• Home
  • Tüm Kategoriler
  • Popular
  • Komik Resimler
  • En İyi Fıkralar
  • En son şakalar
  • Nasrettin Hoca Fıkraları
  • +18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
  • Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
  • Bayburt Fıkraları
  • Bektaşi Fıkraları
  • Belaltı Fıkraları
  • Büyük Fıkraları
  • Cimri Fıkraları
  • Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
  • Çorum Fıkraları
  • Deli Fıkraları
  • Dini Fıkralar
  • Doktor Fıkraları
  • Dursun Fıkraları
  • Duvar Yazıları
  • Elazığ Fıkraları
  • Erkek Fıkraları
  • Erzurum Fıkraları
  • Evlilik Fıkraları
  • Fıkra Gibi Komik Olaylar
  • Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
  • İngiliz Alman Türk
  • Ingiliz-alman-turk-fikralari
  • Kadın Erkek Fıkraları
  • Kadın Fıkraları
  • Kamyon Yazıları
  • Kapak Edici Fıkralar
  • Karadeniz Fıkraları
  • Karı Koca Fıkraları
  • Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
  • Kısa Fıkralar
  • Komik Hikayeler
  • Komik Sözler
  • Köylü Fıkraları
  • Kurban Fıkraları
  • Mardin Fıkraları
  • Matematik Fıkraları
  • Meslek Fıkraları
  • Mühendis Fıkraları
  • Nam-ı Kemal Fıkraları
  • Okul fıkraları
  • Polisler hakkında fıkralar
  • Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
  • Ramazan Fıkraları
  • Sarhoş Fıkraları
  • Sarışın fıkraları
  • Savaş ve asker fıkraları
  • Seçim Fıkraları
  • Sekreter Fıkraları
  • Şoför Fıkraları
  • Soğuk Espiriler
  • Spor Fıkraları
  • Tarih Fıkraları
  • Temel Fıkraları
  • Trakya Fıkraları
  • Ünlülerden Fıkralar
  • Chuck Norris fıkraları
  • Futbol fıkraları
  • Kaynana fıkraları
  • Yahudiler hakkında fıkralar
Вицове за Шотландци Scots jokes, Scotsman Jokes, S... Schottenwitze, Schotten-Witze,... Chistes sobre Escoceses Анекдоты про Шотландцев Blagues sur les Ecossais Barzellette su Scozzesi Σκωτσέζικα αστεία Вицеви за Шкотланѓани Türkçe Жарти про Шотландців Piadas sobre Escoceses Dowcipy i kawały: Szkoci Skottehistorier Moppen over Schotten Vittigheder om skotter Vitser om skotter Vitsit skoteista Skót viccek Bancuri Scotieni Anekdoty a vtipy o Skotech a l... Anekdotai apie Škotus Joki par Skotiem Vicevi o Škotima
My Jokes Edit Profile Logout
  1. En son şakalar
  2. İskoçyalı fıkraları

İskoçyalı fıkraları

Add a joke En son şakalar En İyi Fıkralar
A rabbi and a priest crash into each other at a four-way junction. They both get out of their cars and look at the wreck. They both thank God they are OK, and the priest says, ‘This must be a sign that God wanted us to meet.’ The rabbi says, ‘Yes, indeed, let’s drink.’ So the rabbi gets out... Em uma noite chuvosa, dois carros se chocam em uma estrada. Um pertencia a um advogado, o outro a um médico. Ao sair de seu automóvel, o médico, preocupado, se dirige ao carro do advogado e... En rabbiner og en præst kommer ud for en bilulykke. Deres biler drøner Sammen og bliver fuldstændigt smadrede. Men besynderlig nok er ingen af de to mænd kommet noget til. Efter at de hver især har... Dos coches se chocan derrepente,de uno sale una mujer y del otro un hombre La mujer dice esto a sido un milagro que nos allamos chocado y no nos a pasado nada La mujer trae una botella de cerbeza y...
