilir.
57. Arabasına öküz, köpek, horoz sesli korna taktırma gibi bir buluşun sahibidir.
58. Gazete kâğıdını en iyi şekilde kullanır.(Cam silme bezi, külah, mendil, sofra bezi) 59. Ancak bir Türk kadını, denize dikkat çekmemek için elbiseleriyle girip, bütün dikkatleri üzerine çekebilir.
60. Plastik yoğurt kabını saksı yapar.
61. Arabasının arkasına yazı yazar. (Rahmetli de sollardı, tek rakibim THY, kıroyum ama para bende) 62. Uçakta bulunan tanıdıklarına uçak havalandıktan sonra görmeyeceğini bildiği halde el sallar.
63. Çiğnediği sakızı daha sonra çiğnemek üzere kafasındaki tülbente yapıştıran bir Türk kadınından başkası değildir.
64. Tek abdestle beş vakit namaz kılmak için iki büklüm kıvranır.
65. Desenlerini çok beğenerek aldığı yeni bir mobilyanın üstünü başka bir örtü örterek kullanır.
66. Çayı, çay tabağına döküp içer.
67. Geçirdiği bir trafik kazasından sonra kanlar içinde çıkıp çarpılmış arabasına üzülür.
68. Tüp kaçırıyor mu, kaçırmıyor mu diye kibrit yakıp kontrol eder.
69. Yemekte eti bıçakla değil, çatalın yanıyla kesmeye çalışır.
70. Kırmızı ışıkta durduğunuz için size ancak bir Türk bağırabilir.
71. Otoyolda, otomobilin gaz pedalına tuğla koyup, yorulmadan kullanma fikri bir Türk ündür.
72. Cola yı çalkalayıp fışkırtarak asitsiz içmeyi akıl edebilir.
73. Elektronik hesap makinesini, uzaktan kumandasını naylona sarmış, üzerine de ambalaj lastiği geçirmiş birini görürseniz Türk tür.
74. On yıllık bir otomobilin koltuk ambalaj naylonlarını çıkarmadan kullanma becerisini gösterir.
Bunlar dışında aklına gelen ekleyebilir…