Nasreddin Hoca sürekli ikilemeli konuşan bir arabacıya bir gün der ki:
- Efendi, benim eşyalar taşınacak, gel de taşı. Arabacı;
- Neler var? Diye sorar. Hoca;
- Dolap molap, yatak matak, sandalye mandalye, der. Arabacı;
- 50 Akçeni alırım Hoca, der. Hoca;
- Olur, der. Arabacı eşyaları taşır, Hoca adama 25 Akçe verir. Adam;
- Hoca, bu paranın yarısı, der. Hoca;
- İyi ya işte, sen de eşyaların yarısını taşıdın; dolabı götürdün, molap kaldı, yatağı götürdün, matak kaldı, der.
Nasreddin Hoca, bir gece, derin uykuda iken. görmüş. Tanımadığı kişiler, Hocaya dokuz akçe vermişler.
Hoca,dokuz akçeyle yetinmek istememiş:
- Hiç değilse, bunu on akçe yapın demiş. Fakat, parayı verenler, dokuz akçeden fazlasını, bir türlü vermek istememişler.
Tam bu sırada, Hoca uykusundan uyanmış. Birde bakmış ki, avucunda, değil dokuz akçe, bir akçe bile yok. Şaşırmış, üzülmüş. Gözlerini sıkı sıkı kapayarak, elini uzatmış:
- Vazgeçtim on akçeden, dokuz akçe olsun yeter, demiş.