Bir gece eve dönen bir İskoçyalı, bir İngiliz tarafından sürülen bir arabaya çarptı.
İskoçyalı özür dilemek için arabadan indi ve İngilize yanındaki viskiden içmeyi teklif etti. İngiliz bir şeyler içme konusunda mutluydu.
“Devam et,” dedi İskoç, “bir içki daha iç.”
İngiliz minnetle içti. “Ama sen de bir tane istemiyor musun?” Diye sordu İskoçyalıya.
“Belki,” dedi İskoç, “polis gittikten sonra”
1
0
4
İskoçyalının biri Paris'e gitmiş. Gezerken bir lokantanın önünde kocaman bir mönü görmüş. Üzerinde, "Günün yemekleri" yazıyormuş.
İskoçyalı lokantadan içeri girip garsona sormuş:
- Özür dilerim, listede olmayan yemekler dünden kalma mı?
1
0
4
İskoçyalının biri sinema gişesine gidip bilet fiyatlarını sormuş. Belki en az iki kere... Gişedeki adam,
- Efendim birinci yirmi milyon lira, ikinci on milyon lira, dedikten sonra biraz da alaycı bir şekilde sözlerini sürdürmüş:
- Program broşürümüz de bir milyon lira. Hangisinden vereyim.
İskoçyalı,
- Çok teşekkür ederim. Ben programda oturmayı tercih ederim, demiş.
1
0
4

Seyahate giden bir İskoçyalı otele gider. Arabasını, üzerinde "Garaj parasızdır" yazan garaja bırakır. Koşarak yanına gelen otel görevlisi,
- Efendim, valizleri odanıza çıkarayım mı, der.
İskoçyalı,
- Gerek yok, otomobilde yatacağım, yanıtını verir.
1
0
4
İskoçyalı bir baba iş gezisine çıktığında oğluna bir mektup gönderir:
"Oğlum Max, gözlüğünü eskitmemeye çok dikkat et. Hiçbir şeye bakmadığın zaman lütfen onları çıkartmayı unutma!"
1
0
4
İskoçyalının biri eve gelir ve karısına şöyle söyler:
- Biliyor musun Ethel, bugün üstümde bir hafiflik hissediyorum. Sakın tansiyonum düşmüş olmasın?..
Kadın şöyle yanıt verir:
- Üzülme kocacığım. Hasta değilsin. Yalnızca düğmen düşmüş.
1
0
4
İskoçyalı üç kardeş babalarının Londra'da ağır hasta olduğunu öğrenince içlerinden birinin onun yanına gitmesine karar verirler. Sonra da abilerine, kendilerine on sözcüğü geçmeyen ucuz bir telgraf çekmesini söylerler ve ağabeylerinden şöyle bir telgraf gelir:
"Londra'ya geldim. Babamız öldü. Cenaze salıya. Arsenal 2, Sunderland 1."
1
0
4
Починал един от най-богатите хора в града. На погребението шотландец плаче сърцераздирателно. Един от приятелите му го пита: - Джим, защо плачеш? Нали не ти е роднина?! - Точно затова плача
Bir gün kentin en zengin adamlarından birisi ölmüş. Cenaze töreninde İskoçyalının biri kendini parçalarcasına ağlıyormuş. Arkadaşlarından biri yanına sokulup,
- Jim niçin ağlıyorsun? Bu adam senin akraban filan değildi ki, deyince adam,
- İşte onun için ağlıyorum ya, demiş.
1
0
4
La vaca comiendo hierva en el jardín Едно дете се развикало. På Lilltorpet var det fattigt värre, bleka och snoriga hängde ungarna mor i kjolen, och gnällde om att de var hungriga. Mor går ut i trädgårdslandet för att hämta av de lilla som växer där, men... - Tată, tată, vine fiul de ţăran scoţian la tatăl său, vacile vecinului au intrat în fîneaţa noastră şi ne mănîncă iarba! - Taci din gura, ia o găleata şi du-te şi le mulge! Paní Hardychová utíká do domu a volá: „Johny, Johny, podívej se, na naší zahradě je cizí kráva!“ „No tak vem vědro a podoj ji, než si pro ní přijde majitel!“
İskoçya'nın bir köyünde bir genç evdeki babasına bağırmış:
- Babacığım, bizim bostana komşunun ineği girmiş. Ne yapayım?
