• Home
  • Tüm Kategoriler
  • Popular
  • Komik Resimler
  • En İyi Fıkralar
  • En son şakalar
  • Nasrettin Hoca Fıkraları
  • +18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
  • Asker fıkraları
  • Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
  • Bayburt Fıkraları
  • Bektaşi Fıkraları
  • Belaltı Fıkraları
  • Büyük Fıkraları
  • Cimri Fıkraları
  • Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
  • Çorum Fıkraları
  • Deli Fıkraları
  • Dini Fıkralar
  • Doktor Fıkraları
  • Dursun Fıkraları
  • Duvar Yazıları
  • Elazığ Fıkraları
  • Erkek Fıkraları
  • Erzurum Fıkraları
  • Evlilik Fıkraları
  • Fıkra Gibi Komik Olaylar
  • Fıkralar - Corona (Covid-19)
  • Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
  • İngiliz Alman Türk
  • Ingiliz-alman-turk-fikralari
  • Kadın Erkek Fıkraları
  • Kadın Fıkraları
  • Kamyon Yazıları
  • Kapak Edici Fıkralar
  • Karadeniz Fıkraları
  • Karı Koca Fıkraları
  • Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
  • Kısa Fıkralar
  • Komik Hikayeler
  • Komik Şakalar
  • Komik Sözler
  • Köylü Fıkraları
  • Kurban Fıkraları
  • Mardin Fıkraları
  • Matematik Fıkraları
  • Meslek Fıkraları
  • Mühendis Fıkraları
  • Nam-ı Kemal Fıkraları
  • Okul fıkraları
  • Polisler hakkında fıkralar
  • Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
  • Ramazan Fıkraları
  • Sarhoş Fıkraları
  • Sarışın fıkraları
  • Seçim Fıkraları
  • Sekreter Fıkraları
  • Şoför Fıkraları
  • Soğuk Espiriler
  • Spor Fıkraları
  • Tarih Fıkraları
  • Temel Fıkraları
  • Trakya Fıkraları
  • Ünlülerden Fıkralar
Български English Deutsch Español Русский Français Italiano Ελληνικά Македонски Türkçe Українська Português Polski Svenska Nederlands Dansk Norsk Suomi Magyar Româna Čeština Lietuvių Latviešu Hrvatski
My Jokes Edit Profile Logout
  1. En son şakalar
  2. Nasrettin Hoca Fıkraları

Nasrettin Hoca Fıkraları

Add a joke En son şakalar En İyi Fıkralar
Günün birinde komşu köyden Ahmet adında biri elinde hediye bir tavukla çıkagelir ve o akşam Hocanın evinde misafir olur. Bir hafta sonra Ahmet'in arkadaşı olduğunu söyleyen bir başka kişi yine gelir ve Hoca onu da evinde bir gece en güzel şekilde ağırlar. Bir zaman sonra Ahmet'in arkadaşının arkadaşı olduğunu söyleyen biri daha gelir, Hoca onu da sofraya oturtur ve önüne bir kase sıcak su koyar. Bu işe şaşan adama Hoca tebessümle:
- "Bu Ahmet'in tavuğunun suyunun suyu" der.
Ekmek ve Kar
Kahvede bir masa sohbetinde yeni yemekler bulma fikri ortaya atıldı. Hoca bunu sonuna kadar dikkatlice dinledi ve gayri ihtiyari:
- "Ben de bir defa kar ile ekmek yemeğini hazırlamıştım, ama o benim bile hoşuma gitmedi", demiş.
0
0
4
Hoca yine bir gün merkebi(eşeği)ni kaybetmiş, çarşıda bağıra bağıra:
- Benim merkebimi kim bulursa, yularıyla, semeriyle müjde olarak ona vereceğim, diyerek herkese bildirmiş.
Birisi:
- "Hoca, merkebi semeriyle, yularıyla bulana tekrar verdikten sonra, ha kaybetmişsin, ha kaybetmemişsin bir şey fark eder mi? Bundan sen ne kazanmış olacaksın!" Diye sormuş.
Hoca gülerek:
- İyi amma, ya bulmak zevkini o kadar önemsiz mi zannediyorsun...
0
0
4
Nasreddin Hoca’ya sormuşlar:
’Hocam, cenaze töreninde bir tabutun neresinde gitmek gerekir.’
Nasreddin Hoca da soruyu sorana şöyle der:
’İçinde gitme de, neresinde gidersen giт.’
0
0
4

