Home
Tüm Kategoriler
Popular
Komik Resimler
En İyi Fıkralar
En son şakalar
Nasrettin Hoca Fıkraları
+18 Fıkralar, Yaran artı 18 fıkralar
Asker Fıkraları, Askerlik Fıkraları
Avcı Fıkraları, Avcılık Fıkraları
Bakkal Fıkraları
Bayburt Fıkraları
Bektaşi Fıkraları
Belaltı Fıkraları
Büyük Fıkraları
Cimri Fıkraları
Çocuk Fıkraları, Çocuksu Fıkralar
Çorum Fıkraları
Deli Fıkraları
Dini Fıkralar
Doktor Fıkraları
Dursun Fıkraları
Duvar Yazıları
Elazığ Fıkraları
Erkek Fıkraları
Erzurum Fıkraları
Evlilik Fıkraları
Fıkra Gibi Komik Olaylar
Fıkralar - Corona (Covid-19)
Hayvan Fıkraları, Hayvanlar Alemi
İngiliz Alman Türk
Ingiliz-alman-turk-fikralari
Kadın Erkek Fıkraları
Kadın Fıkraları
Kamyon Yazıları
Kapak Edici Fıkralar
Karadeniz Fıkraları
Karı Koca Fıkraları
Kayseri Fıkraları, Kayserili Fıkraları
Kısa Fıkralar
Komik Hikayeler
Komik Şakalar
Komik Sözler
Köylü Fıkraları
Kurban Fıkraları
Mardin Fıkraları
Matematik Fıkraları
Meslek Fıkraları
Mühendis Fıkraları
Nam-ı Kemal Fıkraları
Öğretmen Fıkralar
Okul Fıkraları, Okul Öğrenci
Polis Fıkraları
Politika Fıkraları, Politik Fıkralar
Ramazan Fıkraları
Sarhoş Fıkraları
Sarışın Fıkraları
Seçim Fıkraları
Sekreter Fıkraları
Şoför Fıkraları
Soğuk Espiriler
Spor Fıkraları
Tarih Fıkraları
Temel Fıkraları
Trakya Fıkraları
Ünlülerden Fıkralar
Български
English
Deutsch
Español
Русский
Blagues vannes
Italiano
ελληνικά
Македонски
Türkçes
Українські
Portugal
Poland
Sweden
Dutch
Danish
Norwegian
Finnish
Hungarian
Romanian
Czech
Lithuanian
Latvian
Croatian
My Jokes
Edit Profile
Logout
En son şakalar
Komik Şakalar
Komik Şakalar
Add a joke
En son şakalar
En İyi Fıkralar
Şairin biri bir zengine giderek onu çok medhetti. Zenginin keyfine diyecek yoktu ."Yarın gel de para vereyim sana" dedi. Şair ertesi gün sabah zenginin kapısına geldi. Zengin "Neden geldin sen?" diye sorunca "Dün bana para vereceğini söylemiştin ya; onun için geldim" dedi şair. Bunun üzerine zengin "Amma da salaksın ha! Sen sözle beni memnun ettin, ben de sözle seni memnun ettim. Şimdi niye para vereyim ki?" dedi.
0
0
4
Papaz, kente yeni gelmişti. Önüne çıkan ilk lokantaya girdi ve boş bulduğu masaya oturdu. Yemeğini söyledikten sonra ellerini yıkamak üzere tuvalete gitti.
Masasına dönerken, lokantadaki herkesin kendisine bakıp güldüklerini görünce garsonu çağırıp sordu:
- Evladım, müşteriler neden bana bakıp gülüyorlar?
- Şey, efendim. Resim... Tuvaletin duvarındaki resim. Gördünüz mü?
- Gördüm.
- Oradaki çıplak kadının önünde incir yaprağı var ya...
- Onu da gördüm.
- İçeri giren o yaprağı kaldırıp baktığında burada ziller çalar. Ona gülüyorlar.
0
0
4
Tebrizkapı civarında bir camide müezzinlik yapan Emin Hafiz, darlandıkça uydurduğu firkete ile yardım kasasından kağıt paraları aşırmaktadır. İmam Efendi, kasadan sürekli bozuk para çıkmasına bir anlam veremez ve işi kolaçan ettiğinde durumu anlar. Münasip bir lisanla bunu Emin Hafiz'e söyler:
- Hafiz, diyirem ecep bu kasaynan bir tilki mi oynir?Tilkiliği kendine yediremeyen Emin Hafiz, elini yumruk yapıp göğsüne vura vura:
- Ne tilkisi Hocam, bu aslan bu aslan!