Baba,
- Ne aptalca bir soru bu oğlum. Tabii ki önce sütünü sağ, sonra da salıver.
1
0
4
Една шотландка се пече на плажа — не, не тя... другата. Една Шкотланѓанка што се сонча на плажа — не, не таа... другата. A Scottish woman sunbathing — no, not her... the other one. Una escocesa tomando el sol — no, no ella... la otra. Шотландка загорает — нет, не она... другая. Eine Schottin beim Sonnenbaden – nein, niсhт sie... die andere. Une Écossaise en train de bronzer — non, pas elle... l’autre. Μια Σκωτσέζα κάνει ηλιοθεραπεία — όχι, όχι αυτή... η άλλη. Una scozzese che prende il sole — no, non lei... l Шотландка засмагає — ні, не вона... інша. Uma escocesa a apanhar sol — não, não ela... a outra. Szkotka opala się — nie, nie ona... ta druga. En skotsk kvinna som solar – nej, inte hon... den andra. Een Schotse vrouw die ligt te zonnen — nee, niet zij... die andere. En skotsk kvinde, der solbader – nej, ikke hende... den anden. En skotsk kvinne som soler seg – nei, ikke henne... den andre. Skotlantilainen nainen ottaa aurinkoa – ei, ei hän... se toinen. Egy skót nő napozik — nem, nem ő... a másik. O scoțiancă la plajă — nu, nu ea... cealaltă. Jedna Skotka se opaluje — ne, ne tahle... ta druhá. Viena škotė deginasi — ne, ne ji... kita. Kāda skotiete sauļojas — nē, ne viņa... tā otra. Jedna Škotkinja se sunča — ne, ne ona... ona druga.
Bir İskoç kadın güneşleniyor — hayır, o değil... diğeri.
1
0
4
В библията се казва, че е валяло 40 дни и 40 нощи и са го нарекли „потоп“. Тук, в Шотландия, ние това го наричаме „лято“. Во Библијата пишува дека врнело 40 дена и 40 ноќи и тоа го нарекле „потоп“. Тука, во Шкотска, ние тоа го нарекуваме „лето“. The Bible says it rained for 40 days and 40 nights and they called it La Biblia dice que llovió durante 40 días y 40 noches y lo llamaron В Библии говорится, что дождь шел 40 дней и 40 ночей и это назвали «потопом». Здесь, в Шотландии, мы называем это «летом». In der Bibel heißt es, es regnete 40 Tage und 40 Nächte, und sie nannten es ‚die Sintflut‘. Hier in Schottland nennen wir das ‚Sommer‘. La Bible dit qu Η Βίβλος λέει ότι έβρεχε 40 μέρες και 40 νύχτες και το ονόμασαν «κατακλυσμό». Εδώ στη Σκωτία το λέμε «καλοκαίρι». La Bibbia dice che piovve per 40 giorni e 40 notti e lo chiamarono У Біблії сказано, що дощ ішов 40 днів і 40 ночей, і це назвали «потопом». Тут, у Шотландії, ми це називаємо «літом». A Bíblia diz que choveu durante 40 dias e 40 noites e chamaram isso de W Biblii jest napisane, że padało przez 40 dni i 40 nocy i nazwano to Bibeln säger att det regnade i 40 dagar och 40 nätter och de kallade det De Bijbel zegt dat het 40 dagen en 40 nachten regende en ze noemden het Bibelen siger, at det regnede i 40 dage og 40 nætter, og de kaldte det Bibelen sier at det regnet i 40 dager og 40 netter, og de kalte det Raamattu sanoo, että satoi 40 päivää ja 40 yötä ja he kutsuivat sitä A Biblia szerint 40 nap és 40 éjjel esett az eső, és ezt „özönvíznek” hívták. Itt, Skóciában mi ezt „nyárnak” nevezzük. În Biblie scrie că a plouat 40 de zile și 40 de nopți și au numit asta „potopul”. Aici, în Scoția, noi îi spunem „vară”. V Biblii sa píše, že pršalo 40 dní a 40 nocí a nazvali to „potopa“. Tu, v Škótsku, tomu hovoríme „leto“. Biblijoje rašoma, kad lijo 40 dienų ir 40 naktų ir tai pavadino „tvanas“. Čia, Škotijoje, mes tai vadiname „vasara“. Bībelē teikts, ka lija 40 dienas un 40 naktis, un to nosauca par „plūdiem“. Šeit Skotijā mēs to saucam par „vasaru“. U Bibliji piše da je padala kiša 40 dana i 40 noći i nazvali su to „potop“. Ovdje u Škotskoj mi to zovemo „ljeto“.