Nasreddin Hoca bir gün balık avına gitmiş. Dere kenarında bir ağacın altına oturmuş. Oltasını çıkarmış. Kancanın ucuna yanında getirdiği küçük beyaz kurtçuklardan birini takmış, suya fırlatmış. Başlamış beklemeye?
İki üç dakika geçmiş geçmemiş, büyükçe bir balık oltanın önünde peydah olmuş. Balık oltanın etrafında birkaç tur atmış ve yemi kancasından çıkarıp yemiş. Nasreddin Hoca bu işe çok şaşmış.
Kancanın ucuna bir kurtçuk daha takmış. Balık aynı şekilde kurtçuğu yemiş, kancaya tutulmamış. Nasreddin Hoca balığa oyun oynamaya karar vermiş. Oltanın ucundaki kancanın ucuna biraz daha küçük bir kanca takmış, suya fırlatmış. Az sonra balık alışkın hareketlerle gelmiş, küçük kancayı kurtçuk zannedip ısırmış ve oltaya yakalanmış. Başlamış çırpınmaya?Nasreddin Hoca hemen oltayı sudan çıkarmış ve balığı tutmuş:
? Seni köftehor, bütün yemleri yedin bitirdin. İyi alışmıştın hazırlopçuluğa. Ben buraya doyunmaya gelmiştim, doyurmaya değil ? demiş ve balığı pişirip, afiyetle yemiş.
0
0
4
Çocuklar bir gün dere kenarında oynuyormuş. Nasreddin Hoca'yı gören çocuklar, "haydi Hoca'ya şaka yapalım" demişler. Çocuklar ayaklarını birbirine dolaştırıp:
- Hocam ayaklarımız karıştı, bulamıyoruz, demişler.
Hoca söyle bir bakmış eline bir sopa almış. Çocukların ayaklarına ufaktan dokunmaya başlamış. Çocuklar hemen ayaklarını çekmişler. Hoca:
- Gördünüz mü? Nasıl da buldunuz ayaklarınızı, demiş.
0
0
4
Bir gece Hoca'nın evine hırsız girer, evde ne var ne yok hepsini çalar, evine götürür.
Bu sırada onu gözetleyen Hoca eşyasının kalanlarını sırtına alarak hırsızın evine götürür.
Hırsız hayretle sorar:
- Evimde bu saatte ne arıyorsunuz? Hoca gayet sakin:
- Oğlum biz bu eve taşınmadık mı?
0
0
4
Biri Hoca'ya sormuş:
- "Gagasında zeytin dalı ile Nuh Peygamber'e geri gelen güvercin dişi miydi yoksa erkek miydi?"
- "Tabii ki, erkekti, şayet dişi olsaydı, o kadar süre ağzını kapalı tutamaz ve zeytin dalını getiremezdi."
0
0
4
Hoca, minberden cemaate hitaba başlar:
- Ey cemaat-i müslimin, deyince: Arkalardan Temel, cevap verir:
- Efendum! Bağa mi deyisun?
0
0
4
Nasreddin Hoca pazarda görüp beğendiği fiatı yirmi akçe olan konuşkan papağanı uzun pazarlıktan sonra beş akçeye alır. Fakat papağanı evde bir türlü konuşturamaz.
"Ey papağan, neden böyle yapıyorsun? diye sorar.
Papağan:
"Bak Hoca, beni ucuza kapatıp beş akçeye aldın. Dünyada bir tek uyanık sen misin? Eski sahibimi buraya getir. Gözümün önünde on beş akçeyi ver. Söz sana sabah akşam susarsam namerdim."
Hoca adamı bulup evine getirir ve papağanın önünde on beş akçeyi verir. Bunun üzerine papağan neşelenir ve konuşmaya başlar. Anlatır da anlatır. Dört gün sonra Hoca çaresiz papağana yalvarır:
" Papağan, ne olur, sus artık. Günlerdir uyuyamadım. Al şu iki akçeyi, " der. Papağan akçeleri alır ve susar. Nasreddin Hoca uykuya dalar ve ertesi güne kadar deliksiz bir uyku çeker.
0
0
4
Hoca Merhum bir gece evin damında bir ayak sesi duyup hırsız olduğunu anlar ve:
- Hatun geçen gece eve geldim, kapıyı o kadar çaldığım halde açmadın ben de şu duayı okudum ve ayın ışığına yapışarak yavaş yavaş bacadan girdim, der ve bir dua okur.
Hırsız Hocanın okuduğu duayı ezberler ve o da biraz sonra evdekilerin uyuduklarına kalbi kanaat getirince duayı okuyarak kendisini bacadan aşağı koyverir. Bir de bakar ki yorgunluktan kıpırdayacak hali kalmamış. Hoca Merhum hemen koşup:
- Hanım hırsızı yakaladım, çabuk ip getir diye bağırınca hırsız:
- Efendi kendini boşuna yorma, o dua sende, bu akıl bende olduğu müddetçe ben senin elinden nasıl olsa kurtulamam, der.
0
0
4
Hoca yer altında bir ahır yapmak hevesine kapılmış. Toprağı kaza kaza her şeyden habersiz bir halde komşunun ahırına geçmiş. Bir sürü öküz görünce koşa koşa karısının yanına gitmiş.
- "Hanım, hanım!" diye bağırmış.
- Müjdemi isterim! Eski zamandan kalma bir ahır ve birçok öküz buldum.
0
0
4
Nasreddin Hoca, Akşehir'de kadılık yaparken birbirlerinden şikayetçi olan iki adam huzura gelir. Biri, bana borcu vardı, ödemedi. Ben de borcuna karşılık tarlasının bir kısmını çitle çevirdim, der. Öteki, doğru, borcum var, ödeyemedim ama tarlamın bir kısmını sahiplenmesi doğru değil, der. Hoca olay yerine iki adam ve şahitlerle gider. Çiti kaldırtır. Alacağın var ama böyle yapman yanlış, der. Borcu olan adama, sen de borcunu öde, der. Adam, param yok, der. Nasreddin Hoca, paran yok ama malın var. Tarladaki buğdayı sat, der. Orada bulunan şahitlerden ve meraklı köylülerden buğdayı satın alan çıkmaz.
Bunun üzerine Hoca tarladaki buğdayı ortalama bir fiyata satın alır. Adam, paranın bir kısmıyla borcunu öder. Böylelikle mesele tatlıya bağlanır. Olanlar kısa zamanda Akşehir'de kulaktan kulağa yayılır. Herkes, bravo şu Nasreddin Hocaya, der.
Davaların kısa sürede sonuçlanmasının ve adaletin yerini bulmasının halkın yararına olduğu bir kez daha anlaşılır.
0
0
4