0
0
4
Temel ve Dursun akıl hastanesinden kaçınca doktorlar bütün gün ikiliyi aramış... Bakmadık yer bırakmamışlar ama bir türlü bulamamışlar. Akşam hastaneye dönünce Temel'le Dursun'u yerlerinde bulmuşlar;- Sabahtan beri sizi arıyoruz, nereye gittiniz?- Bugün prova yaptuk yarin kaçacağız.
0
0
4
İki kafadar Bayburt'lu İstanbul'da iş aramaktadırlar. Birileri onlara "şu adamda bol iş var ama Bayburt'lulara kesinlikle iş vermez" der.
Kafadarlar adam sende, adam bizim Bayburt'lu olduğumuzu nerden anlayabilir ki, biz bi görüşmeye gidek derler. Mülakat safhasına gelmiştirler. İşveren onlara yaprak diyin der. Bunlar Yarpak derler.
Toprak diyin der, torpak derler. Köprü diyin der, körpi derler. Velhasıl adam anlamıştır bizim kafadarların Bayburt'lu olduklarını. Sizi işe , almıyorum der. Kafadarlar işe alınmamanın hayal kırıklığı içerisinde birbirleri ile olayın yorumunu yaparlar. Kafadar 1:
"Ola gardaş, ne oldi da bu bizi işe almadi. nasi oldi da anladi Bayburt'li olduğumuzi? der.
Kafadar 2:
"Valla gardaş, yarpah dedi dedük, torpah dedi dedük, zannımca o körpide pohi yedük" der.
0
0
4
Temel alman fransız otele gitmişler bunlar son kattaymış otelde yangın çıkmış. Aşağıya inecek yer yokmuş alman dolabını açmış şemsiyesini açmış camdan atlamış aynı şeyi fransızda aynısını yapmış bunlar kurtulmuş altta temeli bekliyorlarmış gökten hızla üzerlerine bir şey geliyormuş yere hızla düşen temeli görünce alman ve fransız temelin yanına gitmişler temele sormuşlar ne oldu demişler Temelde şemsiye bulamadım onun yerine yağmurluk buldum demiş.
0
0
4
Doktor Temel, Cemal'in karısını muayene etmiş:
- "Karın ya bunuyor ya da AIDS."
- "Nasıl anlayacağız?"
- "Ankara'ya götür bırak, kendi kendine dönecek olursa onunla yatağa girme."
0
0
4
Karadenizlinin birinin canı fotoğraf çekilmek istemiş. Ama vesikalıklarda gerçek güzelliğinin fark edilmediğini bildiğinden, fotoğrafçıya gitmiş konuşmuş:
- "Fotoğrafimu çekeceksun daa, yalniz vesikaluk olmayacak!"
- "Tabi efenim, 24 çarpı 32'ye ne dersiniz peki?"
- "768 derim de, punin konimuzla ne alakasi vardur?"
0
0
4
Temel hasta yatağında karısına son vasiyetini söyler, - Ben öldikten sonra hemen evlenesun! Karısı üzgün bir şekilde başıyla onayladıktan sonra dışarı çıkar.
Temelin yanında bulunan arkadaşı sorar - Uşağum neden böyle dedun. Hiç insan karısinun başkasıyla evlenmesini ister mi?
Temel yanıt verir, - Ula Dursun ha ben öldükten sonra hiç değilse bir kişi arkamdan üzülsün isteyrum!
0
0
4
Aşırı derece de duyma özürlü olan Temel dede yi dükkana çağıran tezgahtar,dışardan hiç farkedilmeyen bir duyma cihazını kulağına yerleştirdi. Bir hafta sonra Temel dede,yeniden dükkandaydı.
Tezgahtar, "nasıl?"dedi,"Kulak cihazı iyi çalışıyor mu?"
- Harika! dedi Temel dedi...
- Umarım ailenizde mutlu olmuştur,dedi satıcı...
- Onların haberi bile yok,dedi. Temel dede,Bu aleti taktığımdan bu yana vasiyetimi iki kez değiştirdim
0
0
4
Temel bigün hastaneye gitmiş doktora sormuş, ne oldu bana demiş.
Doktor sen hamilesin uşağım demiş . Temel bunu üzerine;
- Ulaa Fadime ne kadar söleim sevüişirken üüstüme çıkma diyee.