İncil'de 40 gün 40 gece yağmur yağdığı ve buna 'tufan' dedikleri yazıyor. Burada, İskoçya'da, biz buna 'yaz' diyoruz.
1
0
4
Fahren drei im Zug durch Schottland und sehen ein schwarzes Schaf. Einer vonden dreien ist Ingenieur, er meint: Математик, физик и социолог пътуват с влак през Шотландия и виждат една черна овца. Soziologe, Physiker und ein Mathematiker fahren mit dem Zug. Der Soziologe sieht auf einer Wiese 2 schwarze Schafe stehen und folgert: "In dieser Gegend sind alle Schafe schwarz" Der Physiker folgert: "Das ist nicht korrekt. Alles was wir wissen ist, dass mindestens 2 Schafe schwarz sind!" Der... An astronomer, a physicist and a mathematician are on a train in Scotland. The astronomer looks out of the window, sees a black sheep standing in a field, and remarks, "How odd. Scottish sheep are black." "No, no, no!" says the physicist. "Only some Scottish sheep are black." The mathematician... Ein Mathematiker, ein Physiker und ein Biologe sitzen im Zug und fahren durch Schottland. Während der Fahrt sehen sie auf einer Wiese ein schwarzes Schaf, worauf der Biologe meint: "Ah, ich sehe,... Ein Astronom, ein Physiker und ein Mathematiker sitzen in einem Zug, der nach Schottland fährt. Sie sehen ein Schaf auf einer Wiese. Der Astronom sagte: „Alle Schafe in Schottland sind Schwarz“ Der... Tre Professori stanno facendo un viaggio in treno in Scozia, quando uno di loro, dal finestrino, nota il fianco di una mucca e dice: "Ah! Qui in Scozia le mucche sono marroni" . Il Professore di... En astronom en fysiker och en matematiker åker tåg genom skottland. De sitter alla tre och tittar ut genom fönstret. De åker förbi en stor äng där det går ett får. Då säger astronomen. - Alla får i...
Bir mühendis, bir fizikçi ve bir matematikçi İskoçya'da trenin penceresinden bakarken siyah bir koyun görürler, mühendis hemen atılır.
- İskoçya'daki tüm koyunlar siyah. Der.
Fizikçi söze karışır.
- İskoçya'daki bazı koyunlar siyah.
Der ve matematikçi son noktayı koyar:
- İskoçya'da en az bir tarafı siyah olan en az bir tane koyun vardır.
0
2
4

İki İskoçyalı denizde yüzerlerken, iddiaya girmişler. Kim denizin dibinde fazla kalırsa diğeri ona iki sterlin verecekmiş. Anlamışlar ikisi birden dalmışlar ve hâlâ çıkmamışlar…”
0
0
4

Privacy and Policy Contact Us