Nasreddin Hoca'nın evine bir gün üç molla misafirliğe gelir.
Üçü de birbirinden oburdur. Hoca ne yemek çıkarırsa silip süpürürler. O kadar ki sahanlarda yemek bitince, bunu da "sünnettir" diye ekmekle iyice sıyırırlar.
Bu sırada odaya Hoca'nın oğlu girer. Mollalar Hoca'yı memnun etmek için:
- Aman ne güzel çocuk. Adı ne bunun? Diye sorarlar. Hoca:
- Adı Farzdır, der.
Mollalar şaşırıp birbirlerine bakarlar:
- Bu ne biçim isim Hoca Efendi? Şimdiye kadar böyle bir isim hiç duymamıştık derler. Hoca hemen taşı gediğine koyar:
- Ya sünnet diyeyim de onu da mı yiyesiniz?
0
0
4
Hoca'ya sormuşlar:
- Evlendiğinde kaç yaşındaydın?
- Ne bileyim, demiş, o zamanlar aklım başımda mıydı sanki.
0
0
4
Nasrettin Hocaya sormuşlar;
- Hocam, bir rivayete göre çaylak denilen hayvan altı ay erkek olurmuş, altı ay ise dişi; doğru mudur?
- Valla, demiş, bu suale hakkıyla cevap verebilmek için bir yıl çaylak olmak gerek!
0
0
4
Hoca bir gün anahtarını kaybetmiş. Bahçede döne döne ararken hanımı sormuş:
- Anahtarını nerede düşürdün bey?
- Bre kadın, nerede düşürdüğümü bilsem hiç arar mıyım?
0
0
4
Nasrettin Hoca bir gün azgın mı azgın ,inatçı mı inatçı bir katıra binmiş, pazara gidiyormuş. Fakat hayvanı bir türlü gideceği yöne çevirememiş, yoldan geçenler:
- Hocam ,nereye gidiyorsun böyle? Hocanın sabrı tükenmiş:
- Görmüyor musun? katırın istediği yere!... demiş.
0
0
4
Bir gün Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:
Hocam saz nasıl çalınır.
Nasrettin Hoca cevap vermiş:
- Boğazını sıkıp,karnını gıdıklayarak.
Demiş.
0
0
4
  • Önceki Sayfa
  • Sonraki Sayfa

Privacy and Policy Contact Us