Bir gün Temel ve Dursun, kahvenin önünde oturuyorlarmış. Bir turist gelmiş ve Temel'e, İngilizce yol sormuş. Temel, turistin ne dediğini anlamadığı için cevap verememiş. Turist bu defa Almanca sormuş. Temel yine cevap verememiş. Turist bu kez Fransızca sormuş. Temel yine cevap verememiş.
Turist son olarak İspanyolca sormuş. Temel, bu kez de cevap verememiş. Sorusuna cevap alamayan turist çok kızmış ve bağırıp çağırdıktan sonra çekip gitmiş. Bunun üzerine Dursun, Temel'e demiş:
- "Ula Temel, bir lisan öğrenmemizin zamanı geldi galiba."
Temel, umursamaz bir şekilde Dursun'a cevap vermiş:
- "Ula Dursun, boş ver, ne gerek var? Bak, adam dünya kadar lisan biliyor ama bir derdini anlatabildi mi?"