0
0
4
Temel bir gün paraşütle atlamaya karar verir. Alır dursunuda yanına doğru bir havacılık şirketine gider. Gün gelir ve Dursun ile Temel 5000 metreden paraşütle atlarlar. Dursunda bir şey bilmediği için Temele uymaya karar verir. Dursun sorar:
- Temel paraşütü nezaman açacağuz Temel de:
- Daha var der 3000 metre kalır. Dursun yine sorar:
- Temel daha açmayacakmuyuz da Temel de:
- Az sonra az sonra der 1000 metre kalır Dursun yine sorar:
- Temel hadi açalum Temel de:
- Ne gerek var geldük zaten
0
0
4
Arabayı hızlı sürmekle itham ediliyordu. Çünkü, uzmanlar, arabayı kullananın sarhoş olduğu tesbit etmişlerdi. Adam mahkemede:
"Sarhos değildim. Sadece her zamankinden fazla içmişim, o kadar."
Hakim kararı bildirdi:
"Bu iddianızı nazarı itibare alıyoruz. Sizi on beş gün yerine, iki hafta hapse mahkum ediyorum!"
0
0
4
Beyefendinin tembel mi tembel bir uşağı vardı. Bir gün ona "Yusuf, ayakkabılarımı getir" dedi. Yusuf ayakkabıları getirdi ama pis ve boyasızdı. Beyefendi : Bugün ayakkabıları boyamamışsın ! Uşak :
Beyefendi, bugün caddeler çamurlu. Dışarı çıkınca ayakkabılarınız nasıl olsa çamurlanacak!Beyefendi güldü ama hiçbir şey demedi. Dışarı çıkarken Yusuf:
- Beyefendi, beyefendi! Anahtar!- Anahtar mı? Ne anahtarı?- Kahvaltı etmek için, dolabın anahtarı!- Kahvaltı etmek için mi?
Bugün kahvaltı etmeyiver. Nasıl olsa iki saat sonra acıkacaksın!
0
0
4
Bir cemaat namaza durmuştu. İçlerinden biri konuşunca, öteki "Namazda konuştun ve namazın bozuldu!" diye çıkıştı. Bir başkası gülerek "İkinizin namazı da bozuldu" diye güldü. Dördüncüsü " Üçünüzün namazı da bozuldu. Çünkü üçünüz de konuştunuz" dedi. Aynı safta duran bir başkası "Allah'a şükür ben hiç konuşmadım!" deyiverdi.
0
0
4
Derler ki; Şair Hâce Mecd-i Hemger'in karısı bir hayli yaşlıydı. Hâce Yezd'den Isfahan'a geldikten bir süre sonra karısı da Isfahan'a geldi. Hâce'ye müjde verdiler:
- Müjde! Hanımın eve indi!- Ev hanımın başına inseydi, müjde ona derdim ben!
0
0
4
Cin"in guzide bir koyunde, muhtarin kara gozlu, kara sacli bir oglu olur.
Adet oldugu uzre cocugu koyun en yasli bilge kisisine gotururler. Yasli bilge cocuga Cince"de kara-sacli-kara-gozlu anlamina gelen "CAN CING CONG" adini verir.
2 yil sonra muhtarin bir cocugu daha olur ve yine yasli bilgeye gotururler.
Yasli bilge bu kez "Bu cocuga Agzi guzel, burnu guzel anlamina gelen TAI TING TONG adini verdim" der ve kulagina ezan okur (?).
Bundan 12 ay sonra muhtarin bir veledi daha peydahlanir. Fakat bu cocuk sarisin ve mavi gozludur. Buna bir anlam veremezler fakat yine de bilgeye gotururler. Bilge ise bebegin adini hemen koyar:
- Sam ting rong
0
0
4
Ünlü bir bilim adamı özel otomobiliyle konferans vermeye giderken, uzun yıllardır onunla çalışan şoförü sıkılarak bir teklifte bulunmuş:
- Sizin konferanslarınızı dinleye dinleye virgülüne kadar ezberledim efendim, demiş, ne olur izin verin bu konferansı da sizin yerinize ben vereyim... Bilim adamı öneriyi kabul etmiş. Şoför arka koltuğa geçmiş.
Bilim adamı şoförün şapkasını giyip öne oturmuş. Konferansın verileceği salona varmışlar. Şoför kürsüye çıkmış, hiç teklemeden çok güzel bir konuşma yapmış. Ve sormuş:
- Sorusu olan var mı?Ülkenin ciddi bilim adamlarından biri "var" demiş ve oldukça zor bir soru sormuş. Şoför hiç tereddüt etmeden:
- Çok kolay bir soru bu, demiş, şoförüm bile bilir. Gidip çağırayım, sizin sorunuzu o yanıtlasın...
0
0
4
Önceki Sayfa
Sonraki Sayfa